Atilla Aytemur
Türkiye çok âlem bir ülke. İnanılmaz olaylar, birbirine yüz seksen derece zıt durumlar, sanki çok olağanmış gibi aynı anda yaşanabiliyor. Hele siyaset dünyamız ve devlet, bu konuda rakip tanımıyor.
Aynı günlerde yaşadığımız iki olayı hatırlatmak istiyorum.
Birinci olay, Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder’in mahkûm edilmesi... Devlet, devran değişince, bir zamanlar barışa katkıda bulunsunlar diye kullanımlarına gemi tahsis edip saraylarda ağırladığı Kürt siyasetçileri, “neden o konuda aracılık ettiniz ve destekleyici sözler söylediniz” diye mahkûm edip cezaevine koydu.
Daha dünmüş gibi hatırlıyoruz; HDP eski genel başkanı ve cumhurbaşkanı adayı, AİHM’nin “derhal serbest bırakılsın” kararına rağmen içeride tutulan Selahattin Demirtaş, Barış ve Çözüm Süreci’nin iktidar ve devlet tarafından tasvip görüp takdir edilen hayati bir köprüsüydü.
Aynı partinin eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder, üstlendiği büyük sorumlulukla sürecin çok önemli bir unsuruydu. Şimdi iktidar onlara, tamamen tersi bir tutumla, o dönemde oynadıkları rol nedeniyle ağır cezalar veriyor.
Hani yapılan iş devletin ve iktidarın güvencesi altındaydı! Adalete ve söze atfedilen değer nerede?
Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün marifetleri
Yazının asıl konusu olan ikinci olaya gelince; bu da en az ilki kadar gariplik ve adaletsizlik içeriyor.
Demokratik Gelişim Enstitüsü (DPI), merkezi Londra’da bulunan bir sivil kuruluş. Devletlerden, hükümetlerden, sermayeden ve diğer güç odaklarından bağımsız olarak dünyadaki etnik, dinsel, kültürel, mezhepsel ve bölgesel çatışmaların çözümü için diyalog ve barış amaçlı çalışmalar yürütüyor.
DPI, başarılı ve başarısız deneylerden sonuçlar çıkarılması, elde edilen derslerin başka bölgelerdeki çatışmaları sonlandırmak amacıyla değerlendirilmesi yönünde çalışmalar yapıyor, toplantılar düzenliyor. Bütün çalışmalar ve toplantı notları hem kitap ve broşür olarak yayınlanıyor, hem de dünyanın ilgisine sunulmak üzere internet sitesine konuyor.
Çalışmalarına yazarlar, akademisyenler, siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar, sanatçılar ve çözüm süreçlerinde rol alan kişiler bağımsız bireyler olarak katılıyor.
Toplantılara, çatışan tarafların temsilcilerinin yanı sıra, çatışmaların yaşandığı ülkenin iktidar cenahından ya da ona yakın çevrelerden kişilerin de katılmasına özen gösteriliyor. DPI’ın yöneticileri de o konular üzerinde çalışan uzman kişilerden oluşuyor.
Toplantı dizileri olağan seyrinde devam ederken…
Geride bıraktığımız dönemde Mardin, Ankara, Manila, Berlin, Londra, Dublin gibi şehirlerde, Filistin, Filipinler, Kuzey İrlanda, İspanya, Kolombiya sorunlarını ve Türkiye’deki Kürt meselesini ele alan toplantılar düzenlendi, bunlardan çıkan dersler paylaşıldı.
DPI, en son 22-23 Kasım 2018’de Norveç’in başkenti Oslo’da bir toplantı düzenleyip, Barış ve Çözüm Süreci’nde görevlendirilen Âkil İnsanların deneyimlerini ele aldı.
İşte ne olduysa bu toplantıdan bir fotoğrafın basına ve sosyal medyaya yansımasından sonra oldu. Bir zamanlar takdirle karşılanan Âkiller ve dikkatle izlenen DPI, Oslo toplantısından sonra sağdan ve soldan ağır ithamların ve salvoların hedefi oldu.
Devlet Bahçeli’den gelen tehdit
Kürt Sorunu söz konusu olduğunda hızını alamadığını bildiğimiz Devlet Bahçeli bu kez de kimseyi şaşırtmadı. TBMM’de yapılan mutad grup konuşmasında, “Yarım akıllı çürük âkiller, Türkçe konuşuyorum, kulak verin: Çözüm Süreci gömüleli çok olmuştur, şansınızı fazla zorlamayın. İsterseniz PKK’ya katılın ama Türk milletinin sabrını zorlamayın. Milletin şamarını yersiniz, Oslo’yu da İmralı’yı da görür kendinizi dağda bulursunuz” diyerek, işi adamakıllı tehdide vardırdı.
Milliyetçi tabanın paylaşımında MHP’yle rekabet halinde bulunan İyi Parti de ondan geri kalmamak için, kişisel hiçbir beklentileri olmayan, üstelik risk alarak barış çalışmalarına omuz verenleri ağır şekilde eleştirmek ve hakaret etmek üzere devreye girdi.
Olmayan girişim için koparılan fırtına
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti yönetiminden toplantıya yönelik bir açıklama ve eleştiri ifade edilmemesine karşın, iktidar destekçisi medya organları “Yeni bir çözüm süreci mi, asla!” havasında yayın yaptılar.
Oslo toplantısını düzenleyen DPI yetkililerinden ve toplantı katılımcılarından bu yönde, yani yeni bir barış ve çözüm sürecinin başlatılması yönünde bir açıklama ve değerlendirme gelmemesine karşın, bu medya çevresi sanki böyle bir teklif ortaya konmuş gibi yaygın bir eleştiri ve hakaret bombardımanına giriştiler.
Demokrasiyi ve özgürlükleri boşlayıp ırkçılığın kıyısında gezinen bir milliyetçiliğe savrulan siyasal iktidarın böyle bir açılıma meyletmeyeceğini, Oslo toplantısı katılımcıları bilmezmiş gibi atıp tuttular. Belli ki, MHP ve BBP ile beraber iktidarı sürdürmenin bir diyeti olarak, seçim döneminde de barış ve çözüm karşıtlığı sürdürülecek.
Bunu artık kimsenin yadırgadığını da zannetmiyorum.
CHP yönetimi ise bu eleştiri ve hakaret furyasına kendini kaptırmayıp uzak durdu. Ama milliyetçi odaklarla arasında anlamlı bir sınır olup olmadığını pek bilemediğimiz ultra-ulusalcı kanadın birtakım isimleri olayı atlamadı; toplantıya katılanlara yönelik kişisel hakaret ve eleştirilerini sosyal medya üzerinden sergilediler.
Sosyal medyanın milliyetçi ve muhtelif sol siyasal akımlara bulaşmış müdavimleri ise, tahmin edileceği gibi bambaşka saiklerle ve aradıkları gündemi bulmuş olmanın sevinciyle, toplantının katılımcılarına ve arka plandaki muhayyel destekçilerine (?) saydırdılar da saydırdılar.
HDP şaşırttı
Daha da şaşırtıcı olan ve katılımcılarda tuhaf duygular uyandıran tepki HDP’den geldi. DPI’ın toplantılarına her zaman çok sayıda mensubu katılan HDP’nin Oslo toplantısına dair açıklamaları ağır ve olumsuz eleştiriler içeriyordu.
Partinin eş genel başkanı Pervin Buldan, 3 Aralık 2018’de İzmir İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Oslo toplantısına çok farklı bir noktadan baktıklarını gösterdi:
“Barış sürecinde hiçbir yerde hiçbir insan yaşamını yitirmedi, anneler ağlamadı. Yaptığımız iş çok onurlu bir işti. Bizi postacılıkla suçlayanlara her zaman şunu söyledik. Bu görevi bize bir kez daha versinler, bir kez daha gideriz, bu görevi üstleniriz. Ancak bu süreci heba edenler, bu süreci bitirenler ve devirenler bugün yine bir yerlerde insanların kafasında farklı bir algı oluşturmaya çalışırken, Oslo'da yeni bir barış ve müzakere sürecinin başladığını ifade edenler şunu bilsinler ki İmralı Cezaevi'nin kapısında koca bir kilit varken, barış ve müzakere süreci asla olmaz. Cezaevlerinde siyasi rehineler varken, böyle bir sürecin başlamasının imkânı yok. Biz AKP ile müzakere değil, AKP ile mücadele etmek için yola çıktık."
HDP adına yapılan bir başka açıklamada ise, “Toplantının basından öğrenildiğini, her seçim öncesi birdenbire Kürt halkına çiçek atılmaya başlandığını, seçmenin bu oyunları yemediği” ifade ediliyordu:
“Elbette bu buluşmalar önemlidir, ama HDP bu işin içinde yoktur. HDP bu tür adımların yerel seçimler öncesinde atılmasını çok anlamlı bulmamaktadır.”
Barış çabasını zamana ve şartlara endekslemek
Belli ki HDP’nin temel endişesi, bu dönemde yapılacak bu tür girişimlerin, özellikle dindar Kürt seçmende AK Parti’ye yönelik bir ilgi, umut ve oy kayması yaratması ihtimali...
İlaveten, halen HDP yöneticilerine ve üyelerine karşı iktidar tarafından sürdürülen baskıları ve tutuklamaları unutturmasından, gözardı edilmesine yol açmasından ve tepkileri hafifletmesinden endişe ettikleri anlaşılıyor.
Bunlar bir ölçüde anlaşılabilir endişeler. Lâkin yapılan açıklamaların DPI’ı, Oslo toplantısını ve katılımcılarını töhmet altında bırakacak anlamlarla yüklü olduğunu da göz ardı edemeyiz.
Halbuki çok değil, 29 Eylül 2018 tarihinde aynı kuruluş Ankara’da benzer konuda bir toplantı düzenliyor ve çok sayıda davetlinin yanı sıra HDP Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy ile eski milletvekili Ayla Akat da katılıyor. İki toplantı arasındaki süre farkı da topu topu iki ay.
Şimdi seçim öncesinde olduğumuz, iktidar koalisyonunun oyunu artırmak için her şeyi yapacağı doğru; ama Türkiye’nin seçimlerden başını kaldıramadığı da ayrı bir gerçek. Barış çabasını gündem dışına itmenin ve ertelemenin bir çıkış yolu olamayacağı ortada.
DPI şimdi AK Parti yanlısı mı?
Ayrıca, DPI bu aralar el değiştirmedi. Mevcut yönetim kadrosu gidip, yerine AK Parti’nin güdümüne girebilecek başka bir ekip gelmedi ve bu kuruluşun ilke ve değerleri değişikliğe uğramadı. Yönetim Kurulu’nda halen HDP milletvekilleri olan Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu ve Prof. Dr. Mithat Sancar da var. Katılımcı bileşimi de aşağı yukarı benzer şekilde devam ediyor.
Yani, HDP’lilerin katılıp görüş ve düşünceleriyle katkı sundukları dönemlerdeki DPI neyse, Oslo toplantısını düzenleyen DPI da o. Arada, AK Parti iktidarına uzaklık veya yakınlık bakımından da değişen bir şey yok.
Özetle, DPI’ın AK Parti’nin seçim hesabına göre toplantılar düzenleyebileceği iddiası çok ağır ve tutarsız bir iddia.
Âkillere haksızlık etmeyelim
Oslo toplantısının ana başlığı “Çatışma Çözümlerine Toplumsal Katılım” olup, ele alınan boyutu da “Âkiller Heyeti Deneyimini Düşünmek” olunca, toplantı katılımcıları ağırlıkla Âkillerden oluşuyor. Toplam katılımcı sayısı on iki. Bunlardan yedisi, 4 Nisan 2013’te görevlendirilen Âkiller Heyeti’nde yer alan kişiler. Dâvet edilen başka bazıları ise farklı işlerle çakışması nedeniyle gelememiş.
Bu toplantının (daha dört ay da olsa) “seçim öncesi”nde yapılmış olmasını siyaseten isabetli bulmayanlar olabilir. Ama daha ötesini ima eden açıklamaların hiç de uygun ve haklı olmadığı kabul edilmeli.
Çünkü kimsenin canı yanmasın, analar ağlamasın, kan dökülmesin diyerek barışa destek vermek bu topraklarda hiç kolay bir iş değildir. İktidarlar çoğu kez bu yolda yürüyenlere ağır bedel ödetiyor. Şimdi de böyle zamanlardan, barış diyenlerin yargılandığı günlerden geçiyoruz.
DPI toplantılarına katılıp destek veren insanlar, saygınlıklarını hakkıyla elde etmiş kişilerdir ve bunu hiç yüksünmeden barış uğruna riske etmekten çekinmemişlerdir. Onlar, “barış” sözcüğünün unutturulmasının önüne geçmek için çok şeyi göze alıyorlar.
Oslo toplantısına katılıp, yapılan değerlendirme ve eleştirileri haksız bulan ünlü aktör Kadir İnanır’ın sosyal medyaya yansıyan 5 Aralık 2018 tarihli mektubundan aktaracağım bir bölümün, söylediklerimin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını düşünüyorum.
Şöyle diyor Kadir İnanır: “Bizim Çözüm Sürecimizde benim de bir nebze katkım olması için bu çalışmaların içindeyim. Mesele insan haklarını korumak ise, mesele bu ülkenin bütün insanlarının mutlu, özgür ve beraber yaşamasını sağlamak ise, ben hayatımın sonuna kadar bunun için çalışacağım. Hiçbir siyasi güç beni kullanamaz… Hiç kimse de beni bunun için mücadele etmekten alıkoyamaz…”
Yazıya girişte, iki olay anlatacağımı söyleyip, “Türkiye çok âlem bir ülke” demiştim. Haksız mıyım?
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022