Akın ÖZÇER
Genelde Türkiye’deki tüm partiler ama özelde CHP için geçerli olan bu söz, İspanya ana muhalefet partisi PSOE’nin (Sosyalist İşçi Partisi) Meclis Grubu Başkan YardımcılarındanEduardo Madina’ya ait. Bask Ülkesi’nin tarihi sosyalist ailelerinden gelen, madenci torunu genç (38) politikacı bugünlerde savunduğu “üyelere açık parti kongresi” önerisiyle sosyalist camiada adından söz ettiriyor.
Baronlarının kafa yapısı ve savunduğu görüşlerle çağı yakalayamayan ve iktidara gelebilmek için hükümetin yapacağı hatalardan (sokak protestolarında güvenlik güçlerince orantısız güç kullanılması gibi) ya da üretilen yanlış haberlerden – ki aksine AK Parti’yi güçlendiriyor- medet uman CHP’nin PSOE’deki hızlı gelişmeleri yakından izlemesinde yarar var. Geçen yazımda aktardığım PSOE’deki Olağanüstü Kongreve “üyelere açık ön seçim” tartışmaları hafta içinde Madina’nın sözünü ettiğim çıkışıyla yeni bir boyut kazanmış bulunuyor. Sandık yenilgisinden çıkardığı sonuçla 19-20 Temmuz’da seçimli Olağanüstü Kongre kararı alan Genel Sekreter Alfredo Pérez Rubalcaba, Madina’nın önerisine sıcak bakıyor. Şimdi bu öneriyi biraz daha açalım.
Üyelere açık kongre önerisi
“Ana muhalefetin sandıktan aldığı mesaj” başlıklı geçen yazımda, PSOE’de bin dolayında delege tarafından parti kongresinde seçilen genel sekreter ile tüm parti üyelerine açık ön seçimle belirlenen başbakan adayının mutlaka aynı kişi olmayabileceğine değinmiştim. AP seçimlerinde PSOE’nin PP’yi geride bıraktığı ender bölgelerden biri olan Andalucia’daki parti yönetiminin başında yer alan Susana Díaz’ın Olağanüstü Kongre’de seçim şansı en yüksek genel sekreter adayı olduğunu ve seçilmesi halinde Kasım’da yapılacak üyelere açık ön seçime de güçlü gireceğini ama buna ön seçime hazırlanan adayların tepki gösterdiğini aktarmıştım. Başta Zapatero hükümetinin Savunma Bakanı Carme Chacón (hamile haliyle Afganistan’daki İspanyol askerî birliğini ziyaretiyle uluslararası medyada yer almıştı) olmak üzere başbakanlığa soyunan bu adayların tepkilerinin gerekçesini, yenilenmenin tepeden, yani delegelerin başrolde oynayacağı bir Kongre’den değil, tabandan olması gerektiğinin oluşturduğunun altını çizmiştim.
Eduardo Madina da böyle düşünen adaylardan biri olarak Cadena Ser radyosunda kendisiyle yapılan bir mülâkatta, “partide derin bir değişim zamanının geldiğini” belirterek, seçimin “açık, katılımcı ve serbest rekabetçi” bir şekilde yapılması halinde PSOE’ye liderlik etmeye aday olacağını açıkladı. Bu açıklamanın zamanlaması, PSOE baronlarının birçoğunun Susana Díaz’a destek beyanlarının hemen ardından gelmesi nedeniyle son derece ilginçti. Nitekim Eduardo Madina, bu mülâkatı sırasında “ne kadar saygıdeğer olurlarsa olsunlar, karar verenler, altı, sekiz ya da on kişi olmamalı, zira partinin geleceği militanlarına aittir” deyiverdi.
2002’de ETA’nın arabasının altına yerleştirdiği bombanın patlaması sonucu sol bacağını diz altından kaybetmesine karşın hep terör örgütüyle görüşmeler yoluyla şiddete son verilmesini savunmuş olan Madina’nın bu defaki kahramanca çıkışı da parti içinde etkili oldu. Partide tam Susana Díaz’ın genel sekreter olması konusunda genel bir mutabakat oluşurken, Genel Sekreter Yardımcısı Bayan Elena Valenciano başta olmak üzere, birçok isim, genel sekreterin 220 bin dolayında olduğu belirtilen parti üyelerinin oylarıyla seçilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmeye başladı.
Bu görüş birkaç gün içinde Genel Sekreter Alfredo Pérez Rubalcaba’nın desteğiyle ağırlık kazandı. Rubalcaba, bu yönde genel bir mutabakat olduğu ve parti tüzüğü elverdiği takdirde, kendi tercihinin de yeni genel sekreterin parti üyelerince seçilmesi yönünde olduğunu belirtti. Böylece Susana Díaz ismi gündemden düşerken, başta Madina’nın olmak üzere yenilenmenin tabandan yapılmasını savunanların adları ön plana çıktı. Bu arada Carme Chacón gibi, eski görüşlerinde ısrar eden ve başbakan adayının ön seçimle Olağanüstü Kongre’den önce belirlenmesi gerektiğini savunanlar da var.
Görünen o ki PSOE’nin genel sekreterinin başbakan adayı olması, başbakan adayının genel sekreter olma olasılığından çok daha yüksek. Çünkü 19-20 Temmuz Kongresi öncesi üyelerin seçiminin nasıl yapılacağı konusunda ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı.
Galicia modeli ön seçim
PSOE tüzüğü, tahmin olunacağı gibi, üyelerin doğrudan oy kullanmasını öngörmüyor. Ne 19/20 Temmuz’da toplanacak Kongre’nin, ne de Federal Yönetim Kurulu’nun bu tüzüğü değiştirme yetkisi var. Kurul’un tek yetkisi Kongre’den önceki bir tarihte (en geç 18 Temmuz olmak üzere) parti üyeleri için bağlayıcı olmayan bir seçim düzenlemek. Bu tarihten önce de (6-18 Temmuz arasında) bir tür ön seçim mekanizmasını işletmek mümkün olabilecek. Adaylara adaylıklarını açıklayabilecekleri, hatta kısa bir süre kampanya da yapabilecekleri kısa bir süre de tanınacak. Sonra PSOE’nin İspanya’nın her yöresindeki parti üyeleri merkezlere giderek oylarını kullanabilecek. Kesin takvim bir süre sonra belirlenerek açıklanacak.
Yukarıda belirttiğim gibi, oylamanın hukuken bağlayıcılığı yok ama ön seçimden çıkacak ismin daha sonra Olağanüstü Kongre’de delegeler tarafından onaylanması öngörülüyor. Aslında bu yöntem PSOE tarafından geçen yaz Galicia örgütünde denenmişti. Bütün parti üyelerinin oy kullandığı ön seçimden çıkan aday Galicia sosyalistlerinin başkanlığına getirilmişti. O bakımdan bu aday belirleme yöntemi “Galicia modeli” olarak adlandırılıyor. İspanya genelinde bir ilk olacağı için ana muhalefet partisine olduğu kadar siyaset arenasına damgasını vuracağına kuşku yok.
Geçen yazımda da altını çizdiğim gibi, bu modelin temeli partiyle seçmen kitlesi arasında doğrudan bir bağ oluşturmaya dayanıyor. Partilerin geleceğini aslında parti içi rekabet ve ayak oyunlarından çok üyelerin ve nihayetinde seçmenin belirlediğini kabul etmek gerekir. Parti içinde çeşitli görevler için yapılan seçimler olsun, belirlenen politikalar olsun, seçmenin nabzını tutmadığı, kısacası oy alamadığı takdirde hiçbir anlam ifade etmiyor doğal olarak.
2015 genel seçimlerine hazırlanan İspanya ana muhalefet partisi PSOE’deki son gelişmeler böyle. Ana muhalefet partimiz CHP ile kısa bir karşılaştırma yapacak olursak, nasıl bir sonuca varabiliriz peki?
PSOE-CHP karşılaştırması
PSOE ile CHP arasında böyle bir karşılaştırma ancak iki ülkenin teorik olarak iktidar alternatifi ana muhalefet partileri olmaları dolayısıyla yapılabilir. Yoksa CHP’yi PSOE gibi bir sosyal demokrat parti olarak görmüyorum elbette.
PSOE, gelecek yılki seçimlere, yukarıda özetlediğim gibi, seçim başarısızlığının sorumluluğunu başta iktidar partisi olmak üzere diğer partilerin üstüne atmıyor. Sorumluluğu üstleniyor, parti içi demokrasi ve katılımcılık açısından önemli adımlar atarak kendini yenilemeye çalışıyor. Stratejisini iktidar partisi ve liderini, yargıya aksetmiş ve belirli bir aşamaya gelmiş olduğu halde yolsuzluk (partinin yasa dışı finansmanı) iddiaları üzerine inşa etmiyor.
CHP ise, tam tersine önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerine iktidar partisi ve Başbakan Erdoğan’ı abartılı ve hakaret sınırındaki sıfatlarla kötüleyerek hazırlanıyor. Parti içi demokrasi ve katılımcılık konusunda PSOE gibi ön almak şöyle dursun, birkaç başkan yardımcısını değiştirmek dışında kendini yenilemek gibi bir derdi yok.
CHP rakibini ne kadar kötüleyebilirse –kendisi değişmese de- o kadar çok oy alacağı gibi yanlış bir düşünce içinde olmalı ki kadrolarına ve politikalarına çeki düzen vermeyi aklının ucundan geçirmiyor. Oysa seçmenin en azından bir bölümü iktidar partisini özellikle desteklediğinden değil, değişmemekte inat ettiği için CHP’ye oy vermiyor. Siyasi partiler seçmene kendi politikalarını dayatarak değil, seçmenin istediği değişimi gerçekleştirerek iktidara alternatif oluşturabilir. Madina’nın dediği gibi, değişmeyen parti değişimi savunamaz kısacası.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti
21.09.2025 - Yolun sonu
8.09.2025 - Geri Çağırma Hakkı
3.09.2025 - Demokratların çilesi
29.08.2025 - Seyfettin Çilesiz’in çilesi
18.08.2025 - Süreç ya da Çözüm Komisyonu
1.08.2025 - Terörün gecikmiş sonuna doğru
1.08.2025 - Anayasa referandumu
1.08.2025 - Özgür Özel CHP’de neyi değiştirdi?
26.06.2025 - Yeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün?
6.05.2023
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
mehmet28
S.A Arkadaslar giresun da ordu da fındık püs leri gecen senenin yarısı kadar yokmus ve coğu yerde püs ler yanmış dökülmeye baslamıs galiba bu yıl fındık olmayacak
Ad Soyad Giriniz...
Fındık üreticileri fiskobirliğe sahip çıkamadılar.Serbest pıyasa ekonomisinde tüccara yenildiler...Önce fındık üreticileri sendikasini(FINDIK-SEN)kurarak birleşmeli.Vede fiskobirliğe sahip çıkmalı...
Jet Fadıl
ver coşkuyu,ver coşkuyu...Nah toparlarsınız
Ad Soyad Giriniz...
Ali Bey,öncelikle cok güzel bir yazı olmus yüreginize saglık.Meslektasınız olarak görüslerinize tamamen katılıyorum.Ülkemız çiftcisi için bukadar buyük önemi olan fındıgın hakettigi rakamlara ulasılması için elden gelen yapılmalı.Malum tarım ve hayvancılık ülkesiyiz gecimini çiftcilikle karsılayan cok yüksek oranda halk var.Aksı halde cok degerli fındık üreticilerini küstürüp yurt dısına ihrac ettıgımız cok degerli fındıgımızın kalıtesını dusururuz..