Ahmet AY
Artık Türkiye'de bir darbe teşebbüsü olduğu kesinlik kazanmıştı.
Bizim gençler toplanmış, “haydi abi çıkalım” diyorlardı.
Ben de meydanlara çıkmadan önce saat 23.20'de henüz uyumayan 2 buçuk yaşındaki torunum Sude ve 8 aylık torunum Ahmet Fethi'ye sımsıkı sarılıp öptükten sonra onlara şu sözü verdim:
Allah'a kasem olsun ki bize yaşattıkları ızdırapları sizlere çektirmelerine izin vermeyeceğiz.
27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta da evlatlarına bu sözü vererek evinden ayrılan olmuş mudur bilmiyorum, lakin bütün Türkiye o gece anne-babalarına, eşlerine, kardeşlerine, çocuklarına bu sözü vererek evinden çıktı.
Tarih kayıtlarına; “Yeryüzü böyle alçaklık, böyle ihanet görmedi.” diye geçecek olan FETÖ darbe girişimi bu sistemin kırık dişleri arasında doğup beslendi. Bu alçak örgüt bu sistemin çürümüş çarkının arasındaki küflenmeden beslendi. Bu ihanet şebekesi bu hantal sistemin sinesinde büyüdü.
Ülkede hem demokrasi olacak, hem de 10 yılda bir demokrasiye tecavüz edecekseniz, demokrasi kültürünü engelleyecekseniz, bilin ki o ülkede demokrasi değil, demokrasi dışı odaklar güçlenir.
Türkiye'de vesayet denilince akla sıradan bir vesayet gelmemeli, vesayet derken demokrasiye geçtiğimiz günden beri 66 yılda 6 kere (1960-1971-1980-1997-2007-2016) demokrasiyi tankların paletleri altında ezdiğimizden bahsediyoruz.
Vesayet derken, milletin teveccühüne mazhar olan siyasi partilerin hukuk dışı yöntemlerle kapatılmasını kutsal yargı görevi gören yargı vesayetinden bahsediyoruz.
Vesayet derken 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 darbelerinden önce alanlarda meşru iktidarı istifa etmeye davet eden STK görünümlü odaklardan söz ediyoruz.
Vesayet derken 28 Şubat'ta olduğu gibi başbakanları eşofmanla karşılayan medya baronlarının manşetlerle hükmet düşüren karanlık güçlerini kastediyoruz.
Vesayet derken 25 kez görevden alınan bürokratın 26. kez göreve iadesi ile ortaya çıkan hantal, tarafgir, ideolojik, jakoben, ötekileştirici anlayıştan bahsediyoruz.
Peki, vesayetler neden oluşur, esin ve besin kaynağı nedir?
Hemen hemen her alanda olduğu gibi demokrasilerde de zayıflık, boşluk oldu mu orayı dolduracak güçler, zayıflıktan yararlanarak güç elde edecek odaklar peydah olur. Bizim parlamenter sistemimiz, anayasalarımızın da kısıtladığı imkânlar yüzünden zayıf iktidarlar çıkarıyordu. Kimi zaman tek başına iktidarlar olsa da bu iktidarların vesayet tehdidi altında olması onları güçsüz ve iktidarsız kılıyordu.
Her yönüyle güçsüz iktidarların dolduramadığı, daha doğrusu doldurmalarına izin verilmediği alanlar asker, yargı, bürokrasi, medya, STK gibi dinamikler tarafından dolduruldu. Gayri meşru olan bu durum normal ve hukuki bir gereklilik imiş gibi kabul edildi.
Türkiye 90 yıl boyunca böyle yönetildi. Gücü ele geçiren vesayet odakları darbelerle demokrasinin, özgürlüklerin, istikrarın, refahın önünü kesti.
Gücü gayri meşru ele geçirenler manşetlerle algı operasyonları gerçekleştirerek kimi zaman “KOMÜNİZM GELİYOR!” diyerek vatandaşa korku ve tedirginlik pompaladılar, kimi zaman da “ŞERİAT GELİYOR!” diyerek. Şimdiler de ise “TEK ADAM GELİYOR!” yalanını piyasaya sürdüler.
Vesayet odakları günü geldi partileri kapatarak, günü geldi cumhurbaşkanını seçtirmeyerek, günü geldi demokrasinin kalbi olan meclisin ezici çoğunluğunun kararını dandik sebeplerle yok sayarak vesayetini gösterdi.
Sözün özü:
Bu parlamenter sistem Osmanlı dönemi hariç tam 94 yıldır denediğimiz sistem. Bu sistem yüzünden başımıza gelmeyen musibet, çekmediğimiz acı, kaybetmediğimiz zaman kalmadı. Şimdi karşımızda tarihi bir fırsat duruyor. Bu yüzden yarın sandığa gittiğinizde oy kullanırken;
Ya zaman zaman darbeler olabilir diyerek HAYIR oyu vereceksiniz, ya da bu millet nasıl yönetileceğine kendisi karar verecek diyerek EVET oyu vereceksiniz.
Sizler yarın sandığa gitmeden önce kararınızı verirken:
Ya 80 milyonuyla bu millet –hâşâ- bir zıkkım bilmez, birkaç kişilik Anayasa Mahkemesi bilir deyip HAYIR oyu vereceksiniz, ya da bu milletin dedeleri 1000 yıl önce dünyayı yönetmeyi başarmıştı, 500 yıl önce çağ açıp çağ kapatmıştı, Çanakkale'de 16 yaşındaki gençlerle yedi düveli dize getirmişti, elbette kararlarını kendisi verecek diyerek EVET oyu vereceksiniz.
Sizler yarın sandığa oy atarken;
Ya birkaç gazete manşet atsın, sonra hükümetler düşsün, enflasyon fırlasın, dünya bize nanik yapsın, devlet ve millet olarak itibarımız beş paralık olsun diyerek HAYIR oyu vereceksiniz, ya da Milletin iradesi üstünde beşeri irade olmaz, elbette milletin tercihi bu milleti aziz kılar, özgür kılar, müreffeh kılar diyerek EVET oyu vereceksiniz.
Bütün bunları geçiniz,
Almanya neden HAYIR diyor, Belçika neden EVET dememizden korkuyor, Avusturya neden EVET çıkmasın diye seferberlik ilan ediyor? FETÖ, PKK, DHKP-C, DAEŞ neden Hayır çıksın istiyor? SİSİ, ESAD, MOSSAD neden EVET çıkmasın diye inliyor? Hiç düşündünüz mü?
16 Nisan günü kendimizin, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğine oy veriyoruz.
Ya HAYIR diyerek darbelere devam,
Ya da EVET diyerek yeni hükûmet sistemi ile yarınlara selam diyeceğiz.
O zaman,
Tabi ki EVET demelisiniz ve EVET diyeceğinizden eminim…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019