Cafer Solgun
Türkiye’de gündem son derece hızlı değişiyor, bu yönüyle oldukça “dinamik” bir ülke olduğumuz rahatlıkla söylenebilir.
Son birkaç haftada olup bitenlere bakın…
Hazine ve Maliye Bakanı ve “Tayyip Erdoğan’ın kendi yerine hazırladığı adam” olduğu söylenen Berat Albayrak, sosyal medyada bir mesaj yayınlayarak görevinden istifa etti. Egemen medya neresinden bakılsa “haber” olan bu gelişmeyi görmezden geldi, “iddia” diye bile vermedi, haberin peşine düşmedi ve Saray’dan gelecek açıklamayı bekledi.
Covid-19 salgınının da etkisiyle derinleşerek büyüyen ekonomik bir kriz yaşanıyorken hazine ve maliyeden sorumlu bakanın istifası, “normal” bir ülkede hükümeti sarsan bir etki yaratır. Bizde ise sadece ”Görevden affını istedi biz de affettik” şeklinde bir açıklamaya konu oldu ve derhal “unutulmaya” terk edildi. Ne, niçin, neden sorularının cevabı herkesin kendince anladığına kaldı.
Bu olay vesilesiyle iktidara odaklı medyanın düşündürücü hali bir kez daha açığa çıktı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, peş peşe yaptığı açıklamalarla “demokrasi ve hukuk reformu yapacağız, seferberlik başlatıyoruz” dedi. Demek oluyor ki demokrasi ve hukuk konusunda “reform” gerektiren sorunlarımız var. Ama düne kadar bu cümleyi kuranlara en üst perdeden “Demokrasimiz Avrupa’dan da ileri. Hukuk devleti olduğumuzdan kuşkunuz mu var?” denilerek fırça atılıyordu. Ne oldu da iktidar partisi söylem değiştirme gereği duydu? “Reform”dan murat edilen neydi acaba? Mevcut en hafif deyişle “sorunlu” politika ve uygulamalardan dolayı özeleştiriye benzer bir çift laf edilmeyecek miydi? “Reform” gibi, “seferberlik” gibi ciddi ve ciddiye almak gereken kavramlar bir toplumsal talep ve ihtiyaç nedeniyle mi, cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı sayın Erdoğan ve kurmaylarının seçime endeksli planları nedeniyle mi gündeme getirildi?
Bu ve benzer, daha da çoğaltılabilecek soruların cevaplarını bilmeye hakkımız yok muydu?
Yandaşlıkta sınır tanımayan bir gazeteci-yazar vatandaşa kalsa “Tayyip Erdoğan’a ram olacaksınız, itaat edeceksiniz” kafasıyla oturduğumuz yerde oturup neyse “bahtımız” onu yaşamaya razı gelmemiz gerekiyor.
Sonra Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün “Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun” şeklindeki sözlerine kulak kesildik. Değil mi ki HSK de Osman Kavala’yı AİHM kararına rağmen “içeride” tutan hâkimlerin listesini istemişti. Hem, yandaş medyanın ona buna “ayar” vermekle görevli yazarı Cem Küçük de, “yeter” demişti, “Osman Kavala’yı, Ahmet Altan’ı bırakalım artık.”
Bir şeyler oluyor muydu, olacak mıydı; özeleştiriden, muhasebe yapmaktan filan da vazgeçtik, daha “normal” bir ülke haline gelmemiz, nihayet, hiç değilse bir ihtimal haline geliyor muydu?
Ya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Kanal İstanbul projesine karşı çıktığı için soruşturma açılmış olmasına ne demeliydik? Meğerse sayın Erdoğan’ın yıllar önce “benim çılgın projem” diyerek gündeme getirdiği Kanal İstanbul bir “devlet projesi” imiş ve şehrin belediye başkanı da olsanız karşı çıkmanız “suç” imiş?!
Arada canımızı yakan İzmir depremi vesilesiyle canlanan depremle ilgili soru ve sorunlarımızı da unuttuk; mesela deprem vergilerine ne oldu sorusunun bir türlü “resmen” veril(e)meyen cevabını…
Verilerle ilgili “halk sağlığı, ulusal çıkarlar” süzgecinden de geçirilmiş olsa Covid-19 salgınının “pik” yapması, sağlık sisteminin çöküş sinyalleri vermesi, yeniden evlere kapanmaya kadar gidecek yeni önlem ve kısıtlamaların gündeme gelmesi, aşı bulundu haberleri de ister istemez kaygı ve endişeyle karışık dikkat kesildiğimiz gelişmelerdi ve halen de öyle…
Bu kısıtlama önlemleri başka ülkelerde de alınıyor elbette. Ama “evde kal” denilen yurttaşlara maddi destek de sağlanarak…
Ekonomik kriz, enflasyon, işsizlik, “demokrasi ve hukuk reformu seferberliği”, salgın… Ama gündeme asıl “ağırlığını” koyan, malum, Alaattin Çakıcı oldu. (Mafyatik eylemleri nedeniyle hüküm giymiş de olsa “mafya” deyince MHP lideri Devlet Bahçeli kızıyor, o yüzden ve daha afili olduğu için “organize suç örgütü lideri” mi demeliyiz acaba?)
Çakıcı, ana muhalefet partisi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Devlet Bahçeli’yi eleştiren sözlerine peş peşe tehdit ve hakaretlerle cevap verdi. CHP’den gelen tepkiler üzerine Bahçeli Çakıcı’yı “dava arkadaşı” olarak sahiplenen tivitler attı, tepkileri “seviyesizlik ve rezillik” olarak niteledi. Çakıcı’nın “Dürzü, kazığa oturturum, ulan akıllı ol, Bahçeli’nin koç yumurtası bile olamazsın” şeklindeki sözleri değil ama “Mafya bozuntusu” demek “seviyesizlik ve rezillik” imiş…
Bu arada hemen her konuda anında tepki veren iktidar partisi sözcüleri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, muhtemelen koalisyon ortaklarını kızdırmamak adına bu gelişmeyi “izlemeyi” tercih ettiler. (Bu satırlar kaleme alındığı esnada, AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, Çakıcı’nın tehdit ve hakaret mektupları ile ilgili soruşturma açıldığı “bilgisi edindiğini” açıkladı.)
Maksat kayda geçsin diye hatırlatmış olayım: Alaattin Çakıcı 2015 yılında Bahçeli’ye “yürüyen buda kılıklı adam, teke yumurtası” dediği en hafif deyişle hakaretler içeren bir mektup yayınlamıştı. 2014 yılında da dönemin başbakanı Erdoğan’a hitaben olduğu düşünülen bir mektup yayınlamış ve mektubunda “Onur ve şereften nasibini almamış Rizeli rezil yezit kişilikli onursuz, dedeleri Kafkas Musevisi olan vampirin torunu” gibi ifadeler kullanmıştı. Daha sonra bir başka mektubunda ise Erdoğan’a “sorumsuz sultan” diye hitap etmiş ve Cumhurbaşkanına hakaretten 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu cezanın ardından bu kez Erdoğan'ın ismini verip “sözlerimin arkasındayım” diyerek başka bir mektup kaleme almış, bu mektubun ardından da 11 ay 20 gün hapis cezası almıştı.
Çakıcı’nın siyaset kurumuna ilişkin bu yüksek “hassasiyetinden” tabii ki HDP de nasibini almış ve 2018’de HDP Eş Başkanı Sezai Temelli’ye, “Seni bayıltırım. Türkiye’nin her yerinde ve yurtdışına gittiğin zaman seni mutlaka üç beş kişi karşılar” demişti. Çakıcı Selahattin Demirtaş için hissiyatını da “Talimat verirsem cezaevinde koridora bile çıkamazsın” şeklindeki sözleriyle dile getirmişti…
Ama meselemiz Alaattin Çakıcı ne zaman kime ne dedi değil aslında; bu sözleri sarf edebilme “güveni” ve buna cevaz veren, önünü açık tutan siyasal, toplumsal iklim, atmosfer…
Bu birbiriyle alakası yokmuş gibi görünen gündemlerin temelinde ise hava ve su kadar olmazsa olmaz önemde bir ihtiyacımız var: Sahici, işleyen bir demokrasi. Herkesin kendini bağlı gördüğü özgürlükçü bir anayasal hukuk düzeni. “İktidar” olmayı “devlet” olmakla özdeşleştirmeyen bir siyaset ve yönetim anlayışı, sorumluluğu…
Kim gündemle ne kadar oynuyor olursa olsun, asıl gündemimizi ne kadar “ötelemek” isterse istesin, bu çaba artık “bumerang” gibi sahibine geri dönüyor ve gerçeklerimiz üzerindeki gölgeler onları sadece daha da yakıcı ve belirgin hale getiriyor…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025