Ergun AŞÇI

Akçakoca’da” FİKRET ALBAYRAK KENT KONSEYİ” seçimini Adnan Yaman Nasıl Kazandı?
12.05.2012
5070

 Akçakoca Kent Konseyi seçimleri, özür, Fikret Albayrak’ın Kent Konseyi seçimleri yine bir önceki seçimdeki senaryonun uygulanması ile sonuçlandı.

Aynı Yeşilçam filmlerinde olduğu gibi.,senaryo aynı rollerde ufak tefek değişiklikler var,bazı  oyuncuların rolleri büyümüş,bazılarının rolleri küçülmüş.Bütün değişiklik bu.

Bu rol dağıtımda bu sefer aslan payını Sayın Adnan Yaman aldı. Sayınn Fikret Albayrak ile rol uyumları mükemmeldi, hatta mükemmel ötesi

Sayınn Fikret Albayrak’ın eliyel yaptığı kes işaretini algılaması ve hızla uygulamaya koyulması mükemmeldi.

Şahsi fikrim Sayın Adnan Yaman’ın Sayınn Fikret Albayrak’tan kes işaretini aldıktan sonra rol çaldığı yönünde.

Adnan Yaman bu başarıyı divan başkanı olarak gösterdi. Kes işaretini alan Adnan Yaman kimin sözünü sınırladı. İşte burası sürpriz sayılabilir. Sözü kesilmek istenen şahsımdı. Sözüm kesildi mi? Ohhooo, hem de çok başarılı bir şekilde. Dedim ya Sayın Adnan Yaman herkesten rol çaldı.

Şimdi, önce şahsımın Kent Konseyi Başkanlığına niye aday olduğumu açıklayayım. Demokratik bir uygulama başlamak ve kürsüde körler ve sağırlar birbirini ağırlar muhabbetti yerine Kent Konseyi konusundaki eleştirilerimi ve değerlendirmelerimi anlatacaktım.

Ehh, teveccüh gösterilirse Kent Konseyi başkanlığının gereklerini yapma şartıyla. Ancak seçilmek için ciddi bir çalışma yapmadığımı ifade edeyim.

Sayın Adnan Yaman’ın şahsımın sözünü kestiği seçimleri kim kazandı. Kazananı bilmeyenler için söyleyeyim. Sayın Adnan Yaman kazandı seçimi. Yani Divan Başkanı aynı zamanda başkan adayı idi. Eh seçimi garantilemek için tecrübesine güvenilecek, Sayın Fikret Albayrak’a daha iyi siper olabilecek, kes işaretini anında uygulayabilecek kaç divan başkanı bulunabilir ki(!)

Divan başkanının seçim kazanmasını hayretle karşılayıp karşılamadığınızı bilmiyorum. Ancak kendisi çok memnundu. Seçimin demokratik şartlar altında geçmemesi pek de umurunda değildi, açıkçası. Hatta kendi kendini ikna etmiş olmalı ki, demokratik bir seçim yapmış divan başkanı edasını hiç bırakmadı.

Peki, Sayın Adnan Yaman Divan Başkanı iken nasıl kulis yaptı diyeceksiniz, kulis yapma işi Sayın Adnan Yaman’ın değildi ki. O görev Sayın Fikret Albayrak’a aitti.

Bakın burada Sayınn Fikret Albayrak’ın hakkını teslim etmek gerek. Çok başarılı seçim çalışmaları yaptı. En başarılı seçim çalışmasının da eliyle yaptığı kes işaretini bir kez daha belirtelim.

Tabii bu işin daha öncesi de. Kent Konseyi temsilciler listesi seçimden 5-6 gün önce o da Tuncay Top arkadaşımızın ısrarları ile yayınlandı. Eh işte bu da bir seçim çalışmasıydı.

Netice olarak Kent Konseyi çalışmalarında,  Sayınn Fikret Albayrak’a başarılı bir şekilde siper olan Sayın Adnan Yaman  “Fikret Albayrak Kent Konseyine” başkan oldu.

Yazıda az kaldı haksızlık yapıyordum, Sayın Enver Yapıcı’ya yapıyordum bu haksızlığı, Kent Konseyleri seçiminin senaryosunda ki başarılı çalışmalarından dolayı. Gerçi senaryo son derece sıradandı. Ancak sıradan senaryoların yıllarca Yeşilçam’da gişe yaptığını unutmayalım.

Neyse, bu seçim hakkında sıcağı sıcağına, şimdilik bu kadar. Bu konuda daha yazacağım çok şey var. Ancak önceliğim engellenen konuşma metnimi düzenleyip yayınlamak. Epeyce uzun onu belirteyim. Tam 32 kısım tekmili birden denilecek bir metin.

 

Ergun Aşçı'nın Kent Konseyi toplantısında  yapamadığı konuşmanın tam metni:

 

Bendeniz Ergun Aşçı.

Yaş 54, boy 1.84.kilo 134

Laz hemşerilerimizin deyişi ile todimboliyim. Yani mahalleliyim. Meraklısı için belirteyim. Bir üniversite mezuniyetim var. He mi de bu konular la çok iç içe Kamu yönetimi konusunda.

Öncelikle size kendi Akçakoca Kent konseyi hikâyemi anlatacağım. Bu hikâyeyi anlatırken Akçakoca Kent Konseyinde neler olduğu konusunda bilinmeyenleri daha doğrusu nasıl kaotik bir ortam ve antidemokratik uygulamalar olduğunu da öğreneceksiniz.

3 yıl kadar önce şu an da belediyemizde Kent Konseyi koordinatörü olan Sayın Enver Yapıcı ile tanıştım. Kısa bir süre sonrada Sayın Enver yapıcı Akçakoca Kent Konseyini kurmak ve ilk genel kurulu oluşturmakla görevlendirildi.

Bu süreç içerisinde kendisine Akçakoca ile tecrübelerimi aktardım. İlk genel kurulda şimdi bulunmayan birçok platformun temsilcileri de vardı. Oluşturulacak platformlar konusunda tavsiyelerim oldu.

Ne oldu da ilk seçimli genle kurulumuzda platform temsilcilerimiz vardı da bu sefer kaldırıldı. Açıklamaya muhtaç bir soruya birileri açık cevap verir diye umuyorum.

Bu sırada Su Ürünleri kooperatifi yöneticileri teveccüh gösterdiler ve Kent Konseyine delege olarak gönderdiler. Hatta seçimlerin daha demokratik olabilmesi yürütme kurulu adaylarının kürsüde de konuşabilmeleri için önerge verdim. Çıkıp kendim de konuştum.

Genel kurul da yürütme kurulu belediye başkanımızın müdahaleleri ile geçti ve kendisi Kent konseyi başkanı olurken birbirini tanımayan tanımasına fırsat verilmeyen delegeler Belediye başkanımızın tavsiye adı altında yaptığı müdahalelerle yürütme kurulu oluştu. Bugün Kent Konseyi başkan adayı olan Sayın Adnan Yaman ‘da  Sayın Fikret Albayrak’ın tavsiye atiği kişiler arasındaydı.

Genel kurul sonrası sıcağı sıcağına Sayın Enver Yapıcı ile yaptığım görüşmede, delege listelerinin askıya çıkarılmamasının yanlış olduğunu belediye başkanının kent konseyi başkanını olmasının yanlış olduğu konusundaki görüşlerimi aktardım. Sayın Enver Yapıcı görüşlerimde haklı olabileceğimi ancak ilk kuruluş aşamasında bunların gerekli olduğu daha sonraki dönemlerde daha demokratik bir yapının oluşabileceğini bu yüzden herkesin kent konseyine destek vermesi ve emek harcaması kanaatinde olduğunu söyledi ve beni çalışma konseyi çalışma gruplarında çalışmaya davet etti.

Daha demokratik bir kent konseyi lafına tav oldum açıkçası. Kent konseyi gibi önem verdiğim, iyi yönetişimin, ileri demokrasi uygulamalarının olduğu bir yere katkı vermek fikri bana çok cazip geldi, hala da cazibenin peşinde olduğum için bu kürsüdeyim.

Sayın Enver Yapıcı’ını motivasyonları ile Barınak çalışma grubuna katıldım. Barınak ile ilgili çalışma grubunda belediye başkanının y ada en azından başkan yardımcısı olması konusunda sürekli taleplerim oldu. Yapılan bir çok toplantıya belediyeden sadece bir kez Sayın Hidayet Albayrak katıldı. Buna rağmen Akçakoca Balıkçı barınağı çalışma grubunun değerlendirme raporunu bir sonraki genel kurula sunduk. Raporun yazılmasını da benim olduğu kadar Sayın Enver Yapıcı’nın da büyük katkıları oldu.

Bu rapor ile her şey sunulduğu ile kaldı. Kent konseyi yürütme kurulunda görüşülüp görüşüldüğünü bile bilmiyorum. Belediyemizden herhangi bir yetkilide bu konuda bir fikir alışverişinde bulunmadı. Sayın Enver Yapıcı belki bulunmuştur ancak bu konuda bana bir şey aktarmadı Sürekli söylediği bu çalışma grubunun çalışmalarının devem etmesi ya da devam ettiği yönündeydi. Böyle bir çalışmaya devam etmek anlamsızdı. Çünkü o rapordaki değerlendirmeler yokmuş gibi davranmak birçok kişi için ilke haline geldi.

Niye yokmuş gibi davranıldığını da özetleyeyim Sayın Fikret Albayrak Bakılçı Barınağı konusunda kimse ile iş birliği yapmak istemiyor. El koymak istiyor. Sanırım Su Ürünleri kooperatifi seçimlerine yaptığı müdahaleye rağmen ortaya çıkan sonuçtan balıkçı barınağına el koyamayacağı kanaatini elde etmiştir.

Şimdi yeni bir atak başladı. Balıkçı barınağı kaldırılsın diye.Eh bu tavırda Fikret Albayrak desteğinin olmadığını söyleyemez .Böyle bir şeyin olmayacağını olamayacağını duyurmayı bir görev addederim.

Mademki söyleyeceklerin var o aman gel Turizm çalışma grubunda da çalış önerisi ile Turizm çalışma grubunun da bir çalışanı oldum. Her toplantıya katıldım. Görüşlerimi açıkladım. Bu arada Turizm çalışma grubu ile çevre çalışma grubu ile birleştirilince çevre ilgili çalışmalarında içerisinde oldum.

YEÇEP, Yerel Çevre Eylem planı yapmak konusunda önerim Sayın Enver Yapıcı tarafından hararetle karşılandı. Gelecek yıllarda nasıl bir Akçakoca istiyoruz ile ilgili uzun vadeli çalışacak bir çalışama grubu fikrim de ha keza öyle. Hatta bu çalışma grubunda kimler olabilir diye isimler konusunda çalışmaya başladık.

Geçen sene nİsan ayından sonra birçok çalışama grubu yeniden organize olacağız diyerek çalışma gruplarının çalışmaları durduruldu.En azından benim içinde olduğum çalışma grubu aylarcatoplanmadı.

Ancak Akçakoca Otelde yapılan panelde bu çalışma grupları çalışıyormuş gibi gösteriliyordu. Yalova ve Nilüfer kent Konseyi mensuplarının katılımları ile düzenlenen bu panelde çalışamayan çalışma gruplarının niye çalışıyormuş gibi gösterilmesi ile tavır gösterme gafletinde de bulundum. Gaflet kelimesi elbette ki mecazi manada. Gaflet diye tanımladıklarım kent konseylerinin daha iyi bir mecrada akması için küçük müdahalelerdi.

Aralık ayında yapılan Kent Konseyi toplantısından önce yürütme kurulu aldığı bir kararla gönüllülerin sadece bir çalışma grubunda çalışmaları yönünde bir karar aldıkları için, yeni kurulduğu söylenen tarih çalışama grubunda çalışmak için diğer çalışama grubundan istifa ettiğimi söylemek gafletinde bulundum. Bu sefer ki gaflet gerçek gaflet Saygıdeğer Akçakocalılar.

Fırsat bu fırsat ben iki çalışma grubunun da üyesi olmaktan düşürülmüşüm. Ne çevre çalışma grubundan ne de tarih çalışama grubundan herhangi bir toplantı çağrısı almadım. Bu arada çevre çalışma grubunun yeni isimlerle toplandığını da buradan belirteyim. Gafletim hiç olmazsa yeni üyelerle dahi cevre çalışma grubunun toplanmış olmasına sebep olması işin memnuniyet verici yönü.

 Tarih çalışma grubunda çalışmak istemem sebebi ile istifa edeceğimi beyan etmiştim çünkü. Ancak tarih çalışma grubundan herhangi bir toplantı çağrısı almadım. Ancak bu çalışma grubunun burada bir temsilcisi var biraz önce açıkladığım gibi. Temsilcilerini seçtiklerine göre toplanmış olmaları gerekiyor.

Burada anlattıklarım kent konseyi çalışama grubunun önem verilen bir çalışanı iken bir anda kent konseyinden dışlanma sürecimin hikâyesi.

Niçin dışlandım, ya da çalışma gruplarından dışlandım biliyor musunuz?

Övünmek gibi olmasın ama ben haddimi bilmem. Olaylara eleştirel bakarım. Yanlış gördüğümde o kişi milletvekiliymiş, belediye başkanıymış gibi sınırlarım yani hadlerim yoktur. O yüzden eleştirilerimde hadlerim yoktur, hadleri olup bana haddimi bilmemi söyleyenlere benzememi. Ancak ne söylediğimi bilirim.

Kent konseyinden niçin dışlandığım çok açık. Akçakoca kent konseyi ve belediye başkanı Sayınn Fikret Albayrak yerel basında eleştirel yazılar yazdığım için. Ayrıca kent konseyi toplantılarında söz alıp eleştirdiğim için.

Ömer Seyfettin’in diyet hikâyesini sanırım bilmeyeniz yoktur. Sayınn Fikret Albayrak kent konseyi konusunda bina ve birtakım imkânlar vererek herkesten diyet istemektedir.

Size bina tahsis ettim unutmayın ha. Bakın Türkiye de böyle binası olan başka kent konseyi var mı? Diyerek

Doğru olanı hatta kanunun istediği bir şeyi doğru yaptığı için diyet ödemek kimse kusura bakmasın ama benim kabul edeceğim bir şey değildir.

Ne gibi diyet istenmektedir. Benim sizlere fırsat verdiğim alanlarda çalışın ötesini karışmayın. Bakın size ne güzel kent konseyi binası hediye ettim hatırlatmasını hiç ihmal etmeden.

Aralık ayındaki toplantıda birçok kent konseyi üyesi konuşmasına bu konuda teşekkürleri sunarak yani diyet ödeyerek başladı. Söz aldığımda bu yaklaşımı ve kent konseyinden yapılmayan birçok şeyi eleştirdim. Mesela çalışamayan çalışma gruplarının çalışıyor gibi gösterilmesini.

Cevaben söz alan kent konseyi başkanımız eleştirililere cevap vermek yerine,  bunlar benimle uğraşıyorlar la başlayan şahsım için hakarete varan bir konuşma yaptı.

Arkasından kent konseyi yürütme kurulu üyesi Sayın Adnan Yaman sanırım diyet ödemeye razı gelenler için ve bir kere daha diyet ödemek için söz aldı ve beni tasvip etmediğini belirten bir konuşma yaptı. Beni niye tasvip etmemişti. Diyet ödemediğim ve eleştirdiğim için.

Dozer genellikle yolu açar. Ya yolu açmak için yola çıkan dozerin şoförü canı sıkıldığı zaman dozerin kontağını giderse ne olur. Yol tamamen kapanır değil mi?

Akçakoca kent konseyinde olan da budur. Sayın Fikret Albayrak son derece modern sayılabilecek bir dozer ile yola çıkmakta yolun en sıkışık anlarında dozerin kontağını kapatmaktadır. Canı istediği ya da beğendiği konular olduğu zaman dozeri az kenara çekip yol vermekte, sonra dozeri yine yolu kapatmaktadır.

Akçakoca Kent Konseyinin Web sayfası bu anlattıklarımın ispatıdır. Akçakoca Kent Konseyi web sayfası verilerine Balıkçı Barınağı çalışma grubu hala var. Ancak bir kişi çalışıyor gözüküyor. Sayın Mustafa Oktay. Tamam, benim ismim Sayınn Fikret Albayrak’ın talimatları ile oradan çıkarılmıştır. Bari bu komisyonda ciddi emek harcayan Sayın Mustafa Vural’ın ismini muhafaza etseydiniz.

Web sitemiz verilerine Çevre Çalışma grubu yeniden organize edilmiş gözüküyor. Çalışmalarda hangi verimsizliğimi gördünüz de bu çalışama grubuna tekrar davet edilmedim. Sayın Enver Yapıcı beye sormak isterim. YEÇEP ile ilgili görüşlerimi çok önemsemiştiniz. Hani, Bu konuda ki çalışmaları çok önemsiyordunuz da o halde neden grubun dışında bırakıldım. Eleştirel davrandığım için mi? Üstelik bu çalışma grubuna Enver Yapıcı’nın ısrarları üzerine dahil olmuştum.

Aynı soruyu Sayın Handan Şengün’e de soruyorum.Turizm ve Çevre çalışma grubunda hangi verimsizliği ya da devamsızlığımı gördünüz de o gruptan çıkarıldım.Aslında sebebi çok açık.Sayın Fikret Albayrak’ın istediği diyetler karşılığı olarak.

Kent konseyimizin web sayfasında mahalle meclisleri kurulması ile çalışmalar devam ediyor diyor. Aradan 11 ay geçmiş kurulmuş herhangi bir mahalle meclisi yok. Aslında kurulmaya niyet de yok. Sadece kurulmak isteniyormuş gibi davranılıyor. Daha da doğrusu bu meclislerin kurulmasını  mahalle aralarının  mezbelelik hali mevcut iken Sayınn Fikret Albayrak tehlikeli bulduğu için yavaşlatılmıştır.Ne zaman sokaklarda asfalt ve beton baskı işleri başlayacaktır  o zaman mahalle meclisleri kurulma çalışmaları başlayacaktır. Tabii diyet yine istenecektir.

Mahalle meclislerinin kurulması ile ilgili bu zamanlama çalışmaları Akçakoca Kent Konseyinin  bugüne kadar bırakınız Akçakoca belediyesinin yan kuruluşu olmasını Sayın Fikret Albayrak’ın yan kurulu gibi çalışmasına misal teşkil etmektedir.

Ya işte uğraşıyoruz, kuracağız falan gibi mazeretlerin hiçbir geçerliliği yoktur. Mademki kent konseyi başkanısınız bu işin sorumluluğu size aittir. Kent konseyi sekretaryası bu işe teşne olmuştur ya da becerememiştir o da ayrı bir konu.


Gençlik meclisi kuruluyor. Ancak dağıtılıyor. Web sayfası verilerimize göre şu an gençlik meclisimiz de yok.

Aslında kent Konseyimiz web sayfası çok komik. Övüneyim derken kabahatini  anlatma  durumu ile karşı karşıyız. Yani çok şeyler yapacağız derken becerisizliklerini sergile durumu.

Değerli Akçakocalılar, Akçakoca Kent Konseyi Akçakoca Belediyesinin bir yan kuruluşu değildir. Kuruluş kanunları sebebi ile böyle bir imaj ortaya çıkmış gözüküyor. Geçmiş dönemde oluşan kent konseyi yürütme kuruluda bu imajın oluşmasına karşı çıkmamış bu duruma gerek aktif gerekse pasif destek vermişlerdir.

Hani Akçakoca Belediyesinin yan kuruluşu gibi olsa bir parça katlanacağım da. Akçakoca Kent Konseyi Sayın Fikret Albayrak ‘ın arka bahçesi olmuştur. Sayın Fikret Albayrak’ın onayından geçmeyen hiçbir şeyin orada yapılması mümkün olmamıştır.

Bu konuda Sayın Enver Yapıcının vebali büyüktür. Ha keza daha sonraki Genel Sekreter Sayın Handan Şengün’ün de.

Hemen ne kadar başarılı olduklarını anlatmak için kendilerini başka kent konseyleri ile kıyaslamaya çalışacaklardır. Kendilerinden daha başarısız ya da kent konseyi olmayan ilçeleri göstermeye çalışacaklardır. Ne denir bilirsiniz sui misal olmaz diye. Evet ,kötü örnek, örnek olmaz Akçakoca Kent konseyinin Saygıdeğer temsilcileri. Türkiye de kurulmuş olan kent konseylerinde ortalama bir yerde olmak beni memnun etmez açıkçası. Çünkü ülkemizdeki kent konseylerimiz genel olarak başarılı değiller ki

İşin doğrusu başka şehirlideki kent konseylerinin halinden çok kendi kentimin kent konseyi benin önceliğim. Niçin kent konseyi çalışmaları konusunda en başaralı olup ülkemize örnek olmayalım.

Anlattıklarıma bakıyorum da ciddi bir ayrımcılığa maruz kalmışım. Bu ayrımcılığın sebebine bakınca bir tek sebep görebiliyorum. Yazı ve konuşmalarımla kent konseyimizin aynı zamanda belediye başkanımız olan Sayın Fikret Albayrak’ı eleştirmek. Sosyolojik olarak böyle bir ayrımcılığı sıradan faşizm uygulaması olarak da tanımlamak mümkün.

Burada bulunan Akçakocaların önünde Sayın Handan Şengün ve Sayın Enver Yapıcı ya huzurunuzda bir kere daha sormak isterim Çalışma gruplarında her hangi bir olaya sebep olmadım, olduğumu söyleyemezsiniz, devamsızlık yapmadım. Üzerime düşen görevlerin hepsini yaptım. Bunları yapmadığımı söyleyemezsiniz, vicdanlı insanlar olduğunuza inandığım ancak Sayın Fikret Albayrak’ın baskılarına dayanamadığınızı da biliyorum.

Sayın Handan Şengün’ün Kent Konseyi başkanı adayı olmak istediğinde Sayınn Fikret Albayrak’ın tepki dolu bağırmalarının çarşı meydanından duyulduğunu biliyorum.


Huylu huyundan vazgeçmezler derler ya o sebeple. Hiddeti ve bağırmayı metot olarak kullanıyor diyelim.

Sayın Fikret Albayrak ve Sayın Handan Şengün’ün niye ters düştükleri konusunda bir bilgiye sahip değilim. Hâlbuki ne güzel Sayın Enver Yapıcı’nın da katılımı ile körler ile sağırlar birbirini ağırlar muhabbeti mevcuttu.

Şimdi Sayın Fikret Albayrak  Sayın Adnan Yaman’ın’ın  kent konseyi başkanı olmasını istemektedir, Sayınn Fikret Albayrak .Niçin mi? Niçin ini söyleyeyim.

Sayın Adnan Yaman gerektiğinde Sayın kent konseyi başkanımıza kendini en çok siper eden kişidir. Kendi başıma gelenler üzerinden biliyorum. Aralık ayındaki toplantımızda Sayın Fikret Albayrak eleştiren konuşmamdan sonra sadece hiddet ve husumet dolu bir konuşma yapan Sayın Fikret Albayrak’a kim siper olmuştu. Sayın Adnan Yaman . Hiddet ve husumet dolu konuşmayı haklı görmüş ve şahsımı tasvip etmemişti. Niye tasvip etmemişti cevabını biliyoruz, Sayın Fikret Albayrak’ı eleştirdiğim için. Bu arada bütün eleştirilerin güme gittiğini söylemeye gerek yok.

O gün  Sayın Fikret Albayrak’ın hiddet ve husumet dolu konuşmasından çok Sayın Adnan Yaman’ın bu davranışına çok üzüldüğümü yazarak anlatmıştım. Hala da aynı üzüntüyü taşıyorum Sayın Fikret Albayrak’ın hiddet ve husumetinin benim açımdan bir kıymeti harbiyesi yok. Öyle olsa bu kürsüde bulunmazdım.

Kent konseyi başkanlığı kulislerinde geçenlere bakıyorum da bir yanıyla Sayın Adnan Yaman’ı takdir etmekten geri kalmıyorum. Kulislerde Sayın Fikret Albayrak’ın Sayın Bahir Arslan’ı kent konseyi başkanı yapmak istediği konuşuluyordu. Artık ne olduysa oldu, Sayın Bahir Arslan’ın yerine Sayın Fikret Albayrak Adnan Yaman’ı destekler hale geldi.  Bu durumda takdirim şuradan geliyor. Sayın Adnan Yaman Sayın Fikret Albayrak ‘diyet ödetmeyi başarmış gözüküyor. Kent konseyinde Sayın Fikret Albayrak ‘a siper olmanın diyeti. Sayın Fikret Albayrak’a diyet ödetmeye cesaret eden o kadar az kişi var. Bu sebeple takdir etmemek elde değil.


Akçakoca Kent konseyinin İşletme Fakültesi çalışma grubu diye bir çalışama grubu varmış. Ne zaman kurulmuş üyeleri kimlermiş, kaç toplantı yapmış bunarlı bilmiyoruz. Kent konseyi web sayfamızdan bu bilgilere ulaşamıyoruz. Ancak bildiğim bir şey var bu komisyonun Kent konseyinde bir temsilcisi var. Kim mi? Sayın Bahir Arslan.  Fikret Albayrak’ın kent konseyi başkanlığında görmek istediği birinci kişi.

Sirke üreten iki kardeş hangi sirkelerinin daha iyi olduğuna karar veremedikleri için işin uzmanını çağırmışlar. Hangisinin daha iyi olduğuna karar versinler diye.

Uzmanımız ilk fıçıya gitmiş, sirkeyi tatmış ve ve elindeki bardağı yere atarak en kötüsü bu demiş. Dur daha öbürkülere bakmadın nasıl anladın deyince de

“Bundan kötüsü olamaz “ demiş.

Şimdi kent konseylerinin görevleri sayılırken ilk olarak yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırması sayılır. Bizim kent konseyimiz bu konuda fıkradaki sirke gibidir. Bundan kötüsü olamaz.

Çünkü Kent Konseyi başkanımızın böyle bir gayesi olmamıştır. Geçen iki yıl içerisinde Akçakoca Kent Konseyi bırakın belediyemizin yan kuruluşu olmasını Sayın Fikret Albayrak’ın bir kuruluşu durumuna düşmüştür. Şu anda bu durumun devam etmesi çaba vermektedir.

Değerli Akçakocalılar siyasi hırslarım ya da bir yerlere bir şey olayım diye bir çabam yoktur. Daha doğrusu iktidar olma hırsım ve çabam yoktur. Beni yakından tanıyanlar bunu bileler. Mesela eskiden arkadaşım Sayın Abidin Eskici bilir. Kendisinden bu konuda referans alabilirsiniz. Birde hakkımda satılık kalem diyen kendini bilmezlere söyleyecek iki çift lafım. Eskiden arkadaşım sayın yine Abiden Eskici’ye sorayım. Kaça satılmışımdır ben. Bunu diyenlerle kol kola olduğunuza göre fiyatımı da bilirisiniz.

Kent konseyinin geldiği ve getirilmek istendiği duruma tahammül etmeyen bu konuda çaba göstermek isteyen arkadaşlarımın beni ikna etmeleri neticesinde aday oldum. Bu horona girince de elbette ki en başarılı ve iyisi olmak için mücadele edeceğim. Çünkü bu görevi şahsım adına değil Akçakoca halkı adına yapacağım. Kendim için tembellik yapma hakkım var iken Akçakoca halkı adına böyle bir hakkım olmadığının altının çizmek isterim.

Size neler vaat edebilirim. Çok şey vaat edemeyeceğim. Ancak ayrımcılık yapılmayacağı vaadini yapabilirim. Kent konseyi başkanımızın kadınlara karşı yaptığı ayrımcılığın yapılmayacağı sözünü verebilirim.

Bilmeyen için anlatayım kent konseyi başkanımız çay ocaklarında  yazdığım yerel gazeteyi kastederek  hay  bu gazetede çıkaranın da yazanında  anasını  avradını ….. diyerek,rakı içtiği kömür ofislerinde ve lokantalarda ve meclislerde direkt olarak şahsımı   bu cinsel içerikli kadınları aşağılayan küfürleri  etmekten imtina etmemektedir.Yani bakmayın siz onun benim adımı ağzıma almama çalışmalarına ,şahsımdan o arkadaş , rakı içen adam filan diye bahsetmesine.İş galiz küfürlere gelince ismimi gayet güzel hatırlamaktadır.35 rakımlı binada oturmanın ihtişamını sizlere yansıtmak için şahsımdan adım ile bahsetmez.

Şimdi, küfür acizlik ifade eden bir eylemdir bana göre. Edilen küfürlerin içeriği de insanın dünyayı bakışını da ifade eder. Sırf eleştirilerde bulunduğum diye şahsıma küfür etmesini bir yere kadar anlayabilirim. Ancak bana küfürleri eşim ve annem üzerinden kadınları aşağılayarak yapmak Sayın kent Konseyi başkanımızın fikriyatında ki ayrımcılığı göstermektedir. Benle beraber böyle bir ayrımcılık yaşamayacağınızı bilmenizi isterim. Ki eşim seçimlerde kendisine oy vermişti.

Kent konseyleri kariyerizim odaklı yerler değildir. Söyleyecek lafı harcayacak emeği olan herkese açık olmalıdır. Eğitimli, eğitimsiz, diplomalı diplomasız, mütedeyyin olan, mütedeyyin olmayan, başörtülü başörtüsüz, burada doğmuşmuş ya da sonradan yerleşmiş herkesin Akçakoca kent Konseyi içerisinde yer almasını sağlayacağımın vaadini verebilirim.

Burası Akçakoca Kent Konseyi,öyle diploma ölçütü ile girilen bir yer olmamalı.Burası memuriyet yeri değil gönüllülük,hemşerilik  yeri

Neyi vaat edebilirim, cami dernekleri temsilcilerinin dahi bu kent konseyi bizim, gidip katkı sağlayalım diyebilmeleri için çalışacağımın vaadini verebilirim.

Özkök kültür evinin, sadece başkanın cevaz verdiği görüşteki etkinliklere değil, her türlü etkinliğe açık olacağının vaadini verebilirim.

Biliyorsunuz taksici esnafı ile belediyemiz sıkıntılı günler geçiriyor. Daha doğrusu taksici esnafımız sıkıntılı günler geçiriyor. Bu konuda Sayın Enver Yapıcı’ya ulaşım ile ilgili bir çalışama grubu kurmasını önermiştim. Hatta birkaç isimde önermiştim mesleği şoför olan arkadaşlardan. Sonuç ortada ulaşım ile komisyon kurulmadı kurulamadı. Kurulmak istenmedi. Artık şoför arkadaşları küçümsediklerinden mi yoksa böyle bir komisyon Kent konseyi başkanımızın ki kendisi aynı zamanda belediye başkanımızdır da işine gelmediği için mi bilemiyorum, ancak sizlerinde bildiği gibi böyle bir komisyon kurulmadı.

Mahalle meclislerinin, gençlik meclislerinin ve biraz önce bahsettiğim gibi komisyonların kurulacağını çalışmalar yapılacağının sözünü vereceğim.

Sayın Ayfer Yılmaz ve Sayın Mustafa Okutan’ın takdire şayan kişisel çabaları dışında Akçakoca kent konseyi tüm siyasi partilerin çaba gösterdiği bir yer olmamıştır. Tüm siyasi patilerimiz üyelerinin katılımın gösterebileceği bir kent konseyi vaat edebilirim.

2 yıllık kent konseyi tecrübesinde merkezi idarenin temsilcilerinin hiçe yakın bir şekilde kent konseylerine katkı vermeye davet edildiğini görmekteyiz. Niçin? Böyle olduğu herkesin malumu.

Burada yaşayan burada memurluk yapanlar da en az bizler kadar bu şehrin hemşerisidir. Memur hemşerilerimizin de kent konseylerine yapacakları çok büyük katkıları olduğunu bilerek bu konuda büyük çaba sarf edeceğimi vaat edebilirim.

Yani yerel de düzeyde demokratik katılımı n olması için vaatler verebilirim.

Seçildiğim takdirde neler olacağı ile ilgili birkaç tahminim var onları söylemeden geçemeyeceğim. Kent konseyi için ayrılan binanın hemen yıkılıp binasız ve mekânsız bırakılmak, belediyenin verdiği personel desteğinin çekmesi, belediyelerin verdiği maddi katkılarda büyük müşkülatlar yaşamak. Bunlar benim kent konseyi başkanlığımdaki başımıza gelece k ihtimaller.

Şunu söyleyebilirim. Hukuki olarak mücadele eder bu probleminde üstesinden geliriz.

1968 yılında öldürülen insan hakları savunucusu Martin Luther King ünlü konuşmasında bir hayalim var diyordu.(1have e dream))ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı mücadelesinde.

Benimde o konuşmadaki gibi bir hayalim var “Yerinden demokrasinin en başarılı olan bir yerde yaşamak”. Bunun en güzel örneklerinden birini tesis etmek, ben yaptım oldu, ben yaptım katılın, katılmak zorundasınız diyen bir yönetimin olmadığı bir şehirde yaşamak. Ayrımcılığın olmadığı barışın tamamen tesis edildiği bir yerde yaşamak. Bence bu mümkün, ülkemize ve dünyaya misal teşkil edebiliriz. Ben bu hayale inanıyorum. Bunun hayal değil gerçekleşebilecek bir şey olduğuna inanıyorum.

Genel kurulumuzun saygı değer üyeleri kullanacağınız oylar ile bu hayalin gerçekleşmesine adım atın. Kentimiz yerinden demokrasinin en büyük misallerinden birini olmasını beraberce sağlayalım. Demokrasinin hep refah getirdiğini de unutmayalım.

Saygı ve hürmetlerimle teveccühlerinizi bekliyor, çok teşekkürler ediyorum.









Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar