Akın ÖZÇER
“İzin verirseniz protokolü biraz bozmak ve konuşmama Maria Zabala isimli Kolombiyalı bir kadından, her gün kalbindeki acıya direnen sade bir kadından bahsederek başlamak istiyorum.
Yirmi yıl kadar önce yasadışı gruplara mensup adamlar kendi terör kanunlarını dayatma kararlılığıyla sahildeki evinin yolunu tutarlar. Kadının ve küçük çocuklarının karşısına geçip eşini ve aileden iki kişiyi daha öldürür, onları evi terk etmeye zorlar ve her yeri ateşe verirler.
Kadın bin bir güçlükle küller arasından cesetleri çıkarmayı, yakında bir yere gömmeyi başarır ve evinden çocuklarıyla birlikte yanına hiçbir şey alamadan kaçar. Sırtında taşıdığı sadece kendi trajedisidir.
Bugün Maria Zabala değerli ve esinleyici bir lider: barış için çalışan kurbanların lideri. Ne acıdır ki Kolombiya’da Maria Zabala’nınki gibi binlerce hüzünlü öykü var. Son 50 yıl içinde çatışma nedeniyle 220 bin kişinin öldüğü hesaplanıyor. “
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, önceki gün BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya bu sözlerle başlıyor. Ülkesini çeyrek asırdır kasıp kavuran iç savaşın acımasızca alıp götürdüğü yaşamları hatırlatıyor. Sonra Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri FARC’a karşı 50 yıldır süren bu savaşta ayrıca 5 milyon kişinin yaralandığını veya sakat kaldığını, evinden ya da toprağından sürüldüğünü. Kendi deyimiyle “Batı yarım küresinin en eski ve sonuncu çatışmasının acı gerçeklerini” ortaya koyuyor.
Çözümün kaçınılmazlığı
Başkan Santos, Genel Kurul kürsüsünden konuşmasına şöyle devam ediyor: “ Sizlere itiraf etmek isterim ki bir yönetici olarak bugüne kadar yürüdüğümüz yoldan giderek bu çatışmayı sonsuza değin çözümsüz bırakmak benim için daha kolay olurdu.
Kolay ama sorumsuzca olurdu. Çünkü çatışmayla birlikte yaşamayı sürdürmek, milyonlarca kişiyi yıllarca şiddete, korkuya, yoksulluğa (…) mahkûm etmek olurdu. Bu, çatışmanın etkisini çeşitli şekillerde hisseden Latin Amerika, hatta tüm dünya için sorumsuzluk olurdu.
Bu, aynı zamanda kendi vicdanım için de sorumsuzluk olurdu. Çünkü bugün bu çatışmaya son verecek en iyi fırsat karşımızda duruyor. Bu fırsattan yararlanmak için elimden gelen her şeyi yapmadan ölürsem gözüm arkada kalırdı. Benim kuşağım bir gün dahi barışı yaşamadı; benim hayalim çocuklarımın, tüm Kolombiyalıların çocuklarının barışla tanışmaları.
Umuyorum ki gerilla da 50 yıllık bu çatışmayı geride bırakma, kurşunları oylarla, silahları kanıtlarla değiştirme ve mücadeleyi artık demokrasi içinde sürdürme zamanının geldiğini anlıyordur. “
Başkan Santos’un bu sözleri, ülkesini, insanlarını seven sorumlu bir devlet adamının sorunlara nasıl yaklaşması gerektiğini ortaya koyuyor. Çözüm çatışmayı sürdürmekten daha zor elbette. Ama insana bizden, onlardan ayırımı yapmadan bakıldığında da kaçınılmazlığı ortaya çıkıyor.
Barış ve adalet ikilemi
Başkan Santos, Genel Kurul konuşmasında barış ile adalet arasındaki ikileme değinmeyi de ihmal etmiyor. İsrail’in eski dışişleri bakanlarından Ben Ami’nin El Pais’te yayımlanan konuyla ilgili yazısında belirttiği gibi, barış ve adalet arasındaki ilişki son derece hassas. Kimileri için ideal adaletin sağlanmasındaki hassasiyet özellikle yeneni ve yenileni olmayan bu tür çatışmaların sonlandırılmasını zora sokuyor. İdeal adalete örnek olarak belki Nürnberg davaları gösterilebilir ama 1945’ten bu yana birçok çözüm sürecinin af içerdiğini unutmamak gerekir. Sadece 60’lardan bu yana aralarında İspanya ve Brezilya’nın olduğu 11 ülkede ağır insan hakları ihlallerinden sorumlu rejimlere daha sonra af getirilmiş. Örneğin İspanya’da Franco döneminin suçları 1977 tarihli af yasası ile soruşturulamıyor.
Başkan Santos, Kolombiya’da çatışma devam ederken, terör kurbanları ya da yakınlarının tazminini öngören bir yasa tasarısı hazırladıklarını ancak sorumluluklarının bunun çok ötesine olduğunu şöyle vurguluyor: “ Bugün ivedi sorumluluğumuz yeni kurbanları engellemek yani çatışmayı derhal sonlandırmaktır. Şiddet ve acı sarmalı sona ersin, yinelenmesin diye. (…)
Çatışmamızı adaletten de, gerçekler ve kurbanları tazmin etmekten de vazgeçmeden sona erdirmek istiyoruz. Bu vesileyle BM’nin ve çok taraflı örgütlerin barış sürecimiz ve sürecin uygulanmasıyla ilgili rolü hakkında düşüncelerimizi de aktarmam gerekiyor. (…)
Kolombiya belki de Roma Statüsü’nün (UCM/Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü) yürürlükte olduğu bir dönemde dünyada bu tür bir çözüm süreci yürüten tek ülkedir. Bu da bizi silahlı çatışmaları olması gerektiği gibi diyalogla çözme arzusunda olan diğer ülkeler için bir modele dönüştürecektir.
Geçenlerde BM İnsan Hakları eski Yüksek Komiseri Luise Arbour, uluslararası doktrinin bir müzakere sürecinde barışla adalet arasındaki gerçek gerilimi çözme konusunda pratik sonuçlar almakta başarılı olamadığını söylemişti. Arbour, (…) eski Yugoslavya ve Ruanda için kurulan mahkemelerin dev kaynaklarla çok az sonuç aldığını hatırlatmıştı.
1994’te kurulan Ruanda Mahkemesi, bir yılda işlenen 800 bin cinayetten sadece 40’ını aydınlatabildi. Eski Yugoslavya Mahkemesi, 20 yılda ancak yüz kadar davayı sonuçlandırdı. Peki, o zaman bir yandan silahlı bir çatışmayı sonlandırırken, öte yandan kovuşturma ve ceza yükümlülüklerimizi nasıl yerine getirecek, kurbanların haklarını koruma konusunda nasıl azami ölçüde tatminkâr bir sonuç alacağız?
Bizim Kolombiya’da yaptığımız, bu ikilemleri dürüst ve ciddi şekilde çözmeye çalışmak. (…)
BM ve uluslararası camiadan beklentimiz Kolombiya ve diğer tüm ülkelerin barışı sağlama hakkına saygı gösterilmesi.
İstiyoruz ki kararlarımıza, işleri yürütme tarzımıza, uluslararası camianın hassasiyetlerine uzak olmayan uygulamalarımıza güvenilerek saygı gösterilmesi ve bu çabalarımıza destek olunması.
Yarım yüzyıllık şiddet ortamında işlenmiş bütün suçları aydınlatacağımız ve tüm sorumluları yargılayacağımız gibi yerine getiremeyeceğimiz bir söz vermiyoruz. Ama diyoruz ki bütün kurbanların haklarını olabilecek en iyi şekilde sağlayacak gerçekçi ve şeffaf bir strateji belirleyebiliriz.
Eğer bir geçiş döneminde adaleti ve suçların cezasız kalmasıyla mücadeleyi sadece ceza davalarının yönetimi olarak değil ayrıca kurbanları tatmin edecek önlemler bütünü olarak kabul edersek, herkes için bütüncül bir çözümü bulabiliriz. (…)
Açıkça söylemek istiyorum ki sistematik olarak işlenmiş insanlık suçları ve savaş suçları için cezasızlık olmayacak. Aksine Kolombiya silahlı çatışmada işlenmiş suçlarda cezasızlıkla mücadele yükümlülüğünü ilk kez ciddiye alıyor.
Burada barışa ulaşmak için adaleti kurban etmek değil; azami adaleti sağlayarak barışa ulaşmak, söz konusu olan.”
Başkan Santos’un Genel Kurul kürsüsünden adaletle barış arasındaki bu ikilemi dile getirmesi UCM gibi uluslararası kuruluşların barışın önünde engel oluşturmasından duyduğu kaygıyı yansıtıyor. Bilindiği gibi 2002’de kurulan UCM insanlığa karşı suç işleyen kişileri (devletleri değil) yargılıyor. Kolombiya Roma Statüsü’nü imzalayarak onaylamış bulunan ülkelerden biri. Mahkeme 2006’dan beri Kolombiya’yı mercek altına almış durumda. Sadece FARC’a değil, paramiliter örgütlere ve devlet güçlerine mensup kişilerin yargılanmalarını ve suçlarıyla orantılı cezalara mahkûm edilmelerini bekliyor. Kötü senaryo, UCM’in müdahalesi ve bunun müzakere sürecine olumsuz şekilde yansıması.
Müzakerelerin durumu
Juan Manuel Santos konuşmasında Havana’da bir yıldır sürdürülen barış müzakerelerinin son durumuna da değiniyor: “bir yıldır yürüttüğümüz görüşmelerde gündemdeki altı başlıktan sadece birinde uzlaşmaya vardık. Ben iyimserliğimi koruyorum ama Kolombiya halkının sabrı sınırsız değil.
Gerilla, kalıcı ve onurlu bir barış yapmakla, yeniden savaşa dönmek arasında kararlarını vermek zorunda. Buradan onlara tarihin bizleri bu nazik noktaya getirdiğini anlamaları için çağrıda bulunuyorum. Şimdi karar alma zamanıdır. Buradan ellerimiz boş ayrılırsak, ulusumuzu yıllar boyunca kan ve acıya mahkûm etmiş oluruz.
Bu fırsatı kaçırmamalıyız. Sonra gelecek kuşaklar ve tarih bizleri affetmez.”
Müzakerelerin sadece bir başlığında uzlaşılmasına karşın Başkan Santos, bu konudaki iyimserliğini koruyor. Çünkü toprak sorunlarıyla ilgili başlık, diğer beş başlıktan çözümü en zor olanıydı. Geriye kalan başlıkların en önemlisi olan uyuşturucuyla mücadele de Başkan’ın konuşmasında önemli bir yer işgal ediyor.
Santos’un dediği gibi, uyuşturucu kaçakçılığı, bu acımasız kanlı savaşı adeta besliyor: “bu yasa dışı faaliyet son zamanlarda, tüm dünyada olduğu gibi ülkemde de şiddetin ve terörizmin başlıca finansal kaynağı oldu. Eğer savaşı körükleyen uyuşturucu kaçakçılığının kötü etkisi olmasaydı, savaşı çoktan bitirmiş olurduk.
Bu nedenle gerilla ile müzakere gündemimize özel bir madde olarak yasa dışı uyuşturucu konusunu da ekledik. Eğer gerillanın silahı bıraktıktan sonra taraf değiştirmesini ve devletin müttefiki olarak uyuşturucu kaçakçılığına karşı bir set oluşturmasını ve kaçak ekimlere son verilmesini sağlarsak, bunun ne anlama geleceğini bir düşünün”
Kokasız ve çatışmasız bir Kolombiya, tüm dünya ve Kolombiyalıların iyiliği için bugün artık mümkün olabilecek imkânsız bir hayaldi.”
Başkan Santos’un gelecek Mart ayındaki genel seçimlerden önce tamamlamayı ve halkoyuna sunmayı öngördüğü FARC’la müzakere sürecini Genel Kurul kürsüsünden inançla savunduğu konuşmasının önemli bölümleri böyle. Kolombiya’daki barış süreci ile Türkiye’nin çözüm süreci arasında benzeşen ve ayrışan yönler var. Bu değerlendirmeyi yazıyı sonuna kadar okumaya tahammül eden okurlar yapacaktır elbette.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları









































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025