Figen Çalıkuşu
Az gittik uz gittik, geldik gene bitmeyen “af” tartışmasına.
MHP liderinin 7 Ekim’deki grup toplantısında, “Farklı saik ve sebeplerle aldanıp kandırılan, fakat suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır” demesi üzerine “af” tartışmaları yeniden alevlendi.
Devamında bazı gazete başlıklarında, MHP liderinin konuşması ile uyumlu bir şekilde “Terörsüz Türkiye’ sürecindeki yasal adımlar için öngörüler başladı: “Silah bırakana ceza yok, genel af gündemde değil.”
Haberlerin devamı ise özetle şöyleydi: “PKK’nın silah bırakmasının ardından uygulanması planlanan modelde, silahını teslim eden ve başka hiçbir suça karışmamış örgüt üyelerine ceza verilmemesi öngörülüyor. Suça bulaşanlarla ilgili yapılacak düzenlemeler ise bir sonraki aşamada gündeme gelecek.”
Anlaşılıyor ki düşünülen, Meclis kararı ile kabul edilecek bir genel af değil, infaz yasası düzenlemelerinin yapılması.
Ve bu yasal düzenlemeler “Terörsüz Türkiye” süreci ile ilgili ve buna göre de PKK örgütünün üyeleri hakkında. Şartı da var silahların tamamen bırakılmış olması.
Şüphesiz “Terörsüz Türkiye” olarak isimlendirilen süreç için yasal düzenlemelere ihtiyaç var ama bir o kadar da toplumsal rızaya ve uzlaşıya ihtiyaç var.
Bir genel af çıkarmamak ve suça bulaşmış olanlar için yasal düzenlemeleri sonraya bırakmak, “Terörsüz Türkiye” sürecinde gerekli olan uzlaşı için yeterli olacak mı?
Ayrıca, sadece anılan örgüt için düzenleme yapılması toplumsal rıza anlamında yeni huzursuzluklara ve kırgınlıklara yol açmaz mı?
Örneğin “silahını bırakmış ve başka suça karışmamış örgüt üyesine ceza verilmemesi”nin kabulü halinde, “hiç eline silah almamış” ama hukukta yeri olmayan “iltisak” kavramı ile örgüt üyeliğinden ceza almış olanlar ve gene “iltisaklı” sayılıp KHK ile ihraç edilenler yönünden ortaya çıkan eşitsizlik ne olacak?
Yargıdaki hak ihlallerinin, infaz uygulamasındaki türlü türlü eşitsizliklerin, cezaevlerindeki tıkanıklıkların ve mağduriyetlerin fazlası ile yaşandığı günlerden geçiyoruz.
Elbette Kürt meselesi Türkiye’nin esaslı meselesi ama tek meselesi de değil. Ciddi bir hukuk ve demokrasi sorunumuz var. Demokratikleşme ve hukuki gerekliliklerin yerine getirilmesi, hem “Terörsüz Türkiye” sürecinin kurumsal garantisini sağlar hem de adalet temelli toplumsal vicdanın inşasının yolunu açar.
Parçalı ve eşitlik ilkesini zedeleyecek düzenlemeler yerine kapsamı belirli, eşitlik ilkesini gözeten, toplumu incitmeyen, uzlaşı ve rızayı yerleştirecek adil bir genel affın kabulünü gerektiriyor bugün ülke koşulları.
Biliyorsunuz, Anayasamızda iki türlü af var, “genel af ve özel af”.
Meclis, nitelikli çoğunlukla kabul edeceği kanun ile genel af ya da özel af çıkarabilir. Meclis’in suç tarihini ve affın kapsamına girecek suçları belirleme yetkisi var ama affa girecek suç yönünden örgütleri ya da kişileri belirleme yetkisi yok. Anayasanın eşitlik ilkesi buna engel.
Genel af halinde hangi suçlar af kapsamına alınmış ise bu suçu işleyenler hakkındaki kamu davaları düşer. İster cezaları kesinleşmiş olsun ister henüz yargılanıyor olsunlar, sanki bu suçu işlememişler gibi cezanın bütün neticelerinden kurtulurlar.
Özel af ise sadece kesinleşmiş olan cezalarda gerçekleşebilecek bir af türüdür.
Bu sebeple, af kanununa göre cezayı ortadan kaldıran, azaltan veya değiştiren, başka bir cezaya çeviren genel aftır.
Anayasa af müessesini düzenlemiş iken ve ülke koşulları da genel af gerekliliğini çağırırken, af yerine affa benzeyen kanunlar ile pansuman yapılması ısrarını anlamak zor.
Toplumsal ihtiyaca göre değil de siyasi stratejilere göre yapılan böyle yasalar sonrasında, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararları yeni sorunlara ve belirsizliklere de yol açmakta oysa.
Toplumsal uzlaşıya ihtiyacımız var. Eşit ve adil bir genel af ile toplumsal uzlaşı köprüleri kurulmalı, yeniden hukuk, yeniden adalet, yeniden vicdan için kollar sıvanmalı.
Yoksa hep dediğim gibi hukuksuz Türkiye inadı ile ne Kürt meselesinde yol alınır ne de umutlu bir geleceğin yolu açılır.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENÖcalan’a kilit rol verilince... 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSezgin Baran Korkmaz’a “zamanlaması manidar” soruşturma 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump-Netanyahu ittifakı 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUFilistin Tony Blair’e mi bırakıldı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTekstil-giyimde 316 bin kişi kovuldu 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYIKIM BAŞLADI… YA KIRILAN, YIKILAN KALPLER… 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’yi anlamak 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABARIŞTA ISRAR ETMEK 15.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokrasi, darbeler ve ekonomik eşitsizlik 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZSilahsızlanmanın Hukuku, Kuralı ve Kurumu 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRKara paranın krallığı kurulmuş... Vay halimize! 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMacron emeklilik reformunun kıskacında 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDin demokrasiyle bağdaşır mı? Dindarlık otoriter olmayı gerektirir mi? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasGazze’yi şimdi güzel günler mi bekliyor? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“İlk dört maddeye dokundurtmam”cılar büyük bir tuzağa düşebilirler 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKamusal alanın İslamileştirilmesi 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖcalan o kanalları ilk kez izledi ve… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar çözüm konusunda neden bu kadar isteksiz? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKant’ın problemi: Tanrı’yı akılla bilmek 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASAL İKTİDARIN HÜZÜNLÜ YOLCULUĞU… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.10.2025
3.10.2025
26.09.2025
19.09.2025
12.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
15.08.2025
8.08.2025