Akın ÖZÇER
Venezuela’da geçtiğimiz pazar günü yerel seçimler yapıldı. Ama bu seçimlere “yerel” demek ne kadar doğru olur, tartışılır. Çünkü Venezuela, seçmenin kendini “devrimci” ilan etmiş bir iktidar ile devrimciliği son derece tartışılır bu iktidara cephe alan muhalefet arasında ikiye bölündüğü, amansız bir siyasi kutuplaşmanın yaşandığı bir ülke. Bekir Ağırdır’ın Türkiye’de yapılacak genel seçimlerle ilgili “Seçmen hangi dürtülerle tercihini belirleyecek?” başlıklı yazısında isabetle altını çizdiği gibi, “siyasi kutuplaşma üzerinden bakınca (…) yerel ve genel seçim tercihlerindeki farklılaşma çok ama çok az” oluyor. Venezuela yerel seçimlerinde de durum aynen böyle oldu.
Aslında efsane Başkan Hugo Chávez’in beklenen ölümünden sonra XXI. yüzyılsosyalizmini ileri götürmek üzere seçilen Kuba’nın adamı Nicolás Maduro, tartışmalı başkanlık seçimlerinde Demokratik Birlik Cephesi MUD’un (Mesa de la Unidad Democrática) saygın, karizmatik lideri Henrique Capriles Rodonski karşısında zorlanmıştı. İki aday arasındaki farkın sadece 1.49 puan olması, seçimlerde hile ve usulsüzlük yapıldığı iddialarını gündeme taşımıştı. “Devrimci” iktidarın ülkenin tüm kurumlarına, bu arada Yüksek Seçim Kurulu’na da hâkim olması bu iddiaları güçlendirmişti. İşte bu nedenle muhalefet bu yerel seçimleri başkanlık seçimlerinin rövanşı niteliğinde bir plebisite dönüştürmüştü.
Yerel seçimlerin sonuçları yukarıdaki verilerin ışığında değerlendirildiğinde, iktidar partisinin komünistlerin desteğiyle başkanlık seçimlerine oranla oylarını arttırarak Başkan Maduro’nun meşruiyeti üzerindeki gölgeleri kaldırdığı, muhalefetin de Caracas başta olmak üzere büyük kentlerin belediye başkanlıklarını aldığı için kendi açılarından başarılı oldukları söylenebilir. Maduro’nun yerel seçimlerin hemen ardından oluşturduğuparalel belediye başkanlıkları ile muhalefetin başarısına karşı siyasi kutuplaşmayı daha da körükleyen ve demokratik olmayan bir uygulama başlattığının da altı çizilebilir. Bütün bunlara şimdi biraz daha ayrıntılı bakalım.
Maduro’nun başkanlığının meşruiyet kazanması
Katılımın yüzde 59 civarında olduğu yerel seçimlerde, iktidar partisi PSUV (Partido Socialista Unido de Venezuela) komünistlerle birlikte toplam oyların yüzde 49,2’sini alırken, muhalefet cephesinin yüzde 42,7’de kalması her şeyden önce başkanlık seçimleri üzerindeki tartışmaları anlamsız kılıyor. İki taraf arasındaki yüzde 6,5 puanlık farkın yaklaşık 600 bin oya tekabül ettiği göz önüne alınırsa Maduro’nun devlet başkanlığının meşruiyet kazandığını kabul etmek gerekir. Nitekim Maduro da, ilk sonuçların alınmasından sonra Caracas’ta yaptığı açıklamada muhalefete plebisiti kaybettikleri için defolup gitmeleri çağrısında bulundu.
Maduro’nun bu başarısında bağlaşıklarının ve özellikle komünistlerin büyük katkısının altını çizmekte yarar var. Komünistler PSUV’ye 500 binden fazla oy kazandırdı ki bunun oransal karşılığı yüzde 6.52 olarak hesaplanıyor. Bu oranın da iktidar ve muhalefet partileri arasındaki farka aşağı yukarı tekabül ettiği açıkça görülüyor.
PSUV’un bu başarısını kazanılan belediye başkanlıkları sayısı üzerinden okumak da mümkün. Seçilen 335 belediye başkanından 258’ini PSUV, 77’sini ise MUD kazanmış bulunuyor. Bu veriler belediyelerin yüzde 70’inin iktidar, 30’unun ise muhalefet tarafından kontrol edildiğini ortaya koyuyor. Özetle yerel seçimlerin galibinin iktidar partisi olduğunun tartışılacak bir yanı yok.
İktidarın seçilmiş muhalifleri denetim altına alması
Bununla birlikte, yerel seçimlerinin sonuçlarını bir önceki seçimlerle karşılaştırmalı olarak okuduğumuzda muhalefet cephesinin de yükselişte olduğu görülüyor. Bu seçimlerden önce PSUV belediyelerin yüzde 84’ünü kontrol ederken, şimdi de yüksek bir oran olmakla birlikte yüzde 70’e gerilemiş. MUD geçen seçimlerde 55 belediye başkanlığı kazanmışken, bu defa elindeki belediyelerin sayısını 77’ye yükseltmiş durumda.
Muhalefet ayrıca başkent Caracas ve ikinci büyük kent Maracaibo başta olmak üzere önemli kentlerde belediye başkanlıklarını kazanmış bulunuyor. Ama “devrimci” iktidarın muhalefete seçim kazansa da, yerel iktidarı tümüyle bırakmak gibi bir niyeti yok. Bir önceki seçimlerde Caracas belediyesini sosyal demokrat Antonio Ledezma alınca –ki seçimi ikinci kez kazandı- Başkan Chávez bir “başkent bölgesi” (distrito capital) oluşturmuş ve başına PSUV yöneticisi Jacqueline Farías’ı “Caracas’ın Dönüşümü Bakanı” sıfatıyla getirerek Belediye Başkanı’nın yetki alanını tırpanlamıştı.
Maduro, her zaman olduğu gibi, efsane Başkan’ın yolundan giderek, söz konusu bakanlığa hemen bir atama yaptı. Ama sadece muhalefet için değil aynı zamanda demokrasi açısından da kabulü mümkün olmayan bir iş daha yaptı. Seçmenle alay edercesine o göreve Pazar günü Ledezma karşısında seçim kaybeden eski Bakan Ernesto Villegas’ı atadı. Aslında Caracas bir istisna olarak da kalmadı. Maduro aynı şeyi Sucre’de de yaptı. Muhalefetin merkez sağdan adayı Carlos Ocariz’in karşısında yenilgiye uğrayan Antonio El Potro Álvarez’i kentin en büyük mahallesi “Petare’nin koruyucusu” (Protector de Petaye) sıfatıyla atadı. Bu görev de esas itibariyle belediyenin yetki alanını daraltmak amacıyla oluşturulmuştu.
Aslında bu tür paralel görev yerlerinden en dikkat çekicisi, aynı zamanda Miranda eyaleti valisi olan muhalefet lideri Henrique Capriles’i kıskaç altına almak amacıyla oluşturulmuş olan “Miranda Eyaleti Koruyuculuğu” idi. Capriles geçen yıl eyalet seçimlerini kazanınca bu paralel görev yerine şimdiki Dışişleri Bakanı Elías Jaua atanmıştı.
Bu görev yerleri hükümetten kaynak alan ve kullanan yarı resmi ad hoc örgütlenmeler. Daha çok muhalefete mensup başkanların görev yaptığı eyalet ya da belediyelerde oluşturulmaları iktidarın para musluklarının tümünü muhalefet için açmak istememesinden kaynaklanıyor. Buralardaki kamu ihalelerini yönetenin merkezi iktidar olduğu ortaya konulmak suretiyle yerel muhalif başkanların ikinci plana itilmesi ve iktidarın sürekli propagandasının yapılması amaçlanıyor.
Hükümete yakın kaynaklardan sızan bilgiler, Maduro’nun önümüzdeki günlerde Maracaibo ve Chávez’in doğup büyüdüğü Barinas başta olmak üzere muhalefetin elindeki kentlerde de “paralel belediye başkanlıkları” kurabileceği yönünde. Maduro’nun muhalif belediyelere yönelik önemli bir uyarısı olmuştu geçen yıl. Devlet olarak sadece Chávez’in 2012 başkanlık seçimine girerken oluşturmuş olduğu Vatan Planı’nı (Plan de la Patria) uygulamayı (!) kabul eden belediyelerle çalışacaklardı. Bu, iktidarın planına uygun davranmayan belediyelere para yok demekti elbette.
İktidarın salt çoğunluğa sahip olduğu Milli Meclis geçen hafta, yani seçimlerden kısa bir süre önce Vatan Planı’nı kabul ederek yasaya dönüştürmüş ve Maduro’nun uyarılarına da resmiyet kazandırmıştı. Böylece iktidar ya da muhalefet partisine mensup belediye başkanlarının artık Vatan Planı’nı zorunlu olarak uygulamaları gerekiyor(!) Son yerel seçim sonuçlarını bir de demokrasiyle yakından, uzaktan ilgisi olmayan bu tuhaf gerçeğin ışığında okumakta yarar var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018
31.01.2018