Fehmi KORU
Türkiye’de garip şeyler oluyor. Olmaması gereken şeyler. Ardından o garip şeyleri ortadan kaldıran bir şeyler daha oluyor; onlarla gariplik ortadan kalkmıyor, durum daha da garipleşiyor.
Öncesi de var, ama son iki olay yeterince açıklayıcı.
Gazeteci Hasan Cemal yurtdışına gitmek üzere eşiyle birlikte havalimanına geldiğinde, polis denetiminden geçeceği sırada, hakkında ‘yurtdışına çıkma yasağı’ bulunduğunu öğreniyor. Polisin bilgisayarındaki yasaklılar listesinde ismi var. Görevli polis Hasan Cemal’in pasaportuna el koyuyor, yurtdışına çıkışına izin vermiyor.
Neden?
Meğer hakkında açılmış 2017 yılına ait bir dava şu sıralarda Yargıtay aşamasına gelmiş ve o arada mahkeme -bir yerlere kaçmasın diye- Hasan Cemal hakkında böyle bir tedbir alma ihtiyacı hissetmiş…
Bildiğim kadarıyla Hasan Cemal hakkında açılmış -hatta sonuçlanmış- başka davalar da var; yazılarından anlaşıldığına göre sık sık da yurtdışına gidiyor ve gittiği gibi de ülkeye dönüyor. Giriş-çıkışlarının Emniyet’te kaydı olmalı.
Kısacası, kaçma ihtimalini düşünmek için herhangi bir sebep bulunmuyor.
O halde?
Size de garip gelmiyor mu Hasan Cemal’in pasaportuna el koyma kararı?
Nitekim, avukatının itirazını dikkate alan başka bir mahkeme “Sanık hakkında kalan bakiye ceza miktarının nazara alındığı” gerekçesiyle yurtdışı yasağını kaldırıvermiş. Cezası zaten 3 ay 22 günmüş ve ertelenmiş…
Alın size bir garip durum daha.
Yasak kararının yersiz olduğu anlaşılıyor; öyleyse o kararı veren mahkemenin böyle bir tedbire başvurmasının sebebi ne olabilir?
Demirtaş’ın başına gelen
İkinci olay, çok uzun süreden beri cezaevinde tutulan HDP’nin eski eş-başkanı ve son seçimde cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Selahattin Demirtaş’ın rahatsızlanması…
Aynı zamanda kendisinin kızkardeşi de olan avukatının bildirdiğine göre, 26 Kasım günü Demirtaş’ın göğsü sıkışmış, nefes alamaz olmuş ve bunun sonucu olarak da bilinci kapanmış. Yetkililerin uyarılmasına rağmen hastaneye sevki yapılmamış. Hem de tam bir hafta boyunca. Avukatı bu durumu kamuoyuyla paylaşınca, apar topar dün hastaneye sevk edilmiş Demirtaş; ancak hastane durumunda endişe edilecek bir şey bulamadığı gerekçesiyle kendisini taburcu etmiş.
Yahu hiç değilse daha derin tıbbi tetkikler için birkaç gün hastanede tut Demirtaş’ı…
Savcılık yapmaları gereken her şeyi yaptıklarını açıkladı.
Esas yapılması gereken, Demirtaş’ın uzun süren tutukluluk halinin bir an önce sona erdirilmesidir.
Ülkemizde cezaevleri geçmişte siyasilerin ikinci adresi halindeydi. Dili biraz sivri olan, ya da iktidarın başka türlü baş edemediği siyasilerin her dönemde bir biçimde cezaevlerine yolları düşmüştür.
Bunun bilinen en meşhur son örneği Tayyip Erdoğan’dı. İstanbul belediye başkanı iken Siirt’te yaptığı bir konuşmada okuduğu bir şiir bahane edilerek yargılanmış ve cezaevine gönderilerek siyasi yasaklı yapılmıştı.
Tayyip Erdoğan şimdi cumhurbaşkanı.
En son Yanlış örneğin 28 Şubat şartlarında gerçekleşen Tayyip Erdoğan’ın başına gelen cezaevi macerası olmasını dilerdik.
Öyle olmadı. Eskinin yanlış uygulaması günümüzde de sürdürülüyor.
Yanlış hatırlamıyorsam, gazeteciler ve siyasilerin sıkça yolunun düştüğü Ankara’daki Ulucanlar Cezaevi, AK Parti iktidarı döneminde, herkese ibret-i alem olsun diye, bir özgürlük müzesi haline dönüştürülmüştü.
Hayır, yanlış hatırlamıyormuşum; baktım, Ulucanlar şimdi müze.
Ancak siyasiler ve gazeteciler günümüzde de cezaevlerine düşebiliyor.
Garip değil mi bu da?
Biz böyle yazdıkça ne cevap verildiğini biliyoruz: “Ne yani” diyorlar, “Akıllarına geleni yazsınlar, dillerine ne gelirse söylesinler mi? Bunun bir ölçüsü yok mu?”
Evet, bunun bir ölçüsü var: Siyasiler Meclis kürsüsünde söyledikleri yüzünden yargılanamazlar, gazeteciler de yazdıkları yüzünden mahkemelerce hesaba çekilemezler.
Pek çok demokratik ülkede bu ölçü anayasalarına da alınmıştır.
Aşırı şeyler serbestçe söylenebildiği ve hoşa gitmeyen şeyler serbestçe yazılabildiği için hiçbir ülke zor duruma düşmemiştir; oysa bunun tersi evrensel bir gerçektir: Söz ve yazının herhangi bir sebeple kısıtlandığı ülkelerde sorunlar büyüyor.
Türkiye bir ara, yine bu hükümet döneminde, “Sonuna kadar özgürlük” noktasına çok yaklaşmıştı.
Fena mı olmuştu?
Etrafımızdaki yasakçı uygulamaların var olduğu ülkelerin halkları Türkiye gibi olmak arzularını dışa vurmaya başlamış, ilk ‘Arap baharı’ biraz da Türkiye’nin o zamanki durumundan esinlenerek başlamış ve yaygınlaşmıştı.
Yine öyle olabiliriz.
Daha doğrusu, yine öyle olmalıyız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025