Aydın ENGİN
Bizim kapıcı Mustafa tam çıkarken durdurdu:
-Ağabey şu Almanya’ya vize meselesi n’oldu be? Bir türlü çıkmadı gitti…
Mustafa’nın vize ile ilişkisini kavrayamadım. Yine de cevapsız bırakmak yakışık almayacak:
-Çıkmadı Mustafa. Bu gidişle çıkacağı da yok…
Benimki ciddi ciddi hayıflandı:
-Yapma be ağabey, demek sarpa sardı o iş?
Eh artık sormak farz oldu:
-Yav Mustafa senin vizeyle ne işin olur Allahaşkına?
-Öyle deme ağabey. Vize neyin kalkınca, benim dayıoğlunun kamyonetinin kasasına bir dolu karpuz yükleyip, Alamanya’da bir karpuz sergisi açsak. İki sefer yapsak bizim oğlanın düğün masrafını çıkarırım valla…
Mustafa’nın Köln Katedrali’nin önünde “Ein kilo karpuz ein Euro… Kesmece bunlar kesmece” diye kükrediği gözümün önüne geldi. Gel de gülme…
***
İyi güzel de Mustafa ile benim aramda geçen ve okurları pek de ilgilendirmeyecek bu ayaküstü sohbeti niye bu köşeye taşıdım?
Avrupa Birliği’nin karar organlarında yer alan siyasetçiler, AB ülkeleri ve özellikle Almanya günlerdir bu vize sorunu ile yatıp kalkıyorlar da ondan.
Benim anlamakta zorlandığım:
Davutoğlu henüz görevden alınmamışken, yani başbakanken vize anlaşmasını büyük bir siyasal zafer olarak niye göklere çıkardı?
Tayyip Erdoğan bu zaferi kendi kazanmadığı için mi vize anlaşmasını bu kadar küçümsedi?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu vize anlaşmasının Avrupa Parlamentosu’nun gündemine alınmamasını niye felaket haberi gibi değerlendirdi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan vize anlaşmasının yürürlüğü girmesi için AB’den gelen Terörle Mücadele Yasası’nın “demokratikleştirilmesi” koşuluna niye yağıp gürledi?
Ne yani, bu iktidar Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının AB ülkelerine vizesiz seyahat hakkını sağlayamazsa kitleler ayağa mı kalkacak? Caddelerde insan selleri akacak ve “Vizesiz seyahat hakkımız, söke söke alırız” diyen sloganlar mı çınlayacak?
Halkımızın öncelikli çözüm bekleyen sorunu “vize sorunu” mu? Oturma ve çalışma izni olmaksızın, sadece turistik gezilere olanak sağlayacak vize serbestisinin bu ülkenin yoksul kitleleri yani büyük çoğunluğu için ciddiye alınacak bir anlamı var mı?
***
Bu yazı bir sohbeti aktararak başladı. Yargılarına ve haber söz konusu ise burnunun iyi koku aldığına defalarca tanık olduğum bir Alman meslektaşla yaptığım uzunca bir telefon konuşması ile bitsin.
-Söylesene, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz vize konusunu kasten yokuşa mı sürüyor?
-Yooo… Bir ilkeyi savunuyor. Sizin terör kanununuz AB standartlarında demokratik değil. Bu belli. Schulz o ilkeyi savunmazsa Avrupa Parlamentosu’nda onu perişan ederler. Sadece sosyal demokratlar değil, liberaller, muhafazakâr partiler de…
-O zaman vize konusunu unutalım mı?
-İyi olur. Zaten vize meselesi çözülse sorun bitmeyecekti ki. Erdoğan o zaman parayı artırın diyecekti. Para artırılsa AB’ye tam üyelik için kesin tarih verin diyecekti. O tarih verilse… Anladın. Böyle gidecekti. Bunlara hayır denildiğinde de öyleyse göçmenleri, mültecileri üstünüze salacağım diyecekti. Avrupa Parlamentosu kulislerinde
“Bu kafa ile pazarlık da, anlaşma da yapılmaz” deniyor.
-Peki Merkel? Yakında yeniden Türkiye’ye gelecek deniyor…
-Boş ver… Terör kanununuzla ilgili farklı bir şey söylemez, söyleyemez…
Hımmm...
Sizi bilmem; ben Mustafa’nın karpuz sergisini gözümün önüne getirip güleceğim…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları



















































































Ad Soyad Giriniz...
Kadınlarımızın artık farkında olması gereken ve bilinçlendirilmesi gereken bir konu. Bayan değiliz. Kadınız.
Ferit KOÇ
Yazınızı okudum beğendim. Ancak şunu da belirtmekten kendimi alamadım. Bir kadının hayatına reşit olduğu yaştan itibaren başlarsak, yani 18 yaşında itibaren ona kadın diye hitap ettiğimizde şunu demiş oluyoruz. Bu kız değil !!!. Maalesef toplumumuzda bu durumun bekarete dayandığını düşünüyorum. Kız mı ? kadın mı? Evleninceye kadar kız, evlendikten sonra kadın..?! Toplumumuzda ne zaman bu durum açıklığa kavuşur, o zaman BAYAN sözcüğünün yerini KADIN sözcüğü alır. 16,17,18,19 yaşlarında olan kızlarımıza KADIN diye hitap etmenin belki de ebeveynleri tarafından da hoş karşılanmayacağını düşünüyorum. Benim görüşüm KADIN demek, onu da diyemiyorsak HANIMEFENDİ demeyi zorlamalıyız.
Damla Aydın
Kadınlarımızın artık farkında olması gereken ve bilinçlendirilmesi gereken bir konu. Bayan değiliz. Kadınız.