Akın ÖZÇER
“İzin verirseniz protokolü biraz bozmak ve konuşmama Maria Zabala isimli Kolombiyalı bir kadından, her gün kalbindeki acıya direnen sade bir kadından bahsederek başlamak istiyorum.
Yirmi yıl kadar önce yasadışı gruplara mensup adamlar kendi terör kanunlarını dayatma kararlılığıyla sahildeki evinin yolunu tutarlar. Kadının ve küçük çocuklarının karşısına geçip eşini ve aileden iki kişiyi daha öldürür, onları evi terk etmeye zorlar ve her yeri ateşe verirler.
Kadın bin bir güçlükle küller arasından cesetleri çıkarmayı, yakında bir yere gömmeyi başarır ve evinden çocuklarıyla birlikte yanına hiçbir şey alamadan kaçar. Sırtında taşıdığı sadece kendi trajedisidir.
Bugün Maria Zabala değerli ve esinleyici bir lider: barış için çalışan kurbanların lideri. Ne acıdır ki Kolombiya’da Maria Zabala’nınki gibi binlerce hüzünlü öykü var. Son 50 yıl içinde çatışma nedeniyle 220 bin kişinin öldüğü hesaplanıyor. “
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, önceki gün BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya bu sözlerle başlıyor. Ülkesini çeyrek asırdır kasıp kavuran iç savaşın acımasızca alıp götürdüğü yaşamları hatırlatıyor. Sonra Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri FARC’a karşı 50 yıldır süren bu savaşta ayrıca 5 milyon kişinin yaralandığını veya sakat kaldığını, evinden ya da toprağından sürüldüğünü. Kendi deyimiyle “Batı yarım küresinin en eski ve sonuncu çatışmasının acı gerçeklerini” ortaya koyuyor.
Çözümün kaçınılmazlığı
Başkan Santos, Genel Kurul kürsüsünden konuşmasına şöyle devam ediyor: “ Sizlere itiraf etmek isterim ki bir yönetici olarak bugüne kadar yürüdüğümüz yoldan giderek bu çatışmayı sonsuza değin çözümsüz bırakmak benim için daha kolay olurdu.
Kolay ama sorumsuzca olurdu. Çünkü çatışmayla birlikte yaşamayı sürdürmek, milyonlarca kişiyi yıllarca şiddete, korkuya, yoksulluğa (…) mahkûm etmek olurdu. Bu, çatışmanın etkisini çeşitli şekillerde hisseden Latin Amerika, hatta tüm dünya için sorumsuzluk olurdu.
Bu, aynı zamanda kendi vicdanım için de sorumsuzluk olurdu. Çünkü bugün bu çatışmaya son verecek en iyi fırsat karşımızda duruyor. Bu fırsattan yararlanmak için elimden gelen her şeyi yapmadan ölürsem gözüm arkada kalırdı. Benim kuşağım bir gün dahi barışı yaşamadı; benim hayalim çocuklarımın, tüm Kolombiyalıların çocuklarının barışla tanışmaları.
Umuyorum ki gerilla da 50 yıllık bu çatışmayı geride bırakma, kurşunları oylarla, silahları kanıtlarla değiştirme ve mücadeleyi artık demokrasi içinde sürdürme zamanının geldiğini anlıyordur. “
Başkan Santos’un bu sözleri, ülkesini, insanlarını seven sorumlu bir devlet adamının sorunlara nasıl yaklaşması gerektiğini ortaya koyuyor. Çözüm çatışmayı sürdürmekten daha zor elbette. Ama insana bizden, onlardan ayırımı yapmadan bakıldığında da kaçınılmazlığı ortaya çıkıyor.
Barış ve adalet ikilemi
Başkan Santos, Genel Kurul konuşmasında barış ile adalet arasındaki ikileme değinmeyi de ihmal etmiyor. İsrail’in eski dışişleri bakanlarından Ben Ami’nin El Pais’te yayımlanan konuyla ilgili yazısında belirttiği gibi, barış ve adalet arasındaki ilişki son derece hassas. Kimileri için ideal adaletin sağlanmasındaki hassasiyet özellikle yeneni ve yenileni olmayan bu tür çatışmaların sonlandırılmasını zora sokuyor. İdeal adalete örnek olarak belki Nürnberg davaları gösterilebilir ama 1945’ten bu yana birçok çözüm sürecinin af içerdiğini unutmamak gerekir. Sadece 60’lardan bu yana aralarında İspanya ve Brezilya’nın olduğu 11 ülkede ağır insan hakları ihlallerinden sorumlu rejimlere daha sonra af getirilmiş. Örneğin İspanya’da Franco döneminin suçları 1977 tarihli af yasası ile soruşturulamıyor.
Başkan Santos, Kolombiya’da çatışma devam ederken, terör kurbanları ya da yakınlarının tazminini öngören bir yasa tasarısı hazırladıklarını ancak sorumluluklarının bunun çok ötesine olduğunu şöyle vurguluyor: “ Bugün ivedi sorumluluğumuz yeni kurbanları engellemek yani çatışmayı derhal sonlandırmaktır. Şiddet ve acı sarmalı sona ersin, yinelenmesin diye. (…)
Çatışmamızı adaletten de, gerçekler ve kurbanları tazmin etmekten de vazgeçmeden sona erdirmek istiyoruz. Bu vesileyle BM’nin ve çok taraflı örgütlerin barış sürecimiz ve sürecin uygulanmasıyla ilgili rolü hakkında düşüncelerimizi de aktarmam gerekiyor. (…)
Kolombiya belki de Roma Statüsü’nün (UCM/Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü) yürürlükte olduğu bir dönemde dünyada bu tür bir çözüm süreci yürüten tek ülkedir. Bu da bizi silahlı çatışmaları olması gerektiği gibi diyalogla çözme arzusunda olan diğer ülkeler için bir modele dönüştürecektir.
Geçenlerde BM İnsan Hakları eski Yüksek Komiseri Luise Arbour, uluslararası doktrinin bir müzakere sürecinde barışla adalet arasındaki gerçek gerilimi çözme konusunda pratik sonuçlar almakta başarılı olamadığını söylemişti. Arbour, (…) eski Yugoslavya ve Ruanda için kurulan mahkemelerin dev kaynaklarla çok az sonuç aldığını hatırlatmıştı.
1994’te kurulan Ruanda Mahkemesi, bir yılda işlenen 800 bin cinayetten sadece 40’ını aydınlatabildi. Eski Yugoslavya Mahkemesi, 20 yılda ancak yüz kadar davayı sonuçlandırdı. Peki, o zaman bir yandan silahlı bir çatışmayı sonlandırırken, öte yandan kovuşturma ve ceza yükümlülüklerimizi nasıl yerine getirecek, kurbanların haklarını koruma konusunda nasıl azami ölçüde tatminkâr bir sonuç alacağız?
Bizim Kolombiya’da yaptığımız, bu ikilemleri dürüst ve ciddi şekilde çözmeye çalışmak. (…)
BM ve uluslararası camiadan beklentimiz Kolombiya ve diğer tüm ülkelerin barışı sağlama hakkına saygı gösterilmesi.
İstiyoruz ki kararlarımıza, işleri yürütme tarzımıza, uluslararası camianın hassasiyetlerine uzak olmayan uygulamalarımıza güvenilerek saygı gösterilmesi ve bu çabalarımıza destek olunması.
Yarım yüzyıllık şiddet ortamında işlenmiş bütün suçları aydınlatacağımız ve tüm sorumluları yargılayacağımız gibi yerine getiremeyeceğimiz bir söz vermiyoruz. Ama diyoruz ki bütün kurbanların haklarını olabilecek en iyi şekilde sağlayacak gerçekçi ve şeffaf bir strateji belirleyebiliriz.
Eğer bir geçiş döneminde adaleti ve suçların cezasız kalmasıyla mücadeleyi sadece ceza davalarının yönetimi olarak değil ayrıca kurbanları tatmin edecek önlemler bütünü olarak kabul edersek, herkes için bütüncül bir çözümü bulabiliriz. (…)
Açıkça söylemek istiyorum ki sistematik olarak işlenmiş insanlık suçları ve savaş suçları için cezasızlık olmayacak. Aksine Kolombiya silahlı çatışmada işlenmiş suçlarda cezasızlıkla mücadele yükümlülüğünü ilk kez ciddiye alıyor.
Burada barışa ulaşmak için adaleti kurban etmek değil; azami adaleti sağlayarak barışa ulaşmak, söz konusu olan.”
Başkan Santos’un Genel Kurul kürsüsünden adaletle barış arasındaki bu ikilemi dile getirmesi UCM gibi uluslararası kuruluşların barışın önünde engel oluşturmasından duyduğu kaygıyı yansıtıyor. Bilindiği gibi 2002’de kurulan UCM insanlığa karşı suç işleyen kişileri (devletleri değil) yargılıyor. Kolombiya Roma Statüsü’nü imzalayarak onaylamış bulunan ülkelerden biri. Mahkeme 2006’dan beri Kolombiya’yı mercek altına almış durumda. Sadece FARC’a değil, paramiliter örgütlere ve devlet güçlerine mensup kişilerin yargılanmalarını ve suçlarıyla orantılı cezalara mahkûm edilmelerini bekliyor. Kötü senaryo, UCM’in müdahalesi ve bunun müzakere sürecine olumsuz şekilde yansıması.
Müzakerelerin durumu
Juan Manuel Santos konuşmasında Havana’da bir yıldır sürdürülen barış müzakerelerinin son durumuna da değiniyor: “bir yıldır yürüttüğümüz görüşmelerde gündemdeki altı başlıktan sadece birinde uzlaşmaya vardık. Ben iyimserliğimi koruyorum ama Kolombiya halkının sabrı sınırsız değil.
Gerilla, kalıcı ve onurlu bir barış yapmakla, yeniden savaşa dönmek arasında kararlarını vermek zorunda. Buradan onlara tarihin bizleri bu nazik noktaya getirdiğini anlamaları için çağrıda bulunuyorum. Şimdi karar alma zamanıdır. Buradan ellerimiz boş ayrılırsak, ulusumuzu yıllar boyunca kan ve acıya mahkûm etmiş oluruz.
Bu fırsatı kaçırmamalıyız. Sonra gelecek kuşaklar ve tarih bizleri affetmez.”
Müzakerelerin sadece bir başlığında uzlaşılmasına karşın Başkan Santos, bu konudaki iyimserliğini koruyor. Çünkü toprak sorunlarıyla ilgili başlık, diğer beş başlıktan çözümü en zor olanıydı. Geriye kalan başlıkların en önemlisi olan uyuşturucuyla mücadele de Başkan’ın konuşmasında önemli bir yer işgal ediyor.
Santos’un dediği gibi, uyuşturucu kaçakçılığı, bu acımasız kanlı savaşı adeta besliyor: “bu yasa dışı faaliyet son zamanlarda, tüm dünyada olduğu gibi ülkemde de şiddetin ve terörizmin başlıca finansal kaynağı oldu. Eğer savaşı körükleyen uyuşturucu kaçakçılığının kötü etkisi olmasaydı, savaşı çoktan bitirmiş olurduk.
Bu nedenle gerilla ile müzakere gündemimize özel bir madde olarak yasa dışı uyuşturucu konusunu da ekledik. Eğer gerillanın silahı bıraktıktan sonra taraf değiştirmesini ve devletin müttefiki olarak uyuşturucu kaçakçılığına karşı bir set oluşturmasını ve kaçak ekimlere son verilmesini sağlarsak, bunun ne anlama geleceğini bir düşünün”
Kokasız ve çatışmasız bir Kolombiya, tüm dünya ve Kolombiyalıların iyiliği için bugün artık mümkün olabilecek imkânsız bir hayaldi.”
Başkan Santos’un gelecek Mart ayındaki genel seçimlerden önce tamamlamayı ve halkoyuna sunmayı öngördüğü FARC’la müzakere sürecini Genel Kurul kürsüsünden inançla savunduğu konuşmasının önemli bölümleri böyle. Kolombiya’daki barış süreci ile Türkiye’nin çözüm süreci arasında benzeşen ve ayrışan yönler var. Bu değerlendirmeyi yazıyı sonuna kadar okumaya tahammül eden okurlar yapacaktır elbette.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025