Bekir AĞIRDIR
Önce hemen her kavramın ve değerin içini boşalttık, gerçek anlamını kaybettirdik. Evrensel kavramları ve değerleri kirlettik. Sonra da gerçek anlamından soyutlanmış bu kavramları ve değerleri, siyasallaştırdık, kutuplaşmanın aracı yaptık.
Laiklik, demokrasi kavramları bile elimizden kurtulamadı. Değişim sözcüğü de ha keza. Hepimizin dilinde pelesenk oldu değişim sözcüğü. Ama değişenin ne olduğunda da değişmesi gerekenin ne olduğunda da tartışma büyük. Kutuplaşmanın, korku ve vehimlerin ruhi ve zihni ambargosundaki fikir ve söylemlerimizle sadece münazaralar, münakaşalar üretiyoruz.
Benzer bir süreci “yerel-yerellik-yerelleşme-yerel yönetimler” için de söyleyebiliriz.
İster bilgi çağı ister post modern çağ deyin, dünyanın da ülkenin de yeni gündelik hayatı içinde önemli zihni dönüşüm alanlarından birisi yerellik meselesi. Sanayi toplumunda “küresel düşün yerel davran” şeklinde kodlanabilecek bir davranış ve düşünüş tarzı şimdi “yerel düşün küresel davran” şekline dönüştü.
Bu zihni dönüşüm gerek uluslararası gerek ulusal şirketleri âdemimerkeziyetçi örgütlenmelere yöneltti. Çünkü yerellik merkeziyetçilikle beraber sağlanabilir, ulaşılabilir bir şey değildi. Merkeziyetçilik standartlaşma ima ederken âdemimerkeziyetçilik her bir yerelin kendine özgü özelliklerine vurguyu ima ediyordu. Âdemimerkeziyetçilik ve yerelleşme kültürel ve yöresel farklılıkların dikkate alınmasına, yönetim politikalarının farklılıkları dikkate alarak yerelleşmesine olanak sağlayan bir süreç sonuç olarak.
Yönetim anlayışındaki bu değişim doğal olarak yalnızca şirketleri değil ulus devletin merkeziyetçi yapı ve zihniyetini de etkiledi.
Gelgelelim bu memleketteki pratikte, yerelleşen şirketlerin çoğunda da yönetim sistemimizin yerel bacağında da değişim yerel, yöresel, kültürel farklılaşmaları, bu farklılaşmaların ürettiği farklı ihtiyaç ve talepleri dikkate almak olarak anlaşılmadı ve uygulanmadı. Olan şey, yereldeki yöneticilerin egemenlik ve özeklik alanlarının sınırlarının tayin edilmesi ve yerel siyasi oligarşilerin ortaya çıkması oldu.
Değişim yönetim zihniyetinde gerçekleşmedi. Bunun yerine karşımıza çıkan sonuç yerel yöneticilerin güç ve yetki alanları merkezden ayrılırken bu kişilerin isimlerinin, beceri ya da beceriksizliklerinin, karizmalarının, egolarının öne çıkması oldu.
Bugün yerel yönetimler deyince hiçbirimizin aklına istisnalar bir tarafa politikalarda, projelerde başarı örnekleri, uygulamalar gelmiyor, isimler geliyor.
Bu isimler etrafındaki tartışmalar ise iki noktada siyasi ve zihni hata üretilmesini besliyor. Birincisi yerel oligarkların keyfilikleri, yapılan işlerdeki kalite sorunları gibi meseleler âdemimerkeziyetçiliği savunması gerekenleri bile farkında olmadan merkeziyetçi yapıyı ve zihniyeti savunur hale getiriyor. İkinci hata da eleştiriler ve öfkeler giderek yerel oligarklar yerine onları seçen halka yöneliyor ve halka güvensizliğe kadar varan bir psikoloji yaygınlaşıyor.
Yerelleşme eksenindeki bu zihni değişime karşı çıkan, merkeziyetçiliğini bir biçimde sürdürmeye çalışan devlet ve yönetim mekanizması da bu tartışmaları, zihni hataları kendi savunusuna gerekçe yaparak değişime direniyor.
Öte yandan memleketteki gündelik hayatın ritmi ve ruhu ile yaşanmakta olan başta Kürt meselesi dahil hemen her bir siyasal mesele ademimerkeziyetçi yönetim yapısını kaçınılmaz kılıyor. Gezi olaylarındaki çekirdek enerji de ODTÜ arazisinden yol geçirme etrafındaki olaylar da gösteriyor ki bu merkeziyetçi, keyfiliğe ve yerel oligarklara açık yapı sürdürülemez.
Her bir yerleşim biriminde mahalleden başlayarak orada yaşayanların, kendi ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda yönetime ve kararlara katılabilecekleri “yerinden yönetim düzenine” geçmemiz gerekiyor.
Beş ay sonra yerel seçimler yapılacak. Beklenirdi ki İstanbul, Ankara gibi metropollerin seçimleri veya demokratikleşme paketinin ya da Kürt meselesindeki açılım süreci etrafındaki tartışmaların bir kısmı da yerelleşme üzerine, yerinden yönetimlerin yapılanmasının üzerine olsun. Kişiler değil zihniyet ve yapı değişimi konuşulsun. Ya da kamuoyunu meşgul eden aday isimlerinin bazıları bu meseleleri tartışsın, önerilerini söylesin.
Bu noktadan bakılınca da yerelliğin olmadığı yerel seçimlere yaklaşıyoruz.
Üstelik yerelliğin olmadığı yerel seçimlerde seçmenlerin de yerel düşünecek ve yerel oy tercihlerinde bulunacağını varsayıyoruz.
Bu durumda içeriği boşaltılmış yerel yönetim seçimlerinin giderek genel seçimlerin kostümlü provalarına dönüşmesinde şaşılacak bir şey yok.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025