Ergun AŞÇI
Akçakoca Kent Konseyi seçimleri, özür, Fikret Albayrak’ın Kent Konseyi seçimleri yine bir önceki seçimdeki senaryonun uygulanması ile sonuçlandı.
Aynı Yeşilçam filmlerinde olduğu gibi.,senaryo aynı rollerde ufak tefek değişiklikler var,bazı oyuncuların rolleri büyümüş,bazılarının rolleri küçülmüş.Bütün değişiklik bu.
Bu rol dağıtımda bu sefer aslan payını Sayın Adnan Yaman aldı. Sayınn Fikret Albayrak ile rol uyumları mükemmeldi, hatta mükemmel ötesi
Sayınn Fikret Albayrak’ın eliyel yaptığı kes işaretini algılaması ve hızla uygulamaya koyulması mükemmeldi.
Şahsi fikrim Sayın Adnan Yaman’ın Sayınn Fikret Albayrak’tan kes işaretini aldıktan sonra rol çaldığı yönünde.
Adnan Yaman bu başarıyı divan başkanı olarak gösterdi. Kes işaretini alan Adnan Yaman kimin sözünü sınırladı. İşte burası sürpriz sayılabilir. Sözü kesilmek istenen şahsımdı. Sözüm kesildi mi? Ohhooo, hem de çok başarılı bir şekilde. Dedim ya Sayın Adnan Yaman herkesten rol çaldı.
Şimdi, önce şahsımın Kent Konseyi Başkanlığına niye aday olduğumu açıklayayım. Demokratik bir uygulama başlamak ve kürsüde körler ve sağırlar birbirini ağırlar muhabbetti yerine Kent Konseyi konusundaki eleştirilerimi ve değerlendirmelerimi anlatacaktım.
Ehh, teveccüh gösterilirse Kent Konseyi başkanlığının gereklerini yapma şartıyla. Ancak seçilmek için ciddi bir çalışma yapmadığımı ifade edeyim.
Sayın Adnan Yaman’ın şahsımın sözünü kestiği seçimleri kim kazandı. Kazananı bilmeyenler için söyleyeyim. Sayın Adnan Yaman kazandı seçimi. Yani Divan Başkanı aynı zamanda başkan adayı idi. Eh seçimi garantilemek için tecrübesine güvenilecek, Sayın Fikret Albayrak’a daha iyi siper olabilecek, kes işaretini anında uygulayabilecek kaç divan başkanı bulunabilir ki(!)
Divan başkanının seçim kazanmasını hayretle karşılayıp karşılamadığınızı bilmiyorum. Ancak kendisi çok memnundu. Seçimin demokratik şartlar altında geçmemesi pek de umurunda değildi, açıkçası. Hatta kendi kendini ikna etmiş olmalı ki, demokratik bir seçim yapmış divan başkanı edasını hiç bırakmadı.
Peki, Sayın Adnan Yaman Divan Başkanı iken nasıl kulis yaptı diyeceksiniz, kulis yapma işi Sayın Adnan Yaman’ın değildi ki. O görev Sayın Fikret Albayrak’a aitti.
Bakın burada Sayınn Fikret Albayrak’ın hakkını teslim etmek gerek. Çok başarılı seçim çalışmaları yaptı. En başarılı seçim çalışmasının da eliyle yaptığı kes işaretini bir kez daha belirtelim.
Tabii bu işin daha öncesi de. Kent Konseyi temsilciler listesi seçimden 5-6 gün önce o da Tuncay Top arkadaşımızın ısrarları ile yayınlandı. Eh işte bu da bir seçim çalışmasıydı.
Netice olarak Kent Konseyi çalışmalarında, Sayınn Fikret Albayrak’a başarılı bir şekilde siper olan Sayın Adnan Yaman “Fikret Albayrak Kent Konseyine” başkan oldu.
Yazıda az kaldı haksızlık yapıyordum, Sayın Enver Yapıcı’ya yapıyordum bu haksızlığı, Kent Konseyleri seçiminin senaryosunda ki başarılı çalışmalarından dolayı. Gerçi senaryo son derece sıradandı. Ancak sıradan senaryoların yıllarca Yeşilçam’da gişe yaptığını unutmayalım.
Neyse, bu seçim hakkında sıcağı sıcağına, şimdilik bu kadar. Bu konuda daha yazacağım çok şey var. Ancak önceliğim engellenen konuşma metnimi düzenleyip yayınlamak. Epeyce uzun onu belirteyim. Tam 32 kısım tekmili birden denilecek bir metin.
Ergun Aşçı'nın Kent Konseyi toplantısında yapamadığı konuşmanın tam metni:
Bendeniz Ergun Aşçı.
Yaş 54, boy 1.84.kilo 134
Laz hemşerilerimizin deyişi ile todimboliyim. Yani mahalleliyim. Meraklısı için belirteyim. Bir üniversite mezuniyetim var. He mi de bu konular la çok iç içe Kamu yönetimi konusunda.
Öncelikle size kendi Akçakoca Kent konseyi hikâyemi anlatacağım. Bu hikâyeyi anlatırken Akçakoca Kent Konseyinde neler olduğu konusunda bilinmeyenleri daha doğrusu nasıl kaotik bir ortam ve antidemokratik uygulamalar olduğunu da öğreneceksiniz.
3 yıl kadar önce şu an da belediyemizde Kent Konseyi koordinatörü olan Sayın Enver Yapıcı ile tanıştım. Kısa bir süre sonrada Sayın Enver yapıcı Akçakoca Kent Konseyini kurmak ve ilk genel kurulu oluşturmakla görevlendirildi.
Bu süreç içerisinde kendisine Akçakoca ile tecrübelerimi aktardım. İlk genel kurulda şimdi bulunmayan birçok platformun temsilcileri de vardı. Oluşturulacak platformlar konusunda tavsiyelerim oldu.
Ne oldu da ilk seçimli genle kurulumuzda platform temsilcilerimiz vardı da bu sefer kaldırıldı. Açıklamaya muhtaç bir soruya birileri açık cevap verir diye umuyorum.
Bu sırada Su Ürünleri kooperatifi yöneticileri teveccüh gösterdiler ve Kent Konseyine delege olarak gönderdiler. Hatta seçimlerin daha demokratik olabilmesi yürütme kurulu adaylarının kürsüde de konuşabilmeleri için önerge verdim. Çıkıp kendim de konuştum.
Genel kurul da yürütme kurulu belediye başkanımızın müdahaleleri ile geçti ve kendisi Kent konseyi başkanı olurken birbirini tanımayan tanımasına fırsat verilmeyen delegeler Belediye başkanımızın tavsiye adı altında yaptığı müdahalelerle yürütme kurulu oluştu. Bugün Kent Konseyi başkan adayı olan Sayın Adnan Yaman ‘da Sayın Fikret Albayrak’ın tavsiye atiği kişiler arasındaydı.
Genel kurul sonrası sıcağı sıcağına Sayın Enver Yapıcı ile yaptığım görüşmede, delege listelerinin askıya çıkarılmamasının yanlış olduğunu belediye başkanının kent konseyi başkanını olmasının yanlış olduğu konusundaki görüşlerimi aktardım. Sayın Enver Yapıcı görüşlerimde haklı olabileceğimi ancak ilk kuruluş aşamasında bunların gerekli olduğu daha sonraki dönemlerde daha demokratik bir yapının oluşabileceğini bu yüzden herkesin kent konseyine destek vermesi ve emek harcaması kanaatinde olduğunu söyledi ve beni çalışma konseyi çalışma gruplarında çalışmaya davet etti.
Daha demokratik bir kent konseyi lafına tav oldum açıkçası. Kent konseyi gibi önem verdiğim, iyi yönetişimin, ileri demokrasi uygulamalarının olduğu bir yere katkı vermek fikri bana çok cazip geldi, hala da cazibenin peşinde olduğum için bu kürsüdeyim.
Sayın Enver Yapıcı’ını motivasyonları ile Barınak çalışma grubuna katıldım. Barınak ile ilgili çalışma grubunda belediye başkanının y ada en azından başkan yardımcısı olması konusunda sürekli taleplerim oldu. Yapılan bir çok toplantıya belediyeden sadece bir kez Sayın Hidayet Albayrak katıldı. Buna rağmen Akçakoca Balıkçı barınağı çalışma grubunun değerlendirme raporunu bir sonraki genel kurula sunduk. Raporun yazılmasını da benim olduğu kadar Sayın Enver Yapıcı’nın da büyük katkıları oldu.
Bu rapor ile her şey sunulduğu ile kaldı. Kent konseyi yürütme kurulunda görüşülüp görüşüldüğünü bile bilmiyorum. Belediyemizden herhangi bir yetkilide bu konuda bir fikir alışverişinde bulunmadı. Sayın Enver Yapıcı belki bulunmuştur ancak bu konuda bana bir şey aktarmadı Sürekli söylediği bu çalışma grubunun çalışmalarının devem etmesi ya da devam ettiği yönündeydi. Böyle bir çalışmaya devam etmek anlamsızdı. Çünkü o rapordaki değerlendirmeler yokmuş gibi davranmak birçok kişi için ilke haline geldi.
Niye yokmuş gibi davranıldığını da özetleyeyim Sayın Fikret Albayrak Bakılçı Barınağı konusunda kimse ile iş birliği yapmak istemiyor. El koymak istiyor. Sanırım Su Ürünleri kooperatifi seçimlerine yaptığı müdahaleye rağmen ortaya çıkan sonuçtan balıkçı barınağına el koyamayacağı kanaatini elde etmiştir.
Şimdi yeni bir atak başladı. Balıkçı barınağı kaldırılsın diye.Eh bu tavırda Fikret Albayrak desteğinin olmadığını söyleyemez .Böyle bir şeyin olmayacağını olamayacağını duyurmayı bir görev addederim.
Mademki söyleyeceklerin var o aman gel Turizm çalışma grubunda da çalış önerisi ile Turizm çalışma grubunun da bir çalışanı oldum. Her toplantıya katıldım. Görüşlerimi açıkladım. Bu arada Turizm çalışma grubu ile çevre çalışma grubu ile birleştirilince çevre ilgili çalışmalarında içerisinde oldum.
YEÇEP, Yerel Çevre Eylem planı yapmak konusunda önerim Sayın Enver Yapıcı tarafından hararetle karşılandı. Gelecek yıllarda nasıl bir Akçakoca istiyoruz ile ilgili uzun vadeli çalışacak bir çalışama grubu fikrim de ha keza öyle. Hatta bu çalışma grubunda kimler olabilir diye isimler konusunda çalışmaya başladık.
Geçen sene nİsan ayından sonra birçok çalışama grubu yeniden organize olacağız diyerek çalışma gruplarının çalışmaları durduruldu.En azından benim içinde olduğum çalışma grubu aylarcatoplanmadı.
Ancak Akçakoca Otelde yapılan panelde bu çalışma grupları çalışıyormuş gibi gösteriliyordu. Yalova ve Nilüfer kent Konseyi mensuplarının katılımları ile düzenlenen bu panelde çalışamayan çalışma gruplarının niye çalışıyormuş gibi gösterilmesi ile tavır gösterme gafletinde de bulundum. Gaflet kelimesi elbette ki mecazi manada. Gaflet diye tanımladıklarım kent konseylerinin daha iyi bir mecrada akması için küçük müdahalelerdi.
Aralık ayında yapılan Kent Konseyi toplantısından önce yürütme kurulu aldığı bir kararla gönüllülerin sadece bir çalışma grubunda çalışmaları yönünde bir karar aldıkları için, yeni kurulduğu söylenen tarih çalışama grubunda çalışmak için diğer çalışama grubundan istifa ettiğimi söylemek gafletinde bulundum. Bu sefer ki gaflet gerçek gaflet Saygıdeğer Akçakocalılar.
Fırsat bu fırsat ben iki çalışma grubunun da üyesi olmaktan düşürülmüşüm. Ne çevre çalışma grubundan ne de tarih çalışama grubundan herhangi bir toplantı çağrısı almadım. Bu arada çevre çalışma grubunun yeni isimlerle toplandığını da buradan belirteyim. Gafletim hiç olmazsa yeni üyelerle dahi cevre çalışma grubunun toplanmış olmasına sebep olması işin memnuniyet verici yönü.
Tarih çalışma grubunda çalışmak istemem sebebi ile istifa edeceğimi beyan etmiştim çünkü. Ancak tarih çalışma grubundan herhangi bir toplantı çağrısı almadım. Ancak bu çalışma grubunun burada bir temsilcisi var biraz önce açıkladığım gibi. Temsilcilerini seçtiklerine göre toplanmış olmaları gerekiyor.
Burada anlattıklarım kent konseyi çalışama grubunun önem verilen bir çalışanı iken bir anda kent konseyinden dışlanma sürecimin hikâyesi.
Niçin dışlandım, ya da çalışma gruplarından dışlandım biliyor musunuz?
Övünmek gibi olmasın ama ben haddimi bilmem. Olaylara eleştirel bakarım. Yanlış gördüğümde o kişi milletvekiliymiş, belediye başkanıymış gibi sınırlarım yani hadlerim yoktur. O yüzden eleştirilerimde hadlerim yoktur, hadleri olup bana haddimi bilmemi söyleyenlere benzememi. Ancak ne söylediğimi bilirim.
Kent konseyinden niçin dışlandığım çok açık. Akçakoca kent konseyi ve belediye başkanı Sayınn Fikret Albayrak yerel basında eleştirel yazılar yazdığım için. Ayrıca kent konseyi toplantılarında söz alıp eleştirdiğim için.
Ömer Seyfettin’in diyet hikâyesini sanırım bilmeyeniz yoktur. Sayınn Fikret Albayrak kent konseyi konusunda bina ve birtakım imkânlar vererek herkesten diyet istemektedir.
Size bina tahsis ettim unutmayın ha. Bakın Türkiye de böyle binası olan başka kent konseyi var mı? Diyerek
Doğru olanı hatta kanunun istediği bir şeyi doğru yaptığı için diyet ödemek kimse kusura bakmasın ama benim kabul edeceğim bir şey değildir.
Ne gibi diyet istenmektedir. Benim sizlere fırsat verdiğim alanlarda çalışın ötesini karışmayın. Bakın size ne güzel kent konseyi binası hediye ettim hatırlatmasını hiç ihmal etmeden.
Aralık ayındaki toplantıda birçok kent konseyi üyesi konuşmasına bu konuda teşekkürleri sunarak yani diyet ödeyerek başladı. Söz aldığımda bu yaklaşımı ve kent konseyinden yapılmayan birçok şeyi eleştirdim. Mesela çalışamayan çalışma gruplarının çalışıyor gibi gösterilmesini.
Cevaben söz alan kent konseyi başkanımız eleştirililere cevap vermek yerine, bunlar benimle uğraşıyorlar la başlayan şahsım için hakarete varan bir konuşma yaptı.
Arkasından kent konseyi yürütme kurulu üyesi Sayın Adnan Yaman sanırım diyet ödemeye razı gelenler için ve bir kere daha diyet ödemek için söz aldı ve beni tasvip etmediğini belirten bir konuşma yaptı. Beni niye tasvip etmemişti. Diyet ödemediğim ve eleştirdiğim için.
Dozer genellikle yolu açar. Ya yolu açmak için yola çıkan dozerin şoförü canı sıkıldığı zaman dozerin kontağını giderse ne olur. Yol tamamen kapanır değil mi?
Akçakoca kent konseyinde olan da budur. Sayın Fikret Albayrak son derece modern sayılabilecek bir dozer ile yola çıkmakta yolun en sıkışık anlarında dozerin kontağını kapatmaktadır. Canı istediği ya da beğendiği konular olduğu zaman dozeri az kenara çekip yol vermekte, sonra dozeri yine yolu kapatmaktadır.
Akçakoca Kent Konseyinin Web sayfası bu anlattıklarımın ispatıdır. Akçakoca Kent Konseyi web sayfası verilerine Balıkçı Barınağı çalışma grubu hala var. Ancak bir kişi çalışıyor gözüküyor. Sayın Mustafa Oktay. Tamam, benim ismim Sayınn Fikret Albayrak’ın talimatları ile oradan çıkarılmıştır. Bari bu komisyonda ciddi emek harcayan Sayın Mustafa Vural’ın ismini muhafaza etseydiniz.
Web sitemiz verilerine Çevre Çalışma grubu yeniden organize edilmiş gözüküyor. Çalışmalarda hangi verimsizliğimi gördünüz de bu çalışama grubuna tekrar davet edilmedim. Sayın Enver Yapıcı beye sormak isterim. YEÇEP ile ilgili görüşlerimi çok önemsemiştiniz. Hani, Bu konuda ki çalışmaları çok önemsiyordunuz da o halde neden grubun dışında bırakıldım. Eleştirel davrandığım için mi? Üstelik bu çalışma grubuna Enver Yapıcı’nın ısrarları üzerine dahil olmuştum.
Aynı soruyu Sayın Handan Şengün’e de soruyorum.Turizm ve Çevre çalışma grubunda hangi verimsizliği ya da devamsızlığımı gördünüz de o gruptan çıkarıldım.Aslında sebebi çok açık.Sayın Fikret Albayrak’ın istediği diyetler karşılığı olarak.
Kent konseyimizin web sayfasında mahalle meclisleri kurulması ile çalışmalar devam ediyor diyor. Aradan 11 ay geçmiş kurulmuş herhangi bir mahalle meclisi yok. Aslında kurulmaya niyet de yok. Sadece kurulmak isteniyormuş gibi davranılıyor. Daha da doğrusu bu meclislerin kurulmasını mahalle aralarının mezbelelik hali mevcut iken Sayınn Fikret Albayrak tehlikeli bulduğu için yavaşlatılmıştır.Ne zaman sokaklarda asfalt ve beton baskı işleri başlayacaktır o zaman mahalle meclisleri kurulma çalışmaları başlayacaktır. Tabii diyet yine istenecektir.
Mahalle meclislerinin kurulması ile ilgili bu zamanlama çalışmaları Akçakoca Kent Konseyinin bugüne kadar bırakınız Akçakoca belediyesinin yan kuruluşu olmasını Sayın Fikret Albayrak’ın yan kurulu gibi çalışmasına misal teşkil etmektedir.
Ya işte uğraşıyoruz, kuracağız falan gibi mazeretlerin hiçbir geçerliliği yoktur. Mademki kent konseyi başkanısınız bu işin sorumluluğu size aittir. Kent konseyi sekretaryası bu işe teşne olmuştur ya da becerememiştir o da ayrı bir konu.
Gençlik meclisi kuruluyor. Ancak dağıtılıyor. Web sayfası verilerimize göre şu an gençlik meclisimiz de yok.
Aslında kent Konseyimiz web sayfası çok komik. Övüneyim derken kabahatini anlatma durumu ile karşı karşıyız. Yani çok şeyler yapacağız derken becerisizliklerini sergile durumu.
Değerli Akçakocalılar, Akçakoca Kent Konseyi Akçakoca Belediyesinin bir yan kuruluşu değildir. Kuruluş kanunları sebebi ile böyle bir imaj ortaya çıkmış gözüküyor. Geçmiş dönemde oluşan kent konseyi yürütme kuruluda bu imajın oluşmasına karşı çıkmamış bu duruma gerek aktif gerekse pasif destek vermişlerdir.
Hani Akçakoca Belediyesinin yan kuruluşu gibi olsa bir parça katlanacağım da. Akçakoca Kent Konseyi Sayın Fikret Albayrak ‘ın arka bahçesi olmuştur. Sayın Fikret Albayrak’ın onayından geçmeyen hiçbir şeyin orada yapılması mümkün olmamıştır.
Bu konuda Sayın Enver Yapıcının vebali büyüktür. Ha keza daha sonraki Genel Sekreter Sayın Handan Şengün’ün de.
Hemen ne kadar başarılı olduklarını anlatmak için kendilerini başka kent konseyleri ile kıyaslamaya çalışacaklardır. Kendilerinden daha başarısız ya da kent konseyi olmayan ilçeleri göstermeye çalışacaklardır. Ne denir bilirsiniz sui misal olmaz diye. Evet ,kötü örnek, örnek olmaz Akçakoca Kent konseyinin Saygıdeğer temsilcileri. Türkiye de kurulmuş olan kent konseylerinde ortalama bir yerde olmak beni memnun etmez açıkçası. Çünkü ülkemizdeki kent konseylerimiz genel olarak başarılı değiller ki
İşin doğrusu başka şehirlideki kent konseylerinin halinden çok kendi kentimin kent konseyi benin önceliğim. Niçin kent konseyi çalışmaları konusunda en başaralı olup ülkemize örnek olmayalım.
Anlattıklarıma bakıyorum da ciddi bir ayrımcılığa maruz kalmışım. Bu ayrımcılığın sebebine bakınca bir tek sebep görebiliyorum. Yazı ve konuşmalarımla kent konseyimizin aynı zamanda belediye başkanımız olan Sayın Fikret Albayrak’ı eleştirmek. Sosyolojik olarak böyle bir ayrımcılığı sıradan faşizm uygulaması olarak da tanımlamak mümkün.
Burada bulunan Akçakocaların önünde Sayın Handan Şengün ve Sayın Enver Yapıcı ya huzurunuzda bir kere daha sormak isterim Çalışma gruplarında her hangi bir olaya sebep olmadım, olduğumu söyleyemezsiniz, devamsızlık yapmadım. Üzerime düşen görevlerin hepsini yaptım. Bunları yapmadığımı söyleyemezsiniz, vicdanlı insanlar olduğunuza inandığım ancak Sayın Fikret Albayrak’ın baskılarına dayanamadığınızı da biliyorum.
Sayın Handan Şengün’ün Kent Konseyi başkanı adayı olmak istediğinde Sayınn Fikret Albayrak’ın tepki dolu bağırmalarının çarşı meydanından duyulduğunu biliyorum.
Huylu huyundan vazgeçmezler derler ya o sebeple. Hiddeti ve bağırmayı metot olarak kullanıyor diyelim.
Sayın Fikret Albayrak ve Sayın Handan Şengün’ün niye ters düştükleri konusunda bir bilgiye sahip değilim. Hâlbuki ne güzel Sayın Enver Yapıcı’nın da katılımı ile körler ile sağırlar birbirini ağırlar muhabbeti mevcuttu.
Şimdi Sayın Fikret Albayrak Sayın Adnan Yaman’ın’ın kent konseyi başkanı olmasını istemektedir, Sayınn Fikret Albayrak .Niçin mi? Niçin ini söyleyeyim.
Sayın Adnan Yaman gerektiğinde Sayın kent konseyi başkanımıza kendini en çok siper eden kişidir. Kendi başıma gelenler üzerinden biliyorum. Aralık ayındaki toplantımızda Sayın Fikret Albayrak eleştiren konuşmamdan sonra sadece hiddet ve husumet dolu bir konuşma yapan Sayın Fikret Albayrak’a kim siper olmuştu. Sayın Adnan Yaman . Hiddet ve husumet dolu konuşmayı haklı görmüş ve şahsımı tasvip etmemişti. Niye tasvip etmemişti cevabını biliyoruz, Sayın Fikret Albayrak’ı eleştirdiğim için. Bu arada bütün eleştirilerin güme gittiğini söylemeye gerek yok.
O gün Sayın Fikret Albayrak’ın hiddet ve husumet dolu konuşmasından çok Sayın Adnan Yaman’ın bu davranışına çok üzüldüğümü yazarak anlatmıştım. Hala da aynı üzüntüyü taşıyorum Sayın Fikret Albayrak’ın hiddet ve husumetinin benim açımdan bir kıymeti harbiyesi yok. Öyle olsa bu kürsüde bulunmazdım.
Kent konseyi başkanlığı kulislerinde geçenlere bakıyorum da bir yanıyla Sayın Adnan Yaman’ı takdir etmekten geri kalmıyorum. Kulislerde Sayın Fikret Albayrak’ın Sayın Bahir Arslan’ı kent konseyi başkanı yapmak istediği konuşuluyordu. Artık ne olduysa oldu, Sayın Bahir Arslan’ın yerine Sayın Fikret Albayrak Adnan Yaman’ı destekler hale geldi. Bu durumda takdirim şuradan geliyor. Sayın Adnan Yaman Sayın Fikret Albayrak ‘diyet ödetmeyi başarmış gözüküyor. Kent konseyinde Sayın Fikret Albayrak ‘a siper olmanın diyeti. Sayın Fikret Albayrak’a diyet ödetmeye cesaret eden o kadar az kişi var. Bu sebeple takdir etmemek elde değil.
Akçakoca Kent konseyinin İşletme Fakültesi çalışma grubu diye bir çalışama grubu varmış. Ne zaman kurulmuş üyeleri kimlermiş, kaç toplantı yapmış bunarlı bilmiyoruz. Kent konseyi web sayfamızdan bu bilgilere ulaşamıyoruz. Ancak bildiğim bir şey var bu komisyonun Kent konseyinde bir temsilcisi var. Kim mi? Sayın Bahir Arslan. Fikret Albayrak’ın kent konseyi başkanlığında görmek istediği birinci kişi.
Sirke üreten iki kardeş hangi sirkelerinin daha iyi olduğuna karar veremedikleri için işin uzmanını çağırmışlar. Hangisinin daha iyi olduğuna karar versinler diye.
Uzmanımız ilk fıçıya gitmiş, sirkeyi tatmış ve ve elindeki bardağı yere atarak en kötüsü bu demiş. Dur daha öbürkülere bakmadın nasıl anladın deyince de
“Bundan kötüsü olamaz “ demiş.
Şimdi kent konseylerinin görevleri sayılırken ilk olarak yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırması sayılır. Bizim kent konseyimiz bu konuda fıkradaki sirke gibidir. Bundan kötüsü olamaz.
Çünkü Kent Konseyi başkanımızın böyle bir gayesi olmamıştır. Geçen iki yıl içerisinde Akçakoca Kent Konseyi bırakın belediyemizin yan kuruluşu olmasını Sayın Fikret Albayrak’ın bir kuruluşu durumuna düşmüştür. Şu anda bu durumun devam etmesi çaba vermektedir.
Değerli Akçakocalılar siyasi hırslarım ya da bir yerlere bir şey olayım diye bir çabam yoktur. Daha doğrusu iktidar olma hırsım ve çabam yoktur. Beni yakından tanıyanlar bunu bileler. Mesela eskiden arkadaşım Sayın Abidin Eskici bilir. Kendisinden bu konuda referans alabilirsiniz. Birde hakkımda satılık kalem diyen kendini bilmezlere söyleyecek iki çift lafım. Eskiden arkadaşım sayın yine Abiden Eskici’ye sorayım. Kaça satılmışımdır ben. Bunu diyenlerle kol kola olduğunuza göre fiyatımı da bilirisiniz.
Kent konseyinin geldiği ve getirilmek istendiği duruma tahammül etmeyen bu konuda çaba göstermek isteyen arkadaşlarımın beni ikna etmeleri neticesinde aday oldum. Bu horona girince de elbette ki en başarılı ve iyisi olmak için mücadele edeceğim. Çünkü bu görevi şahsım adına değil Akçakoca halkı adına yapacağım. Kendim için tembellik yapma hakkım var iken Akçakoca halkı adına böyle bir hakkım olmadığının altının çizmek isterim.
Size neler vaat edebilirim. Çok şey vaat edemeyeceğim. Ancak ayrımcılık yapılmayacağı vaadini yapabilirim. Kent konseyi başkanımızın kadınlara karşı yaptığı ayrımcılığın yapılmayacağı sözünü verebilirim.
Bilmeyen için anlatayım kent konseyi başkanımız çay ocaklarında yazdığım yerel gazeteyi kastederek hay bu gazetede çıkaranın da yazanında anasını avradını ….. diyerek,rakı içtiği kömür ofislerinde ve lokantalarda ve meclislerde direkt olarak şahsımı bu cinsel içerikli kadınları aşağılayan küfürleri etmekten imtina etmemektedir.Yani bakmayın siz onun benim adımı ağzıma almama çalışmalarına ,şahsımdan o arkadaş , rakı içen adam filan diye bahsetmesine.İş galiz küfürlere gelince ismimi gayet güzel hatırlamaktadır.35 rakımlı binada oturmanın ihtişamını sizlere yansıtmak için şahsımdan adım ile bahsetmez.
Şimdi, küfür acizlik ifade eden bir eylemdir bana göre. Edilen küfürlerin içeriği de insanın dünyayı bakışını da ifade eder. Sırf eleştirilerde bulunduğum diye şahsıma küfür etmesini bir yere kadar anlayabilirim. Ancak bana küfürleri eşim ve annem üzerinden kadınları aşağılayarak yapmak Sayın kent Konseyi başkanımızın fikriyatında ki ayrımcılığı göstermektedir. Benle beraber böyle bir ayrımcılık yaşamayacağınızı bilmenizi isterim. Ki eşim seçimlerde kendisine oy vermişti.
Kent konseyleri kariyerizim odaklı yerler değildir. Söyleyecek lafı harcayacak emeği olan herkese açık olmalıdır. Eğitimli, eğitimsiz, diplomalı diplomasız, mütedeyyin olan, mütedeyyin olmayan, başörtülü başörtüsüz, burada doğmuşmuş ya da sonradan yerleşmiş herkesin Akçakoca kent Konseyi içerisinde yer almasını sağlayacağımın vaadini verebilirim.
Burası Akçakoca Kent Konseyi,öyle diploma ölçütü ile girilen bir yer olmamalı.Burası memuriyet yeri değil gönüllülük,hemşerilik yeri
Neyi vaat edebilirim, cami dernekleri temsilcilerinin dahi bu kent konseyi bizim, gidip katkı sağlayalım diyebilmeleri için çalışacağımın vaadini verebilirim.
Özkök kültür evinin, sadece başkanın cevaz verdiği görüşteki etkinliklere değil, her türlü etkinliğe açık olacağının vaadini verebilirim.
Biliyorsunuz taksici esnafı ile belediyemiz sıkıntılı günler geçiriyor. Daha doğrusu taksici esnafımız sıkıntılı günler geçiriyor. Bu konuda Sayın Enver Yapıcı’ya ulaşım ile ilgili bir çalışama grubu kurmasını önermiştim. Hatta birkaç isimde önermiştim mesleği şoför olan arkadaşlardan. Sonuç ortada ulaşım ile komisyon kurulmadı kurulamadı. Kurulmak istenmedi. Artık şoför arkadaşları küçümsediklerinden mi yoksa böyle bir komisyon Kent konseyi başkanımızın ki kendisi aynı zamanda belediye başkanımızdır da işine gelmediği için mi bilemiyorum, ancak sizlerinde bildiği gibi böyle bir komisyon kurulmadı.
Mahalle meclislerinin, gençlik meclislerinin ve biraz önce bahsettiğim gibi komisyonların kurulacağını çalışmalar yapılacağının sözünü vereceğim.
Sayın Ayfer Yılmaz ve Sayın Mustafa Okutan’ın takdire şayan kişisel çabaları dışında Akçakoca kent konseyi tüm siyasi partilerin çaba gösterdiği bir yer olmamıştır. Tüm siyasi patilerimiz üyelerinin katılımın gösterebileceği bir kent konseyi vaat edebilirim.
2 yıllık kent konseyi tecrübesinde merkezi idarenin temsilcilerinin hiçe yakın bir şekilde kent konseylerine katkı vermeye davet edildiğini görmekteyiz. Niçin? Böyle olduğu herkesin malumu.
Burada yaşayan burada memurluk yapanlar da en az bizler kadar bu şehrin hemşerisidir. Memur hemşerilerimizin de kent konseylerine yapacakları çok büyük katkıları olduğunu bilerek bu konuda büyük çaba sarf edeceğimi vaat edebilirim.
Yani yerel de düzeyde demokratik katılımı n olması için vaatler verebilirim.
Seçildiğim takdirde neler olacağı ile ilgili birkaç tahminim var onları söylemeden geçemeyeceğim. Kent konseyi için ayrılan binanın hemen yıkılıp binasız ve mekânsız bırakılmak, belediyenin verdiği personel desteğinin çekmesi, belediyelerin verdiği maddi katkılarda büyük müşkülatlar yaşamak. Bunlar benim kent konseyi başkanlığımdaki başımıza gelece k ihtimaller.
Şunu söyleyebilirim. Hukuki olarak mücadele eder bu probleminde üstesinden geliriz.
1968 yılında öldürülen insan hakları savunucusu Martin Luther King ünlü konuşmasında bir hayalim var diyordu.(1have e dream))ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı mücadelesinde.
Benimde o konuşmadaki gibi bir hayalim var “Yerinden demokrasinin en başarılı olan bir yerde yaşamak”. Bunun en güzel örneklerinden birini tesis etmek, ben yaptım oldu, ben yaptım katılın, katılmak zorundasınız diyen bir yönetimin olmadığı bir şehirde yaşamak. Ayrımcılığın olmadığı barışın tamamen tesis edildiği bir yerde yaşamak. Bence bu mümkün, ülkemize ve dünyaya misal teşkil edebiliriz. Ben bu hayale inanıyorum. Bunun hayal değil gerçekleşebilecek bir şey olduğuna inanıyorum.
Genel kurulumuzun saygı değer üyeleri kullanacağınız oylar ile bu hayalin gerçekleşmesine adım atın. Kentimiz yerinden demokrasinin en büyük misallerinden birini olmasını beraberce sağlayalım. Demokrasinin hep refah getirdiğini de unutmayalım.
Saygı ve hürmetlerimle teveccühlerinizi bekliyor, çok teşekkürler ediyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2022
13.04.2021
28.01.2021
24.01.2020
30.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
23.08.2019
4.02.2019
28.09.2018