Berat ÖZİPEK
Öcalan’ın Türkiye’ye verildiği günlerdeydi.
Yakın bir arkadaşım, onun uçakta maruz bırakıldığı görüntüleri ailesiyle birlikte izlerken babasının gösterdiği beklenmedik tepkinin kendisini nasıl hayretler içinde bıraktığını anlatmıştı.
Her gün Öcalan’a küfreden babası, onun gözlerini bağlanıp aşağılandığı o görüntüleri izlerken bağırıp çağırmaya ve bu kez devlete küfretmeye başlamıştı.
Öcalan onun için artık her gün küfrettiği adam değil, aşağılanan bir Kürt’tü. Çok muhtemeldir ki, ona baktığında kendi hayatından bir kesit gözünde canlanmış, geride bırakmak istediği kötü bir anın görüntüsü anlık biçimde belirip kaybolmuştu.
Öcalan’ın söylediği hiçbir sözün, onun kerameti kendinden menkul teorik çözümlemelerinin sağlayamadığını bir görüntü sağlamış, okulda, devlet dairesinde veya askerde gördüğü muameleden kalma bir anı, kendisini onunla özdeşleştirmesini sağlamıştı.
**
Bugün Hükümet, Kürtleri rahatlatacak pek çok adım atmış olmasına rağmen kendisine gösterilen tepkiye şaşırıyor.
Uludere’deki ölümlerin kasıtlı olmadığının nasıl olup da bir türlü anlaşılmadığını soruyor. “Devlet vatandaşını öldürür mü?” diye soruyor. Bu sorunun cevabının bütün bölgede, gayet önyargısız biçimde, “evet, öldürür, öldürdü” olacağını anlamıyor.
O “Devlet” derken kendisini veya artık kendi kontrolü altındaki -belki de kontrolü altında olduğuna inandığı demeliyiz- bürokrasiyi kastediyor; Kürtler ise -en son- 1990’lı yıllar boyunca şahit oldukları, kendi gözleriyle gördükleri devleti.
Ve ondan, bildik “devlet dilini” hatırlatan böyle sözler duyduklarında küsüp, milliyetçi soydaşlarına yaklaşıyor. “Yüce ulusal dava” adına, “welat” adına dökülen kanı mubah gören milliyetçi soydaşlarına.
**
Orada 34 sivil hayatını kaybetmiş. Bu yüzden de devlet, velev ki bir hatası olmasın, vatandaşının yaşama hakkını koruyamadığı için bile o ailelere özür borçlu.
Şimdi Hükümet dolaylı yollardan, örneğin ciddi bir maddi tazminat ödeyerek özür dilemeye çalışıyor. Açıkça özür dilemeden tazminat ödemenin onur kırıcı olduğunu ve bunun kırgınlığı derinleştirmekten başka bir sonuç doğurmayacağını görmüyor.
Ak Parti, yeni bir mutabakat ve dil inşa etme potansiyeline sahip olması bakımındanrakipsiz. Hem Kürt olmayanların, hem de Kürtlerin ortak siyasi aktörü olan başka bir parti de yok. Ama diğer yandan aynı Ak Parti, bu potansiyeli çarçur etme anlamında müsrif.
Çünkü Kürt Sorununun bugün geldiğimiz aşamada büyük ölçüde duygudaşlık, güven ve ortak dil sorunu olduğu gerçeğini göremiyor ve attığı olumlu adımlarla inşa ettiği güveni bir anda zedeliyor.
**
Uludere’nin Kürtlerde ne kadar büyük bir yara açtığını, ne kadar ciddi bir kırgınlık oluşturduğunu göremiyor. Göremediği için de kendisine gösterilen olağanüstü büyük tepkinin nedenini anlamıyor.
Tıpkı arkadaşımın, babasının haline şaşırdığı gibi şaşırıyor.
Oysa sadece o ailenin hikayesini bilse, faili meçhullerin damgasını taşıyan 90’lı yıllarda o babanın, ailesine yönelmekte olduğunu hissettiği devlet teröründen çocuklarını korumak için, bir gün içinde bütün hayvanlarını satıp, daha önce hiç gitmediği bir Batı iline, ev bile kiralamadan apar topar taşındığını bilse, onun çektiği sıkıntıları öğrense, bölgedeki psikolojiyi de anlayacak.
Belki de bunu yaptığında, Kürtlere hitap etmesi gereken dili bulacak.
Bunun için tek bir soruya cevap araması yeterli:
“Acaba ben, Uludere konusunda özür için soruşturmanın sonuçlanmasını beklerken, bürokratlara peşinen sahip çıkmak için neden beklemiyorum?”
Mustafa Akyol’a neden kızıyorlar?
Mustafa Akyol, Mustafa Kemal’in “Gençliğe Hitabe”sinin kaldırılmasını öneren bir yazı yazdı, işitmediği söz kalmadı.
Onun ifade özgürlüğünü savunmaya çalışırken benim de öyle.
Küfredenler, tam da onun ifade etmeye çalıştığı sorunun ağırlığını, totaliter resmi ideolojinin insanı farklı fikre karşı nasıl tahammülsüz hale getirdiğini kendileri üzerinden gösterdiler.
**
Akyol kimseye “Gençliğe Hitabe”yi veya “Andımız”ı okumayın demiyor; benim çocuğuma okutmayın, istemeyenin çocuğuna da zorla okutmayın, diyor.
Ona küfredenler ise hayır sizin çocuğunuza da okutacağız, demiş oluyor. Dayatma yapmayı kendilerine hak görüyorlar.
Kimileri çeşitlilik ve çoğulculuktan yana; kimileri de kendi ideolojilerini dayatmaktan.
Demokratlarla Kemalistler arasındaki ayrım da esas olarak bu.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBİRİNCİ PARTİ KARASIZLAR... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBu kadar şirket kanunsuz iş yaparken ‘devlet’ neredeydi? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTCMB'den gelen itiraf 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan, DEM Parti, dağda kart kurttan Kürde 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATOPLUMSAL BARIŞIN HUKUKSAL TEMELLERİ; DEMOKRATİK TOPLUMUN İNŞASI... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan siyaseten hata mı yaptı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTotalitarizmin meşrulaştırılması Müslümanların adalet tasavvurunu zedeledi 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMuhsin Batur’un utanıp anlatamadığından gururlananlar... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKendi yaptığınla muhalefeti suçlama yeteneği 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞHUKUKTAN UZAKLAŞAN NEYE TUTULUR? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024