Alper GÖRMÜŞ
Bugün 2 Mart Çarşamba, yani Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın, saat 16:00’dan itibaren herkesi bulunduğu noktadan Sur’a yürümeye çağırdığı gün... Karanlıkta ıslık çalmaya gerek yok: Hepimiz biliyoruz ki, ancak “ağzından yel alsın” temennisiyle birlikte dile getirilebilecek felaketli sonuçlara gebe bir çağrı bu... Dileyelim ve umalım ki, bugün bu ihtimallerden hiçbiri gerçekleşmesin.
Oysa geçtiğimiz yılın tam bugünlerinde bambaşka bir atmosfer vardı ülkede... 28 Şubat’ta HDP’nin İmralı heyetiyle hükümet temsilcileri arasında Dolmabahçe’de bir toplantı gerçekleşmiş, 10 maddelik bir mutabakat metni kabul edilmişti. Toplantı sonrasında, Abdullah Öcalan’ın PKK’ya Türkiye sınırlarını terk etme çağrısında bulunacağı da açıklanmıştı.
Bakın o açıklamanın ertesi günü Sabah gazetesi hangi manşetle çıkmıştı:
Manşet cümlesi: Çözüm süreci toplantısından PKK’ya tarihi çağrı çıktı: Silah bırak... ŞİMDİ BARIŞ ZAMANI...
Alt başlık: Bugüne kadar ‘karşılıklı ateşkes’ önerisinden öteye gitmeyen Öcalan, ilk kez olarak PKK’dan kongresini toplayıp silah bırakma kararı almasını istedi.
Spotlar:
Birinci spot: Öcalan bu talebini önceki gün İmralı’ya giden HDP heyetine bildirdi. Tarihi çağrı, HDP’lilerin Barış Süreci’ni götüren hükümet üyeleriyle yaptığı görüşmenin ardından kamuoyuna açıklandı.
İkinci spot: HDP’li Önder, Öcalan’ın çağrısını şöyle duyurdu: “PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreye davet ediyorum. Bu, silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanıdır.”
Gazete, manşetin iki yanından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’nun Dolmabahçe mutabakatına ilişkin görüşlerini, manşetin altından da bazı başka değerlendirmeleri başlıklar halinde aktarıyordu. Onları da hatırlayalım:
Erdoğan: Çağrılar güzel, sıra uygulamada.
Davutoğlu: Darbe gitti, çözüm geldi.
Kılıçdaroğlu destek verdi: Silahı bırakmak huzur getirecek.
Bahçeli: Bir bakalım, değerlendirelim.
Demirtaş: PKK, hazırlığını buna göre yapmalı.
Sadece Sabah değil, sadece hükümeti destekleyen gazeteler değil, ikisi hariç bütün gazeteler olumlu, güzel bir gelişme olarak değerlendirmişti Dolmabahçe’de bir gün önce gerçekleşen toplantıyı. (Memnuniyetsiz iki gazete Sözcü ve Aydınlık’tı... Sözcü: “Atatürk’ün önünde teslimiyet anlaşması...”, Aydınlık: “Cumhuriyet’e silah çektiler...”)
Erdoğan’dan peşpeşe salvolar
Ertesi gün durum biraz daha netleşti. Öcalan tarafından kaleme alınan, Dolmabahçe’de Sırrı Süreyya Önder’in okuduğu mutabakat metninin “10 madde”si sonraki iki ay içinde taraflarca masaya yatırılacak, tarafların mutabık kalmasından sonra da Öcalan HDP’ye “silah bırakma” çağrısında bulunacaktı:
“İmralı’da Abdullah Öcalan, HDP heyeti, devlet heyeti ve izleme kurulu temsilcileri en geç iki hafta içinde 10 maddeyi konuşmak için masaya oturacak. (...) Eğer masada bu 10 maddenin hayata geçirilmesi konusunda bir mutabakat sağlanırsa Öcalan, PKK’ya ‘Olağanüstü kongreyi toplama ve Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleye son verme kararı alması’ çağrısı yapacak.” (Hürriyet, 2 Mart 2015).
O günleri hatırlayacaksınız: Hemen hiç kimsenin “kabul edilemez” bulmadığı; 30 yılı aşkın süredir devam eden çatışma bir gün bitecekse, o çatışmayı bitirecek anlaşmanın olmazsa olmaz maddelerinden ibaret bir mutabakat metninden söz ediyoruz...
Kamuoyu, “Bu iş bu defa oluyor galiba” diye umutlanıp (ki çözüm sürecine destek Türkiye çapında yüzde 70, Güneydoğu’da yüzde 90’dı) gelişmeleri izlerken, Mart ayı içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan peş peşe beklenmedik çıkışlar geldi. Erdoğan önce 15 Mart’ta Balıkesir’de halka hitaben yaptığı konuşmada, “Kardeşim ne Kürt sorunu ya? Artık böyle bir şey yok … Neyin eksik senin?” dedi. Ardından da önce İmralı’da yürütülecek görüşmeleri izleyecek heyete (ki isimleri aşağı yukarı kesinleşmişti), sonra da kendisinin bilgilendirilmediğini söylediği Dolmabahçe Mutabakatı’na karşı çıktı.
Masayı kim yıktı?
Sonrasını biliyorsunuz: Hükümet adına konuşan Bülent Arınç, Erdoğan’ın bütün gelişmeleri bildiğini ve buna rağmen İzleme Heyeti’ne ve Dolmabahçe Mutabakatı’na karşı çıktığını; fakat hükümetin en kısa zamanda İzleme Heyeti’ni teşkil ederek görüşmelere başlayacağını duyurdu. Ne var ki Arınç’ın bu vaadi gerçekleşemedi; İzleme Heyeti de Dolmabahçe mutabakatı da yavaş yavaş silindi, kadük oldu.
O günlerin gözde tartışmalarından biri de, Dolmabahçe’deki masayı kimin devirdiğiydi...
Madem birinci yıldönümünde “masa”yı konuşuyoruz, sıcak tartışmalar durulmuşken dönüp o günlerde neler olmuş, bakalım...
Hakikatlere dayalı, hakkaniyetli bir değerlendirme yapacaksak, önce çözüm süreci ile ateşkesi biribirinden ayırmalıyız. Çünkü “masa”, çözüm sürecine dair bir unsur; “ateşkes”in bozulması ise “masa”nın devrilmesinden yani çözüm sürecinin bitmesinden sonrasını ilgilendiriyor.
Bu temel noktayı hiç unutmadan o günleri kısaca hatırlayalım...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mutabakatı tanımadığını beyan etmesinden önce, PKK-KCK tarafından mutabakat aleyhine herhangi bir itirazın gelmediğini biliyoruz. KCK yöneticilerinden Mustafa Karasu’nun Dolmabahçe toplantısından bir gün sonra (1 Mart 2015) ANF’ye verdiği söyleşi, özellikle Hürriyet yazarı Taha Akyol’un sunumuyla böyle bir izlenime yol açtıysa da, hakikat Akyol’un sunduğu versiyondan farklıydı. Akyol, “Kim bozdu” başlıklı makalesinde şöyle yazmıştı:
“28 Şubat 2015 günü Dolmabahçe’de Öcalan’ın 10 maddelik bildirisi okundu. Hükümetten taleplerini sıralayan Öcalan, PKK’nın silah bırakma kongresi toplamasını istedi. Hemen ertesi günü KCK adına Mustafa Karasu buna karşı çıktı, bu şartlarda silah bırakmayacaklarını, kimsenin bunu isteyemeyeceğini söyleyerek Dolmabahçe mutabakatını sabote etti.”
Oysa silah bırakma, Hürriyet’in de yazdığı gibi 10 maddelik mutabakat başlıkları üzerinde iki ay boyunca yürütülecek görüşmelerin olumlu biçimde sonuçlanması durumunda ilan edilecekti. Mustafa Karasu da söyleşinin, Taha Akyol’un iktibas etmediği bölümlerinde buna işaret ediyordu:
“AKP Hükümeti Önderliğin ortaya koyduğu 10 başlıkta müzakere edip sorunu çözecek midir, çözmeyecek midir? Bu sorunun cevabı çok önemlidir. Bu sorun çözülmeden PKK silah bırakacak, PKK Kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak biçimindeki yaklaşımlar demagojidir, aldatmak ve sorunu çarpıtmaktır.”
Görüldüğü gibi Mustafa Karasu o söyleşide mutabakata karşı çıkmıyor, mutabakat müzakere edilmeden silah bırakma beklentisine karşı çıkıyordu.
Yani, “masa”nın KCK-PKK tarafından yıkıldığını söylemek gerçekleri yansıtmıyor. Bu yönde esas inisiyatifin doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldiğini söylemek yanlış olmaz.
Fakat, yukarıda da dediğim gibi çözüm süreci (ya da “masa”) başka, ateşkes başka... PKK, çözüm süreci söndükten sonra da çatışmaları başlatmayabilir, siyasi teşhir ve mücadele yolunu tercih edebilirdi. Fakat bu yolu tercih etmedi, yeniden şiddete yöneldi.
Diyelim ki hepsi aldatmaca...
PKK’nın, Kürtlerin çoğunluğunun da ikna olmadığı gerekçelerle savaşı yeniden başlatmasına; çözüm süreci boyunca şehirlerde yaptığı yığınaklara ve hendek siyasetine baktığımızda şu söylenebilir: Çözüm sürecinin bozulmasında esas sorumluluk hükümette olabilir ama, PKK-KCK da bütün hazırlıklarını bir gün savaşı daha da büyük bir şiddetle yeniden başlatmak için yürütüyormuş, fırsat kolluyormuş. Nitekim hükümet böyle bir fırsat verdiğinde de bunu kullanmaktan çekinmedi.
Kanaatimce bu da doğru...
Sonuçta anladık ki iki taraf da samimiyetsizmiş; zaten Kürtlerin hem devlete hem PKK’ya karşı kızgın olmalarının nedeni de bu.
Aklımı kurcalayan, cevabını bulamadığım bir soruyla bitireyim:
Diyelim ki hükümet ve hükümeti destekleyen basın haklı. Yani, PKK-KCK’nın bütün arzusu çatışmaları yeniden başlatmak üzere bir bahane bulmaktı ve çözüm süreci Dolmabahçe mutabakatı doğrultusunda devam etseydi dahi onlar savaşı yine de başlatacaklardı. (Biliyorsunuz, bu tez özellikle “Suriye’deki iç savaşın PKK’ya sunduğu imkânlar” hatırlatılarak öne sürülüyor.)
Benim sorum, Kandil’in bu “imkânlar” nedeniyle Türkiye dahilinde bir çözümden mutlak surette uzaklaştığı için hükümetin çözüm sürecinde ısrar etmesinin bir anlamının olmayacağını öne sürenlere...
Bu kişiler, Öcalan faktörünü ihmal ederek varıyorlar bu sonuca. Öyle ya, Öcalan, kaleme aldığı “10 madde”nin de gösterdiği gibi “Türkiye içi” bir çözümden yana olduğunu net bir biçimde ilân etmişti geçtiğimiz yılın 28 Şubat’ında.
Sorum şu: Hükümet, Dolmabahçe’den sonra “masa”yı kurup HDP heyeti ve Öcalan’la görüşmelere başlasaydı, bu durumda Öcalan’la Kandil arasında gerçek bir gerilim doğmaz mıydı? Bu durumda Kandil, savaşı yeniden başlatmaya cesaret edebilir miydi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025