Alper GÖRMÜŞ
Kendisinden korkulan insanların büyük paradoksu, onların da korku içinde yaşamalarıdır.
Korkutanlar, daha çok korkuturlarsa kendi korkularının azalacağını sanırlar, oysa tam tersi geçerlidir: Bu “çare”, alınlarında biriken terleri arttırmaktan başka bir işe yaramaz.
Güç kullanan ve iktidarlarını, yönettiği toplumları korkutarak sürdüren siyasi iktidarlar da tıpkı o insanlar gibi korku içinde yaşarlar. İktidarını korkusuzca sürdürmek isteyen bir iktidarın yapması gereken şey daha fazla insanı korkutmak değil, kimsenin kendisinden korkmadığı siyasal koşulları sağlamaktır.
Geçerliliğine inandığım bir demokrasi ölçütü önereceğim:
Eğer bir ülkede insanlar yönetenlerden korkmuyor, yönetenler ise sadece “sandıkta iktidarı kaybetmekten” korkuyorlarsa, orası bir demokrasidir.
Eğer bir ülkede insanlar yönetenlerden korkuyor, yönetenler ise sandığa ulaşamadan iktidarı kaybetmekten korkuyorlarsa, orası bir demokrasi değildir.
AK Parti’nin iki dönemi
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), iktidara geldiğinden beri “sandık” dışından gelebilecek hamlelerden korkuyor. Korkusunun kaynağı uzun bir süre “askerî vesayet” olageldi, son zamanlarda da yeni bir korku kaynağı belirdi: Yargısal vesayet.
AK Parti ve Erdoğan hükümeti, hakiki bir temeli olan askerî müdahale korkusu karşısında iki tepki geliştirebilirdi:
a) Algıladığı korkuyu yönettiği topluma yansıtabilir, baskıcı bir siyasal rejime yönelebilirdi (irrasyonel ve yanlış tercih).
b) Algıladığı korkuyu topluma yaslanarak aşmayı deneyebilir, böylece askerî vesayetin, içinde nefes almakta zorlanacağı daha özgürlükçü bir siyasal modele yönelebilirdi (rasyonel ve doğru tercih).
AK Parti ikinci yolu tercih etti ve bunu uzun yıllar boyunca sürdürdü.
Sonra işler tuhaflaştı. İktidar partisi, askerî vesayetin gücünü kırdıkça ve seçimlerde giderek daha yüksek oylar aldıkça partinin hoyratlık katsayısı da artmaya başladı.
Bu değişimi en iyi gösteren şeylerden biri de, son yıllarda öğrencilere karşı sergilenen tutum oldu.
Mesela, bir şiir okudu diye dünya kendisine dar edilen Başbakan, bütün “suçları” konuşma yaptığı salonda “parasız eğitim istiyoruz” pankartı açan iki öğrencinin (Ferhat Tüzer ve Berna Yılmaz) neredeyse iki yıl boyunca tutuklu yargılanmasından hiç rahatsız olmadı.
Ekşi Sözlük’e iki “entry” yazdı ve...
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Hüseyin Aygün, tutuklu öğrenci sayısının 500’ü aştığını söylüyor. Bu öğrencilerin kahir ekseriyetinin suçu, “terör örgütünün propagandasını yapmak”. Bu öyle bir suç ki, hiç farkında olmadan bile işleyebilirsiniz. Mesela attığınız bir slogan ya da okulunuzda dağıtılan bir bildirinin cebinizden çıkan tek nüshası “terör örgütlerinden” birine ait olabilir; bu da sizin terör örgütünün propagandasını yaptığınıza dair yeterli bir delil sayılabilir. Mesela tutukluluğu iki yıla yaklaşan Cihan Kırmızıgül, taşıdığı bir poşu nedeniyle terör örgütünün propagandasını yapmakla suçlanıyor.
Son dönemde yaşanan ve öğrencileri haklı bir tedirginlik içine sokan iki vakaya bir göz atalım...
Birinci örnek:
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, TV ve Sinema bölümü öğrencisi Mikail Boz, bölüm başkanı Yusuf Devran hakkında Ekşi Sözlük’te yazdığı iki “entry” nedeniyle okuldan bir dönem uzaklaştırıldı. Boz, ayrıca savcılıkta da ifade verdi.
Keşke bu iki metnin tamamını burada dikkatinize sunabilseydim de, sergilenen hoyratlığın nasıl bir şey olduğunu siz de görebilseydiniz... Boz, yazılarında Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, TV ve Sinema Bölümü’nün yeni başkanının çok hızlı yükselişini konu ediniyor, bunun, Yusuf Devran’ınSamanyolu TV geçmişiyle bir ilgisinin olup olmadığını sorguluyordu.
İşte bu yazılar nedeniyle, not ortalaması 4 üzerinden 3.96 olan Mikail Boz cezalandırıldı. (“Entry”lerin tam metinlerini şuradan okuyabilirsiniz: http://sosyalmedya.co/eksi-sozluk-mikail/)
Staj talebi için telefon etti ve...
İkinci örnek:
Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Şeyma Özcan 9 Aralık 2012’de sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Devrimci Karargâh soruşturması kapsamında gözaltına alındığı açıklanan Şeyma Özcan’ın avukatı İnayet Aksu, kendilerine delil olarak sadece bir telefon görüşmesinin sunulduğunu söylüyor. Avukat Aksu tutuklamadan hemen sonra durumu şöyle anlatmıştı:
“Şeyma, gazetecilik stajı yapmak için daha önce Devrimci Karargâh örgütü soruşturmasından gözaltına alınıp serbest bırakılan avukat Özcan Kılıç’ı aramış. Ve kendisine bir staj yeri ayarlayıp ayarlayamayacağını sormuş. Kılıç da Şeyma’ya Diyarbakır’da Dicle Haber Ajansı’nda bir staj ayarlamış. Ancak Şeyma yaz okuluna gittiği için bu stajı yapamadı. Şimdi soruşturma kapsamında telefonları dinlenen avukatla yaptığı bu görüşmesinden dolayı tutuklandı. Polis, Şeyma’nın staj yapıp gazeteciliği öğrendikten sonra Devrimci Karargâh’ın yayınlarını çıkaracağını söylüyor. Bu suçu işleyeceğine inanıyor. İşlenmemiş bir suç için bir genç kız tutuklanıyor.”
İşte böyle...
Bu yazıyı, buraya kadar okuduklarını “gündemden kopuk” diye nitelendirebilecek okurlara bir notla bitiriyorum:
Değil... AK Parti’yi korkutan her gelişme, onun herkesin korkusuzca eleştiri yapabildiği demokratik bir ülke yaratma yolunda attığı adımlardan vazgeçmiş olmasıyla yakından ilintilidir.
AK Parti, korkuyu (da) bir yönetme biçimi olarak kullanmaktan vazgeçmediği sürece kendisi de korku içinde yaşamak zorunda kalacak.
Umalım ki AK Parti Uludere ve MİT musibetlerinden gerekli sonuçları çıkarsın ve “seçimde iktidar kaybı” dışında hiçbir korku yaşamayan bir parti olabilmesinin yolunun korkusuzca eleştiri yapabilen bir toplumdan geçtiğini artık anlasın.
-
Kimse Dink ailesini tartışmaya çağırmasın
Hrant Dink davasının rezalet bir kararla kapatılmasından sonra gerçekleştirilen görkemli yürüyüşte bir ara yanımdan “AKP vuruyor AKP koruyor” diye bağıran bir grup geçti. Slogan, “Faşistler vuruyor AKP koruyor” sloganına nazireyle ve belli ki bunu eksik ve yanlış bulan bir grup tarafından seslendiriliyordu. Grup üyeleri, yürüyüşçülere, Hrant Dink’in katlinin gerisinde mevcut iktidarın bulunduğu propagandasını yapıyordu.
O anda aklıma, Susurluk protestolarının yönünü devlet içindeki karanlık çeteleşmelerden “şeriat tehlikesi”ne çekmeye çalışan (ve sonunda başarıya ulaşan) gruplar geldi ve zihnimden bu benzerliğe dikkat çeken bir yazı yazma düşüncesi geçti.
Fakat sonra, doğru ve haklı olsa bile, böyle bir bakış açısının o günlerin (ve bu günlerin) esas meselesi olan Hrant Dink için adalet arayışını gölgeleyebileceğinden endişelendim ve bu yazıyı yazmaktan imtina ettim.
Bu kararımda, Dink ailesinin, böyle bir odak kaymasından duyacağı rahatsızlık da etkili oldu.
Açıkçası duygum da şu yöndeydi: Varsın birileri de sadece adalet arayışı için değil –ilaveten– düşman bellediği hükümete karşı kullanışlı bir araç olduğunu düşündüğü için o yürüyüşe katılmış olsun. Değil mi ki o yürüyüş sayesinde “bu davanın böyle bitmeyeceği” bir kez daha gösterilmiştir, varsın onlar da o sâikle orada olsun...
Fakat sonra, biliyorsunuz, bu tartışma açıldı.
Ben bir yandan ilgili yazıları okurken, bir yandan da Dink ailesinin bu tartışmayı nasıl bir ruh haliyle izlediğini düşünüyor, tartışan iki kişiyle de iyi ilişkileri olan ve bunu sürdürmek isteyen birinin psikolojisi neyse, öyledir herhalde diye fikir yürütüyordum.
Böyle birinin hiç ama hiç istemeyeceği şeyin ne olduğu açık: Tartışmacıların, onları kendi yanlarında taraf tutmaya çağırmaları...
Ece Temelkuran, Etyen Mahçupyan’la giriştiği tartışmanın konu edildiği BirGün söyleşisinde şu sözleriyle işte bunu yaptı:
“Etyen dönsün bir kendine baksın, kendi arkadaşlarının neler dediğine baksın. Arat Dink’in, Orhan Dink’in söylediğinden başka bir şey söylemiyorum ben.”
Ben diyorum ki, bu tartışmayı artık bitirelim; davanın Yargıtay duruşmalarına odaklanalım, neleri yapabileceğimizi konuşalım, bu cinayetin esas faili olan devlet üzerindeki kamuoyu baskısını arttıralım.
Fakat tartışma bir süre daha devam edecekse, hiç değilse “fair play” kurallarına uyalım ve Dink ailesini kendi tarafımızda tartışmaya çekmeye çalışmayalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025