Cafer Solgun
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında olmasını, varlığını hissettirmek için değerlendirmek gayretinde. Hakkıdır. Üstlendiği sorumluluğun gereğidir. Geçen yıl bu zamanlar mıydı, ‘Hükümet Sözcüsü’ sıfatıyla Bülent Arınç’ın Saray’a, sonradan boşa düşen ‘Hükümet var’ açıklamasının gereği de budur.
Fakat Sayın Davutoğlu’nun memleket meselelerine dair açıklamaları nedense insanda şaşkınlıkla karışık bir hayret duygusu uyandırıyor. Mesela Davutoğlu “Basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü benim kırmızı çizgimdir” diyor, ama bu sözler medyanın ağır bir baskı altında olması gerçeğini değiştirmediği gibi, bu baskıyı yaşayanlarda herhangi bir rahatlamaya, memnuniyete filan da yol açmıyor. Çünkü bir şey değişmiyor.
Hatırlıyoruz; 7 Haziran seçimlerinin ardından yaptığı ilk açıklamalarda milli iradeye saygıdan bahsetmiş, artık taşların yerli yerine oturacağını söylemişti. Ama bir türlü yerini beğenmeyen büyük taşın gölgesinde üstlendiği sorumluluğu ve sözünü ortada bırakan da kendisi oldu.
Ülkemizin doğusunda uygulanan ‘abluka’ siyasetine ilişkin kaygıları, endişeleri, eleştirileri “Hiçbir sivil zarar görmedi, görmeyecek, çok hassas davranıyoruz. Güvenlik için özgürlüklerden vazgeçmeyeceğiz” sözleriyle karşıladı. Ama bölgedeki çatışmalarda içlerinde çocukların da olduğu çok sayıda sivil hayatını kaybetti ve Sur’da, Cizre’de ‘abluka’ da ölümler de devam ediyor.
Mahsun Kırmızıgül olup bitenlere ilişkin kaygılarını paylaşıp kendisinden insaf, merhamet talep edince, o gün bugündür Kırmızıgül’e “Aynaya bak” diyor, “Bizim merhametimizi bütün dünya bilir” gibi anlamsız laflar ediyor. Ama kendisi aynaya bakmaktan korkuyor. Çünkü kan var...
Davutoğlu halen abluka ve çatışmaların devam ettiği Sur’la ilgili de ‘ilginç’ bir açıklama yaptı. Operasyonlar bitince Sur’u Toledo yapacaklarmış. Bu sözler müteahhitleri heyecanlandırmış olabilir, bilemiyorum, ama Ayşe Öğretmen ve barış isteyen akademisyenler nezdinde ‘hain’ ilan edilen insanlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. UNESCO tarafından ‘dünya mirası’ ilan edilen bölgede yaşayan insanların ne düşündüğü önemliydi asıl.
Sur deyince bu Toledo çıkışıyla ilgili Sur’da iki dönem belediye başkanlığı yapmış Sayın Abdullah Demirbaş’ın görüşlerine başvurmamak olmazdı elbette.
Demirbaş’ın ilk sözü, “Kasap et derdinde koyun can derdinde” oldu ve devam etti:
“Orada her gün oluk oluk kan akıyor. Asker, polis, sivil ya da militan... Biz bu ölümleri nasıl durduracağımızı değil de Sur’u nasıl Toledo yapacağımızı mı tartışacağız? Allah’tan korkmak lazım. Vicdana, ahlaka, insanlığa sığmaz. Şu da var; buranın ne olacağına hükümet karar vermek istiyor. Orada yaşayan insanlara, sivil toplum kuruluşlarına sordunuz mu? Toledo olmak istiyorlar mı bakalım? Orası Diyarbakır’dır. Amed’dir. Sur’dur. Kökleri, tarihi, kimliği var. Tarihte Babil ve Ninova Diyarbakır ile yaşıttır. Tarihten sildiler. Şimdi de Diyarbakır’ı tarihi bağlarıyla kopararak silmek istiyorlar. Önce kanı durduralım, bir barış süreci başlatalım. Ondan sonra Diyarbakır’ı kendi kimliği, kültürü, değerleriyle birlikte nasıl inşa etmemiz gerektiğini konuşalım.”
Sayın Davutoğlu’nun gerçekten de aynaya bakmasında ve ‘başbakan’ olduğunu hep hatırında tutmasında sonsuz fayda var...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025