Burhanettin DURAN
14 Mayıs seçimlerinin ülkemizin "tarihi yol ayrımındaki kritik bir seçimi" olacağında hemfikiriz. Bu ortak anlayış, adayların ve partilerin eteklerindeki tüm taşları döktüğü bir kampanya süreci ortaya koymuş durumda. Ramazan ayı boyunca ittifakların genişleme ve liste dizilim görüşmelerinin yoğunluğunun getirdiği sakin kampanya süreci, artık temposu yüksek kampanyalara sahne oluyor. Cumhur İttifakı ve altılı masa (Millet İttifakı) arasındaki 2 yıla yaklaşan seçim maratonunun son düzlüğü yüz metre formunda koşuluyor. Liste ve beyannamelerin açıklanması ile birlikte vaatlerin, mitinglerin ve polemiklerin gündemi, gündelik hayatımıza ağırlığını koydu.
Bu seçimlerin, yakın tarihimizde kararsız seçmenin, kimlik ve ideolojik aidiyet açısından en fazla zorlanacağı seçimler olduğu görüşündeyim. Bunun sebebi de iki ana ittifakın kutuplaşmasının sağ-sol veya muhafazakâr-seküler gibi ideolojik ayrımlardan ziyade Erdoğan faktörü ile belirlenmesidir. CHP listesinden seçime giren DP, SP, GP ve DEVA'da CHP zihniyetine karşı çıkmış çok sayıda siyasetçi var. Kılıçdaroğlu'nun helalleşme söylemine rağmen CHP ideolojik dönüşümünü gerçekleştirmiş bir parti değil. Kemalist mi, ulusalcı mı, solcu mu, milliyetçi mi belli değil. Kılıçdaroğlu'nun oy alma isteğiyle bütün ideolojik tuşlara basması, CHP'ye anlamlı bir kimlik oluşturmuyor. CHP medyası ise AK Parti iktidarını ve Cumhur İttifakı'nı "kadın düşmanı ve radikal İslamcı" gören perspektifiyle Kemalist ve laikçi karakterini koruyor.
CHP'nin gerçek ideolojik yöneliminin mahiyetini, Kılıçdaroğlu'nun İnce'ye gönderdiği mesaj üzerinden okuyabilirsiniz. Gazeteci Fikret Bila'ya göre Kılıçdaroğlu, İnce'ye "Türkiye işgal altında. Cumhuriyet tehdit altında. Bu nedenle, bu seçim tarihi bir önem taşıyor ve tarihi bir sorumluluk gerektiriyor" mesajı göndermiş. Yine CHP medyasının bazı yazarları, 2007 Cumhuriyet mitingleri radikalizminden pek de farklı yerde değil. Halbuki muhafazakâr-dindar kesim, başörtüsü dahil bütün İslami taleplerini karşılayan iktidarı, asla bu noktada görmüyor. Küskün muhafazakâr, AK Parti'yi radikal İslamcılıkla hiçbir şekilde suçlamıyor. SP ve GP birkaç milletvekili alacak diye muhafazakâr seçmen, AK Parti ve Yeniden Refah Partisi (YRP) yerine CHP logosuna mührü basar mı? Sözlerini sürekli değiştiren Kılıçdaroğlu'nun sözüne inanır mı? Yine Kürt seçmen kimlik haklarını karşılayan Erdoğan yerine, CHP adayına oy verebilecek mi? Türk milliyetçisi seçmen de ideolojik tercihinde zorlanacak. Bir tarafta MHP var, diğer tarafta İYİ Parti. Kılıçdaroğlu gerçek milliyetçi benim diyor ancak Kandil, Millet İttifakı'nı ve adayını açıktan destekliyor. Cumhur İttifakı'nın PKK ve FETÖ terörüyle mücadelesi de ortada iken HDP çizgisi radikal taleplerini dayatıyor. "Cumhuriyet tehdit altında" cümlesi, Cumhur İttifakı'nın daha etkili şekilde kullanacağı bir argüman.
Türk ve Kürt versiyonlarıyla sol seçmen, ağırlıklı şekilde CHP ve Kılıçdaroğlu'nu destekliyor. Ancak DSP'nin Cumhur İttifakı'na katılma kararı ile bu da bir miktar muğlaklaştı. DSP'nin milliyetçi reflekslerine işaretle sol olmadığını söyleyen çıkabilir. Ama Ecevit'in partisinin CHP karşısında olmasının bazı seçmenlerin kafasını karıştırdığı da açık. Hem Cumhur hem de Millet İttifakı'nı eleştiren İnce, ulusalcı-milliyetçi-seküler seçmenin ilgisini çekiyor. Bu ilgi de ittifakların dizilimi ve kompozisyonu sebebiyle seçmenin tercihte zorlanmasını beraberinde getiriyor. Partilerin birbirlerine karşı "Menderes, Özal, Ecevit, Türkeş ve Erbakan mezarında eziyet çekiyor" söylemi üretebilecekleri bir siyasi durum var. Bütün bu parametreler, 14 Mayıs seçimlerinde seçmenin, kimlik ve ideoloji aidiyeti üzerinden yapacağı muhasebenin hiç de kolay geçmeyeceğini gösteriyor.
Muhalefetin Gündemi
14 Mayıs seçimlerine giderken konuşulmadık konu kalmayacak. Mega projelerin hayata geçmesi ve ekonominin yanı sıra kimlik konularından (Kürtler ve Alevilik) terörle mücadele ve emperyalizm tartışmasına kadar Türkiye'nin önemli bütün meseleleri, kampanyaların gündeminde. Bu yoğun gündemin sebebi, elbette önümüzdeki beş yıl ülkemizi kimin yöneteceği hususunun kritik önemde görülmesi.
Kılıçdaroğlu "Kürtler" ve "Alevi" başlıklarıyla iki video yayınladı. İlkinde "3-5 oy için milyonlarca Kürt'e terörist muamelesi yapıldığı" suçlamasında bulundu. İkincisinde ise kendisinin "Alevi" olduğunu belirterek, gençleri "Alevi olmaz diyen… bu ayrıştırıcı sistemi kökünden yıkmaya" çağırdı. Bu videolara Demirtaş, Babacan ve Davutoğlu destek verirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli'den "istismar" ve "kimlik siyasetine keskin dönüş" eleştirileri geldi. Kılıçdaroğlu'nun terör örgütü PKK ile Kürtleri eşitleyen yaklaşımının Kandil'den kendi adaylığına gelen açık desteğe yönelik eleştirileri savunma amaçlı olduğu açık. "Alevi kimlik" konusunu ise kendince ön alıcı bir hamle olarak açmış olabilir. Kılıçdaroğlu çok bilinçli ve farklı bir kimlikçi siyaset yapıyor. Buna "pozitif görünümlü kutuplaştırma siyaseti" diyebiliriz. Pozitif görünümlü, çünkü kendisini kardeşliği ve farklılıkları tanıyan yerde konumlandırıyor. Kutuplaştırma, çünkü karşı tarafa yapmadığı bir suçu yüklüyor. "Milyonlarca Kürt'e terörist muamelesi yapılıyor" suçlamasıyla, AK Parti iktidarına "ayrımcılık yapma suçu" isnat ediyor. Ayrımcılığı ve kutuplaştırmayı karşı tarafın yaptığını söyleyerek, kendisi tersten bir kutuplaştırma üretiyor.
Ayrıca dış güçler, milliyetçilik ve kimlik konularının tartışılmasının, ülkemizin yüzleştiği bazı ciddi risklerle irtibatını gözden kaçırmamak gerekli. Kılıçdaroğlu'nun KHK'lıların serbest kalmasına dair söyledikleri, bunun için kaygı üretiyor. PKK ve FETÖ'nün Kılıçdaroğlu'na destek vermesi ve PKK elebaşlarının çok sık konuştuğu yerde Millet İttifakı’nın sessizliği, bunun için rahatsız ediyor.
PKK ve FETÖ ile etkili mücadele sözü vermeleri gerekirken, Mansur Yavaş'ın seslendirdiği gibi "bize oy vermeyen teröristtir söyleminden bıktık" diyerek, güya ön alıyorlar. Halbuki seçmenin tercihi sorgulanmıyor, muhalefetin YSP ile kurduğu güç birliği eleştiriliyor. HDP'li Sakık'ın Kılıçdaroğlu'ndan istediği şey gündem yapılıyor: Kapalı kapılar ardında neler konuşuldu ve nelerde anlaşıldı? Bu soru, Türkiye'yi nasıl bir gelecek beklediği konusunda seçmenin en çok merak ettiği konuya dair. Yine, "bugünün şartlarında bir çözüm süreci olabilir mi?" sorusu da hayati önemde.

Çelişkiler İttifakı
Kılıçdaroğlu'nun seçim kampanyası, polemikler açısından da düşük tempolu seyrediyor. Son düzlükte değişir mi bilemem ancak Kılıçdaroğlu'nun mevcut düşük tempo tercihinin bir kampanya taktiği olduğu açık. Kampanyacıları İmamoğlu'nun 2019 seçimlerinde uyguladığına benzer bir taktik önerdikleri için Kılıçdaroğlu bu yaklaşımı tercih etmiş olabilir. Sert suçlamaları, krizlerin odağındaki İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'e ve bazı CHP'lilere de havale etmiş olabilir. Ancak cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nun profili, belediye başkanı İmamoğlu'nunkinden hayli farklı. Geride unutturulması gereken bir sürü sert söylemler, tutulmayan vaatler, FETÖ tapelerini Meclis'te okuması, 15 Temmuz ile mücadeleyi "sivil darbe" olarak görmesi, başörtüsünün serbest olmasına Anayasa Mahkemesi'nde karşı çıkması ve koalisyonlar döneminde başarısız bir SSK tecrübesi var. Yani Kılıçdaroğlu eski bir isim, hayli bagajı var; kolaylıkla parlatılabilecek yeni bir isim değil. Sert söylemleri yumuşatmanın Kılıçdaroğlu'na yeni bir "sorumlu devlet adamı" profili vermesi ne kadar mümkün, henüz belli değil. Ancak Kılıçdaroğlu'nun bu taktiği, Millet İttifakı'nın ideoloji, kimlik ve politikalar bağlamında dağınık ve tutarsız bir koalisyon olduğunu, seçmene daha açık hale getiren turnusol görevi üstleniyor. Altılı masanın ürettiği bütün dokümanlara rağmen Millet İttifakı reaksiyoner olmayı hâlâ aşabilmiş değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş hedefi, Kılıçdaroğlu'nun tüm destekçilerini kuşatan, tutarlı bir söyleme ulaşması için yeterli olmuyor. Tüm bileşenlerin demokrasi vurgusu yapması da Millet İttifakı'nın ortak vizyon eksiğini kapatmıyor. Bazı siyasi ve ideolojik konuların muğlak tutulması da bir kampanya tercihi olabilir. Fakat Millet İttifakı partilerinin ve adayları Kılıçdaroğlu'nun boş bıraktığı alanı YSP (HDP), TİP ve CHP destekçisi medya dolduruyor.
Klasik CHP laikçiliği, HDP ve TİP solu Cumhur İttifakı'nı ve Erdoğan'ı giderek daha vurgulu şekilde "radikal İslamcı" ilan ediyor. AK Parti'nin dine zarar verdiğini iddia etmek DEVA ve GP yandaşı medyaya düşüyor. YSP'nin aday gösterdiği liberal sol isimler de Cumhuriyet'in yeniden inşası, 15 Temmuz destanını sorunsallaştırma ve "Kürt sorunu" gündemi oluşturma konularında rol alıyor. Kılıçdaroğlu'nun kazanması durumunda yeni bir çözüm süreci başlatılması fikrini savunuyorlar. İki çözüm sürecini bitiren, Kobani olaylarının ve hendek çatışmalarının sorumluluğunu taşıyan HDP-YSP çizgisinin teröre destek konusunda özeleştirisini yapmadığı unutularak, marjinallikten kurtarılmaları yetmezmiş gibi bir de Millet İttifakı ve adayı Kılıçdaroğlu'na "politika ve söylem" oluşturmaları, muhalefetin dağınıklığını toparlamıyor, keskinleştiriyor. Türk ve Kürt solunun sert söylemleri, CHP laikçiliği ile birleşirken DEVA, SP ve GP'ye de Canan Kaftancıoğlu'na alkış tutmak kalıyor.
Erdoğan ve Cumhur İttifakı
Cumhur İttifakı'nın adayı olarak Erdoğan, yirmi yıllık tecrübesi ve uluslararası siyasetteki etkin rolü ile öne çıkıyor. Erdoğan, güvenlik, savunma ve dış politika alanlarını birlikte ele alan yaklaşımıyla zaten inşasına başladığı “Türkiye Eksenini” tahkim etme hedefine sahip. 2016-2020 arasında sert güç kullanarak gerektiğinde ABD, Rusya ve bazı bölgesel güçlerle gerilimi göze alan Erdoğan son iki yıldır Türkiye'nin kazanımlarını, normalleşme politikası ile pekiştirdi. BAE, Suudi Arabistan ve İsrail'den sonra şimdi Mısır ile yeni bir döneme giriliyor. ABD'nin Afganistan'dan çekilmesi ve Rusya'nın Ukrayna işgali sonrası Ortadoğu'da klasik ittifakları çeşitlendirmek ve sorunlu ilişkileri normalleştirmek bölgenin trendi haline geldi. Körfez ülkelerinin Rusya-Ukrayna Savaşı’nda tarafsız konumlanması, Çin'in İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri normalleştirmesi bölgedeki yeni denklemlere işaret ediyor. Dahası, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Avrupa için stratejik otonomi arayışı ve bu bağlamda Tayvan krizi dışında kalma çabası, küresel düzlemde de büyük güçlerin dünyasının farklılaşan çıkarlarını anlatıyor. İşte bu yeni küresel ve bölgesel dönemin en aktif ülkelerinden birisi Erdoğan liderliğindeki Türkiye.
14 Mayıs seçimleri Türkiye’nin bölgedeki rolünde ve Türk dış politikasında bir yol ayrımına işaret ediyor. Ya Türkiye stratejik özerkliğini ve öznelliğini devam ettirecek ya da Türkiye geleneksel dış politika kodlarına geri dönerek mevcut iddialı dış politikasından vazgeçecektir. İşte Türk halkı, önümüzdeki dönemde bu iki seçenekten hangisinin uygulanacağını oylayacaktır. Bir taraftan bölgesel liderlik ve küresel aktörlük iddiası, diğer taraftan içe dönük bir politikayla bölgedeki sorun alanlarından geri çekilme vaadi söz konusudur. Cumhuriyetin yüzüncü yılında yapılacak olan 14 Mayıs seçimleri, tam da bu anlamda önemli bir dönüm noktasıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020