Fatma Bostan ÜNSAL
Yetkililerin son yıllarda rastladığımız pek çok ifadesi kendilerini de şaşırtacak kadar vahimdir. Hiç olmazsa demokratik hukuk devleti iddiası tümüyle terkedilmediği için hukuk devleti iddiası ile taban tabana aykırı bu sözler aslında Türkiye’nin normal bir hukuk devleti olmadığını en güzel şekilde ifade etmiş oluyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin yabancı yatırımcılarla Paris’te görüştüğü sırada onlara teminat vermek için söylediği “Bir problem mi yaşadınız, rahat olun, bürokrasiyi al aşağı ederiz, mevzuatı da değiştiririz” sözleri bu cinstendir. Siyasal Bilimler eğitimi almış bir bakanı, modern devletin “rasyonel, tarafsız ve uzmanlaşmış” sınıfı olarak bürokrasiden nasıl böyle bahsedebilir? Genelde bürokrasi ağır çalışmakla ve Türkiye demokrasisi uzun yıllar vesayet altında olduğu için bazı yöneticileri engellemekle suçlanırdı. Yirmi yıldır iktidarda olduğu ve son yıllardaki personel alma düzenlemelerinde yaptıkları değişikliklerle istedikleri kadroya istediklerini getirme gücüne sahip oldukları için bu sözler bürokrasiden genel şikayete benzemiyor. “Mevzuatı da değiştiririz” ifadelerinin ilave edilmesi ile beraber düşünüldüğünde yapılmak istenen her türlü sınırlamalardan azade olmayı vaat etmek anlamına geliyor. İşlerini yasalara göre yapmaya çalışan yatırımcı yerine maceracı hatta yasa dışı işler görüp büyük kazançlar elde edenler sermaye kesimine ve ancak kameralar arkasında gizlice söylenebilecek sözlerin bu şekilde söyleniyor olması vahimdir. Normal bir hukuk devletinde bu ifadeler, bırakın iftiharla söylenmeyi “düşünülemez” ifadelerdir, teminat vermek isterken keyfi yönetimi ifşa etmiş olmaktadır. Bu yüzden zaten savaş halindeki Ukrayna dolar borçlanırken %3 ile borçlandığı halde biz %8’den fazla faiz vererek borçlanabiliyoruz.
Hukuk devleti iddiasının bizzat yöneticilerin sözleriyle çürütüldüğünün bir başka örneği halen tutuklu olarak yargılanan ve 21 Mart’ta yeniden duruşması yapılacak olan Osman Kavala ile ilgili sözleridir. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ukrayna Savaşı ile ilgili bazı değerlendirme yaparken sarf ettiği bu sözlerle mahkemeyi etkileyebileceği için Anayasa’yı ihlal etmiş de oluyor: “Kim hukuk iğfal edilerek Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyorsa Ukrayna’daki ve Suriye’deki çocukların katili de odur”. Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi birkaç defa Kavala’nın tahliyesi yönünde karar vermiş iken hatta davayı gören mahkeme başkanı da tahliye yönünde fikrini beyan etmiş iken sanki en doğal hakikatler dile getiriliyormuş gibi bu sözleri ifade etmek vahimdir. Bakan’ın “hukukun iğfal edilmesi” ifadesi cinsiyetçi olduğu için kullanmayı tercih etmem ama eğer bu sözleri kullanarak bu konuda konuşacak olursak tam tersi doğrudur: “Kavala’nın bırakılması değil bırakılmaması hukukun iğfal edilmesidir.” Tabii fark edileceği gibi bu sözlerle sadece Kavala hedef alınmıyor, Kavala’nın tutuklu olmasına itiraz eden insan hakları savunucuları hedef alınmış oluyor, bu da bir bahsi diğer.
Bu “düşünülemez” ifadelerin kolaylıkla ifade edilebiliyor olması yöneticilerin içinde bulundukları pratiğin düşünceyi ve sözü belirleyici gücünü göstermektedir. İşte bu pratik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doktorlar için “giderlerse gitsinler” sözünü kolaylıkla söylemesinde olduğu gibi pek çok hataya sebep oluyor. Bu milletin en zeki ve çalışkan bireylerinin yıllarca büyük fedakarlıklarla edindikleri uzmanlıklarını, üstelik sağlık sektörü hastaların randevu taleplerini karşılayamaz konumda iken hiçe sayan bu sözler ancak bu “hal üzere” olmakla açıklanabilir. İlahi mesaj, modern psikoloji, Marx gibi sosyal bilimciler, içinde bulunulan halin belirleyici olduğu uyarısını yapar. Bu itibarla bu sözleri büyük bir uyarı olarak almak, faili isek değişmek, bunlardan etkilenen isek normal demokratik bir toplumun gereği değiştirmek çözüm olarak önümüzde duruyor.
Bu durum genelde yapılanların şüphe ile karşılanmasına da yol açıyor. Bu çerçevede 18 Mart’ta açılışı yapılan, “dünyanın en uzun orta açıklıklı köprüsü” olarak lanse edilen ve yöredeki halkın çok işine yarayacak, beş dakikada öteki yakaya geçmelerini sağlayacak Çanakkale Köprüsü’nün daha ziyade hakkında ileri sürülen iddialar ile gündeme gelmesi kaçınılmaz olmaktadır. Çanakkale Boğazını gemi ile günlük ortalama 12.000 civarında araç geçerken günlük araç geçiş garantisinin 45.000 olarak verilmiş olması, 15 Euro artı KDV’den oluşan fiyatın başlangıçta 289TL iken Cumhurbaşkanının müdahalesi ile 200TLye inse de gemi geçişlerinin 50TL civarında olması ile karşılaştırıldığında da fahiş fiyatlı olması, erken açıldığı için ilave olarak bir buçuk sene ödemelerin uzamış olması gibi hususlar yöneticilerin cevap vermek zorunda olduğu en sıradan sorulardır. Bu yatırımlar, çok pahalıya yaptırıldığı ve çok büyük haksız kazançlara yol açtığı için hayatı çok kolaylaştıran yönü de gölgeleniyor. Osman Gazi Köprüsü de benzer şekilde hayatı kolaylaştırmıştır ama geçiş ücretlerinin pahalı olması nedeniyle ben de dahil halkın çoğunluğu tarafından tercih edilmediği için hazineye daha doğrusu halkın üzerine yük olması öne çıkarılıyor doğal olarak. Bu hususların yöneticiler tarafından dikkate bile alınmıyor oluşu yukarıda bahsettiğim keyfi yönetim hali üzerinde olmakla açıklanabilir ancak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.04.2022
22.04.2022
21.03.2022
7.03.2022
24.01.2022
16.01.2022
9.01.2022
27.12.2021
20.12.2021
13.12.2021