Ahmet TAŞGETİREN
31 Mart seçimleri öncesinde DEM parti ile ilgili gelişmeler, Kürt meselesi söz konusu olduğunda Türkiye siyasetinin ne kadar kırılgan olduğunun tipik göstergesi haline gelmiştir.
Selahattin Demirtaş, cezaevinden bir açıklama yaptı. Açıklamanın bir paragrafı şöyle:
“DEM Parti ile AKP arasında bir görüşme trafiği var mı bilmiyorum. Ama eğer yoksa bu, iki parti için de büyük bir eksikliktir. Tüm partiler ülkenin, toplumun sorunlarının çözümü için görüşebilmelidir, konuşabilmelidir. Bu son derece meşrudur, hatta geldiğimiz süreç itibarıyla bir görev, bir sorumluluktur.”
Pek çok kere yazdım. HDP ya da son ismiyle DEM, dokunulması cıss olan partiler durumunda. Osya Meclis’in üçüncü büyük partisi, yerel yönetimler söz konusu olduğunda Doğu- Güneydoğu’yu kendi rengine bürüyen, ülkenin diğer bölgelerinde de, özellikle İstanbul, İzmir, Antalya, Mersin, Adana gibi illerde büyük oy kütleleri ile ilişkisi olan bir parti. İhmal edilemeyecek bir siyasi varlık olduğunu kim inkâr edebilir?
Gelin görün ki, bu parti ile ilişki, siyaseten büyük günah gibi görülüyor.
Öyle görülüyor ama, bir yandan da, etkilediği seçmen alanlarıyla ilişki kurmak için de partiler yanıp tutuşuyor.
Şimdi bakalım:
Ak Parti, bu seçmen kitlesinin en azından tarafsız kalmasını yani muhalefetten herhangi bir partiye, daha doğrusu Ak Parti’ye ana rakip olan CHP’ye kaymamasını istiyor, yok kazandığınız belediyelere kayyım atamayız, yok Demirtaş’a bazı kolaylıklar sağlarız türü örtülü vaatler ihtiva eden arka kapı diplomasisi ile işi götürmeye çalışıyor. Bir yandan bu partiyi terörle iltisaklı gösterip, sanki amansız bir mücadele veriliyor gibi davranırken, diğer yandan meselâ İstanbul’da çok güçlü bir adayla seçime girmesini canı gönülden istiyor hatta DEM’i bu yönde kışkırtıyor.
Sergilenen çapraşıklığa, siyaset hokkabazlığına öte yandan “Kürt sorunu” gibi Türkiye’nin can alıcı bir meselesinde iktidar olarak girilen akıl dışılığa bakar mısınız?
Gelelim CHP’ye… Ana muhalefet partisine… Onun gündeminde de bir “Kürt oyları sorunu” var. Sonuçta özellikle sol cenahtaki Kürt seçmenin “muhalif” olması tabii. Bu da seçim sonuçlarını etkileyecek oldukça büyük bir yekun tutuyor. Doğu – Güneydoğu’daki şehirlerde birinci parti çıkma imkânı – ihtimali çok güçlü olsa da, Batı’daki şehirlerde adayını seçtirme ihtimali düşük. O zaman önüne “muhalefeti güçlendirme – güçlendirmeme” gibi bir seçenek çıkıyor. Aday gösterip kendi oy oranını tescilleme gibi bir yöntem de tercih edilebilir ancak iktidar ile ilişkisine göre muhalefeti destekleyip iktidarı zayıflatma gibi bir yolu da izleyebilir… İşte orada CHP’nin bu parti ile ilişkisi önem kazanıyor. İktidar cenahı DEM’le ilişkiyi öylesine şeytanlaştırdı ki, CHP, ittifak bir yana, açıktan bir iş birliğini bile sergilemekten kaçınır duruma düştü. Böyle bir durumun, ister iktidar (Ak Parti) tavrı adına ister CHP adına, partiler olarak HDP ya da DEM’i de Kürt seçmeni de olumsuz etkilemesi kaçınılmaz. Yani kocaman bir kitleyi “Eşit seçmen - eşit vatandaş” niteliğinden çıkarıp, resmen aşağılıyorsunuz.
HDP ya da DEM adına yapılan konuşmalarda da bu durum açık bir sorun, “Kürt sorunu”nun yansıması olarak okunuyor. Yanlış bir okuma mı, bence doğru bir okuma.
Bu, DEM’i destekleyen Kürt seçmenle sınırlı bir olgu gibi görünse de aslında Kürt sorununun yansımasıdır. Kaldı ki, iç – dış Kürtlerle ilişki, meselenin uluslararasılaşması vs. boyutlarıyla çok daha derin bir “Kürt sorunumuz” var bizim.
Şimdi buradan Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden yaptığı o çağrıya, yani DEM ile Ak Parti’nin ülke sorunlarının çözümü için görüşme yapabilmesi çağrısına, bu seçim arifesinde DEM’den mutlak bir destek bekleyen siyasetçileri ve medyası ile muhalefet çevrelerini şaşırtsa da, bence doğru bir yaklaşımdır.
Bunu ben de defalarca yazdım. Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, üstelik ülkedeki herkesi kucaklaması gereken “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla, HDP veya DEM’i dışlamasını doğru bulmadığımı ifade ettim. Demirtaş’ın hukuki bir sorun sebebiyle değil, siyasi duruşu yüzünden, AİHM kararlarına rağmen, üstelik kürsülerden “terörist” diye suçlanarak cezaevinde tutulması, Demirtaş ile birlikte onlarca milletvekilinin – siyasetçinin aynı akıbeti paylaşması, iktidar iradesiyle sürdürülen kayyım politikaları meseleyi politik mücadelenin çok ötesine geçiren ve “Sorun”u derinleştiren bir mahiyet kazanıyor.
Ne diyor Demirtaş, “Partilerin görüşmesi bir görev ve sorumluluktur” diyor. Bunu ilkesel olarak reddetmek mümkün müdür? Oturun masaya ve herkes eteğindeki taşı döksün. Hele bir Cumhurbaşkanı, önemli ve hassas bir toplum kesiminin temsilcileriyle kürsülerden ve suçlayıcı dille konuşur mu? “Terörle aranıza mesafe koyun” diyecekseniz bile karşı karşıya otururken söylemek daha etkileyici olmaz mı? Çözüm sürecinin üzerinden 10 yıl geçti, sorun bitmedi, sınır ötesi boyutlar kazandı, uluslararası nitelik kazandı, olayı sadece seçim gerilimleri – pazarlıkları içinde görmek, aymazlık değil mi?
Bence mesela Demirtaş’la cezaevindeyken bile temas kurulabilir. 7 yılı aşkın süredir cezaevinde, düşünceleri – muhasebeleri farklı açılımlara imkân verebilir. Mesela savunmalarını okumakta yarar var. Öcalan’la görüşülmedi mi?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025