Cihan AKTAŞ
“İhtişam bakışında olmalı, baktığın şeyde değil” (Şeriati, Hacc)
Fecr Yayınları önceki hafta sonunda İstanbul’da iki gün süren bir Ali Şeriati sempozyumu gerçekleştirdi. Sempozyumun ikinci günü, “Şeriati’nin tefekküründe, hayatında ve imgeleminde kadın” konulu bir sunum yaptım ben de. Sunum metnimi sevgili Alev Erkilet Başermüzakere etti. Şanslıydım.
Şeriati ilk gençlik dönemlerinden itibaren kadın meseleleri konusunda duyarlılık göstermiş bir düşünür. Gençlik yıllarında Müslüman kadının geleneksel konumundan duyduğu rahatsızlığı, yakın bir arkadaşına hediye ettiği en sevdiği şairlerin şiirlerinden oluşan bir antolojiye yaptığı resimler ortaya koyuyor. Kırmızı kaplı, yüz sayfalık bu antolojideki şiirlerin çoğunun sahibi Tevekkuli’nin“Kurtuluş” başlıklı şiirinin yanına Şeriati, ellerine bağlanmış zincirleri kıran bir kadını resmetmiş.
Katıldığım oturumda Kadir Canatan’ın yaptığı “Ali Şeriati’de İnsanın Özgürlüğü ve yabancılaşması” başlıklı metinde dile getirdiği tesbitlerin, Şeriati’nin kadın konusundaki duyarlığını açıklayan bir yanı var: Şeriati erkekle aynı ölçüde kadını da Allah karşısında sorumlu bir kul olarak tanımlarken, özgürleşmeyi de sorumluluk alma yeteneği ve cesaretiyle gelişen bir süreç olarak tarif ediyor. Kadınların bir esaretten veya kölelikten kurtuluşu “özgürleşme” olarak görülemese de bu yolda bir başlangıç olabilir.
Hesapsız kitapsız, sadece hakikatin peşinde bir düşünür Şeriati, bu nedenle de enginlere kulaç atıyor, bazen tehlikeli mecralara akıyor yolculuğu, ama her seferinde (çok sevdiği Mevlânâ’nın “pergel”metaforunu hatırlatan bir sadakatle) taze keşifler ve çarpıcı tesbitlerle merkeze dönmeyi başarıyor; bu nedenle metinleri, soruları olan insanlar için hâlâ konuşkan.
Oturumun yöneticisi Ejder Okumuş, Şeriati’nin edebi anlamda güçlü ve zengin imgelerinin Türk okuru nezdinde anlaşılması sıkıntısından söz etti.
Kitap Postası dergisindeki bir yazısında Asım Gültekin, 1980’li yıllarda Şeriati’nin ülkesinde 35 cilt hâlinde basılmış olan eserlerinin Türkiye’de 70 farklı isimle yayımlandığını anlatıyordu. Diğer ülkelerde bu sayı 10-20 arasında değiştiği hâlde İranlı düşünürün Türkiye’de gördüğü ilginin sebepleri üzerine çok az konuşuldu geçen yıllar içinde.
(1979 devriminden itibaren Şeriati’yi ve giderek Hatemi’yi, Musavi’yi, Rahneverd’i, Azem Talegani’yi söylemlerinden eksilten İran, bu nedenle de bir devrimden beklenen çevikliği en hassas zamanlarda gösteremiyor.)
Şeriati külliyatını akademisyenlerden oluşan uzman bir kurulun denetimde yeniden tercüme ettirip yayımlayan Fecr Yayınları’nın kurucusu Hüseyin Nazlıaydın’la bu konuları konuştuk sempozyum sürecinde. Nazlıaydın, 1980’lerden sonra içinde bulunduğumuz dönemde yeni bir Şeriati ilgisinden söz edilebileceği kanısında. 1980’lerde kitaplarına sadece “Radikal Müslüman” diye vasıflandırılan belli bir kesim rağbet etmişken, bu yeni dalgada okuyucu profili bir hayli genişlemiş olarak görünüyor. Akademik çevreler, İslami kesim içerisinde Nurcu kesim de dâhil çok farklı gruplar, bunların yanı sıra sol düşünceye sahip birçok okuyucu bu yeni dönemde Şeriati kitaplarına ilgi gösteren kesimler arasında.
Şeriati’nin Türkiye’de belki kendi ülkesi de dâhil hiçbir ülkede görmediği bir ilgiyle okunmasını nasıl yorumladığına dair sorumu ise Nazlıaydın “bastırılmış, susturulmaya çalışılmış bir toplumun özgür haykırışlara her zamanki ilgisi” ile açıkladı önce. Türkiye’nin son 10 yıllık dönemde özgürlükler konusunda yeterli olmasa da attığı adımlar, Şeriati gibi aykırı diyebileceğimiz düşünürleri tanımak için uygun bir atmosfer sundu ayrıca. 1980’li ve 90’lı yıllarda devlet kurumlarında kitaplarını bulundurmak suç unsuru iken bugün Kültür Bakanlığı bile Fecr Yayınları’ndan kütüphanelerine göndermek üzere Şeriati kitapları talep ediyor. Bunların yanı sıra son dönemlerde belirginlik kazanan “kapitalist Müslümanlar” şeklindeki olgu bağlamında da benzeri bir olgu ve yapıyı karşı Ebuzer örneğinden hareketle eleştiriler getirmiş olan düşünürün metinleri, gençlere anlamlı geliyor.
Sempozyumun bir diğer önemi, Şeriati’nin eşi Puran Hanım’la oğlu İhsan Şeriati’nin de katılmış olmasıydı. Puran Hanım toplantının bitiminde yaptığı konuşmada eşinin gerek sağlığında, gerekse vefatından sonra büyük zorluklar yaşadığını, ancak “işte şimdi bu salonda bulunmanın” yaşadığı her üzüntü ve sıkıntıyı unutturan bir güzelliği olduğunu söyledi.
Şeriati her zaman bir milletin ortak duyarlığa sahip insanlardan oluştuğunu söyler ya... Sempozyum sırasında okuyucuları bu sözün meramını yaşamaya bir hayli yakınlaştılar zannedersem.
twitter.com/chn_aktas
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Kastedilen candan çok cana kastedenin onurunu gözetmenin ironisi
23.03.2021 - Sadece Aliya
9.08.2019 - Mahcubiyet yılları
16.01.2019 - Göçmen kadın konuşamaz
4.02.2018 - Kambay Ailesi’nin Rize’ye geri göçü
28.08.2018 - Biri onu dinlesin, sözünü kesmeden…
15.08.2018 - Bir şehri koruyan kelimeler
28.07.2018 - Bize layık görülen kumaşlar ve modeller
19.07.2018 - İş beğenmeyen gençler
21.10.2017 - Yurdumuz, gayretimiz kadar
21.09.2016
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Fate Yazgan
Öcalan, 15 bin ic infazimiz var diyor, Elci ise; "Hepsi itirafçı olup ihanet edenlerdir. Kendi dışından ona muhalefet edenlere PKK dokunmuyor.Yıllardır bunu yaşıyorum. Benden çok rahatsızlar ama hiç tehdit almadım. Düne kadar PKK’nin eteği altında olan sonra aniden anti-PKK’ci olanlara haliyle kızıyorlar." diyordu. Böyle yalana tenezzül etmek makul mu? Elci, kimin elcisiydi, demek haksizlik mi?