Ayhan ONGUN
Milletvekilliği seçimlerine üç ay kala siyasi partiler aday belirleme çalışmalarına başladılar.
Aday belirleme yöntemleri farklı da olsa sonuçta partilerin tüzükleri ve yönetimleri, daha da önemlisi liderlerin tercihleri öne çıkıyor.
Onları seçecek seçmenlerin tercihini pek dikkate alan yok.
Dikkat ederseniz seçmen diyorum, parti üyeleri ya da delegeler demiyorum.
Futbol takımı tutar gibi parti tutan fanatikleri ayrı tutuyorum.
Akılcı ve ülkesini seven bir seçmenin yapması gereken, siyasi partilerin belirlediği adaylara bakarak oy vermeleridir. Ancak bizdeki siyasi partiler ve seçim yasaları kişilerin özgür iradeleriyle siyasi tercih yapmalarına olanak vermediği için kendilerine yakın hissettikleri partilerin liderleri tarafından hazırlanmış listelere oy vermek zorunda kalıyorlar.
O nedenle gerek liderlere, gerekse yöneticilere şimdiden nasıl bir vekil istediğimize ilişkin görüşlerimizi bildirirsek ve bunu mümkün olduğunca yaygınlaştırırsak çok az ihtimal de olsa belki dikkate alırlar.
-Öncelikle siyaseti bir meslek olarak görmeyen,
-Hayata ve insana dair var olan bilgi ve birikimini bir süre de olsa toplum ve ülke yararına kullanmak isteyen,
-Önyargılarından arınmış, ülkesini ve insanlarını ayrımsız seven, onlara hizmet etmekten mutlu olabilen,
-Gereksiz hırsları olmayan, kişisel çıkar ve beklentiler yerine toplumsal faydayı öne çıkarabilen,
-Siyaset öncesi yaşamında ve siyaset yaptığı sürece, sahip olduğu mesleği, işi en iyi şekilde yapmış, sosyal yaşamın içerisinde her alanda gücü ve zamanı ölçüsünde katkı koymuş,
Birey odaklı, kişi hak ve özgürlüklerine önem veren,
Ve de en önemlisi barıştan yana, demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla içselleştirebilmiş olsun.
Bu özelliklere sahip olduktan sonra inanın benim için hangi partiden aday olduğunun çok fazla bir anlamı yok.
Kuşkusuz oyumuzu, özelliklerini takdir ettiğimiz adaya değil de doğrudan siyasi partiye vermek zorunda olduğumuz için pek anlamlı ve gerçekçi gelmeyebilir.
Ama herkes kendi partisi içinde bu özelliklere sahip aday adaylarının öne çıkması için “partilerin ve liderlerin izin verdiği ölçüde” çaba gösterirse belki parlamentoya az da olsa nitelikli, dürüst, çalışkan, üretken vekiller gönderebilme şansına sahip oluruz.
Konuyu biraz daha açmak gerekirse;
Bir vekil adayı düşünün; mesleğiyle ilgili meslek odasında kendisini tanıyan yok, kendisinin meslek kuruluşlarında tek bir çalışması yok, STK larda, platformlarda hiçbir projenin içinde yer almamış,
Ancak ailesi ekonomik olarak güçlü ya da tanınmış,
Siyasi partinin yönetim kademelerinde sıcak ve akçalı ilişkiler kurmuş olmaktan başka bir özelliği olmayan kişiler bizim vekil adayımız olmamalılar.
Hiçbir işi başaramadığı için “hiç değilse siyaset yapayım” diye ortaya çıkan, harcayacak parası olan ama daha sonra da harcadıklarını kat be kat fazlasıyla geri alabilmek için iş takipçiliği yapmaktan siyaset yapmaya fırsat bulamayanlarla yola çıkanlar her durumda hayal kırıklığı yaşamaya mahkumdur.
Siyasi partiler, liderlere bırakılamayacak kadar önemli kurumlardır.
Gelin siyasi partilere sahip çıkma adına; barıştan, özgürlüklerden, demokrasiden yana tavır alabilecek, geçmişi temiz, akçalı işlerden uzak durabilecek, dinamik, inançlı ve mümkün olabildiğince genç adayların arkasında duralım.
Kendim de görev yaptığım Türkiye Yemek Sanayicileri Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Bozdağ; başarılı sanayici kimliği bir yana, çalışkan, enerjik, mücadeleci kişiliği, örgütçü özelliği, fedakar ve üretken yaşam tarzıyla bu tanımlara uygun bir aday adayı.
İnanıyorum ki, partisi de teveccüh gösterirse hem ülkemiz, hem de sektör adına çok önemli ve yaşamsal projelerin takipçisi olacaktır.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020