Ayhan ONGUN
Anadolu’da sıkça kullanılan bir deyiştir.
İnsanlar için olduğu kadar, olaylar ve değerler için de geçerli bir kuraldır.
Kimi konu ve kararlar vardır ki, doğal mecrasında sürerken onun önüne hiçbir engel çıkaramazsınız.
Tıpkı doğal yatağında akan derenin geçiş alanına siz ev de yapsanız, apartman da dikseniz, nasıl o dere önündekileri yıkıp geçiyor ve kendi yolunda devam ediyorsa!
Daha orman yangınlarının acısı yüreğimizi yakıp dururken bu kez acı haber Karadeniz’den geldi.
Bu bölgede yaşanan sel felaketinden en çok etkilenen Bozkurt ilçesinin görüntülerine baktığınızda o kadar net anlaşılıyor ki, bunun bir sel olmadığı.
Belki eskiye göre biraz daha şiddetli, belki termik santralin kapaklarının zamansız açılmasından dolayı daha hızlı biçimde ama kendi doğal yatağında akan bir nehir görüyorsunuz.
Orman yangınlarında olduğu gibi bu felakette de alışıldığı üzere biz hep sonuçlar üzerinden konuşuyoruz.
Oysa bu felaketin nedenlerini araştırdığımızda yanlış yapılaşma, imar usulsüzlükleri ve doğaya müdahale var.
Bu müdahaleyi görmezden gelip yangına ya da sele müdahale üzerinden konuşmaya başlarsak bir yere varmak mümkün değil.
Ormanları yalnızca yandığı zaman, nasıl söndürürüz diye hatırlar, tüm doğal felaketleri sonuçları üzerinden değerlendirirsek daha çok yüreğimiz yanar.
Dünya küresel ısınmadan kaynaklı önemli bir iklim krizi yaşıyor.
Doğal olarak bundan bizim ülkemizde etkileniyor.
Bilim insanları bu iklim değişiklikleri ve küresel ısınmanın önünü alabilmek için çalışmalar yaparken her ülke de kendi topraklarında olası doğal afetlere karşı gerekli önlemleri almak, yurttaşlarını korumak zorundadır.
Bunları yapmaz da orman yangınlarında olduğu gibi sorumluluktan kaçarak yapay suçlular yaratma telaşıyla, iktidar muhalefeti, Cumhurbaşkanı Belediyeleri suçlamaya kalkarsa sorunu çözmesi gerekenler daha çok sorunun parçası haline gelirler.
Hani derler ya” yağmura engel olamayabilirsiniz ama yanınızda bir şemsiye bulundurabilirsiniz.”
O şemsiye sizi hem yağmurdan hem güneşten koruyabilir.
Ama siz hala ormanların en sık olduğu bölgelerde termik santraller kurar ve kömür çıkarmak için ağaçları keserseniz, oksijen deposu ormanlık bölgelerde üstelik de siyanürle altın arama izni verirseniz, doğa bunun intikamını sizden eninde sonunda alır.
Öte yandan sözcük anlamıyla “bir şey olacaksa siz ne yaparsanız yapın onun gerçekleşmesine engel olamazsınız” şeklinde de yorumlanan bu sözcük bir anlamıyla tevekkül de içerir.
Her zaman işin kolayına kaçan, kaderci anlayıştaki bizim yöneticilerimiz de hemen bu anlama sarılıyorlar.
“Ne yapalım kader, biz ne yaparsak yapalım- su akar yolunu bulur-“ diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar.
Oysa son olayda daha net görüldüğü üzere, dere yatağında yapılan binalara kimler ruhsat verdiyse, bu yanlış uygulamayı gördüğü halde kim müdahale etmediyse sorumlu ve de suçludur.
Öyle göstermelik bir müteahhiti gözaltına alarak, dostlar alışverişte görsün türünden soruşturmalarla geçiştirilecek bir konu değildir.
Nasıl ki, ormanları korumak ve geliştirmekle görevli bakanlığın iş yangın söndürmeye gelince suçu belediyelere ya da devletin başka bir kurumuna atması kabul edilemezse bu sel felaketinin sorumluları da en azından teşhir edilmelidir.
Ancak hep birlikte göreceğiz, hamasi nutuklar, yerine getirilemeyecek vaatler ve kimi küçük destekler, daha da olmazsa yayınlanacak bir iban numarasıyla bu olayda unutturulmaya çalışılacak.
Toplum olarak ne yazık ki, bizde unutmaya, uyutulmaya çok yatkınız.
Bunu bilen iktidarlarda çoğu zaman gerçek olgular yerine algılarla ve de korkularla bizi yönetmeyi başarıyorlar.
Ama tüm bunları yaparken öyle acemi ve beceriksizce kararlar alıyorlar ki, akıl almıyor.
İçinde yaşadığımız çağda, teknoloji ve iletişim bu kadar gelişmişken felaket bölgesine girişi yasaklayarak bazı gerçekleri gizleyebileceklerini sanıyorlar.
Oysa artık günümüzde hiçbir şey gizli kalmıyor.
Kaldı ki, gerçeklerin açığa çıkma gibi bir huyu da vardır.
Tüm bu yaşanan olumsuzluklara, ekonomik, sosyal sıkıntılara, toplumsal krize karşın küllerinden yeniden doğmayı başaran demokrasi ve barış güçleri inanıyorum ki bu ülkeyi her şeye rağmen sahipsiz bırakmayacak, aydınlık günlere olan inancını yitirmeden mücadelesini sürdürecektir.
Çünkü bu iktidar artık ülkeyi yönetemez duruma gelmiştir.
Halkta böyle yönetilmek istemediğini her fırsatta göstermektedir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020