Ahmet AY
Kurulduktan 15 ay sonraki seçimlerde AK Parti’yi %34 oy oranı ile tek başına iktidara taşıyan kardeşlik, adalet, kalkınma, eşitlik arzusunun yanında, bütün kesimleri ile yaşanan ve onlarca yıl süren mağduriyetler de AK Parti’ye başarı getirdi.
2007 seçimleri öncesi Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili yaşanan e-muhtıra ve 367 garabeti zaten AK Parti’den memnun olan seçmenin ilk seçimlerde %47’lik oy ile AK Parti’ye hem 2. dönem iktidarı verdi hem de Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini kolaylaştırdı. Ayrıca AK Parti Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini de bu seçimlerle sağladı.
Girdiği 2011 seçimlerinde aldığı %50 oy oranı ile milletten büyük teveccüh kazanmıştı AK Parti. 2014 Mahalli seçimlerine FETÖ’nün “Yolsuzluk operasyonu” dediği ama haddi zatında yargı ve emniyeti ele geçiren PDY mensuplarının hükümete karşı başlattıkları kalkışmanın gölgesinde gidildi. Bu seçimlerde de büyük başarı elde eden Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti, Ağustos 2014’te de ilk kez Cumhurbaşkanını halk tarafından seçti. Partinin lideri Başbakan Erdoğan %52 oy oranı ile Cumhurbaşkanı seçilmişti.
AK Parti başarılarına yenisini eklemiş, yoluna devam ediyordu, lakin Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün yeni seçilen Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan’a görevi devrettiği gün yaşananlar bir kırılmanın başladığını canlı yayında gösterdi.
Bu “kırılma” bugüne kadar süren bir kırılma olup AK Parti içinde ciddi g/ayrılıklara kapı aralamıştı. Kurucusu olduğu AK Parti’den ayrılanlar olduğu gibi partinin yolunu ayırdığı kimi isimler de vardı.
2014’deki bu “kırılma” bizi, bugüne geldiğimizde “partinin kurucularından olup partide görev alamayanların çoğunlukta olduğu” gerçeği ile buluşturdu. Bu, hiçbir parti için arzu edilen bir durum değildi. Tamamen haklı gerekçelere dayansa da hiçbir parti kurucuları ile ya da kurucuların partileri ile yollarını ayırmaları seçmen nezdinde de makul karşılanmaz.
AK Parti’nin Türkiye için ne anlam ifade ettiğini çok yazdım. Şahsen Sayın Erdoğan liderliğindeki AK Parti’yi -eksiklikleri, hataları, yanlışları, günah ve sevapları ile- bu millete, mağdur milletlere ilahi bir lütuf olduğuna inandım. Bu inancım bugün de herhangi bir şekilde değişmedi. Lakin seçmenlerin bu lütfun kadir ve kıymetini bildikleri gibi kimi partililerin de AK Parti’nin kadir ve kıymetini bildikleri kanaatinde değilim.
Bu konu ayrı bir mesele, ileride bu konuya dair uzunca bir yazı kaleme alacağım. Lakin asıl mevzuya devam etmek istiyorum.
AK Parti 17 yıl iktidarda kalan bir partidir. Ne kadar güzel hizmetler gerçekleştirirse gerçekleştirsin yıpranan bir partidir. Bu kadar uzun süre iktidarda olan bir parti ile ilgili -doğru ya da yanlış- dedikodular hızla yayılır, kısmen de kabul görür.
AK Parti iktidara geldiğinde 10 yaşında olan gençler son seçimlerle birlikte 9 kere sandığa gitmişlerdir. Bunu daha detayıyla incelediğinizde genç neslin seçmen oranının 40 ve üstü yaşlardan daha fazla olduğunu göreceksiniz. Yani iktidar partisinin seçim sonuçlarını oyları ile belirleyecek olan genç nesilden istediği oyu “gençliğin doğası” gereği alamıyor.
Kabul edelim ki partiden kopmalar, genç nesil, uzun süre iktidarda kalmanın yaşattığı yıpranma payı gibi faktörler 31 Mart seçim sonuçlarına yansımıştır. Bilhassa İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Mersin gibi önemli şehirlerde alınan sonuçlar saydığımız faktörlerle birlikte değerlendirilmelidir.
Çare mi?
Öncelikle partinin “2002 ruhu” dediğimiz (g)ayrılıkların değil, beraber yürüyenlerin partisi kimliğine dönmesi lazım. Bu davanın dolayısıyla partinin öz evlatlarının başka parti ve yer aramalarının önüne geçilmesi şarttır.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019