Fatma Bostan ÜNSAL
Bugün, Maraş’ta başlayıp günlerce süren, yüzlerce Alevi canımızın öldüğü, binlercesinin yaralandığı ve on binlercesinin bu yüzden yerini yurdunu bırakıp şehirden göçtüğü katliamın 43. yıldönümü. Hatırlanacağı gibi bir dizi provokasyon sonucunda yapılmıştır bu vahşet. Önce 19 Aralık 1978 tarihinde, o dönemde yaygın olan solcu-sağcı güçler arasındaki çatışmalı ortamı kullanmak üzere Çiçek Sinemasında Güneş Ne Zaman Doğacak isimli milliyetçi film gösterildi. Film gösterilirken solcuların sinemayı bombaladığı şayiası yayıldı ve sağcı-ülkücü bir grup CHP il başkanlığı ile TÖB-DER binalarına saldırdı. Bu saldırılardan umulan büyük olaylar gerçekleşmeyince Alevilerin yoğun yaşadığı bir yer olan Yörükselim Mahallesindeki bir kıraathane bombalandı. Bombanın tam isabet kaydetmemesi nedeniyle maksat hasıl olmayınca bu sefer silahla ateş açıldı ve yörede Gılgın Dede lakabı ile bilinen kişi öldürüldü. Bu provokasyon da başarılı olmayınca, yani kitlesel çatışma ortaya çıkmayınca 21 Aralık’ta iki sol görüşlü öğretmen, Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu öldürüldü; cenazelerinin bekletildiği sırada istenen oldu.
Şehirde üst üste yaşanan bu olayların yol açtığı gerilimi gören Maraş valisi Tahsin Soylu asayişi sağlamak üzere askeri güç talep etti. Ne var ki bu talep karşılanmadı ve iki öğretmenin cenazesi için toplanan kalabalığa kentin pek çok yerinden getirilip buraya yığılanların saldırmasıyla provokasyon sonunda gerçekleşti. Askerin olmadığı, polisin de devre dışı kaldığı bu ortamda insanların en vahşi yüzlerinin ortaya çıktığı, Orhan Gazi Ertekin’in pogrom dediği bir katliam yaşandı. 6-7 Eylül olaylarına benzer biçimde, bir gün önce birlikte çay-kahve içtikleri komşularının acımasız saldırılarına uğrayan Aleviler için bu çok büyük bir travma oldu bu. Olaylar sırasında bir görüşe göre 120 veya 150, bir görüşe göre 800 insan öldü, binlercesi yaralandı, on binlerce Alevi şehri hatta bazısı ülkeyi terk etti. Olaylar sonucunda Aleviler ile Sünniler arasındaki mesafe arttı, Türkiye toplumunun klasik fay hattı derinleşti.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, olayların, kendisinin sıkıyönetim ilan etmek isteyen askerlere direndiği için kontrgerilla tarafından çıkarıldığını söylemişti. Gerçekten de olaylar çok büyüyünce asker müdahale etmiş ve 26 Aralık’ta Maraş, İstanbul, Ankara, Adana, Elazığ, Bingöl, Erzurum, Erzincan, Gaziantep, Kars, Malatya, Sivas ve Urfa’da sıkıyönetim ilan edilmiş, sonrasında daha fazla sayıda şehir sıkıyönetime dahil edilmiş ve iki yıl geçmeden askeri darbe olmuştur. Maalesef bu olayları ortaya çıkaran provokasyonlar, kontrgerilla faaliyetleri açığa çıkarılmadığı ve halkın sorumluluğu konusunda sağduyulu çalışmalar yapılmadığı için toplumdaki fay hatları keskinleşmekte ve bu nedenle siyaset Türkiye’de güçlü, açık, şeffaf ve hesap verebilir olamamaktadır. Açık, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim ancak yek diğerini düşman görmeyen bir toplumda mümkün olabilir, aksi durumda İngiliz Siyaset Bilimci John Stuart Mill’in de dediği gibi ya bir dış güç yani sömürge yönetimi ya da askeri vesayet geçerli olur. Türkiye toplumunun ana fay hatlarından olan Alevi / Sünni fay hattını önemsizleştirmenin ve sonuçta şeffaf, hesap verebilir bir siyasetin temin edilebilmesinin en önemli adımı belki de Maraş Katliamı gibi bir katliama maruz kalmış Alevi halkının yasını birlikte tutabilmemiz, bu olayları durduramadığımız ve aradan 43 yıl geçmesine rağmen bu konuda bir duygudaşlık yaratamadığımız için mahcubiyet duymamız olabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.04.2022
22.04.2022
21.03.2022
7.03.2022
24.01.2022
16.01.2022
9.01.2022
27.12.2021
20.12.2021
13.12.2021