Bekir AĞIRDIR
Maymun avında kullanılan yöntemlerden birisi şöyle: Bir Hindistan cevizinin altında maymunun elinin girebileceği kadar bir yarık açılıyor. Yarıktan içeriye tatlı konuyor ve sonra da ağaca asılıyor. Tatlının kokusunu alan maymun geliyor, elinin içeriye sokup, tatlıyı kavrıyor. Tatlıyla yumruk olmuş elini o yarıktan geriye çıkaramıyor. Tatlıyı da bırakamıyor. Avucunda tatlı, yumruk olmuş eliyle Hindistan cevizine asılı kalıyor, ta ki avcılar gelip yakalayana kadar.
Maymunun elindeki tatlıyı bırakıp kurtulamamasını engelleyen dürtü ne olabilir? Akılsızlığı mı, tatlıya olan tutkusu mu? Tutkusu, duyguları aklını esir alıyor belki de.
Kadim sorunlarımızda ve hatta güncel sorunlarımızın çoğunda da böyle bir sorun alanı var sanki. Örneğin Kürt meselesi ve terör meselesi geldiği evrede böyle bir soruna işaret ediyor.
Kürt meselesini var eden ve hala da çözümün önündeki büyük direnci yaratan zihni sorunlar var. Aynı hakların var olmasının eşitlik demek olmadığını bilmemek, anlamamak da böyle bir zihni tıkanıklık mesela. Ulus devletin illa tektipli, kimliksiz, türdeş vatandaşların olduğu monolitik toplum tasavvuruna dayanması bir başka zihni tıkanıklık mesela. Ya da üniter devlet olmak ile adem-i merkeziyetçi bir yönetim düzeninin birbirinin düşmanı olduğunu düşünmek.
Ama en önemlisi Kürt meselesini ölümlere rehin vermek. Ölümler sürdükçe de Kürt meselesinin çözümü için adım atmamak.
Öte yandan meseleyi çözmeden sürdürdükçe, silahlar kalksın, ölümler dursun, sonra çözeriz zihniyeti hakim oldukça, ölümler sürüyor. Ölümler sürdükçe her ölümün ardında bıraktığı acı kişiselleşmekten toplumsallaşmaya dönüşüyor. O toplumsal acı, nefrete, ortak yaşam iradesinin aşındıran testereye dönüşüyor. Giderek zihni sorunlar duygusal sorunlara dönüşüyor. Bu duygusallık bir yerden sonra da sorunun çözümünün önünde bizatihi kendisi engel oluyor.
Hele bir de siyaset ve medya, bu duygusallığı körüklemeye, her gün yeniden üretmeye ve çoğaltmaya yönelince çözüm zemini olması gerek siyaset korkuların ve öfkelerin zemini oluyor.
Bu durum tam bir kısır döngü. Bugün gelinen noktada özetlediğim bu sürecin hangi unsuru neyi tetikliyor, ne neyi esir almış durumda artık önemi kalmamış durumda.
Zihni sorunların duygusal sorunlara dönüşerek gidişatı etkiler hale gelmesi süreci yalnızca Kürt meselesinde gözlenen bir durum da değil üstelik.
Değişmesi gerektiğini kendi yönetiminin bile kabul ettiği bir parti, kendi yarattığı duygusal sorunlara hapsolup değişemiyor. Bu ister bir parti, ister bir gazete veya televizyon kanalı olsun ya da sendika gibi örgütler, sivil girişimler olsun.
Herhangi bir problemin çözümü olarak ortaya çıkan her aktör, zihni tıkanıklıkları aşacak yeni bir zihin haritasıyla işe başlamışsa başarılı oluyor. Zamanlaması da doğru ise, kendine bir taban, destekçi, seçmen, okur, izleyici, müşteri buluyor. Başarılı oldukça, yeni sorunlarla karşılaşıyor veya sorunlar değişerek önüne geliyor. Sorunların da kendi dinamikleriyle değiştiğini fark edemeyenler, kendi zihin haritalarına takılı kalıyorlar. Yeniden, yeni zihin haritasını oluşturmayı başaramayanlar, kendini yenilemeyenler kendi pozisyonlarını duygular üzerinden meşrulaştırmaya yöneliyorlar.
Bir süre sonra kendi ürettiği duygusal iklimin esiri oluyor. Aklıyla bulduğu, fark ettiği adımı atmaktan kendi duygularına olan esaretleriyle kıpırdayamaz hale geliyor.
Şöyle bir bakın, ister hükümet ister muhalefet partisi olsun, ister bir örgüt ister bir sendika ya da bir gazete bu tıkanma sürecini yaşayan birçok aktör göreceksiniz çevrenizde.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025