Cafer Solgun
HDP’ye yönelik son gözaltı ve tutuklama furyasında bir “gizli tanık” ifadesinin rolü olduğu söyleniyor. İsmail Saymaz Sözcü’deki köşesinde yazdı ve hatta “Bu kez HDP kapatılabilir” diye kendi tahminini, öngörüsünü de belirtti. İddiaya göre meçhul gizli tanık, Kobanê protestoları için HDP’nin Kandil’den talimat aldığını söylemiş. İnsan Hakları Derneği’nin raporuna göre 46 yurttaşın hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin de yaralandığı olaylar, Kobanê için değil de “özerklik” ilan etmek için tertiplenmiş. (Saymaz’ın söz konusu yazısı burada: https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/ismail-saymaz/hdp-bu-kez-kapatilabilir-6065947/ )
Kandil’in bir “demokratik özerklik” projesi olduğu “sır” değil. Devlet için hiç “sır” değil. Zira İmralı’da devlet gözetimindeki Abdullah Öcalan’ın hazırladığı bir “proje” idi bu. Yeni anayasa yapmanın gündem olduğu o dönemde bu projenin meşru zeminde savunulması imkanları varken 2015 yılında “hendek çatışmaları” ile gündeme geldiğini de biliyoruz, hatırlıyoruz. Yüzlerce insan da o çatışmalarda hayatını kaybetti, binlerce insan yerinden yurdundan oldu. Bu “hendek” dayatmasına bölge halkının öfkesi halen de sürüyor.
Ne var ki Kobanê protestoları “özerklik” filan için değil, cani, tecavüzcü IŞİD kuşatması altındaki Kobanê’ye destek için patlak vermişti. Uluslararası camianın dikkatini çekmek, Türkiye’nin sınıra yığılmaya başlayan insanlar için güvenli bir koridor oluşturmasını sağlamak, Irak Kürdistan bölgesinden silahlarıyla birlikte Türkiye üzerinden Kobanê’ye geçmek isteyen peşmerge birliğine izin vermek gibi tümü de doğrudan Kobanê’deki durumla ilgili istekler, talepler, beklentiler söz konusuydu. Bu taleplerin muhatabı durumundaki hükümetin tutumu ise, önce “Kobanê düştü düşecek” şeklindeydi. O günleri hatırlıyorum; ama ortada bir “özerklik” ilanı olduğunu hatırlamıyorum. “Özerklik” için Kandil’den yapılan “serhildan” çağrıları özellikle 2015’te oldu ve kimseler bunun için sokaklara dökülmedi.
Fakat ben esas olarak bu “gizli tanık” meselesi üzerinde durmak istiyorum.
Eskiden, mesela 12 Eylül yıllarında “itirafçılar” vardı. “Gizli” filan da değillerdi. Adları sanlarıyla mahkemelerde “itiraflarda” bulunuyor, eski dava arkadaşlarını suçluyorlardı. Verdikleri “bilgilerin” çoğu da, amiyane tabirle “sallama” idi. Kendilerini teslim ettikleri savcı ve polislerin istek ve siparişleri doğrultusunda konuşuyorlardı. Birkaç istisna hariç devletin de bunları pek “koruyup kolladığı” söylenemezdi. “İtirafçı” idiler neticede ve sıkıştığında davasını satana devlet de güven duymuyordu.
90’lı yıllarda devlet özellikle PKK kökenli itirafçıları yürüttüğü kirli savaşta, en kanlı ve kirli işlerde kullandı. Bir kez devlete sığınmış, “normal” bir insan gibi yaşama şansını kaybettiğini düşünen itirafçılar devlete sarıldıkça devlet de onları ne kadar “rutin dışı”, “hukuk dışı” işleri varsa o işlere koştu.
Toplumda “itirafçı” olmak zaten ahlaksızlık kabul edilirdi ve bu tür itirafçı “pratikleri” (uyuşturucu kaçakçılığı, adam kaçırıp işkence ederek katletme, işkenceli sorgular, cinayet, haraç vd.) nedeniyle itirafçılık daha da “ayıp” ve işin içinde “derin devlet” de olduğu için “ürkütücü” bir şey haline geldi.
Epeydir “itirafçıların” yerini meçhul “gizli tanıklar” aldı. (Gerçekte ortada bir “tanık” var mı yok mu onu da bilmiyoruz gerçi.) Oynadıkları “rol” büyük ölçüde aynı: “Amirlerinin” siparişleri doğrultusunda ifadeler vererek yürütülen operasyon ve soruşturmaların “gerekçesi” oluyorlar. Misal, Kobanê olaylarının aslında “Kobanê olayları” olmadığını, Kandil’in talimatıyla “özerklik” için çıkartıldığını söylüyorlar. İnsanları sokağa döken de HDP oluyor. Belediyelerine kayyımlar atanırken insanları çağrı üzerine çağrı yaptığı halde o belediyelerin önüne toplayamayan HDP…
Belirtmemek eksiklik olur; bu “gizli tanık” işinin mucidi, şimdi ‘Fetöcü’ olmaktan kimisi “içeride” kimisi de “firarda” olan savcı ve polis şefleri idi. Sonradan ortaya çıktı, örneğin Ergenekon soruşturmasında bazı DHKP-C itirafçılarını, mafyacıları “gizli tanık” olarak “görevlendirmişler”. Bu hukuk dışı, etik dışı ama gayet “kullanışlı” yöntemi şimdikiler de özellikle HDP’ye karşı kullanmayı sürdürüyor. Fetö davalarında bu “gizli tanık” yöntemine başvurmaya pek gerek görmüyorlar izleyebildiğim kadar. Zira çoğu gizli değil alenen itirafçı olarak birbirini ele vermek çabası içinde. Böyle olunca meçhul “gizli” tanıklara da gerek kalmıyor.
6 yıl önceki “olaylar” için bir gizli tanık ifadesi gerekçe gösterilerek insanların gözaltına alınması, tutuklanması ve milyonlarca insanın iradesi ve tercihiyle parlamentoda bulunan bir siyasi partinin belki de kapatılacak olması, neresinden bakılırsa bakılsın, hukuki değildir, etik hiç değildir. Tamamen siyasidir ve bu siyaset de Türkiye’ye kaybettiren bir siyasettir…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025