Cafer Solgun
HDP’li genç bir kadın, Deniz Poyraz, İzmir’de parti binasında gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu katledildi. Sosyal medya hesaplarında çok sayıda silahlı, bayraklı, kurt işaretleri yaptığı fotoğrafları bulunan Onur Gencer isimli katil bir gün gözaltında kaldı ve tutuklanarak cezaevine konuldu. Katilin “Herhangi bir örgüt bağlantısı tespit edilemedi” ve ifadesinde çocukluğundan beri “teröristleri” öldürmek hayalleri kurduğunu, planlar yaptığını söylediği ortaya çıktı. “Kınama” açıklamaları yapıldı, polis müdahalesiyle dağıtılan protesto gösterileri oldu, “provokasyon” denildi, “birlik-beraberliğimize kastedenlerin oyununa gelmeyelim” türü anlamını çoktan yitirmiş laflar edildi. Deniz’in acılı annesi Fehime Poyraz, “Bu kan dursun, benim kızım son olsun” dedi…
Devlet Bahçeli, konuyla ilgili “farkını” ortaya koyan bir konuşma yaptı ve Deniz Poyraz’ın dağa militan sevk etmekle görevli bir “milis” olduğunu söyledi, “terörist” olmakla itham etti…
Bahçeli’nin bu sözlerine HDP yöneticileri dışında tepki gösteren olmadı. Ve olay hızla gündemden düştü.
Bu arada HDP’nin kapatılmasını, çok sayıda üye ve yöneticisinin siyasetten men edilmesini isteyen iddianame de Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildi, yasal süreç başladı…
Bir insanın HDP’li olduğu için öldürülmesi sıradan bir olay değildir. Bu cinayet, özellikle iktidar koalisyonunu oluşturan partileri ve onların HDP’nin adını PKK ile bitişik yazmayı marifet addeden medyadaki amigolarını, maalesef, hiç de sarsmış görünmüyor.
HDP’ye bir siyasi muarız olmanın ötesinde düpedüz “terör partisi” muamelesi yapanların estirdiği rüzgar, acaba Onur Gencer gibi kaç kişinin daha “terörist öldürmek” hayalleri kurmalarına sebep olmuştur ve olmaktadır?
Olayı “provokasyon” olarak nitelemek kolay, ama bu provokasyon ortamının mimarları kimler acaba? Onur Gencer türü kişilerin silahlanıp bu tür “provokasyon” eylemlerine girişmeye cüret etmeleri nasıl bir kinin, düşmanlığın, nefretin, motivasyonun sonucunda mümkün olabilmektedir?
Tabii bu soruları Devlet Bahçeli’ye veya “HDP’lileri itlaf etmek lazım” türü açıklamalar yapan yardımcısı Semih Yalçın’a sorsanız alacağınız muhtemel yanıt, herhalde yukarıdaki sözlerin bir benzeri olur. Sahi, Sayın Bahçeli Deniz Poyraz’ın “dağa militan sevk etmekle görevli bir milis” olduğunu nereden biliyor? İnsanları böylesine alenen suçlamak bu kadar mı kolay?
Bu tehlikeli boyutlara varan kutuplaştırma siyaseti ile “birlik-beraberlik” söylemleri birbiriyle bağdaşmadığı gibi artık anlamını tamamen yitirmiş içi boş bir demagojidir. MHP’nin bayraktarlığını yaptığı “birlik-beraberlik” içinde belli ki Kürtlerin, hatta kendileri gibi düşünmeyenlerin yeri yok…
CHP başta Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi partiler de HDP ile yan yana görünmekten dahi kaçınan tutumlarıyla bu kutuplaştırma siyasetine öteden beri figüran oluyorlar.
HDP’nin kapatılması halinde bu partiye oy veren 6 milyon seçmenin kendi partilerine meyledeceği hesapları yapıyorlar. Bu yüzden HDP’nin kapatılmak istenmesine, mesele HDP’yi değil demokrasiyi savunmaktır sorumluluğuyla yaklaşmıyorlar. Yanlış yapıyorlar…
***
Hak, hukuk, adalet, işleyen bir demokratik sistem kavramları, sözlere, söylemlere bakarsanız, muhalefet partilerinin dilinden eksik olmuyor. Fakat bu kavramları dile getirmekle murat edilen nedir? Bunların slogan olmanın ötesinde bir anlamı olması, somut politikaların, programların, iddiaların konusu olarak ele alınması gerekir.
Örneğin ülke bütünlüğünün “ayrılmaz” birer parçası olan bütün etnik yapıların, inanç gruplarının, kaldığı kadarıyla “gayrimüslim” yurttaşların, yani herkesin kendi kimliği, inançları, değerleriyle özgür olacağı, barış içerisinde bir arada yaşayacağı sahici bir “birlik-beraberlik” tasavvurunuz, böyle bir Türkiye inşa etmek iddianız var mıdır?
Deniz Poyraz’ın hayatına mal olan zihniyete muhalefet etmek, artık ve sadece “mutad” açıklamalarla olmuyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025