Ergün Diler
SON yazılarımda ısrarla tansiyonun artacağını belirtiyorum. Macron'a suikast hazırlığı, Fransa'da bomba alarmları, İspanya'da saldırı korkusu, Londra'da havaalanlarının karanlığa gömülmesi ve yaşanan pek çok şey… Olaylar ARTACAK.
Garip şeyler olacak. Bunu görmek için kahin olmaya gerek de yok. BÜYÜK GÜÇLER çok kişinin canının yanacağı alanlara ayaklarını basmakta… Açalım biraz… Trump'ın başlarda takındığı farklı tutuma rağmen NATO şimdilerde GÜÇLÜ ve ETKİLİ olmak zorunda.
Trump'a rağmen belki!
Çünkü Akdeniz çok önemli ve stratejik. NATO'nun güçlü olduğu ülkelerde hep terör olayları artar.
Kabul etmek gerekir ki, terör olayları Avrupa'yı ve Avrupalılar'ı hep endişelendirir.
Refah içinde yaşayan insanlar ürker!
Tedirgin olur.
Ve doğal olarak bunların sonuçları belirir!
Fransa'daki arka arkaya yaşanan terör olaylarının merkezinde hep NATO vardı. Charlie Hebdo, aslında Rothschild ailesine karşı bir terör saldırısıydı.
Bunu çok yazıp çizdik!
Ancak aile dahice bir plan yaparak, bunu kendi lehine çevirdi ve Macron'u Elysee Sarayı'na gönderdi.
Bunun da altını çok kez çizdik!
O günlerde Macron'un değil Cumhurbaşkanı adayı olması gündeme dahi gelmesi imkansızdı.
Macron önündeki 5 adayı bir şekilde sollayıp koltuğu kaptı!
Ancak NATO da, saldırılardan sonra Fransa'da istediğini aldı. 2009 gibi NATO'ya dönen Fransa, Libya krizinin dışında pek ortaya çıkmıyordu.
Ancak Charlie Hebdo saldırısından sonra NATO'nun Fransa üzerindeki hakimiyeti iyice güçlendi.
Eğer Macron Cumhurbaşkanı olmasaydı, bugün Fransa NATO'nun en güçlü olduğu ülke olacaktı.
Şimdi Fransa, NATO'da etkin olmaya çalışan bir ülke konumunda.
NATO'nun en önemli Akdeniz atağı 2004 yılındaki İstanbul Zirvesi'nde başlatılan İstanbul İşbirliği Girişimi'dir.
Bu adımın asıl amacı, Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkeleri ve özellikle Körfez ülkelerini NATO'ya bağlamaktı. Burada çok özel toplantılar oldu.
İstanbul'un farklı mekanlarındaki gizli toplantılarda, Akdeniz'in NATO tarafından güvenliği sağlanan bir deniz olması için adımlar atıldı…
23 GİZLİ TOPLANTI,
2020 yılının planları için yapıldı!
Toplantı için TÜRKİYE'ye gelen birçok ülkeden iş adamı ve yardımcıları, bu toplantılarda Akdeniz'le ilgili görevlerini aldı!
Senaryo gereği herkese düşen bol miktarda rol vardı… İSTANBUL'daki toplantıda Körfez ülkeleri Bahreyn, BAE, Arabistan, Kuveyt, Katar, Küzey Afrika ülkeleri Fas, Tunus, Cezayir, Libya ve Mısır görevlerini kabul etti.
Ancak 2008 yılında Katar ve Kuveyt, ardından Fas, Tunus ve Cezayir ve belli ölçekte olsa da Mısır anlaşmaya uymayacaklarını açıkladı.
Tabii bu açıklamanın elbette bedeli olacaktı.
Birçok ülkede siyasi krizler başladı...
Körfez ülkelerinde petrol endeksli çözümlerin alanı daraldı.
Kuzey Afrika ülkelerindeki siyasi karışıklık, görünmeyen iç savaşı tetikledi. 2010 yılında da Arap Baharı başladı.
Arap Baharı'ndan sonra NATO'nun etkisini hissettirmeye başladığı günler çok çabuk geldi.
Başta Libya olmak üzere NATO birçok ülkede operasyonlara başladı.
Arap Baharı'nın 10'dan fazla nedeni vardı.
En önemli nedenlerden biri de kuşkusuz Akdeniz planına karşı çıkılmasıydı!
Bölgedeki değişim hala tamamlanmadı.
Dikkatlice bakıldığı zaman Akdeniz için çok önemli olan Fas, Tunus ve Cezayir'de hala sıkıntı var.
Libya ise tamamen çöküşte.
Kurtuluş umudu da şimdilik yok.
Çünkü Libya için ABD, İngiltere, Fransa, Türkiye ve Rusya da müdahil olmak istiyor. Bu da çözümsüzlüğü getiriyor.
Cezayir Başbakanı Ahmed Uyahya, İtalya'nın Palermo kentinde Libya'yı görüştü.
Cezayir'in Fas ile yakınlaşmaya başlaması ABD için sıkıntılı bir süreç.
NATO'nun şiddetle karşı çıktığı bu yaklaşım hızla ilerliyor.
Akdeniz'in Afrika tarafında yakınlaşma oluyorsa, Fransa, İtalya ve İspanya'da terör saldırıları yaşanmalı.
Çünkü burada bir yakınlaşmanın arkasında mutlaka bu üç ülke ve İngiltere vardır.
Şimdi NATO'nun olduğu her yerde terör olduğuna göre, tekrar geçmişe dönebiliriz!
Bazı ülkelerde bombalı saldırılara hazırlıklı olunması şart.
Yaşananlar bunu söylüyor… Tekrar 2015-2017'ye dönüyoruz. Bu sürede küçük ve büyük ölçekli Birleşik Krallık'ta 107, Fransa'da 54, İspanya'da 16, İtalya'da 14, Yunanistan'da 8, Almanya ve Belçika'da ikişer, Finlandiya ve İsveç'te birer saldırı çok ciddi sonuçlar getirdi.
Şimdi tekrar NATO merkezli saldırıları göreceğiz.
Cezayir'de, Fas'ta veya Tunus'taki terör saldırısının etkisi yoktur.
Ancak Birleşik Krallık'ta, Fransa'da veya İspanya'daki terör saldırılarında hükümetler yara alır veya değişir.
O dönem çok da uzak değil.
Çünkü Akdeniz'in mirasçıları her geçen gün artıyor.
OLAYLARA BÖYLE
BAKARSAK ANLAMA
ŞANSIMIZ ARTAR!
AKSİ ZOR!
NOT: AKDENİZ savaşının başka bir uzantısı da İRAN… ABD, İran konusunda kesinlikle blöf yapmıyor.
Yaptırımlar ciddi şekilde etkisini gösterecek. Mevcut yaptırım turu, İran'ın başta denizcilik olmak üzere bankacılık, petrol, havacılık ve enerji sektörlerini yıkmak üzerine yoğunlaşacak.
1350 kişinin hedef tahtasında olacağı bu yaptırım kararları, birçok İran şirketini de zor durumda bırakacak… İran'ın Çin ve Suriye ile yakınlığı istenmiyor. AKDENİZ'e açılan kapıda görünmeleri rahatsızlık veriyor!
İPEK YOLU üzerinde olduğu için de hedef!.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2018
31.10.2018
30.10.2018
25.10.2018
24.10.2018
23.10.2018
18.10.2018
12.10.2018
11.10.2018
10.10.2018