Cafer Solgun
Medyadaki tırşıkçılar-2
5.02.2016
1951
Bir ‘davası’ yoktur; ‘davası’ olanların duruma göre yalakası, yalaması (‘qeşmer’), tetikçisi olurlar. Karşılığında ‘oldukları’ şeyin adamı değillerdir; mesela bir ‘köşesi’ olup da memleket meselelerine dair ahkam kesecek ne bilgi ve donanımları ne de ölçüleri, dünya görüşleri, duyarlılıkları vardır. Bunu ‘sahipleri’ de kendileri de bilirler ve zaten ilişkileri ‘ihtiyaca binaen’ kurulmuş bir ilişkidir.
‘Oldukları’ pozisyona can havliyle sarılırlar. Ve bu, kırk yıllık ‘dava’ arkadaşlarını dahi şaşkına uğratacak derecede sahtekarca bir ‘biat’ halidir. Herkese önerdikleri de budur; ‘biat et, rahata er’. Kendilerini çok akıllı, zeki sanırlar; aslında sadece çok kurnazdırlar. Ve aynı zamanda çok tehlikeli kişiliklerdir. Çünkü ilkeli bir duruşları, bir dünya görüşleri olmadığı gibi, ahlaki ve vicdani bakımdan sefil, yoksul ve düşkün kişiliklerin en berbat versiyonlarıdır. Sahipleri ‘vur’ dese parçalamaya hazır beklerler. Karşılığında bir ‘aferin’ alınca dünyalar onların olur. Bu ‘aferin’ maaşına zam, yeni bir saldırı programına başlamak, uçağında ‘reis’in yanı başında görünmek gibi biçimlerde tezahür eder tabii.
‘Aferin’ almış ‘tırşıkçı’ kendine sevdalanmanın zirvelerine tırmanır. Her nasılsa bir ‘uyarı’ alana değin onu durdurabilene aşk olsun. Tehdit eder. Söver. Daha da saldırgan olur. Polis olur, savcı, hakim, gardiyan olur. Bilmeyen, bir numarası, ‘derin’ ilişkileri, bir ‘bildiği’ var sanır; korkar, tırsar, siner ve ‘ben ettim sen etme’ kıvamına gelir. Bunun ‘tırşıkçıda’ yol açtığı etki, ‘Ben neymişim be abi’ etkisidir, iyice zıvanadan çıkar.
Genellikle herhangi bir dini hassasiyetleri yoktur; ama gerektiğinde dindar bile takılabilirler. Dindarlığın faziletleri üzerine güzellemeler yapabilirler, dindar görünümlü parti ve destekçilerini yere göğe sığdıramazlar, ama misal rakı sofralarından da eksik olmazlar. Bazen coşagelip insan içine çıktıkları da görülür. Sağda solda filanca yerde kadınlarla içtiği gibi dedikodular çıktığında, ortalığa düşüp ‘Bunlar külliyen yalan, karalama’ savunmaları yapar ve herhalde daha ‘tedbirli’ olmaya karar verirler.
Düşünebildikleri en büyük ‘tedbir’, Boğaz’da bir eve yerleşmek, her ne yapıyorsa kendileri gibi olanlarla kem gözlerden ırak durarak yapmaktır. Adını nefretle andıkları Ertuğrul Özkök, aslında içten içe hayran oldukları biridir, idolleridir hatta. O ve onun gibilere duydukları nefreti siyasal eleştiri diliyle perdelemeye çalışırlar. Ama bu nefretin özünde sırıtan, Onun gibi olmak isteyip de olamamaktan başka bir şey değildir. Boğaz’a yerleşseler de olmamaktadır. Boğaz’a karşı freeshop’lardan gizlice alınmış pahalı viskiler yudumlasalar da.
Sahiplerine ‘biat’ derecesinde bağlılık, muhaliflere ‘düşmanlık’ derecesinde karşıtlık ‘fıtratları’ gereğidir. İçleri kin, nefret, fesat ve kötülük kaynamaktadır. Sevgisizdirler. Hiçbir şeyi doğru dürüst sevmezler, sevemezler. Kendilerini de sevmezler aslında. Kötü olduklarını bilirler içten içe. Kendine sevdalı olma hali bir hastalıktır sadece ve kendilerinden yana yaşadıkları rahatsızlığı bastırma gayretidir, o kadar.
Bu, birbirlerine karşı da böyledir. Birbirlerinin yazılarını överler, birbirlerinden alıntılar yaparlar, birbirlerini RT’lerler filan. Bu, bir yönüyle ‘Benim gibi başkaları da var’ avuntusudur; ‘başka kötüler de var’. Fakat onlar ‘reis’in gözdesi olmak, gündeminde olmak rakipleridir aynı zamanda. En ufak bir ‘falsoda’ ya da ‘ortalık karıştı’ durumunda birbirlerine olmadık sıfatlarla saldırmaktan geri kalmayacakları kesindir.
Genellikle ‘devşirmedirler’. Mümkündür ki kimisi sol bir gelenekten gelmektedir ya da Kürtçü veya İslamcı, cemaatçi vb. Geldikleri yerlerde de rüzgarın yönüne göre yelken açan kişiler olmuşlardır; tabii rüzgar esmeyince gemiyi koşarak ilk terk edenler de.
Tırşıkçılar yazmakla biter mi? Bu daha konunun ‘le le’si. Nereden girdiysem bu konuya…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025