Aydın ENGİN
11 yıl önce AKP tek başına iktidar olduğunda “Gittttiiiii, Cumhuriyet’in bütün kazanımları, değerleri gitttiii” diye feryat figân eden, siyasal yenilgilerine çare ararken ”Ordu göreve” pankartları açan ve o pankartların ardında yürüyen; Cumhuriyet tarihini “1938’e kadar ‘devrimci’ bir iktidar vardı; Atatürk’ün ölümüyle sapmalar başladı (Mesela köy enstitüleri kapatıldı); 1950’de ise cahil bir toplumun hazır olmadığı demokrasi rezaletiyle ‘karşı devrim’ iktidara geldi” diye özetleyen ve kavrayanlar karamsarlık saçar ve karamsarlıklarını toplumun bütününe bulaştırmaya çabalarken; bir başka kesim de AKP’nin Milli Görüş hareketinden doğma oluşunu, dinsel referanslar üstünde yürüdüğünü “aşılabilir sakıncalar” olarak değerlendiriyor; serbest piyasa ekonomisinin sunduğu ve sunacağı fırsatlarla sahici kapitalistlere dönüşecek olan AKP destekçisi sermayenin ve AKP üst kadrolarının gitgide burjuva demokrasisinin standartlarına yaklaşacağını umut ediyor ve bu iyimserliklerinitoplumun bütününe benimsetmeye çabalıyorlardı.
İktidarının ilk yıllarında AB üyeliği için cesur adımlar atan, Kıbrıs kördüğümünü çözmeye çabalayan, Ermenistan’la ilişkileri canlandırmak için protokoller imzalayan AKP, iyimserlerihaklı gibi gösteriyordu. İyimserler, iyimserliklerini AKP iktidarının son dönemine de taşıdılar. Özellikle Kürt sorununu çözmek için sorunun gerçek muhatapları ile diyalog başlatılması ve bunun, bugün “barış süreci” diye adlandırdığımız aşamaya tırmandırılması iyimserlerin haklılıklarına, analizlerinin isabetine daha da inanmalarına yol açtı.
Siyasal temsilcisini AKP’de bulan bir iktidar koalisyonu ile karşı karşıyaydık. Bunu Türkiye İslamı’nın Nakşi ve Nurcu kollarının koalisyonu diye de okuyabiliriz. Bu koalisyonda çatışma tohumları dört, beş yıl önce filizlenmeye başlamıştı. Tohumlar 17 Aralık’ta patladı ve koalisyon belki de bir daha kurulamayacak ölçüde çöktü.
* * *
Bir gazete yazısı için fazla çetrefil ve uzun cümlelerle bir tablo çizmeye çabaladım. Daha yalın bir anlatımı beceremedim. Ama iyi kötü görüşümü aktarabildiğimi sanıyorum; en azından umuyorum.
Güçlü ve özellikle bürokraside kadro kaynağı olarak yaslandığı ortağı ile kıyasıya bir kavgaya girişen ve kavgayı gitgide tırmandıran AKP tepe yönetimi yolsuzlukların, kamu kaynakları yağmasının günışığına çıkması ile ağır yara aldı ve ciddi bir itibar kaybına uğradı. Bugün bu yarayı sarma, önümüzdeki “üç seçim badiresi”ni az hasarla atlatma çabasında.
İktidar, Cemaat’ı kaybetmenin karşılığını birkaç cephede müttefik kazanma manevraları ile arıyor.
Bir: Balyoz, Ergenekon ve benzeri davalar zincirinde mahkum edilmiş askerleri ve yandaşlarını kazanmaya çabalıyor. Buradaki manevrada bu davalarda sahiden kuruların yanında yanan yaşları korumak, onların uğradığı hukuksuzlukları gidermek gibi bir niyet –bence- yok. En azından baskın olan amaç bu değil. Erdoğan’ın baş başdanışmanının “Cemaat orduya kumpas kurdu” yollu sözleri herhalde bir dil sürçmesi değildi. Burada hedef Cemaat’ın boşluğunu, desteğini artık emekli olduklarına göre darbe yapma güçleri, yetileri sıfıra yakın olan, Ergenekon ve türevi davalarda mahkûm olanları, “Sizi Cemaat kumpas kurup hapsetti; ben bu yanlışı ve adaletsizliği düzeltiyorum” havucu ile yanına çekmek. Nitekim 17 Aralık’ta “AKP’yi zayıflatmak için Cemaat’ı çaktırmadan destekleyen “ulusalcı” kesim, çabuk ayıldı ve hapishane kapılarını açabilecek gerçek güce, AKP’ye yanaştı.
İki: Kürt siyasal hareketi… Aynı manevrayı Kürt siyasal hareketi üstünde de yürütme çabasında. “KCK’lileri tutuklatan, inatla tahliye ettirmeyen Cemaat’a bağlı yargıçlar ve savcılardı. Ben şimdi hem o yargıç ve savcı kadrolarını dağıtarak, hem de bazı yasal değişikliklerle bu adaletsizliği önleyeceğim” demekte.
Manevra o kadar kısıtlı tutuluyor ki sanki barış süreci, KCK tutuklularının tahliye edilmesinden ibaretmiş; o başarıldı mı sorun çözülmüş olacak gibi sınırlar çizilmekte. Ne dağdakilerin ovaya inip silahların değil siyasetin diliyle mücadelelerine devam edecekleri adımlar atılmakta, ne İmralı’nın üstündeki ağır yalıtılmışlık kaldırılmakta. İmralı’ya gönderilecek gazeteciler listesi bile tek başına bu bezirgân hesaplarının kanıtı.
Üç: Kendi kemik oylarını, sağlam, vazgeçmez destekçilerini pekiştirmek, yolsuzluklar yüzünden olası kopmaları önlemek.
Bu üç kesimi kazanarak, en azından muhalefetlerini önleyerek “üç seçim badiresi”ni atlatmaya çalışıyor.
Başarabilir mi?
Kestirmeden “Ergenekoncular ve destekçileri” diye adlandırabileceğimiz kesimleri bilemem. Kemik oylarda yolsuzluklar yüzünden bir dalgalanma, kopma olacak mı? Onu da bilemem.
Ama Kürt siyasal hareketi –aşırı kuşkucuların bütün iddialarına rağmen– bu zokayı yutmuşa benzemiyor.
30 Mart seçimleri bu yüzden sahiden de bir genel seçim, bir “siyasal güçler” sınavı niteliği taşıyor. Türkiye’de kartlar yeniden karılıyor. BDP’nin Türkiye Kürdistanı’nda, HDP’nin geri kalan bölgelerde alacağı sonuçlar o yüzden yaşamsal önem taşıyor.
Hem sarılacak dal arayan AKP açısından, hem de siyaseti değil, sadece temiz siyasetidesteklemeye kararlı demokrasi güçleri açısından bu böyle…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Misafir
Sayın yönetici merhaba. sizden bir istirhamım olacak. köşe yazılarını koyu siyah tarz yerine normal kabartısız sade şekilde yayınlayabilir misiniz? şu an ki şekil itibari ile gözü yoruyor. hürmetler...
Misafir
Sayın yönetici merhaba. sizden bir istirhamım olacak. köşe yazılarını koyu siyah tarz yerine normal kabartısız sade şekilde yayınlayabilir misiniz? şu an ki şekil itibari ile gözü yoruyor. hürmetler...