Cihan AKTAŞ
“Kapkara bir çamur, zift gibidir korku yapış yapış…”
Halime Seher Çevik
Son dönemlerde başörtülü arkadaşlarımla ilgili geçmişte ancak hayal edilebilecek haberler alıyorum. Yıllar sonra üniversiteye dönüp yarıda kalan tahsilini tamamlayanlar bu haberlerde ağırlıklı yere sahip. Kimisinin kızları bile üniversiteyi bitirmiş. Birkaç hafta önce oğluyla birlikte aynı üniversiteye devam eden bir gazeteci ile sohbet ettik. Aralarında üniversitelerde ders vermeye başlayanlar oldu. İsimler akıp giderken nasıl bir potansiyelin bir kibir ve inatla bastırıldığını düşünmeden edemiyor insan.
Gerçi bu kadınların çoğu alternatif kamular kurarak sistemin kamusal alanının çeperlerini zorluyorlardı zaten. Karşı karşıya kaldıkları ayrılıkçı muameleler yüzünden yaşadıkları bilinç sıçramasını okuyarak, düşünerek, yazarak, halka hizmet yolları arayarak anlamlandırmaya devam ediyorlardı.
Yasağın sebep olduğu bir ruh hali, dağınıklık. Yeniden öğrenci olmanın kolay olduğunu kim söylemiş? “Çoğumuz evli barklı kadınlar olmuşuzdur, ama o yıllar öncesi toy kızlarızdır okulun kapısına gelince” diye anlatıyor şair Halime Seher Çevik kişisel tecrübesini, yazdığı günlerde bir yerde yayımlatamadığı, nihayet Hidayet Şefkatli Tuksal’ın Serbestiyet’teki köşesinde yer verdiği “Affedilmişliği affetmeyen kızlar” başlığını taşıyan yazısında.
Arka arkaya iki başörtülü kuşak sistemin kamusal alanı ve bekçileri tarafından hor görüldü, terörist olmakla suçlandı. Kendi yanı başındaki erkekler (ve bazen kadınlar) tarafından her zaman yeteri kadar desteklendikleri söylenemezdi.
Yıllar önce bir öyküde işlemeye çalışmıştım: “Dağınık Dünya”. Yasakla birlikte herkesten farklı bir yol izlemeniz gerektiğine göre işe nereden başlayacaksınız? Başka türlü kapılar zorlamanın güçlü bir irade gerektirdiği açık. Öyleyse nereden başlamak gerekirdi? Kendi cemaat ve benzeri kurum/kuruluşları tarafından Joker yerine konulmayı kendine yediremeyen Mısır’a Arapça öğrenmeye gitti. Arkadaşı Muallim Naci üzerine çalışmayı sürdürdü. Üç kız kardeşten biri esnek dönemlerden yararlanarak on yılda üniversiteyi bitirdi, üniversiteye hazırlık kursu açtı, yetinmedi bir de aynı ilkeler uğruna hayatını düzenlemeye çalışan kız kardeşleriyle kitabevi açılışına ortak oldu, af geldiğinde yeniden sınava girip sanat tarihi okumaya başladı; şimdilerde tarihi miras konusunda uzmanlaşıp tur rehberi olmak istiyor. Çok da ısrarlı olmadan güzel öyküler yazdı bir diğer başörtüsü mağduru, amatör tiyatro faaliyetlerine katıldı, sivil toplum faaliyetlerinde öncülük etti, öykü atölyeleri düzenledi, dergi kurucuları arasında yer aldı, muhabirlik, köşe yazarlığı ve basın danışmanlığı yaptı, yine de bir yerlerde bir eksik olduğunu düşünmeyi sürdürdü.
Onların hayatının ana motifi, “kendimi geliştirmem gerek” cümlesinde aranmalı. Zamanın birinde açılan yaranın onarılması kolay olmuyor.
Çalışmalarını izlemekle birlikte ancak yakın tarihlerde yüz yüze sohbet fırsatı bulduğum 40 yaşlarında başörtülü bir hanımın tamamladığı, yarıda bıraktığı veya sürdürdüğü çalışmaları yazacağım şimdi: 1999’da öğrencisi olduğu Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi, ama öğretmenlik yapamadı. Evlendi, iki çocuğu oldu. Fakat o yarıda bırakmışlık hissi peşini bırakmadı: Bir televizyon kanalı için metin yazarı olarak çalıştı yıllarca. Diksiyon ve senaryo yazarlığı kurslarına gitti. Senaryolar yazdı, diksiyon hocalığı yaptı. 2003’te üniversiteyi bitirmeyi başardı ve müfredatının titizliğiyle ünlü bir bölümde yüksek lisans yapmaya başladı. Çocukları küçüktü, bazen 3 saat uykuyla üniversiteye gitti. Kurslara katılarak konuşma bozukluğu alanında uzmanlık kazandı. Zihinsel engelliler okulunda öğretmenlik yaptı, İSMEK’te diksiyon dersleri verdi, kadınlara dönük bir site kurdu ve yerleşiklik kazanmasını sağladı. Kalkınma ajanslarına bağlı olarak Turizm Master Planı kapsamınca projeler yaptı. Anadolu şehirlerinde geçen çeşmeleri konu alan bir belgesel çekti. Belgesel çekimleri sırasında yaptığı seyahatlerin güçlendirdiği bir ilgiyle turizm alanına yöneldi, iç ve dış turizm alanında seferler düzenlemeye başladı. Çeşitli belediyelerde müdürlere diksiyon derleri vermeye devam ediyor. Belediyelere kültür faaliyetleri için programlar hazırlayıp teklif götürüyor. Bütün bu faaliyetleri sürdürürken iki de kitap yazdı.
Benim kuşağımın başlıca mesleği İslam’ı öğrenmek, yaşamak ve anlatmaktı. Bu konuda cahil bırakılmıştık ve hazır kalıplara güvenmiyorduk. Bununla birlikte şimdilerde aynı kuşağın faal üyelerinin meslek edinme kaygısı taşımadan, maddi bir kazanç beklemeden yoğunlaştığı çalışma yöntemini zamanla bir disiplin olarak geliştirdiklerini de görüyorum.
Mesele şu ki, geliştirilmiş disipline karşılık geride yarım bir tecrübe bırakanlar şimdilerde bir kez daha aynı noktadan nasıl başlayabilirler, bu konuda kaygılı bir hal içindeler. Yarım kalan orada –şimdi yeniden başlama şansı varken- öylece bırakıldığında dağınık dünya toparlanabilir mi? Halime Seher Çevik’in anlattığı gibi, bir bakıma serbest ama psikolojik bariyerleri yüksek tutmaya devam eden kurumlar içinde sürecek mücadele hiç insaflı değil. Kovulma ürkekliğini üzerlerinden atmayı başaramamış orta yaşlı öğrenciler, eğitimi bir iktidar alanı olarak bellemiş kadro zihniyet devrimi gerçekleştirmiş olmadığı için de çoğu zaman “biri ‘hişt!’ der mi?” endişesiyle giriyorlar kapılardan. Orta yaşın başlarında yol alan öğrenci, aradaki yılların yükünün, yorgunluğunun yanı sıra, benliğinde yankılanan “anne” çağırışlarıyla idareden, hocalardan gelen “bir an önce mezun olun artık” şeklindeki telkine karışan seslere aynı anda kulak vermeli.
“Kimse bilmez, başörtülüyüz diye vaktiyle bizi bir böcekmişiz gibi köşelere sıkıştırıp taciz eden o hocalarla şimdi- evet özgürce ama sıkıntılı- saatler geçirdiğimizi, yıllar önce anlattıkları dersleri, bir milim değiştirmeden tekrar tekrar aynıyla dinlemenin boğuculuğunu… Tam kadro, memuriyette yükselmiş olarak oradadırlar yine, kimisi doçent olmuştur kimisi profesör, nasıl da o eski günleri tekrar tekrar hatırlatırlar, nasıl bir baskıdır bu insanın üzerinde… Program değişti bahanesiyle, yıllar önce başarıyla verdiğimiz dersleri bile tekrar vermemizi isterler, tek ders yüzünden mezun olamayan öğrenciden bile “program değişti” bahanesiyle +25 dersi vermesi istenir mezuniyet için. Ve verilir o 25 ders…” diye anlatıyor, Çevik.
Hiç kolay değil yeniden başlamak, bir şeyleri toparlamak zorunda kalanın ardında ve yanı başında çok fazla benlik parçası var; bazıları henüz kan sızdırıyor. Yarım bırakmaya mecbur edilmiş olan yüzünden sanki sonsuzca sürmelidir toparlanma faaliyeti. Halime Seher Çevik’in dediği gibi: “Okul bitecektir, ama nereden nasıl başlanacaktır hayata bilinmez. “Döndüğün yer bıraktığın olmuyor” diye yazmıştım bir seferinde. İşte geriye döndük, ama mutlu kavuşmalara özgü duygu uzağımıza kaçıyor; hayal ettiğimiz gibi gerçekleşmiyor yüzleşmeler. Dünya, bir başka türlü olsa da hâlâ dağınık.
http://www.dunyabulteni.net/yazar/cihan-aktas/19658/baska-turlu-suruyor-daginikligimiz
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Kastedilen candan çok cana kastedenin onurunu gözetmenin ironisi
23.03.2021 - Sadece Aliya
9.08.2019 - Mahcubiyet yılları
16.01.2019 - Göçmen kadın konuşamaz
4.02.2018 - Kambay Ailesi’nin Rize’ye geri göçü
28.08.2018 - Biri onu dinlesin, sözünü kesmeden…
15.08.2018 - Bir şehri koruyan kelimeler
28.07.2018 - Bize layık görülen kumaşlar ve modeller
19.07.2018 - İş beğenmeyen gençler
21.10.2017 - Yurdumuz, gayretimiz kadar
21.09.2016
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları





































































































Ad Soyad Giriniz...
Bu gazete Sol/bolucu orgutlere karsi bu orgutlerden etkilenmeye musait vatandaslarin duyarliligini arttirmisti. Bunu bundan sonra da ayni selilde bu isi goturebilecek mi acaba bu gazete? Metdani bos bulmasinlar lutfen hocam. Basarilar!