Ayhan ONGUN
Bir öğretmen okulu mezunu olarak 173 yıl önce kurulan bu eğitim kurumlarının benim yanımda çok ayrı bir yeri vardır.
2. Mahmut tarafından kurulan Rüşdiyelere öğretmen yetiştirmek amacıyla kurulan eski adıyla Darül Muallimin-i Rüşdi eğitim kurumları, cumhuriyet dönemlerinde farklı statü ve yönetim tarzlarıyla yakın tarihimize kadar eğitim hayatımızda önemli bir rol oynamıştır.
“Eğitim sisteminin, Öğretmen Okulları deneyiminin yarattığı değerler sayesinde yaşanan sorunlara rağmen bugünlere kadar gelebilmesi bile başlı başına bir başarı olarak görülmelidir. Türkiye’de eğitim sistemi her geçen gün artan bir şekilde dini vakıflar ve cemaatlerin faaliyet alanı haline getirilirken, siyasi iktidarın yoğun siyasal-ideolojik kuşatması sürmektedir.”
Eğitim-Sen’in bugünle ilgili yayınladığı bildiride de belirttiği gibi Öğretmenlik mesleği son 20 yılda olduğu kadar hiçbir dönemde itibar yitirmemiştir.
12 Eylül döneminde bile öğretmenler bu denli aşağılanmamış, mağdur edilmemiş, siyasi baskı altında tutulmamıştır.
Hala binlerce KHK mağdurlarının haklarının iade edilmediği, resmi istatistiklere göre bile öğretmenlerin neredeyse üçte birinin ek iş yapmak zorunda kaldığı bir ülkede yaşıyoruz.
Cumhuriyet tarihi boyunca toplumun en dirençli, en örgütlü kesimi olmaları nedeniyle ve halkın içinde halkla birlikte aydınlanma görevini yaptıkları için her dönem egemen güçlerin hedefinde olmuşlardır.
12 Eylül öncesi koalisyonlar ve M.C hükümetleri döneminde, hızlı eğitim, jet eğitim, mektupla eğitim gibi uygulamalarla amacından saptırılmış olsa da özellikle de Köy enstitüsü çıkışlı öğretmenleri görev yaptığı İlköğretmen Okulları mezunu öğretmenlerin açtığı yolda yürüyenler sayesinde bu ülkede eğitim sistemi ayakta durmaktadır.
Hastane sahibinden Sağlık Bakanı, Oteller zinciri sahibinden Turizm Bakanı olan bir ülkede Özel Okul sahibi birinden Milli Eğitim bakanı varsa, o ülkede ne sağlık sistemi halkın gerçek yararını gözetir, ne turizm ülke ekonomisine katkı sağlayacak şekilde düzenlenir ne de eğitim sistemi gerçek anlamda laik, demokratik, çağdaş bir eğitim yapısına kavuşur.
Eskiden her gelen bakanla değişen eğitim sistemi artık neredeyse her gün değişen uygulamalarla bir yap-boz tahtasına dönüşmüş ne öğrenci, ne öğretmen ne de veli; ne yapıldığını anlayamaz duruma gelmiştir.
Kuşkusuz özellikle de son dönemlerinde, hele de öğretmen liselerine dönüştükten sonra bu eğitim kurumları da bu gerici sistem içerisinde yozlaşmış, işlevsiz hale gelmiştir.
Şu an içinde bulunduğumuz kimi sorunları pandemiyle ilişkilendirebilirsiniz ama biz biliyoruz ki salgın öncesi de eğitim sistemi farklı değildi.
Ne fırsat eşitliği ne eğitimin içeriği, ne de mesleğe gösterilen saygı ve değer, istenilen gibi değildi.
Hala öğretmensiz köy ve okullarımız var ama öte yandan da yüzbinlerce atama bekleyen öğretmen var.
Öğretmen olmayan sınıflarda da köy imamlarının kara çarşafından yüzü bile görülmeyen eşleri ders veriyor.
Geçici normalleşme adıyla okullar açıldı ama öğretmenler hala korumasız, hala Kovid 19 aşıları yapılmış değil.
Öte yandan kamu görevlileri üzerinde yaratılan baskı ve yıldırmalar sonucu eğitim iş kolundaki sendikalar da eskisi gibi etkili değil.
Bu da yetmiyor gibi kadrolu öğretmen, sözleşmeli ya da ücretli öğretmen gibi kategorik yaklaşımlarla öğretmenler daha da bölünerek hem ekonomik, demokratik hakları gasp ediliyor, hem de örgütlenmelerinin önü kesiliyor.
Bizim eğitim gördüğümüz 70 li yıllarda öğretmen okullarında hala Köy Enstitülerinin izleri vardı.
Düşünün 16-17 yaşında bir gence binlerce öğrencinin sorumluluğunu verecek öğrenci örgütleri seçimi yapılabiliyordu.
Yani öğrenciler okul yönetiminde söz sahibi olabiliyordu.
Son dönemde Boğaziçi Üniversitesinde yaşananları gördükçe o haliyle bile Öğretmen Okullarının ne kadar demokratik bir yapıda olduğunu anlayabiliyoruz.
Yazımı Mersin İlköğretmen Okulundan bir anımla bitirmek istiyorum.
Öğretmen Okulları tarihinde gerçek anlamda “Baba” lakabını hakkıyla taşıyan bir müdürümüz vardı.
Rahmetli Osman Bektaşoğlu öğrencinin her sorunuyla yakından ilgilenir, bir anlamda okul yönetime karşı da öğrencilerin güvencesi olurdu.
Sınıflar arası Basketbol şampiyonasında 2/A sınıfı olarak 3.ncü sınıflardan bir takımla final oynayacağız. Ancak maçtan bir gün önce ben de dahil üç arkadaşımızın disiplin cezaları tebliğ edildi. Maçı yönetecek olan Mesut Hoca bize” sizin okuldan uzaklaştırma cezanız var, o nedenle galip de gelseniz rakibiniz kupayı alır, o yüzden oynamanıza gerek yok, dedi.
Bu bir spor karşılaşması, bizim cezamız eğitimle ilgili diyerek bu öneriyi kabul etmedik ve maça çıktık. O hırs ve iddiayla da maçı kazandık ama Mesut Hoca kupayı rakip takıma verdi.
Tabi biz her zaman olduğu gibi soluğu Müdür Babanın yanında aldık. Birazda duygu sömürüsü yaparak durumu anlattık. Her durumda pratik kararlarıyla tanıdığımız Müdür Baba anında Mesut Hoca’yı çağırdı ve hiçbirimizin yıllardır unutamadığımız şu sözleri söyledi.
“Galip, mağlup olur mu? Üzmeyin gençleri””
Şimdi siz olsanız ne anlarsınız bu sözlerden?
Bir yanıyla ve bizim işimize geldiği gibi” madem galip gelmişler, mağlup sayamazsınız”
Diğer yanıyla” galiple mağlupla uğraşmayın, bunlar gençleri üzmesin”
Şimdi bile hepimize ders olacak bu söylem Osman Bektaşoğlu’nun eğitime, öğrencilere verdiği önemi anlatmaya yeter, sanırım.
AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar) 16 Mart 2021/BODRUM
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020