Aydın ENGİN
19 Mart 2021'de Saray bir ferman yayımladı. Kısacık bir fermandı:
"Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından sona erme tarihinin 1 Temmuz 2021 olarak tespit edilmesine karar verilmiştir."
Fermanda adı anılmıyor, başlığı ile yetiniliyor. Oysa bu hepimizin bildiği "İstanbul Sözleşmesi" idi.
AKP Reisi'nin tabanındaki örümcek kafalı erkeklerin önceleri ürkek, sonraları pek saldırgan bir üslupla itiraz ettikleri İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmesi Türkiye için elbette onur kırıcıydı. İktidar, saygınlıktan nasipsiz "dinbaz erkeklerin" taleplerine boyun eğmişti. Eğmişti, çünkü tabandaki oy erimesini böylece durdurabileceği gibi zavallı bir hesap yapmıştı.
Şu anda Türkiye'deki en etkili, en korkusuz ve en boyun eğmez sivil güç olan "kadın hareketi" bu utanç verici adımı, kadınlar açısından bir kazanım değeri taşıyan adımı yok eden karara elbette boyun eğmeyecekti.
Eğmedi de…
Kadınlar sadece yürüyüşlerle, toplantılarla, kampanyalarla yetinmediler, kırıntıları bile kalmış olsa hukuk yoluyla hak aramanın olanaklarını da zorladılar. Tam sayıyı bilmiyorum ama binlerce ve binlerce olduğuna kuşku duymadığım dilekçelerle Danıştay'a başvurdular ve bu ayıp ötesi "idari karar"ın iptalini istediler.
Danıştay bu ülkede Osmanlıdan beri var olan bir yüksek yargı organı. Görevi idarenin yasalara, hukuka ve evrensel ilkelere aykırı kararlarını denetlemek, idareyi hukukun sınırlarına çekmektir. İdare terimi mahalle muhtarından cumhurbaşkanına kadar bütün devlet görevlilerini kapsar. Danıştay işte onların kararlarını, eylemlerini, marifetlerini denetler…
Osmanlı'da "Şurayı Devlet" denmiş. Cumhuriyet Türkiye'sinde adı Danıştay'dır. Orada kıdemleriyle, meslek birikimleri ve deneyimleri ile birer hukuk bilgesi olmaları gereken yargıçlar vardır.
Yani öyle olması gerekir.
Görünen o ki pek öyle değil.
Danıştay'daki "hukuk bilge"leri tastamam üç aydır önlerinde olan İstanbul Sözleşmesinden çıkma kararının iptalini isteyen büyük ağırlığı kadın yurttaşların imzasını taşıyan dilekçeleri gündemlerine almadılar.
Şu anda o ayıplı kararın yürürlüğü girmesine yani Türkiye'nin kadınlarının önemli ve değerli bir kazanımının yok edilmesine sekiz gün kaldı.
Bu saatten sonra Danıştay'ın hukuk bilgeleri kolları sıvar ve dilekçeleri ele alıp hukukun gereğini yerine getirir, adaleti sağlayacak bir karar alırlar mı?
Sanmıyorum.
Elbette bir gün (Ne gün acep? Bir ay sonra, bir yıl sonra, bin gün sonra?) o dilekçeler Danıştay yargıçlarının önüne gelecek ve onlar da bir karar verecekler. Ama artık anlamı ve işlevi kalmamış bir karar olacak.
Yeri geldiğinde gerine gerine yargı bağımsızlığından, bağımsız yargıdan, hukuk devletinden söz eden Danıştay yargıçları, sekiz gün de geçip İstanbul Sözleşmesi'nin defteri dürüldükten sonra da bu kavramlardan yine söz ederler mi dersiniz?
Bir de ileride kendilerinden "ödlek yargıçlar" diye söz edilebileceğini hiç düşünmüşler midir?
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021