Aydın ENGİN
Türk-İş Başkanının istifa haberi Pazartesi günü T24’de vardı. Başlığı okudum, ötesini okumadım. Neden istifa etmiş, anlaşmazlık neymiş, nedenmiş merak etmedim.
Sonra neden böyle davrandığımı merak ettim. Yeniden habere döndüm. Zaten kısa bir haberdi. Baştan sona okudum.
Merakım devam etti. Öteki gazetelerde turladım. Gözümden kaçtıysa kusur bende. Çok az gazete olup bitene "haber değeri" vermiş; verenler de iç sayfalarda yasak savmacasına göstermiş…
Vay be !
Türk-İş‘in, Türkiye’nin en büyük işçi sendikaları konfederasyonunun başkanı istifa ediyor ve bunda haber değeri görülmüyor.
Dün de Türk-İş yönetim kurulu yeni başkanı seçmiş. Yine T24’de okudum Daha doğrusu göz attım. Medya yeni başkan konusunda haber değeri görecek mi bilmiyorum. Bunu bugün sabah öğreneceğiz. Ama göstermez, haber değeri tanımazsa şaşırmayacağım…
Ama bir "Vay be" daha demekten de kendimi alamayacağım…
* * *
Hayır, buraya kadar yazdıklarıma bakıp bir medya eleştirisi yapacağımı, meslektaşlarımın haber değerlendirme terazisini kınayacağımı düşündüyseniz yanıldınız.
Bence Türk-İş’i, dahası Türkiye işçi sınıfının sendikal hareketini eleştirmek, o konuda kafa patlatmak daha anlamlı ve önemli.
Yaşı uygun olanların 1960’ların sonuna ve ille de 1970’li yılların tümüne damgasını vuran sendikal hareketle bugünü karşılaştırdıklarında benden çok farklı düşünmeyeceklerini sanıyorum.
Yaşı tutmayanların ise "Türk İş mi… Ha işçilerin şeyi…Eeee… Örgütü yani değil mi" gibi safça sorular sorduklarını duyar gibiyim. Hele DİSK desem belki de "O ne abi" filan diye soranlar bile çıkabilir.
Bir zamanlar Türkiye işçi sınıfının sendikal hareketinin en diri, en bilinçli kesimlerini kucaklayan, Türkiye’de sahici bir caydırıcı güç olup sosyalist hareketin ana damarlarandan birini oluşturun DİSK (=Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) bugün ne ve nerede ?
Kamu sektöründe örgütlenmiş olmanın rehavetine kendini iyiden iyiye kaptırmış Türk İş’e ise hiç gelmesek daha iyi. Başkanı istifa etmedikçe adını unuttuğumuz, varlığından haberdar olmadığımız bir örgüte dönüşmüş…
Sorunu sendika yöneticileri ile, o çok aşınmış "Sendika ağaları" edebiyatı ile tartışamayız. Bugün sendikal hareketin anayurdu Avrupa’da da sendikalar derin, çok derin bir bunalım yaşıyorlar. Siyasal ctkisi yüksek sınıf örgütleri olmak bir yana işçilerin ekonomik haklarını savunan örgüt olarak da gitgide üye kaybetmenin, etki yitimine uğramanın derin sıkıntılarıyla boğuşuyorlar.
Ancak durum yine de Türkiye’deki kadar ağır değil.
* * *
Ben mesleğe sendika yayınlarında başladım. Tekstil Sendikası, Lastik İş, Gıda İş, Kimya İş, Maden İş gibi sendikaların yayınlarında acemiliğimi ama bir daha hiç tatmadığım heyecanımı yaşadım. O yüzden DİSK çatısı altında Türkiye işçi sınıfının en şanlı ve en önemli direnişlerine, eylemlerine, grevlerine damga vuran bu sendikaların bugünkü etkisizliği ve genel oarak Türkiye sendikal hareketinin bugün içinde bulunduğu durum bana evlat acısı gibi koyuyor.
Ama sanırım evlat acısı gibi duygusal cümleleri bitirip "Günümüzde bu neden böyle" gibi canalıcı bir soruyu tartışmak daha anlamlı…
Yarına…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021