Akın ÖZÇER
Fransa’da sosyalist Valls hükümetinin eski Ekonomi Bakanı sosyal liberal Emmanuel Macron’un açık farkla Cumhurbaşkanı seçilmesi siyaset arenasında büyük bir depreme yol açmış bulunuyor. Seçimin kaybedeni Marine Le Pen’in partisindeki deprem bir tarafa, genç Cumhurbaşkanı’nın adını “Yürüyen Cumhuriyet” (LREM/La République en Marche) olarak değiştirdiği En Marche hareketiyle “üçüncü tur” olarak da adlandırılan genel seçimlerde salt çoğunluk araması, Cumhuriyetçiler ’de (LR/ Les Républicains) ve Sosyalist Parti’de kafaları karıştırmış durumda. Seçmenleri Macron’a oy vermiş olan bu iki partideki bazı şahsiyetlerin Fransa’nın en uzun süre görev (14 yıl) yapmış karizmatik Cumhurbaşkanı Mitterrand’ın “Fransızlar Mayıs'ta seçtikleri Cumhurbaşkanı’na Haziran’da ülkeyi yönetmesi için gerekli çoğunluğu reddedecek kadar aptal değiller” sözünü ciddiye alarak LREM lehine pozisyon belirledikleri görülüyor.
Seçimi kaybeden partideki gelişmeler
7 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı adayı Marine Le Pen’in yarışı açık farkla yitirdiği aşırı Sağ’daki Ulusal Cephe (FN/ Front National) siyasi depremi iliklerine kadar hisseden partilerin başında geliyor. Marine Le Pen merkeze çekmeye çalıştığı partisinin adını değiştirmek dâhil baştan aşağı yeniden yapılanması gerektiğini düşünenlerin başında geliyor. Genel seçimlere de ittifak yaptığı “Gaulliste” Nicolas Dupont Aignan’ın France Debout (Fransa Ayakta) hareketiyle birlikte “Yurtsever ve Cumhuriyetçi İttifak” (Alliance Patriotique et Républicain) etiketiyle girecek olan milliyetçi/egemenlikçi cephe Marion Maréchal Le Pen’in siyasete ara verme kararıyla sarsıldı. Ayrılığa 3 yaşındaki kızıyla ilgilenmek ve özel sektör deneyimi yaşamak arzusunu gerekçe gösteren genç siyasetçinin teyzesi ve özellikle partinin ikinci adamı Florian Philippot ile görüş ayrılıkları kimse için sır değil.
Kabul etmek gerekir ki Fransa’da aşırı Sağcı bir siyasi partinin iki turlu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanma şansı yok. Adaylardan biri aşırı Sağcı olduğunda, 7 Mayıs’ta bir kez daha görüldüğü gibi, seçmen programını benimsemese bile karşısında yer alan aday etrafında birleşiyor. O bakımdan Marine Le Pen’in aldığı yüzde 33,9 oranındaki oy, beklenenin altında kalsa da aşırı Sağcı bir partinin ulaşabileceği üst sınırdan çok da uzak değil. O bakımdan özünde ırkçılık olan yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı gibi Fransız toplumunda destek görmeyen bir ideolojiyi bir tarafa bırakmadan FN’in sadece başkanlık değil, yine iki turlu olan milletvekili seçimlerinde de başarılı olması mümkün görünmüyor. Nitekim OpinionWay-SLPV analytics’in 4 Mayıs’ta Les Echos için yayımladığı anket, 577 milletvekilinden 40’ını almayı hedefleyen FN’in genel seçimlerde 15-25 sandalyede kalacağını gösteriyor.
Buna karşılık, Mélenchon’un radikal Sol Asi Fransa (La France Insoumise) hareketinin de savunduğu egemenlikçi (souverainiste), dolayısıyla AB karşıtı yaklaşımın seçmen nezdinde çekiciliği çok daha fazla. Kamu borçlarının toplamı 2 trilyon avro, GSMH ’ya oranı da yüzde 98’i aşan Fransa Maastricht ölçütlerini on yıldır karşılayamadığı için AB’nin baskısı altında. AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, seçim başarısından ötürü kutladığı Macron’a kamu borçlarını düşürme çağrısında bulundu. Alman medyasına da “Fransa ile ilgili önemli bir sorunumuz var. Fransızlar çok para harcıyor ve ayrıca bu harcamayı kötü yere yapıyor” açıklamasını yapan Juncker bu konuda ayrıntılar da verdi: “Fransa, GSMH’nın yüzde 53-57’sini kamu bütçesine tahsis ediyor. Bu durumun sürdürülmesi mümkün değil.” Dolayısıyla Paris’in kamu harcamalarını yapısal reformlarla kısıtlama zorunluluğunun, kolay değil ama aşırı Sağ ideolojiyi bir yana bırakması halinde Marine Le Pen’in elini güçlendireceğine kuşku yok.
Sosyalist Parti öldü mü?
Salı günü seçimlere Macron’un listesinden girmek için LREM’e başvuracağını açıklayan eski Başbakan Manuel Valls bu tercihini şöyle açıkladı: “Cumhuriyetçiyim, sosyalistim, öyle de kalacağım, 30 yıllık siyasi hayatımı yok saymayacağım. Sorumluluk gerektiren görevlerde bulundum, Fransa’yı yönetmenin zor olduğunu biliyorum. Bir engel değilim, Emmanuel Macron’un başarısını istiyorum.” İlk turdan itibaren kendisini ön seçimde yenen Sosyalist Parti’nin resmi adayı Benoît Hamon yerine Macron’u desteklemiş olan Valls, Macron’un önerilerinin birçoğunda kendi fikirlerini bulduğunu söyledi ve kendisi gibi düşünen bütün sosyalistleri Macron’a destek olmaya çağırdı. Sosyalist Parti ise, Valls’e göre “öldü, tarihi ve değerleriyle geride kaldı.”
LREM Perşembe (11 Mayıs) akşamı bir basın toplantısı düzenleyerek 577 seçim bölgesinden 428’inde adaylarını tanıttı. Tanıtılan adayların yüzde 52’si sivil toplum üyesi, hiç seçilmemiş, yarısı kadın, yaş ortalaması ise 46. LREM Genel Sekreteri Richard Ferrand, toplantıda Valls için farklı bir uygulama yapılmayacağını, aday olmak istediğine ilişkin bir açıklama yaptığını ama partiye üyelik başvurusunda bulunmadığını, dolayısıyla belirledikleri kriterleri yerine getirmediğini yineledi. Ferrand buna karşılık yüzüne kapıyı kapamadıklarını ve seçim bölgesi Evry’de karşısına LREM adayı koymadıklarını söyledi.
Sosyalist Parti Genel Sekreteri Jean Christophe Cambadélis ise, açıklamasından hareketle Valls’e tepki göstererek partiden ihraç imasında bulundu. Valls’in adı daha sonra açıklanacak LREM’in ikinci listesinde de olasılıkla yer almayacak ama belki öldüğünü söylediği Sosyalist Parti’den de ihraç edilecek. Ama Evry’den bağımsız aday olabilir. Dolayısıyla karşısında LREM adayı bulunmayacak olması belki bir uzlaşma formülü olarak da değerlendirilebilir. Zira seçim kampanyası sırasında siyasi rakiplerince “bebek Hollande” olarak adlandırılan Macron LREM’in listelerini özellikle eski sosyalist milletvekilleriyle doldurmamaya ve kamuoyunda Sosyalist Parti’nin yedeği olarak görülmemeye özen gösteriyor. Eski Başbakan Valls için bulunan formülün arkasında böyle bir gerekçe olabilir elbette.
Sosyalist Parti son seçimlerde en büyük darbeyi yemiş siyasi parti. Ortadan ikiye ayrılmış, Sağ kanadı Macron’a kaymış, Sol kanadı Mélenchon’un radikal Sol’unun kıskacına girmiş durumda. Bu kıskaçtan kurtulmak amacıyla bir araya gelen partinin ağır topları Paris ve Lille Belediye Başkanları, Anne Hidalgo ve Martine Aubry, Çarşamba günü AB yanlısı “Dès demain” (Yarından itibaren) isimli yeni bir girişim başlatmış bulunuyor. Bu girişimin yeni bir hareket ya da parti olmadığı, ortak değerler etrafında birleşmeyi temsil ettiği öne sürülüyor. Bu girişimin genel seçimlere olumlu yansıması beklenmiyor. Yukarıda atıfta bulunduğum ankette Sosyalist Parti’nin 11-18 Haziran seçimlerinde ancak 28 ile 42 arasında milletvekili çıkarabileceği tahmin olunuyor.
LREM’den Cumhuriyetçiler’e darbe
Macron’un siyasi partisi LREM’in genel seçimlerdeki en büyük rakibi Cumhuriyetçiler. Geçen yazımda da altını çizdiğim gibi, Cumhuriyetçiler ’in (LR) seçim kampanyasını yürüten François Baroin, genel seçimlerde Macron’la işbirliği yapacak ve EM listelerinde yer alacak mensuplarının partiyle ilişkilerinin kesileceğini vurguluyor. Baroin daha önce genel seçimleri kazanmaları durumunda Macron’un “cohabitation” hükümetinin Başbakanı olabileceğini söylemiş, Macron ise Cumhuriyetçiler ile herhangi bir koalisyona girmeyeceğini belirtmişti.
Baroin’ın “cohabitation” iddiası aslında Cumhuriyetçiler ’in salt çoğunluğu alacağı hesabına dayanıyor. Çünkü “Cohabitation” olması için Cumhurbaşkanı ile Meclis salt çoğunluğunun farklı olması şart. Yukarıda atıfta bulunduğum anket, Macron’un partisi LREM’in Haziran’da 290 sandalye kazanarak salt çoğunluğa (289) ulaşabileceğini, Cumhuriyetçiler ‘in (LR) ise 200-210 milletvekilinde kalacağını tahmin ediyor. Yanılgı payı var kuşkusuz ama LR’in salt çoğunluğa ulaşmasının, dolayısıyla LREM ile LR arasında “cohabitation” olasılığının çok düşük, neredeyse imkânsız olduğunu kabul etmek gerekir.
Kaldı ki Cumhuriyetçiler içinde herkesin Baroin gibi düşündüğünü söylemek de kolay değil. Özellikle eski başbakanlardan Bordeaux Belediye Başkanı Alain JuppéCumhuriyetçiler ‘in Macron’a sistematik bir muhalefet yapmasından yana olmadığını, Fransa’nın ihtiyaç duyduğu reformları yapmasına destek verilmesi gerektiğine inandığını açıkladı.
Aslında LREM’in Cumhuriyetçiler’e en büyük darbesi milletvekili listelerinde Juppé yanlısı (Juppéiste) birkaç isme yer vermesi ve özellikle Macron’un Juppé yanlısı Edouard Philippe’i müstakbel Başbakan olarak açıklaması olacak. Philippe ’in ismi Başbakan olacak 5-6 siyasi şahsiyet arasında geçiyor. Başbakan’ın adının Hollande ile Macron arasındaki devir teslimden sonra pazartesi günü açıklanması ve bu ismin açıklanmasıyla birlikte LREM’in salt çoğunluk yolunda önemli bir atılım yapması bekleniyor.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025