Cihan AKTAŞ
Gezi Parkı eylemleri Türkiye gündemini belirlemeye devam ediyor. Bir park için yapılan samimi eylem, çadırların yakıldığı geceden itibaren sayısız eklemlenmeyle çığırından çıktı. Komplo teorileri öne sürülüyor. Doğrudur. Türkiye çok önemli bir ülke; Başbakan Erdoğan ise uluslarası sistemin kurallarına uymayabilen güçlü bir lider ve bir süredir, öngörülmezliğiyle uluslararası sistemi rahatsız ediyor. Buna karşılık komplo bulguları masum eylemcilerin gururlarının incinmesinin sebebi olmamalıydı. Tersine, halkı % 100 oranında muhatap alan siyaset, komplolar karşısında güçlenmeyi sürdürürdü. Gezi Parkı eylemi “bu birkaç ağaç meselesi değil” şeklindeki açıklamayla muhatapsız bırakılırken, bir çözümsüzlük haline terk edilir hatta biber gazı boca edilmek suretiyle bastırılmak istenirken eyleme eklemlenmeler de sıradanlaştı.
Sorunun sadece birkaç ağaç meselesi olması niye o kadar imkânsız sayılıyor peki?
Mimarlık eğitimi görmüş Müslüman bir yazar olarak da hep şu soruyu sordum: Ağaç kıyımı, çevre kirliliği, oturmuş ve nefes almaya devam eden dokunun korunması ve özensiz betonlaşma konusunda biz Müslümanlar duyarlık sahibi olsak da neden eleştiri geliştirmekte yetersiz kalıyoruz?
Söz konusu olan Taksim’de nefes almayı sürdüren bir alanda askeri bir kışlanın ihyası. Hükümetin desteklediği kat kat modernist bir tasarım (ya da tasarımlar), kışlayla birlikte ağaçların budanacağını hesaba katmadığı gibi, yapının içerdiği avm’de de bir sakınca görmüyor. Müslümanca duyarlığımızı oluşturan nice değer ve olgu, muhafazakar kalkınma siyasetleri tarafından paranteze alındıkça sönükleşmekte.
Bu konudaki zaaf ve benzeri başka türlü zaaflar şimdi, bir kutuplaşma ikliminde öne sürülen komplo teorilerinin gerisinde donakalmış görünüyor. Kalkınmacılık adına adaleti ihmal ederken, “İslam şehri” tahayyülü etrafındaki inceli kalınlı karakteristik ayrıntıların ihmalini de olağanlaştırıyoruz.
Öteki yüzde 50’nin dünyasına iğrenerek bakan bir yorumdan ne hakkaniyet beklenilebilir ne de devrim. Nilüfer Göle, Başbakan Erdoğan’ı ülkeyi ikiye bölmekle suçluyor. Kendisi de meydandakileri yüceltirken sokaktakileri paryalaştırmamış mıydı? Çok geçmedi, twitter’da “özgürlükçü” bir profil sunan Ak Parti muhalifi bir yazarın Ak Parti seçmenini “koyun tipi insan modeli” olarak tanımladığını okudum. Kimi Ak Partili yazarlar ise Gezi Parkı’nın başlangıç eyleminin aktörlerini “kullanılmakla”, komplolara alet ve Soros’a malzeme olmakla suçlamayı sürdürdüler. Sofistike sınıfçılık, statü bildirimi... Bu alfabeyle de uzlaşma kurulamıyor işte! Bir zamanlar bize başörtüsü yasağına karşı gelişen eylemler nedeniyle “haydut” denilmişti, öyleyse şimdi Gezi eylemcilerinin tamamına dönük olarak kullanılan “çapulcu” ve benzeri adlandırmaları anlayışla karşılamamız mı gerekiyor... Bilim insanının yaklaşımının siyasetçiye göre daha soğukkanlı olmasını bekliyor insan. Kalabalıkların bazen açığa vurduğu bazen de sakındığı “renk” ve “desenleri” ayırt etmeyi önemsemiyor muydu, eylemin niteliğini açımlarken “habitus” etkenini öne çıkartan sosyoloğumuz... Ve Başbakan Erdoğan da bu ülke nüfusunun yüzde 50’sinin değil tamamının başbakanı değil midir...
Alain Badiou’nun Fikir Zamanı sitesinde yayımlanan yazısı bu açıdan dikkate değer. Gezi Parkı eylemleri besbelli felsefe alanındaki farklı görüşleri kadar militanlığıyla da tanınan düşünürü heyecanlandırmış. Samimi, ihtiyat payı bırakmaktan geri durmayan, bu nedenle de Türkiye toplumunu tanımamaktan ileri gelen eksikliğini kabule hazır görünen cümleler de okudum, “Türk halkı ayağa kalkıyor” başlıklı yazıda. Badiou, park eyleminin 68 eylemcilerinin gittiği noktaya yönelmesinden duyduğu endişenin altını çizerken, bizim gibi olmaktan sakının, ideal toplumu gidip de Çin’de aramayın, demeye getiriyor Gezi eylemcilerine ve belki o denli ayrıntılı göremediği eylemi kendi felsefesine mal etmeye çalışan fırsatçı gruplara. “Benzer bir şekilde, arkadaşlarımız son derece emin oldukları, şu an Türkiye’de yaratılan şeyin ABD, Almanya ya da Fransa gibi zengin ve güçlü ülkelerde hali hazırda var olan şeyin arzusu olamaz” diye de kaygılı bir şerh düşüyor, “risk alan, “hakikat” arayışı içindeki felsefeden yana” düşünür, Gezi Parkı eylemleri adına...
Bu endişe aslında devrim ütopyasının sürekli ve kısa erimli bir rahatsız etme projesine dönüştüğüne ve bunu takiben iktidarla rahatsız gruplar arasında süren tavizlerin toplum sözleşmesi halini aldığına dair analizleri de hatırlatıyor.
Benzeri bir hikayeyi bize Julia Krtisteva anlatmıştı, Samuraylar’da. Adeta Simone de Beauvoir’ın“Mandarinler”inin süreğinde yer tutan ideal toplumu Rusya’da, ardından da Çin’de arayan Fransız sosyalist aydın/eylemcisinin hikayesidir o. “Kişisel bir açmazdan kurtulmak için Çin’e doğru kaçma gibi bir duygu var mıydı içlerinde, bunu da sorguluyor Kristeva. Zor zamanda kurulmuş cümlelerden ileride utanç duymamanın sebebidir, ilkesellik.
Gezi Eylemi bağlamında sıklıkla “kendi tarafım”ı eleştirmek zorunda kaldım, dejavu hissi nedeniyle. 1980 ve 90’larda yaşadığım, tanığı olduğum olayları ve sahneleri hatırlamayı önemsiyorum ve zaten hatırlamazlık edemiyorum da...
Bambaşka niteliklere sahip bir (Müslüman) gençliğe konuşuyoruz şimdilerde. Bu gençliğin bir kısmı, annelerinin ve babalarının 1990’larda ulusalcılar tarafından maruz bırakıldığı “hamam böceği” muamelesine de, ekranlardan silah ve kitaplarla teşhir edilen “Müslüman örgüt” mizansenlerine de ya yabancı ya da çok uzaktan bakıyor.
Öte tarafta, siyasal anlamda bir muhalefet boşluğunun, kendini ifade konusunda mevcut siyaset dilinin yetersizliğinin başka türlü protest alanlara yönlendirdiği bir başka (Müslüman olmadığı söylenemeyecek) gençlik var. Bu gençliği kendini “Müslüman” olareak tanımlayan gençlikle buluşturan, siberdünya uzamında öne çıkan keskin hatta şiddet yüklü ifadeler, ironik ve sembolik ifade arzuları... Gezi eylemleri bu dille bütünleşen sembollerle gelişerek yayıldı, doğru. İyi de, İslami camia da pekala Bosna veya Suriye katliamları sırasında kısa süreli hazırlığa dayalı örgütlenmelerle büyük kalabalıkları meydanlara toplayabilmiştir.
Kısa sürede Taksim’de toplanma başarısını komplo tezgahlarına değil, bir dil ve herhalde “anlam” arayışına bağlamak,daha uzun erimli sorun algısı ve çözümleme başarısı açısından zorunlu. Bir ad sahibi olmak, kendi adını muhatabına hatırlatmak, aslında muhatap olarak kabul görmek...
Gezi eylemlerinin başından itibaren eylemcilere dönük “kullanılma” uyarıları bir noktada 1980 ve 1990’larda yaşanan başörtü eylemlerindeki devletçi uyarıları hatırlatan bir tonla yükseliyordu. O yıllardaki gazete manşetleri sürekli başörtüsü yasakları nedeniyle meydanlara toplanan, öğrenim hakkını savunan, üniversite kapılarında bekleyen genç kızları, “sizi kullanıyorlar, karanlık mihraklara araç oluyorsunuz, bazılarınızı dolarla kandırdılar” şeklinde sözlerle suçluyor, aynı sözlerin taşındığı manşetlerle de toplumsal tepkinin, sürgünlüğün hedefine yerleştiriyorlardı.
Gezi Parkı eylemlerine katılmış, karışmış herkesin, hatta çoğunluğun kullanılan bilinçsiz, iradesiz, kendi başına bir fikir sahibi olması beklenemeyecek kişiler olarak tanımlanması, tersi yönde bir üst dilin, kibirli bakışın, hegomonik söylemin bir yansıması olarak tartışılmaya değer görünüyor.
İnsanlara sürekli “kullanıldınız” derken, farklı hikayelere sahip tek tek bireyleri bir muhatap almama tutumuyla ötelemiş olursunuz. İlkesel bakmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Gezi’de biber gazı zehrine maruz kalan gençlerin tamamını kullanılan akılsız varlıklar olarak görmek kısa vadede kullanışlı ama temelde günü kurtarmakla kalan bir açıklama olur.
Bununla birlikte özgürleştirici düşünce ve çoğulcu toplumun kendini Ak Parti seçmenini “koyun tipi insan modeli” olarak tanımlamada göstermesi beklenilebilir mi? Toplumun en az yarısına dönük bu yargı açısından ideal toplum besbelli yine de Çin’de ya da adını bile bilmediğimiz en uzak ülkelerden birinde mevcut olmaya devam edecek.
Gelgelelim –büyük ihtimalle- hayallerimizie karşılık bulmak adına Çin’e gitmek istemeyeceğimize göre, bir kez daha ortak kelimelerin ve çözümün peşine düşecek bir dil için kafa yormak zorundayız. Sorunun nasıl başladığını hatırlıyor muyuz? Taksim’de bir parkta avm’li bir proje yapılacağı ve bu nedenle ağaçların söküldüğü söyleniyordu.
Taksim’e Topçu Kışlası değil, meydanın uygun bir yerinde cami yapılması bana daha önemli ve anlamlı bir gündem maddesi olarak görünüyor. Park ise olduğu gibi kalmalı, hatta bahçeleşmeli. Şehrin bu tür yeşil alanlı boşluklara ihtiyacı var. Topçu Kışlası pekala başka bir yerde sembolik olarak ihya edilebilir. Orjinal halinin inşası mümkün olmadığına göre bu sembolik ihya çok daha anlamlı olur. Gezi Parkı ağaçları sökülürken yerine avm içeren bir yapı inşa edileceği haberi tepkilerin genç bilinçlerde karşılık bulmasını etkiledi. Kimileri aynı gençlerin avm gezginleri olduğunu söylüyor. Öyleyse gençlere ilişkin mekan/ortam/uzam bağlamları eksik olmayan bir muamele/yaklaşım sorununu ciddiye almamız gerekiyor. Gençliği yüzdelerle bölerek ötelemeye maruz bırakmak Türkiye’nin hayrına değil. Üstelik Gezi eylemlerine mütedeyyin ailelerin çocukları da katıldı.
Ahmet Mercan’ın bu sitede yayımlanan “Adalet öfkeyle yer değiştirirse” başlıklı yazısında hatırlattığı gibi: Peygamberimizin sünnetine göre insanın yapısal olarak kötülük fiiliyle özdeşleştirilmemesi temel bir duyarlık olmalı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016