Cafer Solgun
Son 30 yıllık sürecin iki taraftaki milliyetçi, radikal kesimler de dahil olmak üzere herkese öğretmiş olması gereken bazı gerçekler, dersler var. Aslında meselemiz son 30 yılla da sınırlı değil; devlet kayıtlarına göre cumhuriyetin ilanının ardından 28 Kürt isyanı yaşanmış. (Bunların çoğu inkar ve asimilasyon politikası kapsamında gerçekleştirilmiş tedip ve tenkil harekatlarıdır. Ama konumuz bu değil.) PKK, bu isyanların sonuncusu.
Acı çekerek, ağır bedeller ödeyerek öğrendiğimiz bu gerçekleri yapabildiğimce herkesin kabul edeceği ortalama bir dille ve maddeler halinde özetleyeceğim.
Bir. Meselemiz ne ‘terör’ ne ‘geri kalmışlık’ ne de ‘asayiş’ sorunudur; Kürt sorunudur. Bölgenin kadim halklarından birinin halk olmaktan ileri gelen temel, meşru ve doğal haklarının tanınması sorundur.
İki. Kürtlerin aslında ‘yok’ olduğu dayatmasını bazı marjinal uç kesimler dışında savunan kalmamıştır ve bu, kuşkusuz bir aşamadır. Ancak yaşadığımız çağda savunulması mümkün olmayan inkar-asimilasyon zihniyetinden nihayet vazgeçilmiş olması, sorunun kalıcı bir barışla çözümü açısından sadece bir zemin sunmaktadır; yani ‘çözüm’ün kendisi değildir.
Üç. ‘Şarkılarınızı türkülerinizi söylüyorsunuz, TV bile açtık size, üstelik de din kardeşiyiz’ demek, ‘çözüm’ adına hiçbir şey dememekle neredeyse eşanlamlıdır. Dahası Kürtler bunu barış umut ve beklentileriyle ‘dalga geçmek’ olarak anlamaktadır. Çünkü Kürtçe yayını yapan onlarca TV kanalı TRT Kurdî’den önce de vardı. Kürt sanatçıların klamlarının, stranlarının en çok dinlendiği dönemler ise, yasakçılığın en koyu olduğu dönemlerdi. İnanmayan Şiwan Perver’e sorabilir.
Dört. Çözüm Süreci’nin en büyük handikapı, kapalı kapılar arkasında başlatılıp öylece de sürdürülmek istenmesi, yani kimin kime ne dediği, kimin ‘çözüm’ projesinin ne olduğunun bilinmemesiydi. Toplum yine de sırf ölümleri durdurduğu için bu sürece destek vermişti. Bunun çok karmaşık nedenleri yok. İnsanlar ‘sorun’ her ne ise bunun ölerek, öldürerek çözülemeyeceğini ve ‘barış’ diye bir ihtimal ve imkan da olduğunu görmüşlerdi, anlamışlardı.
Beş. Çözüm Süreci, Saray ve AKP’nin Türk Tipi Başkanlık ve Rojava’daki gelişmelerle ilgili senaryolarına ve KCK’nin, ‘Hiç olmadığımız kadar güçlüyüz, zorda olan AKP’dir, yüklenirsek otonom bir Kürdistan mümkündür’ hesaplarına kurban edilmiştir.
Altı. ‘Son terörist öldürülünceye kadar…’ söylemleri de son olarak Murat Karayılan’ın dillendirdiği ‘…Yoksa ayrılırız’ meydan okuması da hamasettir, yanlıştır, aldatmacadır. Çünkü sorun devam ettiği müddetçe ‘son terörist’ öldürülemeyecektir. Ve Kürtler de, içlerinde bunu hayal edenler hep olsa da, hiçbir zaman ayrı bir devlet ilan etmeyecek, edemeyecektir.
Burada Kürtlerle Türklerin ne kadar iç içe geçmiş olduklarına dair uzun uzun izahatlar yapmanın gereği olmadığına inanıyorum.
Maddeler bitmedi ama yerim bitti. Devamını gelecek yazıya bırakmadan asıl üzerinde düşünmemiz gereken son ‘ders’i de yazayım.
Yedi. Bir çözüm, diyalog, müzakere, barış (kim adına ne diyorsa) masası daha er veya geç kurulacaktır. Başka bir ‘çözüm’ şekli yoktur. Bunu bile bile, göre göre sürdürülen bir savaş, sadece ve sadece cinayettir.
Yapmayın…
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025