Ergun AŞÇI
DEPOLİTAZYONDA YENİ AKIM, EVDE ALKOLLÜ İÇKİ ÜRETMEK
12 Eylül darbesi birçok tahribat yaptı canım ülkemize.
Yaptığı en büyük tahribatlardan biri de depolitazyondu yani politika konuşmayı ve yapmayı azaltmak, yapılanı da dar bir çerçeveye hapsetmekti.
80 öncesi canım ülkemde her daim politika konuşulurdu.
Bu politika konuşmalar/yapmalar bir noktadan sonra silahların eşliğinde gerçekleşmeye başlamış ve 12 Eylül darbecilerine istediği haklılığı da sağlamıştı.
Gazeteler bugünkünden çok fazla satıyordu İstanbul’da gazeteler sabah ve akşam baskısı gerçekleştiriyordu. Onlarca sol fraksiyonun legal ya da illegal dergisi sürekli yayını vardı. Yayın hayatında birçok sağ dergi de var. Bugün bu yayın zenginliği yok.
Silahların şiddetinin hâkim olmadığı yerlerde zaman fikir çatışmaları/alışverişleri gerçekleşebiliyordu. Pek birbirimizi dinlediğimiz söylenemezdi gerçi.
Tamam yanlış bir şekilde politika yapıyorduk ama yine yapıyorduk işte.
Ancak asıl politikayı meyhanede ve çilingir sofralarında yapıyordu canım ülkemin insanları.
“Vatan kurtarılıyordu” meyhane muhabbetlerinde ya da çilingir sofralarında.
12 Eylül’den sonra politika konuşmanın asgariye indirildiği barlar ve birahaneler türemişti depolitazyonun bir uzantısı olarak.
Meyhane ve çilingir sofralarında politika konuşmaların yerini futbolun egemenliği aldı, 12 Eylül depolitazyonun büyük başarısıyla. Meyhaneler ve birahaneler futbol seyredilen ve konuşulan yerler haline getirildi.
Arkadaşlarla iki kadeh içmek futbol maçlarının çoğunlukla futbol maçlarının egemenliğinde gerçekleşiyor artık canım ülkemde.
Futbol maçları eşliğinde iki kadeh içilmediği zamanda futbol konuşmaktan vazgeçemiyoruz, ancak bizatihi olan bir gelişme neredeyse futbol maçlarından kalan muhabbet süresini de işgal etmeye başladı.
Bizatihi gerçekleşen bir depolitazyonun girdabına düştük.
Evde alkollü içki yapmanın girdabı bu girdap.
Muhabbetin başında ya da biraz sonra fark etmiyor bakıyorsunuz muhabbet alkollü içki yapmanın muhabbetine dönüşmüş.
Evde yapılmış alkolü içmeyen/ içemeyen biri olmanız da muhabbetin sizi teslim almasını engel olamıyor.
Eh muhabbetin en az yarısını da futbol muhabbetleri aldığına göre politika konuşacak zaman kalmıyor meyhanelerde ve çilingir sofralarında.
“Bir kimya devrimi yaşıyoruz, herkes alkol üretmek için kimyager oldu, bu kimyagerler sayesinde gerçekleşecek devrim bu ülkeyi kurtaracak” esprisini yapmaktan bıktığımı fark ettiğimden beri bunun bizatihi gerçekleşen bir tuzak olduğunu düşünüyorum.
Briç tutkunu ve sporcusuyum, briç turnuvalarından sonra uzun uzun briç konuşuruz ancak bu sohbetlerde bile evde alkollü içki yapma muhabbeti, muhabbetler de mühim yerler işgal etmeye başladı.
Sanırım başka hobileri olanlarda da bu gerçekleşiyor.
Bu bir depolitazyon.
Alkollü içkiye yapılan her zam bu depolitazyonu artırıyor.
Evde kendi alkollü içkisini şu veya bu şekilde yapmaya başlayan her kişi bu depolitazyona katkı vermeye başlıyor.
Alkollü içki yapan herkes sanki iktidara karşı en büyük muhalefeti yapıyormuş gibi tavırlara giriyor sanki evde alkol üreterek iktidarı düşürecek.
Evde yaptığın alkollü içki ile iktidar filan düşmez canım ülkemin canım kimyagerleri, hele de her muhabbeti evde nasıl alkol yaptığınızı anlatarak teslim alırsanız hiç düşmez.
Her muhabbette yaptığınız alkolü överek muhabbeti işgal ediyorsanız bilin ki yaptığınız iktidara bizatihi destek vermektir.
Hiç fark ettiniz mi son zamanlarda meyhanelerde ve çilingir sofralarında vatanı kurtaramadığınızı?
Meyhanelerde ve çilingir sofralarına yeni depolitasyon uygulamalarını kalıcı hale getirmeyelim buna bir dur diyelim.
Bu bizatihi gerçekleşen bu tuzağa bir dur diyelim, evde alkol yapmanın muhabbetlerimizi teslim almasına müsaade etmeyelim.
Politika konuşalım, edebiyat konuşalım, sanat konuşalım.
Bahsettiğim konuşmaları iki kadehten sonra İzmir Marşı söylenerek taçlandırılan konuşmalar olmamalı bittabi.
12 Eylül depolitasyonuna birbirimizi dinlemeyerek çanak tutmuştuk, şimdi ise futbol, evde alkol üretme muhabbeti ve iki kadehten sonra İzmir Marşına başlanarak çanak tutuluyor.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2022
13.04.2021
28.01.2021
24.01.2020
30.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
23.08.2019
4.02.2019
28.09.2018