Alper GÖRMÜŞ
Zekeriya Öz ve arkadaşlarının Ergenekon davasından alınması, bazı çevrelerde, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) bu ve benzeri davaları daha fazla uzatmadan bitirme yönünde bir yönelim içine girdiğinin işareti olarak değerlendirilmişti.
Bu türden değerlendirmelerin en netlerinden biri Milliyet gazetesi yazarı Derya Sazak’tan gelmişti. Sazak, 1 Nisan 2011 tarihli yazısında şöyle demişti:
“(...) Gelinen noktada ‘önleyici’ sonuçlar alındığı için daha ileri bir sonuca gidileceğini sanmıyoruz. ‘Öz gitti, Ergenekon bitti!’ diyebiliriz. Bundan sonrası davanın uzatılmadan ‘usulen’ tamamlanması olacaktır.”
Ben, bu türden görüşlere o zaman hiç itibar etmemiştim. Büyük Medyada Ergenekon Haberciliği adlı kitabıma 6 Mayıs 2011’de yazdığım önsözde, savcıların, zihniyetle suç teşkil eden eylemleri ayırmada yeteri kadar hassas davranmadığı yönündeki eleştirimi tekrarladıktan sonra şöyle demiştim:
“Ergenekon savcılarına bu yönde yöneltilen yaygın eleştiriler karşısında, savcıların görev yerleri değiştirildi. Benim o andan itibaren gördüğüm, davaların aynı kararlılıkla, fakat yukarıda işaret ettiğim ‘tehlike’yi dikkate alan bir anlayışla yürütüleceği yönünde...”
Böyle düşünmem çok basit bir gerçeğe dayanıyordu: Ergenekon zihniyeti (“baş düşman AKP’yi kim, hangi yöntemlerle ‘imha’ ederse etsin, benim dostumdur”) toplumda bu kadar yaygınken, o zihniyetin davalarının “bitirilmesi” demek, AK Parti’nin kendi ipini çekmesi anlamına gelecekti.
Nitekim beklenen olmadı, hatta “İkinci Balyoz davası” ve “İnternet andıcı” soruşturmalarıyla süreç daha da derinleştirildi.
Seçim sonuçlarının davaların “psikolojisine” etkisi
Seçim sonuçlarının Silivri ve Hasdal’da yol açtığı moral bozukluğuna ilişkin haberleri hatırlayın... Bir de tersini düşünün: Seçimler CHP-MHP koalisyonunu mümkün kılacak bir sonuçla bitseydi, oralarda nasıl bir atmosfer oluşurdu?
Seçimlerde AK Parti’nin dört yıl daha iktidar ehliyeti alması ve kamuoyunda, bir olağanüstülük olmazsa bir sonraki seçimi de kazanacağına ilişkin bir algının oluşması, hiç kuşkusuz Ergenekon, Balyoz ve benzeri davaların psikolojisi üzerinde önemli etkilerde bulunacak.
Bence, AK Parti’nin ve hükümetin davaları kararlılıkla sürdüreceği yönündeki işaretler sanıklarda çözülme, kendini kurtarma, itiraflarda bulunma gibi eğilimleri güçlendirmeye başladı bile... Son bir haftada biri Balyoz, öbürü Ergenekon davasından gelen iki çıkışı ben bu çerçevede yorumluyorum.
Dursun Çiçek: Madem öyle...
Hatırlayacaksınız, Genelkurmay Başkanlığı, Albay Dursun Çiçek’le ilgili olarak onu çok zor durumda bırakacak tasarrufta bulunmuştu... Önce Genelkurmay Askerî Savcılığı hazırladığı iddianamede, Çiçek’in “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nı tek başına hazırladığını ve bunu da “amiral olamadığı için üstlerini zor durumda bırakmak amacıyla” yaptığını öne sürdü.
Ardından da Genelkurmay’ın, hükümete karşı kara propaganda üretsinler diye yayına konan internet sitelerinden sorumlu kişinin, sorumlu subay olarak Dursun Çiçek olduğu açıklaması geldi.
Ve iki hafta kadar önce Dursun Çiçek “İnternet andıcı” soruşturmasında “kendi isteği” ile verdiği ek ifadede, siteleri kendisine verilen emirle hazırladığını, üstlerinin de sorumlu olduğunu söyledi.
Çiçek, “üstleriniz kim” diye sorulduğunda, hatırlamadığını, Genelkurmay’a sorulabileceğini söyledi savcıya... Bu, muhtemelen Genelkurmay’a verilmiş bir mesajdı ve “Beni satarsanız, arkası gelir” anlamına geliyordu.
“Cezaevinden çıkıp öldürüyorduk...”
Bu çerçevede ikinci önemli gelişme, Ergenekon soruşturması kapsamında Şile’de yapılan kazılar bağlamında tutuklanan eski TİKKO itirafçısı Ulaş Özel’in itirafları oldu...
Geçtiğimiz yaz bir ihbar üzerine aranan Ulaş Özel’in üvey babasının evinde bazı silahlar bulunmuş, daha sonra Özel’in Şile’de gösterdiği yerde yapılan kazıda Jandarma Genel Komutanlığı’nca verilmiş takdirnameler ve çok sayıda askerî malzeme ele geçirilmişti.
Ulaş Özel, Şile kazılarını kapsayan Ergenekon davası ek iddianamesinde yer alan bilgilere göre, Veli Küçük, Muzaffer Tekin ve Kemal Kerinçsiz’i tanıyordu.
Ulaş Özel’in davanın ilk duruşmasında yaptığı savunma dudak uçurtucuydu... TİKKO militanıyken teslim olmuş, devlet de onu JİTEM Elazığ Bölge Komutanlığı’nda görevlendirmişti. Cezaevinde yatıyor görünüyordu ama gerçekte dışarıda operasyonlara katılıyordu. Operasyonlardan sonra zarf içinde para alıyordu.
Ulaş Özel, kendisinin devlete teslim olduğunu söylüyor, devlet Ergenekoncu olduysa bunda kendisinin bir kabahatinin olmadığını dile getiriyordu.
Bunlara, Susurluk ve Hayata Dönüş operasyonlarıyla ilgili olarak 10 yıl sonra gelen itirafları da ekleyin...
Yanıldığımı sanmıyorum: AK Parti iktidarlarının süreceğinin anlaşılması, hükümetin ve yargının kararlılığı yeni bir süreci başlatmış görünüyor... Bence önümüzdeki aylarda çözülmeler ve itiraflar devam edecek.
Bu çerçevede Ogün Samast’ı da unutmamak lazım... Geçenlerde Aydın Engin, Samast’a verilen cezanın ardından T24’te şöyle yazmıştı:
“Samast gibileri tanıyorum. Benzerleri ile aynı hapishaneyi, aynı volta avlusunu, hatta aynı ranzayı paylaşmışlığım var. Sağlam durdukları sanılır ama hüküm giydikten sonra zemberekleri boşanır. Yani Ogün Samast’ın bu cezadan sonra epey gevşeyeceğini, bülbül kesilmesi olasılığı hiç de zayıf değil.”
Bence de öyle...
***
Medya Etiği Platformu...
Bu sayfada karşınıza zaman zaman “hepsiburada.come” adlı bir bölümle çıkacağımı söylemiştim (Taraf, 17 haziran). Muradım da şöyleydi:
“Haberin işine gelen bölümünü vermek, kalanını çöpe atmak, maalesef gazeteciliğimizin en yaygın pratiklerinden biri... Bazen, bir haberi bütün önemli taraflarıyla öğrenebilmek için birkaç gazeteye birden göz atmanız gerekir. Bu kötü alışkanlık, özellikle büyük siyasi davaların görüldüğü son yıllarda iyice yaygınlaştı. Bir haberin bir bölümünü şu gazete, başka bir bölümünü bu gazete veriyor. O bunu, bu şunu gizliyor...
“İşte bu nedenle, zaman zaman bu sayfada www.hepsiburada.come (come: İngilizce “gel”) başlığını taşıyan bir bölümle karşılaşacaksınız. Bu başlık altında, bir haberin çeşitli gazetelerde yer alan önemli bölümlerinin tamamını bulabilecek, böylece haber hakkında tam bir fikir edinebileceksiniz...”
O yazının çıkmasından birkaç gün sonra bir alışveriş sitesi olan hepsiburada.com’dan bir uyarı aldım: İsimler çok benziyordu, kullanamazdım, kullanırsam...
Tuhafıma gitmişti ama “anlamadığım işler, vardır kendilerine göre haklı bir yanları” deyip o başlıktan vazgeçtim. Fakat bu, bölümün içeriğinden de vazgeçtiğim anlamına gelmiyor. Bugüne kadar kısmet olmadıysa, nedeni, gündemin ağırlığından medya eleştirilerinden biraz uzak durmak zorunda kalmamdır.
Geçenlerde, henüz görücüye çıkmış olan Medya Etiği Platformu’nda (www.medyaetik.net) tam bu çerçevede şahane bir örnek çıktı karşıma. Ben fark edememiştim, kıskandım biraz açıkçası. Şöyleydi yazı:
“Zamanve Starbugün, Ergenekon ve Balyoz sanığı Albay Dursun Çiçek’in, ‘İnternet andıcı’ emrini, üst düzeyli komutanlardan aldığı açıklamasını manşet yapmış. Çok önemli bir haber. Emekli Org. Başbuğ’un da ifade vermesini zorunlu kılabilecek kadar önemli.. Ve görebildiğim kadarıyla bu haber, Milliyet’te, Hürriyet’te ve Vatan’da yok. Bu kadar önemli bir haberi atlamanın özrü olamaz bana kalırsa...
“Milliyet, Vatanve Cumhuriyetbuna karşılık, Dursun Çiçek’in bankacı eşinin, Ankara’da şube müdürlüğünü yaptığı Ziraat Bankası tarafından Ardahan’a ‘sürülmesini’ geniş işlemiş. Bu haber Milliyet’in birinci sayfasında mesela.. Vatan, köşe yazarı Murat Çelik’in kaleminden, olayın perde arkasını araştırmış.. Neresinden bakarsanız, bu da önemli bir haber. Eğer Dursun Çiçek’in eşi, kocasından dolayı ‘sürülüyorsa’, evrensel hukuka aykırı bir uygulama olur bu. ‘Suçun şahsiliği’ diye evrensel bir hukuk ilkesi var. Ve bu sürgün (eğer sürgünse) bu ilkeyi yıkıp geçiyor.. Neresinden bakarsanız bu da önemli bir haber. Ama bu önemli haber de, Zaman, Starve Sabah’ta yok.
“Bugün 21 Temmuz 2011.. Türkiye’nin gündemindeki önemli haberlerin tümünü birden öğrenmek isteyen herhangi bir Türkiyeli okurun, hiçbir gazeteye tek başına güvenmeyip çok sayıda gazete alması gerekiyordu. Her gün olduğu gibi.”
Medya Etiği Platformu, bir grup gazetecinin haber takibine dayalı bir medya sitesi... Önümüzdeki salı siteyi tanıtan bir yazıyla karşınızda olacağım.
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025