Eyüphan KAYA

Sait Yaz, Tarih yazdı
23.10.2015
1678

 Cami bir yanda ibadet yeri olduğu gibi, bir açıda da İslam toplumunun istişare evi, dertlerini paylaşma ve çare/çözüm arama yeridir. Ancak orada gelişi güzel ifadeler kullanılmaz, orada saygı muhabbet esastır, orada özellikle ve öncelikle Allah ve Resulü’nün ortaya koyduğu normlar ölçüsünde hareket edilir, yorum ve değerlendirmeler yapılır.

Üstelik Hutbe okunurken konuşmak dahi caiz değildir. Hatta konuşana bile “konuşma” demek dahi günahtır.

Bir fıkhi düşünceye göre Beşinci Haremi Şerif niteliğini taşıyan Diyarbekir Ulu Camiinde şehrin manevi/dini açıdan varsa sorunları Cuma hutbesinde ele alınır bu vesileyle insanlarımız arasında bir fikir birliğine yol gösterilir, rehberlik yapılır.

Üç Muharrem günü Cuma Hutbesi bir başka oldu, Muhterem Hocamız Sait Yaz, kısaca Hicret’in önemine değindikten sonra, Şehrimizde meydana gelen “Karikatür Krizine” değindi.

Fethinde 27 sahabenin şehit düştüğü, yaşayıp bu şehirde makberleri olan 500’ü yakın sahabenin medfun olduğu, bir kaç peygambere ev sahipliği yapıp iki peygamber kabrini barındıran bu mübarek şehirde Allah Resulü’ne hakaret izlenimini veren karikatürler bilbordlara asılmıştı. Buna karşı sessiz kalmak mümkün değildi, Diyarbakır’ın Hür gençliği önce o karikatürleri bilbordlardan indirmişti, sonrasında da Sait Yaz Hocamızın hutbesine konu oldu.

Reysül Ülema” olmaya layık düzeyde ilim ve hitabete sahip olan Sait Yaz Hocamız, olması gereken tepkisini dile getirip, Müslümanların takdir ve duasını alırken; kime, niçin namaz kıldığını bilmeyen bir vatandaş bu lanetli hadiseyi savunurcasına, üstadımızın lanetlemesine tepki gösterek, yüksek sesle beş bin kişilik bu mübarek camide tepki sesini yükseltiyor, yanındaki Müminin dayanamayıp ona fiziki müdahalesi de başka bir sıkıntı oluşturdu, şükürler olsun ki daha büyük bir felakete neden olmadı.

Umarım bu saygısızlık, ilgili şahsa bir ders olur. Böyle mübarek yerlerde bir daha böyle saygısızlık yapmaz, ayrıca kendini tutamayıp ona saldıran kardeşimiz için de, eline sağlık diyebilirim ama sabırlı olmayı başka zaman böyle bir durumla karşılaşırsa daha sağ duyulu davranmasını tavsiye ederim.

Yaz. Hocam kısaca cemaate şöyle seslendi: Kürt kardeşlerim bizim dinimiz ve namusunuz kutsaldır, onların uğruna ölüme de gidebiliriz, ama unutmayalım bizim için yegane “Namusu Ekber” Resulüllah’tır. Ne yazık ki Peygamberden nemalananlar, ben İslami STK’yım, şuyum buyum diyenlerden bir ses çıkmıyor, maalesef bizler uyuşuk hale geldik, aslında birileri cenaze namazımızı kılması lazım, insan olup biten yanlışlara, bu saygısızlığa karşı sessiz kalabilir mi?  

Muhterem Sait Yaz hocam Cuma hutbesinde bu hakikate vurgu yaparak tarihe not düştü, tarih yazdı. Hocama müteşekkiriz.

Bu işleri kimler yapıtı araştırıp bulmak gerek, her kim olursa olsun  muhakkak tespit edilip cezalandırılması lazım. Evet yazılı bir basın açıklamasıyla halktan özür dillendi ama yeterli değildir. Bu zihniyetteki insanlar ne diye benim belediyemden maaş alıyor, insanımızın manevi dünyasına sıkıntı veriyorlar?

İşte cami, işte imam; Sahabe şehrinde sahabe sesi yankılandı, Yüce Allah’a şükürler olsun.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Hrac Madooglu

    Hrac Madooglu

    19.06.2014 10:24

    Bati Avrupa ulkeleri, son 50 senede ulkelerine akin eden, her dinden ve etnisiteden gocmenlere esit vatandaslik hakki vermis. Bizde ise devletin, bu topraklarda asirlardir yasayan gayrimuslumlere uyguladigi irkci politika yuzunden, ulkede gayrimuslum vatandas kalmamis. Olaya bir de bu acidan bakmak ve yakin tarihimizle yuzlesip devletin irkci gecmisini okullarda okutulan tarih kitaplarina yazip gelecek nesillere anlatmak lazim.

Yazarlar