Fatma Bostan ÜNSAL
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının 10. gününde, belki de Kyiv’e girmesinin ve şehir savaşlarının başlamasının arifesinde bütün ilgi savaşa yönelikken başka bir konuda yazmak zor. Aslında Isparta’da bir ay önce yoğun kar yağışından sonra beş gün elektrik kesintisi olduğu zaman dünyada ve özelde de Türkiye’de özelleştirmeler konusunda yazmayı düşünmüştüm ama gündemin çok hızlı değişmesi nedeniyle konuyu ela alamamıştım. 2 Mart’ta yeniden başlayan kar yağışı üzerine Isparta’ya yine günlerce elektrik verilemedi. Gündelik hayat tümüyle elektriğe bağlı olduğu için kesintiler halkın haklı isyanına yol açtı. Ben de bugün bu konuda yazmak istiyorum.
Isınmanın elektriğe bağlı olması nedeniyle dondurucu soğuklarda ısınamamak, soğuk hava depolarının çalışamaması nedeniyle ürünlerin bozulma tehlikesi, çiftliklerdeki hayvanların sağılamaması nedeniyle hayvanların acı çekmesi gibi bin bir türlü sıkıntı… Nitekim bu sıkıntılar neticesinde Isparta’ya elektrik veren Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş (AEDAŞ) üst düzey yönetiminde değişikliğe gitti. AEDAŞ Genel Müdürü, Sistem İşletme Direktörü ve Isparta İl Müdürü görevinden alındı. Ben bu kişilerin özel kusurlarından ziyade problemin daha yapısal olduğunu düşünüyorum.
Problem aslında özelleştirme ile ilgili. Bilindiği gibi Türkiye, karma ekonomi politikasını terk edip ithal ikameci ve himayeci politikayı değiştirmeye başladığı 24 Ocak 1980’den itibaren yani neredeyse elli yıldır bu konu ile uğraşmakta. Hatta bir görüşe göre 12 Eylül askeri darbesi bile 24 Ocak kararlarını daha iyi uygulamak için yapılmıştır. 24 Ocak kararlarını yürütmekten sorumlu Başbakanlık Müsteşarı merhum Turgut Özal’ın, darbe hükümetinde ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı yapmış olması bu iddiaları desteklemek için kullanılır. Hem devlet işletmelerinin çok pahalı mal ve hizmet üretiyor olması hem de dünya ölçeğinde ekonominin daha serbest kurallarla yönetilme tazyiki nedeniyle birçok ülke gibi Türkiye de özelleştirmeye yöneldi.
1929 dünya ekonomik krizinden sonra liberal piyasa ekonomisi yerine Keynesyen politikalar, yani devletin ekonomiye müdahil olduğu iktisat politikaları tüm dünyada ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinde geçerli olmuştu. Son yirmi yılda yaşadığı savaş ve nüfus politikaları ile ülkenin var olan sermayesi çok zayıflamıştı. Bu sebeplerle pek çok alanda kamu kurumu kurulup üretim faaliyetine başlamış, zaten var olan ama özel işletme sahasında olan demiryolları, havagazı fabrikaları devleştirilmişti. Bu süreçte tütün, alkollü içki, kibrit gibi tüketim malları sadece devlet üretimine mahsus kılınmış yani tekel oluşturulmuş, bazı alanlarda ise tekel oluşturmasa bile devlet büyük yatırım yaparak ekonomiye müdahil olmuştur. Bütün bu özelleştirme gayretlerine rağmen mesela şeker fabrikalarının %25’i hala kamunun elindedir. Kumaş, ayakkabı gibi malları üretip satan Sümerbank fabrikaları, lojmanları kurulmuştu. Bugün pek çok şehir için buralar nefes alınan mekânlar haline gelmiştir.
Özelleştirmenin dünya ölçeğinde yaygınlaşması ve kamunun bazı mal ve hizmet üretiminde hantal kalması dolayısı ile bir tazyik oluştuğundan bahsettik. Türkiye’de buna her dönem için geçerli olan yurt içi tasarrufun yeterli olmaması nedeniyle kronik hale gelen kaynak ihtiyacı eklenmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 13 Şubat 2022’de yayınladığı haftalık ekonomi raporunda da ifade edildiği gibi 19 yılda 62,7 milyar dolarlık özelleştirme yapılmış olması ne kadar büyük bir ekonomik kaynak olduğunu göstermektedir. Özelleştirmenin ahbap-çavuş kapitalizmine dönecek şekilde gerçekleşmesi de bu konunun çok yaygın istismar alanları oluşturduğunu gösteriyor.
Özelleştirmenin alanda yenileşmeyi sağlaması gibi rasyonel sebeplerinden ziyade saydığım son iki husus, Isparta’da karşı karşıya kaldığımız problemin sebebidir. Problem, elektrik dağıtım kablolarının yer altına alınmaması nedeniyle yoğun kar yağışının elektrik direklerini devirmesi ve kabloların hasar görmesinden kaynaklanmıştır. Özel şirketi, kendi çıkarını maksimize etmek için bu tür yatırımlardan kaçındığı takdirde cezalandıracak bir denetim mekanizmasının var olması gerektiği açıktır. Bu denetim mekanizması için kamu otoritesinin ahbap-çavuş kapitalizminden uzak durmasının gereği de açıktır. Özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerinin sayısı 20 olsa da, şirketlerin ortaklık yapısına baktığımızda dünya ölçeğinde en çok kamu işi alan şirketler sıralamasında ilk beşe giren şirketler olduğu görülür. Isparta örneğinde, toplum büyük zarara uğramadan bu problemleri tespit edip uyaracak bir kamu otoritesi ve bağımsız medyanın, özelleştirmenin sağlıklı işlemesi için ne kadar elzem olduğunu görmüş olduk. Tabii bağımsız ve hızlı çalışan yargı organlarının bu sürecin sağlıklı işlemesi için ne kadar önemli olduğu izahtan varestedir.
Bütün özelleştirme ve problemlerinden söz etmek için bu köşe yazısı elbette yetersiz kalır ama iki örnek vererek bu konuya kamu ilgisini çekmek isterim. 60 trilyonluk Giresun Kâğıt Fabrikasının 5 trilyona satıldığı, alan şirketin sadece makinelerini 11 trilyona sattığı sonra fabrika arazisini TOKİ’ye, yani devlete 68 trilyona sattığı iddiaları var. Ben bunları inceleyecek durumda değilim ama bu iddiaların üzerine gidilmesi gerektiği açıktır.
İkincisi, elbette özelleştirmeden söz edince Türk Telekom’un özelleştirilmesindeki büyük skandaldan, hüsrandan bahsetmemek olmaz. Hatırlanacağı gibi 2005 yılında Türk Telekom’un %55’i OGER’e ait OTAŞ firmasına 6.55 milyar Dolara devredildi. Özelleştirmenin ana gayesi olan sermaye katkısı da mümkün olmadı, çünkü OGER dışarıdan kaynak getirmek yerine Türk bankalarından kredi alarak ödeme yapmaya başladı. Özelleştirmeden sonra şirketin lehine olacak düzenlemeler de yapıldı, yani çok büyük kâr elde etti, hatta hukuksuz olarak bazı taşınmazları da sattı ama şirket aldığı kredileri de ödemedi ve değeri düşmüş, borçları fazlalaşmış olarak bir kısım hisselerini borçları karşılığında bankalara verdi. Bu konunun hala soruşturulmaması ve ihmali olanlarla ilgili hiçbir adımın atılmamış olması nasıl izah edilir bilmiyorum.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.04.2022
22.04.2022
21.03.2022
7.03.2022
24.01.2022
16.01.2022
9.01.2022
27.12.2021
20.12.2021
13.12.2021