Ahmet AY
Allah’a, O’nun her şeyi yoktan var ettiğine/yarattığına iman edenler (mü'min) insanların yaratıldığı günden itibaren bir yürüyüşte (seyr) olduğuna inanıyorlar. İnsanlık ailesinin bu yürüyüşünü hem ilahi emirle belirlenen istikameti (sirat-i mustaqiym) hem de ontolojik olarak hedefi dikeydir (ileyhi raciun).
İnsanoğlunun yeryüzünde görüldüğü günden beri hilkatlerine ters davranmayıp ilahi emre uyanlar (kimi zaman nefislerine ve insanlara zulm etse de) bu dikey yürüyüşü sürdürmek istemişlerdir.
İlahi planı (kader/takdir) bilmeyenlerin yürüyüşü çoğu kez lineer/yatay yani paralel olmuştur. Yaratılış gayesinin hilafına bir seyri takip edenleri (zalim) nazarı dikkate aldığımızda diyebiliriz ki insanlığın bu yürüyüşünün büyük bölümü aşağıya doğru (dereke/sefil) sürdürülmüştür ilahi buyruğa rağmen.
Kimi zaman insanlığın varoluşsal yürüyüşü cebren ve insanlara haksızlık yapılarak (zulm) durdurulmak istenmiştir. İnsanlığın adalet, ahlak, erdem ve hakkaniyet alanındaki yeri mülkiyetin keşfinden sonraki ilk günden daha ileri durumda olmayışının temel sebebi de bu zorbaların tarihteki insanlık yürüyüşüne despotik müdahaleleridir.
Milletler her geçen gün yeni icatlar, teknolojik imkânlar, hazcı materyaller (erotik shoplar) geliştirirken, adaletten, ahlaktan, paylaşımcılıktan uzaklaşmaktadırlar. Bilinmektedir ki insanların son 50-100 yılda hayatı kolaylaştıran, insanlara haz veren, teknolojik, bilimsel alanda aldığı mesafe, insanoğlunun dünyaya geldiği günden itibaren geçen binlerce yıllık mesafeden kat be kat fazladır. Ama yine biliyoruz ki bütün bu icatlar, buluşlar, ayartıcı özellikleri olan teknolojik imkânlar insanı (zevklendirse de) mutlu etmemiştir.
Mutlu olmayan insan arayışını sürdürmekten vazgeçmese de ekseriyete uyma, bu uymanın (kitle psikolojisi) manipülasyona açık hale gelmesi ve dolayısıyla zorbaların yönlendirmesi sonucu bu yolculuğunu “öteki”gördükleri toplumların canı, mülkü üzerinden sürdürerek yürüyüşünü niteliksel anlamda aşağıya doğru çekmiştir. Bu yüzdendir ki insanlardan iyiliği yaymak, ahlak ve erdemi herkes ve herkesim için kabul etmek isteyenlerin yolculukları her dönemde zorbalar (müstekbir) tarafından sabote edilmiştir.
Yaşanan pek çok savaş, katliam, soykırım “yürüyüş”ün dikey istikametini değiştirmeye yöneliktir. İlkel savaşlardan önce Kabil’in kardeşi Habil’i öldürmesi ile başlayan iyi-kötü savaşı her çağda taraftar bulmuştur. Kabileler arası savaşlarından feodal dönem savaşlarına kadar, paylaşım savaşlarından günümüzde yaşanan savaşlara kadar pek çok savaş insanlık ailesinin “yürüyüş”ü ile alakalıdır. Amaçları bu yürüyüşe mani olmaktır.
Lakin, bütün beşeri müdahalelere rağmen insanoğlu bu kutlu yürüyüşünü sürdürmektedir.
Yukarıda kısaca izaha çalıştığımızdan şu yekûnu çıkarabiliriz:
İnsanoğlunun yürüyüşü, -sabote eden 'güçlü' zalimlere rağmen- zikzakları çok ve uzun olsa da nihayetinde dikey/vertical yürüyüştür. İnsanlık ailesi bütün despotik müdahalelere rağmen kutlu yürüyüşünü sürdürecektir. Bu kutlu yürüyüşte yegâne soru/n bu yürüyüşü kim neden aşağıya doğru sürdürmek ister sorusunun cevabındadır.
Biliyoruz ki tarihte “iyi” ile “kötü” çatışma/mücadele halindedir. Ama “iyi”lik temsilcileri kendilerini açıkça deklere ederken, “kötü”lük taraftarları asıl gayelerini gizleme yolunu tercih etmiştir. Buna binaen fısk ve fesadı yayanlar bile sorulduğunda kendilerini “islah ediciler” olarak tanımlayıp tanıtmışlardır. Bilinen o ki ontolojik olarak insanların iyiden, güzelden, hayrdan yana olduğunu bilen sahte ıslahçılar “iyi” görünmek zorunda kalmışlardır.Anlayacağınız, insanoğlunun, yaratılış gayesine uygun olan iyi(ler)den yana olma isteği, fesadı yayanları kendi asıl gaye ve kimliklerini kamufleye icbar ediyor.
Biz müslümanlar elbette çok kusurluyuz, çok eksiğiz, hatalarımız çok. Medeniyetimizin temsilcilerinin bugün içinde bulunduğu durumun dinimizin güzelliği ile bağdaşır olmadığını biliyoruz. Adalet ve hakkaniyetin, eşitlik ve özgürlüğün, temizlik ve şeffaflığın timsali olan medeniyetimizin, biz temsilcileri Müslüman dindarların pek de inandığı dine uygun bir hayat tarzına sahip olduklarını söyleyemeyiz. Zalime karşı, mazlumdan yana, mağdurun destekçisi, muhtacın yardımcısı, kimsesizin kimsesi olması gereken Müslümanların son asırlardaki ahvali buna çok da uygun olmadığı acı gerçeğimizdir.
Müslümanlar bütün dinlere göre yasak/haram olan, insanların asırlardır yanlış, kötü dedikleri kimi söz ve fiillere (amel) sahiptirler. Müslümanlar hayatlarında kimi zaman zulmedebilirler, günah işlerler, haksızlık yaparlar, harama bulaşırlar. Evet, zaman zaman Müslümanlar olarak bizlerin de günaha, kötülüğe bulaştığımız bir gerçektir. Yalnız bir gerçek daha var:
Müslümanlar zulm ederken, kötülük yaparken, harama bulaşırken bu onun yaşam tarzı ve hedefi değil, arızi ve arızaî bir durumudur. Günah ve haksızlık asla müslümanın yaşam tarzı değil, zaman zaman bulaştığı kötü amelleridir. Yani, Müslümanlar zulüm ve kötülüğe bir yöntem olarak başvurmuyor, pratiklerinde düştükleri sapmadır yaptıkları kötülükler. Allah'a karşı sorumluluğunu hatırladığında bu kötülüklerden arınması, yaptıklarını telafi etmesi pratiğimizde mevcuttur. İstiğfar, tevbe, rücu Müslüman için içi boş kavramlar değildir.
Batı ise hedefine varmak için, hedeflediği maddi kazanımlar için zulm etmeyi, kötülük yapmayı esas alır. Batı yaklaşımında menfaati için gerekli ise zulm uygun bir yöntemdir ve bunu kendisi için bir hak kabul eder. Bu çok önemli bir farktır. Bir yandan bazen kötülüğe saplanan müslümanlar, diğer yandan da her daim kötülüklerle beraber olan Batılılar.
Zulm ve haksızlığı yöntem olarak seçen Batı alemi dünyaya “çeki düzen” verirken bu zulüm ve haksızlık ile amacına ulaşmayı tercih etmiştir ve etmektedir. Bölgemizde cereyan eden olayların kahir ekseriyeti Batının bu batıl yönetimi ile ilgilidir. Gayri meşru kazanımlarına ulaşmak için yine gayrı meşru metodlara yönelmesi Batı/l karakterdir.
Suriye bunun en müşahhas örneğidir. Türkiye ile kavgalarını da aynı minvalde değerlendirmek gerek. Adem AS ile başlayan bu mücadele dünya durdukça devam edecektir. Önemli olan bizim yürüyüşümüzün istikametidir.
Hatalarına, haksızlıklarına rağmen ihdinas’sırati’l mustakim diyen Müslümanlar istikametlerini doğrultacaklardır, daha yaşanacaklar var. Rabb'imizin Al-i İmran Suresinin son ayetinde buyurduğu düstura uygun yaşar isek bugünkü sıkıntıların pek çoğunu yakın gelecekte aşabiliriz.
Ey İman edenler, direnin, direncinizde ısrarlı olun, (beraberlik içinde) organize olun...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019