Ali Saydam
Uluslararası büyük bir firmanın üst düzey yöneticilerinden biri, iki de profesör, sohbet ediyoruz. Önce şaka yaptıklarını sandım. Konuşma ilerledikçe kimsenin şaka falan yapmadığı, tersine üçünün de son derece ciddî oldukları anlaşıldı.
Dedikleri özetle şuydu: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresi, doların TL karşısındaki değeri 7.50’lere gelene kadar olayı tırmandırdılar. Sonra oradan satıp 5.50’ye kadar düşürdükleri doları tekrar satın aldılar. Sonra yükseldikçe satıp, düştükçe alarak, birkaç gün içinde servetlerine servet kattılar…
Bu gibi durumlarda çıldırmamak için ya ortamı terk etmeyi ya da susma hakkımı kullanmayı tercih etmeme rağmen dayanamadım, “Herhalde” dedim; “Bu oyunlarına Trump’ı da ortak etmiş olmalılar… Baksanıza, dünyanın başına bela olan ABD delisi, 10 Ağustos’ta yaptığı açıklamayla doları patlattı. Sonra da dün yaptığı açıklamalarla da bir kez daha hareket kazandırdı…”
Tam gülüp geçeceğim… Bir aklıma geldi ki, aynı kişiler 15 Temmuz’da AK Parti’nin paramiliter bindirilmiş milis kıtalarının hazır olduğunu, Cumhurbaşkanı’nın işareti ile sahalara aktıklarını, sadece bu gerçeğin bile bu darbe girişiminin kurgulanmış olduğunu kanıtlamaya yettiğini iddia etmişlerdi.
Buna rağmen söylenenleri ciddiye almamıştım ki, arabaya binip ofise dönerken radyoda kulağıma aynı şeyleri söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun sesi takılıverdi: “Doları 7 TL’den satanların listesini açıklasınlar!”…
CHP’li bazı şeamet tellallarının iddiasına göre, her dalgalanmada dolar alıp satıp alarak büyük bir vurgun yapan AK Parti yakını iş insanları tiyöyü doğrudan Sayın Cumhurbaşkanı’ndan almışlardı…
Neredeyse bütün dünya aklını başına devşirdi. Der Spiegel bile insafa geldi. Financial Times, “Trump böyle yaparsa Türkiye’yi Rusya’nın kucağına atacak!” diye endişesini dile getirdi. Almanya, Fransa, Rusya, İtalya, İran, Irak, Katar liderleri destek mesajları yayınladılar… Başta Hazine ve Maliye olmak üzere bütün ilgili bakanlıklar ciddi önlem paketleri ve modellemeler üzerine çalışıp açıkladılar. Bakan Albayrak, Citi, Deutsche Bank, HSBC ve DOME koordinasyonunda düzenlenen konferans görüşmesinde 6 binden fazla yatırımcıya, Türkiye’nin yatırım ekosistemini anlattı.
Türkiye, iş dünyası ve diğer paydaşlarıyla kenetlenip hükümetin yönetiminde, iletişim tarihine geçecek bir kriz yönetimi ve iletişimi dersi verdi. 3 İ uygulaması (İstişare, İkna, İttifak) ve Sosyal Paydaşlık Yaklaşımı için mükemmel bir örnek sergilendi…
Gelin görün ki bütün bunlar olurken Kemal bey ve şürekâsı bırakın yerinde saymayı, akıl almaz fantastik senaryolar üreterek çağın ve Türkiye’nin fersah fersah gerisine düşmeyi bir kez daha başardılar. Allah’tan, kendileri söyleyip kendileri dinliyorlar. Toplum üzerindeki etki sıfıra yakın…
- Bayramlık iletişimler…
- Pazarlama iletişimi alanında dikkatimizi çeken üç ilginç girişimden söz etmekte yarar var. İkisi film, biri ise kampanya olarak…
- Önce kampanyadan söz edelim… Dün bizim gazetenin arka sayfasının tamamına yayılmış ve birinci sayfadan anonslanmış bir kampanya açıklaması vardı. Başlık “Biz Millî bir mecrayız”… Kilit mesaj da son derece yalın: “Başta Yeni Şafak, TVNet, yenisafak.com olmak üzere tüm Albayrak Medya Grubu içinde yer alan yayınlarda her yayınlanan reklama bir tane de bedava reklam hakkı veriliyor.” Altta da 18 yayının imzası var.
- Herkesin zam yapmayı düşündüğü bir dönemde reklam verenin yanında saf tutmak ve ekonominin çarklarının dönmesine hizmet etmeye çalışmak, hem manen hem de madden akıllıca bir hareket.
- İkinci ilginç iletişim atağı, İGA İstanbul Yeni Havalimanı’ndan gelmiş. Bir bayram filmi bu.
- adresinden izlemek mümkün. Bayram tatiline saatler kala sevdikleri yerlere kavuşmak üzere yola çıkan tatilcilerin, havalimanlarında çektiği sıkıntılara atıfta bulunarak ‘Hadi bu bayram da böyle olsun; ama seneye her şey bambaşka olacak’ deniyor reklamda. Senaryo son derece duygusal, çekimler bir o kadar profesyonel. Reklam ajansı Tick Tock Boom ve İGA iletişim ekibini kutluyoruz.
- Üçüncü film de tam şu bayram günlerine uygun. Axa Sigorta, çocuklu birkaç aileyle test çalışmasına dayalı bir film yapmış. Anne babalara ve çocuklara ayrı ayrı sormuş. Mesela çocuklara; anne babanız araç kullanırken cep telefonuyla konuşur mu, demişler. Aynı soruyu anne babalara da sormuşlar. Ebeveynler “Kullanmayız!” demişler. Çocuklar ise tam tersini, anne ve babalarının telefonlarını araç kullanırken de kullandıklarını söylemişler…
- Çocuklara bir günlüğüne cep telefonunuzdan mı, anne babanızdan mı vaz geçersiniz, diye sormuşlar. Bu soruya çocuklarınız ne yanıt verdi, diye de anne babalara sormuşlar… Onlar, çocuklarının kesinlikle cep telefonlarını tercih edeceklerini ifade ederken, çocuklar tam tersine anne ve babalarını hiçbir şeye değişmeyeceklerini vurgulamışlar…
- Çok duygusal ve hayli etkili bir toplumsal sorumluluk çalışması olmuş. Tam da insanlar bayram tatiline çıkarken ve araç kullanırken çok ciddî kazalara neden olan cep telefonlarını devre dışı bırakmaları gerektiğine dikkat çekilmiş. İzlemek için YouTube’a Yol Güvenliği yazmak yeterli...
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019