Aydın ENGİN
Ustalarım öğüt vermiş, “Oğlum sakın yazıya, dün şöyle demiştim, bugün devam ediyorum diye başlama. Okur ilk cümleden sonra okumayı bırakır” demişlerdi…
Olsun.
Bugün usta öğüdünden sapacağım.
Dünkü Tırmık “…Türkiye’deki yargı erki, adalet aygıtı üstüne sakin bir sorgulama yazısı yazmak gerek. Mesela yarına…” diye bitmişti.
Okumaktan vazgeçer misiniz bilemem; ama n’olur “Yav gazeteci ortalık ODTÜ olayları tartışması ile çalkalanırken; rektörler iktidar önünde diz çökmüş, başının gölgesini önüne düşürmeyen üniversite öğretmenleri ile öğrencileri kenetlenip ODTÜ’lü arkadaşlarını savunurken, ortalık toz dumanken sen şimdi tutup yargı erki, adalet aygıtı üstüne ahkâm kesiyorsun” diye itiraz etmeyin.
Unutmayın ki o ODTÜ öğrencileri polis fezlekeleriyle, sorgu tutanaklarıyla savcının, ve birkaç gün sonra da yargıçların karşısına çıkacaklar.
Diyelim – hiç sanmam ama- savcılık soruşturmasından sonra “Koğuşturmaya gerek olmadığı” kararı verildi ve o genç kadın ve erkekler serbest bırakıldı; yarın bir başka üniversitede başka genç kadın ve erkekler “Vay sen iktidarı protesto ettin; vay sen üniversitelerin şirketlerin kucağına oturmasına itiraz ediyorsun; vay sen rektörün tasarruflarına karşı çıktın; vay sen poşi taktın, halay çektin” denerek önce polisin tezgahından geçip ardından savcının, oradan da yargıçların karşısına çıkmayacaklar mı ?
Kanun koyucu (TBMM) güvenlik güçlerinin ve güvenlikçi kafaların baskısına boyun eğip ya da buna zaten gönüllü olup çağdaş hukuka ve insanların adalet arayışlarına taban tabana zıt yasalar çıkarabilir. Bugün yürürlükte olan yasalarda bunun tek değil çok örneği var. İşte Terörle Mücadele Yasası, işte Siyasi Partiler Yasası, işte ibadet yerlerini tanımlayan yasa, işte kadının kocasının soyadını almasını zorunlu kılan yasa, işte “Türklüğe hakaret” diye bir suç icat eden yasa, işte…
Say sayabildiğince…
Hukuk ve hukukçu işte burada devreye girer. Yasaların lafzının (kelimelerle ifade edilen anlamın) tutsağı olmayan, insanlığın binlerce yıllık adalet arayışını ete kemiğe büründürmekle yükümlü olduğunu bilinçle kavramış ve kendini devlet memuru olarak değil, devletin hizmetkârı olarak hiç değil, yurttaşın hakkını korumayı meslek ilkesi benimsemiş hukukçular -ister yargıç olsun, ister savcı, ister avukat- sesini tam da bu noktada yükseltmesi gerekir. Bunu beceremiyorsa ilk işi diplomasını önüne alıp, hukuk fakültesinde öğretilenleri hatırlamaya çalışıp kendini dürüstçe, kaçamaksız ve sıkı bir sorgulamaya çekmek olsa gerek.
Örneğin yasa “Terör örgüt üyesi olmamakla birlikte terör örgütünün hedeflerine uyan eylemlere katılanlar, terör örgütü üyesi gibi cezalandırılır” diyorsa savcı ya da yargıç kendini bu kuru kelimelerin içine hapsetmeden karşısındaki genç kadın ya da erkeğin ne yaptığını, neden yaptığını ve bunları yapmasının demokrasinin, adaletin gelişmesine katkısı olup olmayacağını bulmaya çabalar ve ona göre hüküm keser.
Bu hukukun, kanun uygulayanların değil, hukukun en temel ilkesidir.
Ne dersiniz ? Yarın, öbür gün, daha sonraki günlerde, aylarda, -dilim varmıyor ama- yıllarda özellikle kanı kaynayan ve ülkesinin sorunları üstüne kafa patlatan genç kadın ve erkekleri yargılayan savcılar ve yargıçlar böyle davranacaklar mı ?
Yoksa polis sorgu tutanakları ve fezlekelerine bakıp, sadece onlara bakıp, savunma avukatlarının ve karşılarına diktikleri kadın ve erkeklerin sözlerini yarım kulak dinleyip, arada esneyip, uyuklayıp sonra da tutanak görevlisine dönüp “Yaz kızım…” mı diyecekler?
* * *
Okurlar için not: Tırmık yarın da bu konu üstünde duracak. Bugünkünden sıkıldıysanız, yarınkine hiç bakmayın daha iyi…
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021