Bayram ZİLAN

Erdoğan neden “değişim” istiyor?
17.10.2017
1151

 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 989 günlük aradan sonra tekrar AK Parti Genel Başkanlığı’na dönmesi ile beraber AK Parti’nin tüm organlarında 2019’a hazırlık süreci başladı. Bu hazırlık süreci kaçınılmazdı, çünkü artık yüzde 34 ile iktidara gelme dönemi tarihin karanlık sayfalarına karıştı.

16 Nisan referandumundan çıkan sonuçlar tüm siyasi partilere kendilerini yeni seçim sistemine göre dizayn etmesiyi salık verdi.

Ne var ki AK Parti haricinde hiçbir siyasi partide bu yönde bir eğilim ya da değişim ve dönüşüm iradesi söz konusu değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki AK Parti ise 16 Nisan referandumundan çıkan sonuçları “en iyi okuyan ve gereğini yapan” bir siyasi parti olarak karşımıza çıkıyor.

AK Parti’de şuanda tek hedef, hem Cumhurbaşkanının seçileceği sandıkta, hem de Milletvekillerinin seçileceği sandıkta yüzde 50+1’i yakalamak. Öncesinde yapılacak yerel seçimlerde de oyları yükseltmek, fire vermemek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerek parti teşkilatlarında ve gerekse belediyelerde yapmış olduğu tasarrufların zeminini “2019 seçimleri” oluşturuyor.

Dolaysıyla Erdoğan’ın hiçbir tasarrufu “şahsi” değil, olamaz.

Tüm değişiklikler, dokunuşlar, istifalar, görevlendirmeler “davanın selameti” için yapılıyor!

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, “şahsım dâhil hiç kimse kendisini bu davanın üzerinde görmesin” diyerek bu sürecin hiç kimse tarafından “şahsileştirilmemesi” gerektiğini belirtti.

AK Parti’de halen bu değişimlerin gerekçelerini anlamayanlar var.

Bu “anlaşılmama hali”ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadelerinden tanık oluyoruz.

Erdoğan, Afyon’da yapmış olduğu konuşmaya “değişim iradesini yanlış anlayanlar var” diyerek başladı.

AK Parti içerisinde değişime karşı (münferit de olsa) direnen bazı kişilerin varlığı da hesaba katıldığında 2019’a hazırlık ihtiyacının tam olarak anlaşılmadığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden bu değişiklikleri yapmak zorunda olduğunun tam olarak kavranmadığı görülüyor.

Oysa bu değişim iradesine öncelikle AK Partililerin rasyonel bir anlam yüklemesi ve bu irade nedeniyle sonuna kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkasında olması gerekiyor.

Gerekiyor çünkü Erdoğan yaptığı hiçbir değişiklikte süreci kişiselleştirmiyor, attığı hiçbir adımda durumu şahsileştirmiyor.

Erdoğan’ın yaptığı ve yapacağı tüm tasarrufların altında doğrudan “milletin imzası” var.

Erdoğan, bizzat halkın memnuniyetini ya da memnuniyetsizliğini referans alarak adım atıyor.

Erdoğan, tüm bu değişim dönüşüm süreçlerinden önce belediye başkanları ve il/ilçe başkanları ile ilgili toplumun değişik katmanlarından görüşler alarak, kamuoyu yoklamaları yaptırarak uygulamaya geçmiştir.

Yapılan hiçbir değişiklik gelişigüzel yapılmamaktadır.

Tasarrufların tamamının halk nezdinde bir “karşılığı ve getirisi” vardır.

Bu karşılıklar ve getiriler, Erdoğan’ın şahsi karnesine değil, AK Parti’nin karnesine yazılacaktır. Bu yenilikler Erdoğan’a değil, davaya kazandıracaktır.

Asıl sorun, bu değişikliği yapmamak, dünya değişiyorken, Türkiye değişiyorken, halkın talepleri başkalaşıyorken, AK Parti’nin değişmemesi, halkın taleplerini görmezden gelmesidir.

Erdoğan, dinamik bir liderdir. Yerinde saymasını beklemek zulümdür!

Dinamik bir liderden beklenen halkın değişim talebini görmesi ve gereğini yapmasıdır!

Aksi, 2019’u tehlikeye atmaktır.

Hele ki, Ortadoğu yeniden şekilleniyorken, ABD ve AB Türkiye’yi bir kapana sıkıştırmak istiyorken, Irak ve Suriye’deki günaşırı hareketlilik ortadayken “ayakta kalmak ve direnmek” her zamankinden çok daha fazla hissedilen bir ihtiyaçtır.

Ayakta kalmak ve direnmek, bünyeyi sağlamlaştırmak, yük alan değil, yok olanları ayrıştırmak ve yenilenmekten geçer, stabil kalmaktan değil…

Sonuç olarak Türkiye çok hassas bir süreçten geçiyor.

Dört bir taraftan Erdoğan şahsında Türkiye’ye saldırılar var.

Kaleyi içerden çökertmek isteyenlere karşı birlik olmak gerekiyor.

Gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı anlama ve kaya gibi arkasında olma günüdür.

Gün, 2019’u Erdoğan’a kaybettirip Türkiye’nin tüm kazanımlarını sömürmek için plan yapanlara karşı omuz omuza verme ve güçlü olma günüdür.

Gün, Erdoğan’ın yaptığı tasarrufların derinliklerinde yatan nedenleri iyi idrak etme ve Erdoğan’ın sırtından 1 gram da olsa yük almayı başarabilme günüdür!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar