Ayhan ONGUN
Daha doğrusu Recep Tayip Erdoğan; kimler, hangi kesimler adına iktidarını sürdürüyor?
2000 li yılları hatırlayacak olursak, o döneme kadar ülke yönetiminde cumhuriyetçi-laik kesimlerin temsilcileri iktidardaydı.
En azından kendilerini öyle ifade ediyorlardı.
Toplumun alt gelir grupları, muhafazakarlar ve inanç temelli yaşam tarzını benimsemiş olanlar ise kendilerini itilmiş, dışlanmış, dikkate alınmayanlar olarak görüyorlardı.
Bu sosyolojik gerçeği yakalayan Erdoğan ve ekibi, toplumun çoğunluğunu oluşturan bu kesim üzerine siyaset yapmaya başladılar.
Diğerleri devlet merkezli bir yönetim anlayışını benimsemişken AK Parti halka dokunan, onların ezgin ve umutsuz beklentilerini karşılayan politikalar izlemeye başladılar.
Doğal olarak ilk kez dikkate alınan, ihtiyaçları karşılanan toplum kesimleri AK Partiye yönelerek, onu bugüne kadar süren iktidara taşıdılar.
İşin doğrusu ilk yıllarda uyguladıkları sosyal politikalarla halkın beğenisini ve güvenini de kazandılar.
Aksi halde bugüne kadar iktidarda kalmaları mümkün değildi.
İkinci dönem iktidarlarında devlet kadrolarında palazlanan AK Parti giderek merkeze kaysa ve devleti önceleyen politikalar izlese de ilk dönem uygulanan sosyal ve ekonomik politikaların bir süre daha kaymağını yedi.
Yönetenler kaymak yese de evine ekmek götürmek, sağlık hizmetlerinden ve sosyal yardımlardan yararlanmak yine de halkı memnun ve mutlu ediyordu.
Ancak zaman içerisinde bu politikaların sürdürülmesi ve bir yandan da rantın paylaşılması için devreye giren sermaye grupları AK Partiye hakim olmaya başlayınca tabandaki insanları mutlu eden sosyal yardımlar için kaynaklar çarçur edilmeye başlandı, soygun ve israf dönemi başladı.
Yani kuruluşunda sosyal politikalarıyla alt gelir gruplarını, yoksulları temsil etme iddiasında olan AK Parti artık sermaye partisi haline geldi.
Üstelik sermaye içerisinde de kendisine yakın olanları tercih ederek, tüm ekonomiyi belli bir grubun eline bıraktı.
Geldiğimiz noktada aslında AK Parti bir anlamda muhalefete yol göstermiş oldu.
Muhalefet partileri ve özellikle CHP yeniden halkçı politikalara dönmek, sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmek zorundadır.
Büyük Metropol kentlerin belediyelerini almış olmanın avantajlarını kullanarak, yoksul, emekçi kesimleri, işçileri, köylüleri, işsizleri ve özellikle de gençleri önceleyen sosyal politikaları uygulamaya koymalıdır.
Ekonominin dibe vurduğu, işsizliğin, yoksulluğun, yolsuzluğun tavan yaptığı, emeklinin geçinemediği, esnafın evine ekmek götürmekte zorlandığı, üstüne üstlük pandemi dönemine özel sıkıntılarla boğuşan vatandaş kendisine uzatılacak bir el arıyor.
An itibariyle Kılıçdaroğlu yine Salı konuşmasını yapıyor.
Doğru şeyler söylüyor
Eğitim ve sağlık sistemi, işsizlik, gençlerin sorunlarını çok net sözlerle ifade ediyor.
Ama nerede?
Meclis kürsüsünde ve yalnızca ifade ediyor.
Bunları söyleyince CHP kanadı tepki veriyor.
Ancak gerçek ortada!
Halk çaresiz, vatandaş mutsuz, gençler umudunu yitirmiş.
Kimsenin beklemeye, boş sözlere tahammülü kalmadı.
Mecliste söylediklerini sokakta söylemelisin ki yalnızca CHP milletvekilleri değil, asıl sıkıntıyı yaşayan, sosyal ve ekonomik travmanın eşiğindeki vatandaş alkışlasın seni.
Kaldı ki artık meclis bir yasama yeri olmaktan çıkmışken, vekilleri Ankara’da tutmanın hiçbir anlamı da kalmadı.
Kamuoyu araştırmalarına baktığımızda da çok açık görüyoruz.
Sokağa çıkanın, halka dokunanın, halkı dinleyenin oyları artıyor.
“CHP yönetimi ülke yönetiminde iktidar olmayı değil, parti içi iktidarı seviyor.” Denilmesini istemiyorsanız, iktidarın yolu halktan geçiyor.
Eğer muhalefet bu kez de eline geçen bu uygun fırsatı değerlendiremezse, halkta “bunlardan bir halt olmaz “ algısı yeniden oluşacak.
İşte o zaman çaresiz vatandaş yeniden mevcut alışkanlığını sürdürmeye yönelecek.
İşte o zaman “ne yapalım, bu halk bizi anlamıyor” türünden bahanelerin ardına saklanmayın sakın.
Bir kez olsun halka güvenin, onların tercihlerini dikkate alın.
İktidardakiler yönetemiyor, halk da artık bu iktidarla yönetilmek istemiyor.
Yeter artık, bu gerçeği görün artık!........
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020