Demiray ORAL
“Milli menfaatler” kod adlı mevzularda AKP ile MHP’nin uzlaşmasına alışığız.
CHP ile MHP de sözkonusu olan “standart muhalefet” yapmak olunca aynı yerde bulaşabiliyor.
Ama asıl mühimi, hiçbir mevzuda anlaşamayan bu üç partinin anlaşıverdikleri hususlar.
Ki onlar nadide misaller olarak kayıtlara geçiyor.
Benim kayıtlarıma göre, hiçbir mevzuda anlaşamayan üç parti geçen sene üç kere anlaşmış.
Şike yasasında, Fransa’daki “soykırım yoktur” diyene ceza öngören yasaya karşı ve emekli vekil maaşlarına zam yapılmasında.
Hımmm... Gördüğünüz üzere hepsi de “milli mutabakat” hükümeti tadında hareket etmeyi gerektirten “soylu” mevzular.
Bu sene ise milli mutabakatta yeni siftah etti üç parti.
“Dağda ölene de ağlayamıyorsanız insan değilsiniz” diyen Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’e karşı.
Hafızalara şöyle nakşoldu AKP, CHP ve MHP başkanlarının tepkisi, sırayla:
“Biz dağdaki eli kanlı teröriste ağlamadık, ağlamayız.”
“Bu bölücü bir söylemdir.”
“O zaman bu salonda hiç insan yok.”
Günlerdir aynı şeyi düşünüyorum.
Diyarbakır Emniyet Müdürü ne dedi, memleketin yüzde 80 küsurunun oylarını temsil eden bu partiler ona ne dedi, diye.
Senelerce Emniyet’te çalışmış, Güneydoğu’da görev yapmış, 30 senedir süren savaşın bizzat içinde bulunmuş bir polis müdürü, Diyarbakır misali ateşten gömlek bir şehre atanır ve oradan sözkonusu mesajı verirse, o mesaj böyle mi okunur?
Mesela, Recep Güven “Dağda ölene de ağlamıyorsanız insan değilsiniz” derken PKK’nın kanlı eylemler de yapan bir örgüt olduğunu bilmiyor mu?
Erdoğan’ın savaş literatürümüze kazandırdığı deyimle, yoksa PKK’lıları “çiçek çocuklar” mı sanıyorRecep Güven?
Yoksa bu polis şefi “bölücü” filan da PKK’nın “terör” eylemlerini “kurtuluş savaşı”, “terörist”leri de “gerilla” olarak mı niteliyor?
Baksanıza, Erdoğan “biz dağdaki eli kanlı teröriste ağlamayız” diye bilgilendirerek fırçaladığına göre öyle herhalde...
Kılıçdaroğlu “bu bölücü bir söylemdir” dediğine göre, belki de örgüt tarafından “kandırılmış” orta yaşlılar kategorisinden bu polis müdürü...
Böyle zamanlarda, hâlâ siyasi liderlerden tutarlılık bekleme naifliğimden olsa gerek, olan biteni anlamakta acayip sıkıntı çekiyorum.
Ve bu nedenle basit sorular sorup basit cevaplar vermeye çabalıyorum ama yine kısır döngüye ulaşıyorum.
Şöyle ki:
Erdoğan, “artık analar ağlamasın” derken Kürt analarını da kast etmemiş miydi?
Etmişti.
Kürt anaları nasıl ağlamayacak peki?
Çocukları ölmeyince.
Çocukları nerede?
Dağda.
Dağdaki çocukları nasıl ölmeyecek peki?
Biz de onlar öldüğü zaman ağladığımızda.
Biz dağdakilere ağlamayınca ne olacak?
Kürt anaları ağlayacak.
Erdoğan ne demişti?
Artık analar...
İşte böyle bir çıkmaz sokak.
Yoksa Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven “bölücü”, “kandırılmış” bir polis değil de, benzer soruları kendine sorup aynı kısırdöngüyü görmüş tecrübeli bir polis olmasın?
Recep Güven o mesajıyla, son zamanların şu meşhur “duygusal kopuş”undan mı bahsediyordu acaba?
Kürtleri kazanmak, asla önlenemeyen dağa çıkışları önlemek için yapılması gerekeni söylemiş olmasın?
Dağda barış ve eve dönme umuduyla yaşayan bu memleketin evlatlarının kazanılması gerektiğinden söz etmiş olmasın sakın?
İşte bu noktada, memleketin kahir ekseriyetinin ve dolayısıyla siyasetin asıl sorununa ulaşıyoruz.
Polis müdürünün mesajlarını “böyle” değil “öyle” okumak.
“Öyle” okumak kolay, bol alkış ve kısa vadede belki birkaç puan milliyetçi oy da getirir; ama gençler ölmeye, analar ağlamaya devam eder.
Üstelik siyasetçi olarak çözüm hususundaki inandırıcılığınızı, başta Kürtler olmak üzere sıfırlar.
Çünkü madem öyle okuyorsunuz mesajı, o zaman ara sıra çıkıp “çözüm” filan demeyeceksiniz.
Hem dağdaki PKK’lıya ağlamaya vicdanınız el vermeyecek; vicdanınız el verse bile bunu söylemeye yüreğiniz yetmeyecek...
Hem de “açılım”, “komisyon”, “Kürt raporu” falan diye zart zurt edeceksiniz.
İkisi birarada olmaz.
Olursa da bundan bir şey çıkmaz.
Çıksa çıksa, bugünkü hâliyle AKP ve bildiğimiz CHP ile MHP çıkar.
Onlara bir de Kürt çocukların okuduğu okulları yakan PKK’yı eklersek.
İşte o zaman da memleketin vaziyeti ortaya çıkar...
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013