Aydın ENGİN
Siz bu satırları okurken ben artık Çin defterini kapatmış ve dönüş yoluna girmiş olacağım. Üstelik 843 lira dolandırılmış bir "keriz"olarak…
Baştan alayım…
Pekin'e indik. Teknik arıza yüzünden iki üç saatlik bir gecikme ile. Otele sabaha karşı girdik ve sabah da apar topar bir şeyler tıkınıp Çin Seddi'ni görmek üzere otobüse tıkıldık. Pekin trafiğini gördükten sonra kendime İstanbul trafiğinden yakınmayı yasakladım. Normalde 60 dakika tuttuğu söylenen yolu 160 dakikada aldık ve Çin Seddi'nin kente en yakın noktasına ulaştık…
Hayır, size Çin Seddi denen o çılgın projeden, yapımında milyonluk bir işçi kitlesinin çalıştığından, çoğu dağ tepelerinden geçen o tuhaf dizi duvardan söz edecek değilim. Rivayete göre uzay mekiğinden bile görülebilen bu dev yapı sözcüklerle tanımlanamaz. Merak ediyorsanız girin Google'a ve ister okuyun, ister binbir fotoğrafı arasında dolanın…
Ben size Pekin trafiğinde Çin Seddi'ne ulaşmak için geçen 160 dakikadan söz etmek isterim. Buradaki Çinli rehber öncekilere göre daha konuşkan ve bence daha bilgiliydi. Biz de ardarda sorular sıraladık.
Başlangıçtaki cevaplar gezi boyunca artık ezberlediklerimizden pek farklı değildi. Ama yürümeyen trafikte söz uzadı ve rehberin cevapları da ağırlık kazanmaya başladı:
-… 1976'da Mao Zedung öldükten bir süre sonra, 1979'da Dang Shao Bin (Biz onu "Cüce Deng" olarak öğrenmiştik) işbaşına geldi. Mao döneminde takip edilen planlı ekonomiyikaldırdı ve yerine piyasa ekonomisini geçirdi. O bize fareyi yakalayanın kara kedi mi, beyaz kedi mi olduğunun önem taşımadığını, önemli olanın farenin yakalanması olduğunu söyledi ve haklı çıktı…
Soru kaçınılmazdı, sorduk:
- Nasıl haklı çıktı? Haklı çıktığı nasıl anlaşıldı?
Genç Çinli gülümsedi, omuz silkti ve cevapladı:
- DangShao Bin önce iki pilot kent seçti. İki küçük kent. Nüfusları sadece birkaç milyoncuk iki kent:ShenZhen ve ZhuHai… Bu iki kentte piyasa ekonomisinin kurallarını geçerli ilan etti ve uygulamaya soktu. Kısa sürede bu kentte yaşayanlar paralar kazanmaya başladılar. Önce yakın çevreden, sonra Çin'in öteki bölgelerinden bu iki kente akın başladı. İş arayanlar, iş kurmak isteyenler filan.Buralarda yaşanan başarı sosyalist ekonomiden yani plan ekonomisinden piyasa ekonomisine geçişi kolaylaştırdı. İtiraz olmadı. Şimdi artık bütün Çin'de piyasa ekonomisi var ve Çin artık yoksul bir ülke değil. Oysa daha yirmi yıl önce yoksul değil çok yoksul bir ülkeydi…
Ne diyeceğiz?
İki haftadır koca koca kentlerde gezindik. En ünlü markaların koca koca mağazalarının önünden geçtik. McDonalds'danCoca Cola'ya, KFC, Starsbucks gibi zincirlere kadar ünlü "tıkınma devleri" hemen her köşe başında ve hemen her yerleşim biriminde boy göstermiş. Bildiğim -ve bilmediğim- dünyanın en ünlü otel zincirleri koca koca gökdelenlere kurulmuş ve tıklım tıklım dolu ve müşterilerin çoğu bizcileyin yabancı turist filan değil, yerli yani düpedüz Çinli turistler.Dünyanın hemen bütün otomobil markaları Çin yollarında dolanmakta. Masaratti, Lamborghini, Bugatti, Porsche gibi lüks markalar ve o pahalı ve görgüsüz cipler buna dahil.
Soru kaçınılmazdı ve sorduk:
- Peki ama bunun neresi sosyalizm ve Komünist Partisi iktidarında bu nasıl mümkün?
Genç Çinli omuz silkip gülümsedi ve cevapladı:
- Haklısınız. Ama Hükümet buna "Özel SosyalizmModeli" demekte ısrar ediyor. Yani plan ekonomisi, sosyalist ekonomi bitti ama adı hala duruyor… Ama hepimiz en çok on yıl içinde buna artık sosyalizm denmeyeceğini biliyoruz; yani hissediyoruz…
Delikanlı sustu.
Biz sözünü noktaladı diye düşündük. Zaten uzun konuşmuş ve bunları konuşmaktan pek de hoşlanmadığını belli etmişti. Üstelik Çin Seddi de uzaktan görünmüş; yolculuğun sonu gelmişti. Ama o bir soluk arasından sonra cümlesini sürdürdü:
- Piyasa ekonomisi, adı konmasa da şimdi bütün Çin'de geçerli. Piyasa ekonomisine ne dahilse hepsi var artık. Mafyalaşma da var, yolsuzluk da var, kriminal olaylarda patlama da var…
Çin Seddine geldik. İndik. Duvarı gezmeye başladık. Cep telefonum çaldı. İstanbul'da bankadan arıyorlar:
- Son yarım saat içinde hesabınızla ilgili 450 dolarlık işlem yapıldı ve şimdi de 800 dolarlık yeni bir işlem yapılmak isteniyor. Bunları siz mi yapıyorsunuz?
Valla son yarım saat içinde değil, son yirmi dört saat içinde ben tek kuruşluk işlem yapmadım. Ama daha önce bazı otellerde ve lokantalarda hesabı kredi kartımla ödedim… Bütün otellerde internete bağlandım; maillerimi aldım. Facebook, Twitter ve Youtube Çin'de yasak; onlara giremedim ama başta T24 bazı Türkçe gazetelerin internet sitelerinde de turladım. Yani piyasa ekonomisinin azdırdığı dolandırıcı ve sahtekarlar için av olmaya yetecek kadar sanal alemde gezindim ve besbelli ki av oldum.
Banka, kredi kartımı dondurdu. Ama arada 843 liralık bir kazığı yemiş vaziyetteyim. Çin'in piyasa ekonomisinin bir kurbanı da benim artık…
Çin gezisinden arta kalanı ise artık İstanbul'da konuşuruz.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021