Ceren KENAR
O Amerika'nın Suriye politikasının mimarlarındandı. Suriye'de gösteriler başladığında, 2012 yılında Obama kendisini ABD hükümetinin özel Suriye temsilcisi olarak atadı. Frederik Hof en üst düzey devlet onur nişanları ile süslü diplomasi kariyerinin en zor kavşağındaydı.
Ancak Hof'un bu görevi uzun sürmedi. Kısa zaman içinde istifa etti. Obama'nın Suriye politikasına itiraz ederek istifa eden Hof'u daha sonra, ABD eski Suriye elçisi Robert Ford, savunma bakanları Panetta ve Hagel izleyecekti.
Hof geçtiğimiz hafta "Simdi ve Burada" programına çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Obama'nın Suriye politikasındaki yanlış neydi? Türkiye ile ABD arasında Suriye konusunda neler yaşandı? Obama hükümetinin kimyasal silah konusundaki kırmızı çizgisi ilk defa ne zaman ihlal edilmişti.
Hof tüm bu soruları cevaplandırdı...
Suriye’deki son ateşkes için ne düşünüyorsunuz? Muhalefet ateşkesten sonra Rus uçaklarının sivilleri vurmaya devam ettiğini iddia ediyor. Ateşkesten sonra, muhalefet ile rejim güçleri ve Kürt militanlar arasındaki çatışmalar da sona ermiş değil. Sizce ateşkes cidden sağlandı mı?
Hof: Rusya ve Esad rejiminin operasyonlarının devam ettiğini İran’ın milis güçlerinin de çatışmalara destek verdiğini söyleyebilirim. Ancak bu çatışmalar geçmişe göre belirgin bir şekilde daha az gerçekleşmekte. Dolayısıyla özellikle Suriyeli siviller arasındaki kayıplar önceki zamanlara göre daha düşük. Şiddet seviyesinin azalması Cenevre’de müzakerelerin devam etmesini sağlayabilir. Bu ideal çözümden çok uzakta bir şey ama barış müzakerelerinin yeniden başlaması için yeterli bir şart oluşturabilir
Amerikan istihbaratının son raporları Kuzey Suriye’de PYD'nin Suriyeli muhaliflere karşı Esad rejimi ve İran’la iş birliğini yaptığını gösteriyor. Bu şaşırtıcı bir durum mu sizin için?
Hof: Hayır. Başından beri İran’ın Beşar Esad rejimini koruma rolü çok önemli olmuştur. Örneğin, 2013 baharında İran Hizbullah’a talimat verdi. Ve Lübnan Hizbullah’ı Esad’ı askerî bir mağlubiyetten kurtarmak için müdahale etti. Rusya hava operasyonlarının başladığı 2015 Eylül ayının son gününden beri İran’ın bir araya getirdiği milisler kara gücü olarak Rusya bombardımanından faydalandı. İran’ın Suriye’den kendi askeri güçlerini çektiği yönünde haberler çıksa da bu haberleri gerçekten kanıtlayacak bir şey dikkatimi çekmedi. Benim anladığım hâlâ Suriye’de İran devletinin çalışanları askerî danışman ve üst düzey komutan olarak orada bulunmakta.
Türkiye’nin ABD ve PYD’nin iş birliğini kınaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu konu nasıl çözülebilir?
Hof: Ah, bu çok zor bir mesele olacak. Bu büyük ölçüde ABD ve DAEŞ karşıtı koalisyon meselesinin bir sonucu. DAEŞ’e karşı savaşta koalisyonun yeterli bir kara gücü yok. ABD ve koalisyonun PYD ile Suriye’nin doğusunda kurduğu ilişki umutsuz bir zorunluluktan kaynaklanmakta. PYD dışında DAEŞ’e karşı hava operasyonu düzenleyen koalisyondan faydalanan başka bir kara gücü yok. Bence bu ikilemin çözümü Suriye’nin doğusuna girip DAEŞ’i yok edecek bir profesyonel kara gücü oluşturmak. Bu Suriye muhalefetinin kendi özgürleştirilmiş alanlarına sahip olmasına izin verecek bir gelişme de olur.
ABD Dışişleri Bakanlığı PYD ve PKK’nın birbirinden farklı ve ayrı yapılar olduğunu söylüyor. Bu görüşe katılıyor musunuz?
Hof: PYD ve PKK arasında bir ilişki var. Fakat kabul etmeliyim ki Amerikan hükümeti PYD ve PKK’nın farklı yapılar olduğunu ve bu ilişkinin operasyonel sonuçlarının sınırlı olduğunu düşünüyor.
Amerikan yönetiminin Suriye’nin politikasının bir amacı, hedefi var mıydı? Yoksa en başından beri tamamen tutarsızlık mıydı?
Hof: Amaçsız ve tutarsızdan da tutarsız bir politika izlediklerini düşünüyorum. En başında, özellikle 2011'de Amerikan yönetimi Beşar Esad’ın kısa zamanda gösteriler sonucu devrileceğine inanıyordu. Bence Başkan ve diğerleri başka yerlerde olup bitenlere Arap Baharı penceresinden bakıyorlardı. Mübarek, Binali ve hatta Kaddafi gibi çok uzun yıllarca ülkelere hükmetmiş güçlü politik figürlerin devrildiği dönemde, Esad’ın da tıpkı benzerleri gibi devrilip gideceğini düşünüyorlardı. Dolayısıyla Esad’ın gitmesini vurgulayacak bir strateji geliştirme çabasında bulunulmadı. Daha çok Cumhurbaşkanını söyledikleriyle tarihin doğru tarafında göstermek arzusu vardı. Dolayısıyla 2011 Ağustos’unda Esad’a çekil açıklaması yapıldı ve zannederim Beyaz Saray bunun çekilmesi için yeterli olacağını düşünüyordu.
O zaman 2011’e dönelim tekrar. 2011 Ağustos ayında Amerikan hükümeti Türkiye’nin Esad’ı istifaya çağırması gerektiğini söyledi ve Türkiye’nin bu konuda isteksiz olduğunu ima etti. Türkiye ve ABD arasındaki o dönemki Suriye müzakerelerinin arka planını anlatmanız mümkün mü?
Hof: Esad’a istifa çağrısı üzerine geniş kapsamlı müzakereler yapıldığını hatırlamıyorum. Obama’nın Esad’ı görevi bırakmaya çağıran bir açıklama yapacağı önceden Türkiye’ye bildirildi. Ve Türkiye’nin bunu yakinen destekleyen bir pozisyon almasının umulduğu belirtildi. Hatırladığım kadarıyla Ağustos 2011’de Türkiye hükümeti buna hazır değildi. Dışişleri Bakanı’nın (Davutoğlu) Esad’ı silahlı müdahale yapmaktan geri adım attırmaya ikna için devam eden çalışmaları vardı. Anlamlı siyasi reformlar yapsa ve bazı siyasi taviz ve uzlaşmalara girseydi biliyorsunuz ki Suriye bu krizleri atlatır ve birlik ve bütünlüğü korumuş olurdu. Bence Türkiye bunun için çok çok çok önemli ve samimi bir mücadele gösterdi. O tarihte ABD Cumhurbaşkanı bu açıklamayı yaptı. Türkiye’nin bu çabaları devam ederken Türkiye ise böyle bir açıklama yapmaya hazır değildi.
Geçtiğimiz günlerde Amerikan Dışişleri Bakanlığı sizin tarafınızdan 22 Kasım 2011 tarihinde yazılmış bir emaili yayınlandı. Bu emailde Türkiye’nin nihayet Esad’ın çekilmesi yönünde çağrı yaptığını not düşüyorsunuz. Bahsettiğimiz dönem Kasım ayı. Türkiye’nin Esad’a yaklaşımı Ağustos ayından Kasım ayına nasıl değişebildi?
Hof: Güzel bir soru. Sizin de bildiğiniz gibi Türkiye’nin gerçekten Esad’ı daha yapıcı bir noktaya yönlendirmek için ciddi çaba sarf ettiğini düşünüyorum. Tarihlerden emin değilim ama Dışişleri Bakanı (Davutoğlu) Şam’a 2011 yılı Ağustos ayı içinde bir ziyaret yapmıştı ve Esad ile görüştü. Bu görüşme sonucunda Dışişleri Bakanı, Suriye Başkanı ile görüşmesinden ilerleme sağladığına emin olarak Ankara’ya döndü. Fakat zaman geçtikçe anlaşma durumunun aldatıcı olduğu ve Esad’ın kabul ettiği şeyleri uygulamaya koymadığı ortaya çıktı... Türkiye yıllar, yıllar boyunca Beşar Esad’ı eğitmeye, onunla iyi ilişkiler kurmaya gayret etti. Ancak zaman geçtikçe Esad’ın dediklerine güvenilmeyeceği, onla el sıkışmanın anlamsız olduğu sonucuna ulaştı. Esad tek yönlü bir yola girmişti, toplu cezalandırma ve toplu katliam yoluna. Ve kimsenin onu diplomatik olarak ikna edemeyeceği bir yola. Dolayısıyla bu Türkiye’yi de en sonunda Esad’ın gitmesi için çağrı yapmasını doğuran bir sonuca getirdi.
Siz Obama yönetiminin Suriye politikasına getirdiğiniz eleştirilerinizle biliniyorsunuz. Yanlış olan neydi?
Hof: Bence her şeyden öte en büyük yanlışlık yönetimin ciddi bir strateji ortaya koymaması idi. Başkan Esad’ın gitmesi isteğini gerçekleştirecek şekilde bir strateji şekillendirilebilirdi. Bugüne dek yönetim kendi içerisinde ciddi anlamda sistemsel bir zorlanma yaşadı strateji ortaya koyma konusunda.
Siz ABD yönetiminin Esad kendi halkına karşı kimyasal silah saldırısı yaptığında nasıl bir tavır takınmasını tavsiye ederdiniz?
Hof: Şunu söylemeliyim ki; bu zaten olmayacaktı. O saldırı ilk değildi. O saldırı muhtemelen Obama’nın kimyasal silah konusunda çektiği kırmızı çizginin belki de 12. ve 13. ihlaliydi. O ilk defa değildi yani. Ama bu çok geniş çevrelerce duyulan bir olaydı, çok büyük bir kıyımdı bu yüzden de göz ardı edilemeyecek bir olay hâline gelmişti. Bu olay olduğunda aslında ben ABD’nin önemli bir askerî cevap vereceğinden emindim. Belki de Esad’ın tüm terör araçlarını açığa çıkaracak bir cevap, mesela hava gücü gibi, ağır silahları, Scud füzeleri gibi; yani kimyasal silah saldırılarında kullanılsın kullanılmasın Suriye’de sivillere ölüm ve yokoluş getiren tüm her şeyi.
21 Ağustos 2013’te bu saldırı gerçekleştiğinde ben ABD’nin bu şekilde bir askerî cevap vereceği yönünde güçlü bir bahse girerdim. Ve elbette bu iddiayı kaybetmiş olurdum.
Obama yönetiminin Suriye halkına karşı ahlaki ve insani yükümlülüklerini yerine getirdiğini düşünüyor musunuz?
Hof: Bu oldukça üzücü bir durum, objektif olarak eldeki verilere bakıldığında şunu söylemeliyiz ki ABD Suriye’deki tek bir kişiyi bile korumadı orada sürüp giden toplu cezalandırma ve katliama karşı. Bu oldukça talihsiz bir durum. Tüm Amerikalılar gibi ben de anlayabiliyorum ki, Obama olsun başka herhangi bir ABD Başkanı olsun çok dikkatli şekilde ölçüp tartardı. ABD’yi böyle bir iç savaşa ve 5 yıl süren böyle bir ayaklanmaya sokmak konusunda oldukça isteksiz davranırdı. Fakat ne olursa olsun, insanları böylesi bir toplu kıyımdan kurtarma çok önemli bir insani gereklilikti ve yerine getirilmedi.
Olayın insani yönünden etkilenmeyen kişiler için bile bu yaşanan şey iğrenç bir durumdur. Olayın siyasi sonuçlarından, Suriye için Suriye’nin Türkiye dahil yakın komşuları için doğan sonuçlarından fazla etkilenmeyen kişilere göre bile bu böyleydi. Türkiye’nin ötesinde, Avrupa’nın bazı bölgeleri için, Batı Avrupa için bile oldukça ciddi sonuçlar doğdu. Günün sonunda şu çok iyi anlaşıldı ki Suriye’de olanlar Suriye’de kalmadı. İşte tam bu yüzden Batı’nın çok daha aktif bir karşılık vermesi gerekiyor...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017