Ali Saydam

Hicaz Demiryolu ve yeni dev projeler...
28.08.2018
954

 Dün ilk seferin 100’üncü yılı kutlandı… Konuya en çok önemi yine bizim Yeni Şafak vermişti. Pazar ekinin arka sayfasının tamamını bu konuya ayırmış olan arkadaşlar, olayı mükemmel bir yaklaşımla özetlemişlerdi. Ellerine sağlık! Kaçırdıysanız, internetten bulup okuyun.

Neden? Sadece tarihi bir olayı anmak için mi? Hayır!.. Yeni Havalimanı, Kanal İstanbul, Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, ülkeye yayılan Yüksek Hızlı Tren ağları ve otobanları gerektiği gibi anlamlandırabilmek için okuyun Hicaz Demiryolu’nun hikâyesini…

Nasıl başladığını, neden yapıldığını, nasıl yapıldığını ve sonunda neler olduğunu okuyun… Okuyalım ki, yeni dönem projelere o anlamda sahip çıkalım ve benzer bir sona gidilmesini engelleyelim…

İtiraf etmeliyim… Osmanlı’nın mega projelerinden Hicaz Demiryolu hakkında bilgim son derece yüzeyselmiş… Biraz da resmî tarih teorilerinin etkisi altında kalmışız herhalde… Payitaht dizisinde bahsi geçince konuya biraz daha uyanmış, bir iki şey okumuştum… II. Abdülhamid’in, müminlerin hac vazifesini yerine getirmelerini kolaylaştırmak için bu işe giriştiği söylenmişti daima… Tabii ki o önemli bir sâik idi, ancak buz dağının görünen kesimiydi o gerekçe…

İki önemli ayak daha vardı: Beka sorunu adına Güvenlik ve Ticaret… II. Abdülhamid’in siyasi ve stratejik ufku çok genişti… “Kutsal topraklara erişimi kolaylaştırmak” vaadi, işin iletişim ve algılama konumlanması için bulunmuş olağanüstü bir ortak ruhi şekillenme kaldıracıydı…

Bu sayede olağanüstü ittifaklar kuruldu. Büyük maliyetlerin söz konusu olduğu (devletin toplam bütçesinin beşte biri) bu yatırım için olağanüstü bir bağış kampanyası başlatıldı. Pazar ekinde belirtildiğine göre başta Abdülhamid’in bizzat kendisi ve erkânı olmak üzere şu ülkelerden Müslümanlar canla başla katıldılar bu kampanyaya:

Fas, Tunus, Cezayir, Rusya, Çin, Singapur, Hollanda, Güney Afrika, Ümit Burnu, Cava, Sudan, Pretorya, Bosna-Hersek, Üsküp, Filibe, Köstence, Kıbrıs, Viyana, İngiltere, Almanya ve Amerika...

İkinci efsanevi olay, projenin bitiriliş zamanı ile ilgiliydi.

İlk tren 27 Ağustos 1908’de, ilk yolcularıyla İstanbul’dan Medine’ye yol alırken, dünya çapında Müslümanların büyük umutlarını da yanında taşıyordu.

II. Abdülhamit, özellikle inşaatta Müslüman mühendislerin çalışmasını istemiş. Bu hassasiyet nedeniyle demiryolunun yapımı kimi zaman biraz yavaşlamış. Bu nedenle bazı Alman mühendisler hızla işe alınmış. Bunlar, genç Osmanlı mühendislerine, inşaat Medine’ye doğru ilerlerken tüm birikimlerini aktarmışlar.

Bölgedeki Osmanlı askerlerinin önemli bir kısmı da bu demiryolunda işçi olarak görev almış. Bazıları askerlik sürelerini tamamlamış olmalarına rağmen işi bırakmamışlar. Medine’ye varana kadar çalışmışlar.

Bu; yaratılmış olan bir akıl, inanç ve iman zincirinin gücüyle oluşmuş…

Tüm Dünya, projenin bu kadar hızlı ilerlemesi karşısında şaşırmış kalmış. Aynen Yeni Havalimanı’nın tamamlanma süresine inanamadıkları gibi… Tıpkı Kanal İstanbul’a inanamadıkları gibi…

Proje 1900’de başlamış. Bugünün teknolojisiyle bile zor bir zaman diliminde, 1908’de tamamlanmış. 27 Ağustos 1908’de ilk sefer yapılmış. 9 yıl boyunca hizmet vermiş Hicaz Demiryolu. Son kez 14 Mayıs 1917’de askerî sevkiyat için kullanılmış. Mondros Antlaşması’nın ardından 7 Ocak 1919’da imzalanan şartname ile Hicaz Demiryolu’nun yönetimi Osmanlı Devleti’nin elinden alınmış. Sonrasında da hattı resmen öldürmüşler… Bakımsızlık yüzünden, deniyor. Ancak arkasında stratejik bir karar olduğunu Mısır’daki Sağır Sultan bile biliyor…

Auler Paşa’nın inşaat anıları ve Baron von der Goltz’un Hicaz Demiryolu’yla ilgili şu yorumu ibretlik: “İtinalı hazırlıklar yapmaya alışmış olan Avrupalılara yapılması imkânsız görünen şeylere pervasız bir cesaretle ve Allah’ın inayetine sığınarak başlanmış ve göründüğünden çok daha kolaylıkla üstesinden gelinmiştir. Bizim için bundan alınacak bazı dersler vardır.”

Bu demiryolunun yapılmasını destekleyenlerle buna karşı olanların sayısı eşitmiş… Ne hatırlatıyor size bu durum?.. Yukarıda saydığımız yeni dönem dev projelerin stratejik önemi karşısında yurt dışında ve içinde Türkiye’nin önünü kesmek isteyenlerin elleri tabii ki armut devşirmiyor, değil mi?

Peki, Hicaz Demiryolu’nun başına gelenlerin, bu projelerin başına gelmemesi için ne lazım?.. Üç unsurla özetleyelim: Gücü, aklı, inancı elden bırakmamak…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar