Eser KARAKAŞ
Enflasyon oranının 2021 için yüzde 12 gibi bir hedefle sonlanması çok ama çok zor.
Bendenizin tahmini enflasyon oranının önümüzdeki aylarda beklenen de fazla artacağı yönünde.
Bu arada, her ihtimale karşı, bir fıkrayı da aktarmak gerekebilir: “Soru: Tanrı iktisatçıları neden yaratmıştır? Cevap: Meteoroloji uzmanlarının tahminlerinde kendilerini iyi hissetmeleri için.”
Bu özeleştiriden sonra enflasyon konusuna girelim.
TÜİK geçtiğimiz günlerde nisan ayına ilişkin enflasyon oranlarını açıkladı.
Tüketici fiyatları endeksi:
Nisan ayı 1.68
Senelik: 17.14
Üretici fiyatları endeksi:
Nisan ayı 4.34
Senelik 35.17
Bu manzara birçok açıdan çok sevimsiz.
Dünyada en yüksek enflasyon oranına sahip ülkeler içinde ilk ondayız ve bu ülkeler, belki Arjantin hariç, son derece geri ülkeler.
Başka bir ifade ile de enflasyon liginde dördüncü, beşinci kümedeyiz.
Yukarıdaki manzaraya baktığınızda ilk göze çarpan gerçek tüketici ve üretici fiyat endeksleri arasında makasın çok açılması; ancak, bu makas illaki de tüketici fiyatlarının üretici fiyatlarını bir vadede yakalayacağı anlamına gelmiyor ama bu makas piyasalarda büyük sıkıntılara gebe (mesela üreticilerin kâr marjlarının olağanüstü düşüşü ve bunu izleyen işten çıkarmalar gibi).
Ancak, önümüzdeki dönemde enflasyon oranlarının düşmeyeceği ve hatta büyük ölçüde artacağına ilişkin kanaatimin kökeninde yine ünlü bir iktisat teorisi teoremi var (imkansızlık üçlemesi), bu konuya 128 milyar dolar konusunda girmiştim ama bugün çerçevesi başka olacak.
İmkansızlık üçlemesi şu demek: Bir ülkede ya da bir para bölgesinde üç şey eşanlı olarak birlikte olamaz: Sermaye hareketlerinin serbestliği (bizde 32 sayılı karar), bağımsız merkez bankası politikaları (faizi kontrol) ve kontrollü kambiyo rejimi.
Bu saptama Robert Mundell (1999 Ekonomi Nobel ödülü sahibi) tarafından teorize ediliyor.
Bu çok doğru, gerçek teorik saptama doğrultusunda bir bakalım önümüzdeki günlerde Türkiye’de enflasyon nasıl seyredecek?
Daha şimdilik 32 sayılı kararı iptal yani sermaye hareketlerinin serbestisine son vermek kolay gözükmüyor.
Yani ya Merkez Bankası politikalarında (faizler) ya da kurlarda işin ucunu mutlaka serbest bırakacaksın, ikisini birden kontrol altına almaya uğraşmak imkansız.
128 milyar dolar da bu takıntı yüzünden Merkez Bankası'ndan uçtu çünkü siyaset hem kurları hem faizi beraber baskılamak istedi, anlamsız, imkansız bir çaba idi, zaten beceremediler, hem faiz hem kurlar deli gibi yükseldi, ilaveten de 128 milyar dolar gitti Merkez Bankası’ndan.
Türkiye yavaş yavaş seçimlere doğru gidiyor ve bu ortamda benim kanaatim Erdoğan hem takıntıları hem de işine öyle geleceği için faizleri baskılamak isteyecektir, çünkü herkes çok borçlu, bu borç yükü ortamında yüksek faiz seçimler üzerine çok olumsuz bir faktör olabilir.
Faizler siyaseten baskılanacak ise, bana öyle geliyor, kurlar yükselmeye devam edecek demektir (zaten düşük faiz dışında başka faktörler de var ve ilave de olunacak).
Kurlar ve fiyatlar genel seviyesi arasında da çok küçük bir gecikme ile çok büyük de bir geçişlilik var.
Yüksek kur düzeyi daha yüksek enflasyon demek olacak önümüzdeki dönem.
Yüksek kur, düşük faiz zorunlu politikasının bir yan maliyeti de yabancı fonların girişinin engellemesi, bu da işin cabası.
Bu “İmkansızlık üçlemesi” teoremini mecburen öğrenecek olan Saray ve Merkez Bankası bürokrasisinin, umarım başımıza bu da gelmez, can havliyle hem kurları (enflasyonu) hem de faizleri bastırabilmek için 32 sayılı kararı yürürlükten kaldırması.
Bu dahi mümkün.
Yüzde yirmiyi aşacak enflasyon oranları yakındır kanaatindeyim.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025